İzmitli ressam Banu Devrim, sanat yaşamının 30’uncu yılını kutluyor. Uzun yıllar İstanbul Etiler’de yaşayan, gerek yurt içi gerekse yurt dışında sayısız sergi açan ve bugüne dek onlarca öğrenci yetiştiren Devrim, son 7 yıldır yaşamını Gölcük’te sürdürüyor. ‘Topluma, resim sanatına ilgi duyan insanlara bir faydam olmalı’ düşüncesiyle doğduğu kente geri dönen Banu Devrim, Gölcük Belediyesi Konservatuvarı bünyesinde verdiği derslerle bilgi ve birikimini resme gönül vermiş kişilere aktarıyor.
Gölcük’te, bugüne kadar yüzlerce kadına resim yapmayı öğreten Banu Devrim, kendi çalışmalarını sanatseverlerle buluşturmak için de kişisel sergiler açmaya devam ediyor. Sanatçıların kendi içine kapanmaması, sosyalleşmesi ve herkesle iletişim içinde olması gerektiğini düşünen Devrim, “Gölcük’e geldiğim ilk dönemlerde, deprem görmüş bu ilçenin kadınlarıyla iletişim kurmakta sıkıntı yaşadım. İçlerine kapanmışlardı, benimle bile diyalog kurmakta zorlanıyorlardı. Ancak sanatın da gücüyle o kadınlar şimdi kendi sergilerini açıyor, resimlerini halkla buluşturuyor” diyor.
İnsanlara sanatla dokunan ve bu yolla onların hayatında fark yaratan ressam Banu Devrim, çalışmalarını adeta bir sanat galerisine dönüştürdüğü evinde yapıyor. Başarılı sanatçı resim sanatıyla tanışmasının hikayesini şöyle anlatıyor: “Resim yapmaya çocuk yaşta başladım. İlerleyen zamanlarda da resim eğitimimi Pera Güzel Sanatlar’da, İranlı ressam Nilüfer Moayeri’nin atölyesinde aldım. İtalyan ressam Laurans Armanius ve Türk ressam Hayrettin Sönmez ile beraber atölye çalışmaları yaparak kendimi geliştirdim. Sanat eğitimimi İtalya ve Madrid’de tamamladım.”
Banu Devrim, bugüne dek pek çok sanatçıyla birlikte çalışmış ama onun kendisine örnek aldığı isim, 1854-1929 yılları arasında yaşayan ve gerçek bir İstanbul hayranı olan İtalyan saray ressamı Fausto Zonaro olmuş. Kendisinin de bu kente aşık olduğunu ifade eden başarılı sanatçı, İstanbul’u resmetmekten büyük keyif alıyor. Banu Devrim, eserlerini yurt içi ve yurt dışında açtığı sergilerde sanat severlerle buluşturuyor. Sanatçının pek çok resmi, bankaların özel koleksiyonlarında yer alıyor.
Sanatsal çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de destek veren Banu Devrim, özellikle kadın sağlığıyla ilgili projelerde resimleriyle yer alıyor. Son 7 yıldır Gölcük’te yaşayan ve bundan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden sanatçı, Gölcük Belediye Konservatuvarı’ndaki görevinin yanı sıra pek çok sanat kuruluşunda gönüllü olarak çalışıyor, evinde oluşturduğu atölyede özel dersler veriyor. İnsanların hayatına dokunmaktan keyif aldığını ifade eden Devrim, “Yeni insanlarla tanışmak, onların yenilenmesine yardımcı olmak benim için büyük bir keyif.
Burada o kadar kadının hayatını değiştirdim ki… Ben çöp adam bile çizemem diyen kadınlar şimdi sergi açıyor. Yıllarca resim yapmak istemiş fakat bunu ertelemiş birçok insana resim yapmanın mutluluğunu yaşatıyorum. Onların yenilenmesine ve gelişimine katkı sunmaya devam edeceğim. Bunun verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişmem. Şimdi yetişkinlerle çalışıyor olsam da bir dönem Bilge Sanat Akademisi’nde çocuklara da resim dersi verdim. Onlarla çalışmak da çok güzeldi. Çocuklar özgür bırakıldığında yeteneklerini çok çabuk keşfediyor.” diyor.
Resim yapmak için kişinin sanatsal bir göze sahip olması gerektiğini söyleyen ressam Banu Devrim, “Sanatçının iyi bir gözü olması gerekli ama resim sanatının olmazsa olmazı, duygudur” diyor ve ekliyor: “Resmin bir duygusu olmalı ve o duyguyu karşı tarafa verebilmelisiniz. Resimlerimin beğenilmesinin en büyük nedenlerinden biri budur. Benim hırçın resimlerim yoktur. Ressamın tarzını kullandığı renklerden, fırça vuruşundan anlarsınız. Ben sakin çizimler yaparım, insanlar bu enerjiyi baktıklarında alıyorlar. Öğrencilerime de bu tarzı aktarıyorum.
Bir ressam her daim ruhunu beslemelidir. Sanatçı; çok okumalı, çok gezmeli, sergilere gitmeli, müzeleri gezmeli ki kendisini beslesin. Ben bir resmi yapmak için ondan etkilenmeliyim. Onu hafızama kaydedip, besledikten sonra çizim yapabiliyorum. Önce içime sindirmeliyim ki tuvale dökebileyim.” İki kız çocuğu sahibi olan Banu Devrim, sosyal yönüyle de dikkat çeken bir isim. Gölcük Resim Sanatı Derneği üyesi olan Devrim, aynı zamanda Flamenko İstanbul Derneği’nde yönetim kurulu üyeliği yapmış. Devrim’in, İstanbul Rekreasyon Derneği’ndeki yönetim kurulu üyeliği de devam ediyor.
Kızları Yasemin ve Önay’ın da sanatla ilgilendiğini söyleyen Devrim, “Büyük kızım Yasemin, Flamenko İstanbul Derneği’nin sanat yönetmeni ve aynı zamanda dans eğitmeni. Küçük kızım Önay da üniversite tahsilinin yanı sıra bale ve flamenko yapıyor” diyor. On parmağında on marifet bulunan Devrim, şiir denemelerinin yanı sıra Gölcük Haber Gazetesi’ndeki köşesinde sanata dair bilgi ve deneyimini paylaşıyor; aynı zamanda yıllardır elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle seyahatlerini ve güzel anlarını ölümsüzleştiriyor.
Hobileri arasında porselen bebek ve fincan koleksiyonu yapmak da bulunan Devrim, gittiği her yerden topladığı parçalarla koleksiyonlarını zenginleştirmeye devam ediyor. Ulusal, uluslararası birçok ödülün sahibi olan Devrim’in hedefi, kadınların sanat yaşamına etkin katılımını sağlamak ve yıllarca içlerinde sakladıkları resim sevdasını hayata geçirmelerine katkıda bulunmak. “Öldüğüm zaman bir sürü insanda yaşayacağım” diyen Banu Devrim, sözlerini şu cümlelerle noktalıyor: “Öğrencilerim resim çizerken hep ‘Banu Hocamız bunu şöyle çizerdi’ diyecekler. Beni unutmalarına imkan yok.”
NASIL ARANDI: #Banu Devrim # ressam #