26-04-2024 01:41

Paylaşmanın ve dayanışmanın en güzel örneği; Okuma Sanatı Kulübü

2018-07-03    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2018-07-03
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: Serpil ÇOLAK

FOTOĞRAFLAR: İsmail Hakkı Timuçin

Tülay Yanıkoğlu Yazıcı’yı bu kentte tanımayan yoktur herhalde. Yıllarca televizyon ekranlarında görmeye alıştığımız Tülay Hanım şimdilerde ‘Okuma Sanatı Kulübü’ ile gündemde.

Tam bir kitap kurdu olan, evinde 3 bine yakın kitap bulunan, kitap okumanın yemek yemek, uyumak gibi bir ihtiyaç olduğunu düşünen Tülay Hanım, okuduklarını paylaşmak amacıyla kurduğu Okuma Sanatı Kulübü’nü farklı noktalara taşıdı.

Önce kitap kumbaraları bastırıldı ve sadece Kocaeli’nin değil Türkiye’nin dört bir yanına dağıtılarak kitap bağışı kampanyası başlatıldı.

Kumbaralarda toplanan kitaplarla 24 devlet okuluna kütüphane desteği verildi.

Büyük şirketlerin, zincir markaların da ilgisini çeken kampanya, Kocaeli’de kütüphanesiz okul kalmayana kadar devam edecek.

Gelin, ünü il dışına, hatta yurt dışına yayılan Okuma Sanatı Kulübü’nü daha yakından tanımak amacıyla Tülay Yanıkoğlu Yazıcı’ya kulak verelim. 

 

Tülay Hanım, ‘Okuma Sanatı Kulübü’ nasıl kuruldu, biraz bahsedebilir misiniz?

Okuduğum kitapları sosyal medya üzerinden sıkça paylaşıyordum. Çevremdeki insanlardan da bu kitaplarla ilgili bilgi paylaşmam yönünde geri dönüşler alıyordum. Bir müddet sonra arkadaşlarımdan ‘Bir kulüp kur, ayda bir toplanalım, herkes okuduğu kitapları paylaşsın, güzel bir ortam oluşsun’ şeklinde öneri geldi. Bu oluşuma beni teşvik eden kişi Emel Ceylan Balcıoğlu’dur. Bunun üzerine bir akşam geçtim bilgisayarın başına ve Facebook’ta ‘Okuma Sanatı Kulübü’ adını verdiğim bir grup kurdum. Herkesin okuyabileceği bir kitap, buluşma günü ve yeri belirledim. Bir daha Facebook’a girip bakmadım ancak çevremdeki insanlardan geri dönüş de almadım. ‘Kimse gelmezse bir kahve içer, kitabımı okur, çıkarım’ diye düşündüm. Buluşma yerine geldiğimde 2 kişi beni bekliyordu. Daha sonra sayımız 25’i buldu. İlginç olan, gelenlerin çoğunu tanımıyor olmamdı. Sosyal medyadan görüp gelmişlerdi. O akşam, o kalabalığı görünce bir konuşma yaptım. Bir kitabı okumak ve sonrasında anlatmak için bu kadar insan bir araya gelebiliyorsak, bu alanda daha hayırlı işlere imza atabileceğimizi söyledim. Sonrasında süreç hızlı bir şekilde ilerledi. 

 

Şimdiye kadar kaç kitap okudunuz?

İzmit’te, Gebze’de, Bursa’da hatta Antalya’da bir araya geldik, 14 ayda 21 kitap okuduk. 

 

Herkes aynı kitabı okuyor, sonra üzerinde tartışıyorsunuz sanırım.

Bir kitap belirleniyor, herkes o kitabı okuyup, buluşma noktasına geliyor. O akşamki toplantıya bir uzman da getiriyoruz. Bu kişi kitabın yazarı ya da kişisel gelişim uzmanları olabiliyor. Gelen uzman bir sunum yapıyor ve sonrasında herkes kitapla ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşıyor. 

 

Kitap kumbaraları nasıl ortaya çıktı?

Bir gün, Tuncay Emir Eğitim Kurumları’nın sahibi Erkan Bey ile sohbet ederken kendisi bize kitap kumbarası yapabileceğini, kumbaralarda toplanan kitaplarla ihtiyacı olan kütüphanelere kitap desteğinde bulunabileceğimizi söyledi. Biz de bu konuyu sosyal medyada paylaştık, ardından pek çok kurum ve kuruluştan telefon aldık. Bir ay içerisinde 100 kitap kumbarasını ilgili yerlere teslim ettik. Bıraktığımız kumbaralar çok kısa sürede doldu taştı. Aynı kurum bize bir de araç tahsis etti, kumbaralarda biriken kitapları toplamaya başladık. İki hayırseverimiz de kullanmadıkları depoları bize verdi. Topladığımız kitapları bu depolarda ayrıştırıyoruz. 

 

600 NOKTADA VARIZ

 

Kaç noktada kitap kumbarası var?

Kocaeli’nin yanı sıra Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Mardin, Antalya, Kırıkkale, Ankara, Tekirdağ, Edirne, İzmir, Sakarya ve daha pek çok yerde kitap kumbaramız var. Sayısı 600’ü buldu. Tüm kumbaraları gelen istekler doğrultusunda gönderdik. Bu konuda sosyal medyanın gücü yadsınamaz. Özellikle Berna Laçin’in kendi sosyal medya hesabından kitap kumbaralarını paylaşması, süreci daha da hızlandırdı. 

 

Bir kumbara kaç kitap alıyor? Topladığınız kitapları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kitabın büyüklüğüne ve kalınlığına göre değişiyor ancak 250-300 kitap sığabiliyor. Her ayın belli bir günü depolarımızda toplanıyor ve kitapları ilköğretim, lise, yetişkin seviyesi şeklinde ayırıp, kolilere yerleştiriyoruz. Sosyal medya üzerinden gelen ‘kitabımız eksik, kütüphanemiz yok’ mesajlarını inceleyerek, eşleştirme yapıyoruz. İstenilen kitaplar elimizde varsa hemen kargo ile gönderiyoruz. 

 

Türkiye’nin dört bir yanına kitap gönderiyorsunuz. Kargo ücreti ciddi bir masraf olmalı, nasıl karşılıyorsunuz?

Okuma Sanatı Kulübü gönüllülük esasına dayalı bir kulüp. Bir kargo firmasıyla anlaştık, kolilerimizi indirimli gönderiyoruz ancak yine de ciddi bir masraf. Kargo ücretlerini bir süre cebimizden karşıladık. Son birkaç aydır etkinliklerimizde 20’şer lira gibi bir ücret toplamaya başladık ama bu kesinlikle zorunlu değil. Bu parayı kargo ücretini karşılamak için topluyoruz. Bazen hayırseverlerimizi arayıp kargo ücreti konusunda onlardan destek istiyoruz. 

 

21 OKULA KİTAP DESTEĞİ

 

Kaç okula kitap desteğinde bulundunuz?

14 ayda 21 devlet okuluna kütüphane desteği verdik. İlk kütüphanemizi Kışladüzü İlkokulu’na kurduk. Bu okul, benim mezun olduğum okuldu. İstesem böyle bir şeyi denk getiremezdim. 

 

Büyük firmaların, zincir markaların da desteğini aldınız.

Evet, Migros Ege Bölge Müdürlüğü yaptığımız çalışmadan haberdar olmuş, bizi İzmir’e davet etti. O bölge için 100 adet kitap kumbarası bastırdık. İzmir’deki tüm Kipa ve Migros’larda kitap kumbaralarımız yer aldı. Bir buçuk ay kadar sürdü bu projemiz. Toplanan kitapları ayrıştırıp 4 köy okuluna gönderdik. 

 

Kitap kumbaralarından okullara gönderilemeyecek kitaplar da çıkıyordur mutlaka. Onları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ansiklopedi ya da test kitabı gibi güncel olmayan, kullanılma ihtimali çok düşük kitaplar da geliyor zaman zaman. Bunları çöpe atmıyoruz, geri dönüşüme veriyoruz. 

 

AMERİKA’DA BİLE VAR

 

Kitap kumbaraları yurt dışında da var sanırım.

Evet, çok güzel bir tesadüf oldu, daha önce Kocaeli’de yaşamış, şimdilerde Los Angeles’ta oturan bir arkadaşımız sayesinde yurt dışına açıldık. Kendisi Los Angeles’ta bir Türk Derneği’ne üye. Bizim faaliyetlerimizi sosyal medya üzerinden görmüş. Dernekteki arkadaşlarıyla birlikte iki koli kitap toplayıp bize gönderdi. Sonrasında Münih’e, Hollanda’ya, Brüksel’e kitap kumbaraları gönderdik. Malta’dan bir talep oldu ancak kargo ücreti konusunda sıkıntılar yaşadığımız için şu an beklemede. 

 

Bu kampanya ne kadar devam edecek?

Bu soru bana daha önce de soruldu. Kocaeli Üniversitesi’nde okuyan bir öğrencimizden, hocası Türkiye’de hayata geçirilmiş ancak Kocaeli’den çıkmış bir projeyi araştırmasını istemiş. Bu öğrencimiz de araştırırken Okuma Sanatı’nı bulmuş. Aynı soruyu o da sordu. Emin olun ben de bilmiyorum. Biz bu yola ‘Kocaeli’de kütüphanesiz okul kalmasın’ diyerek çıktık. Kocaeli’de ne yazık ki kütüphanesi olmayan çok okul bulunuyor. Bu nedenle bizim birkaç sene daha işimiz var.  Önceliğimiz Kocaeli olmak üzere her okulda kütüphane olana kadar çalışacağız. Bu şehre benim bir borcum var. Bu borcu ödemenin bir bedeli değil belki ama bunu yapmak istiyorum. Bir gün milli eğitim müdürü ‘Kocaeli’de kütüphanesi olmayan okul kalmadı’ dediğinde durabilirim ancak o zaman da dijital platforma yönelik çalışmalar başlatacağım. Aslında biz dünyayı çok geriden takip ediyoruz. İnsanlar kütüphaneleri dijital alana taşımanın yollarını ararken biz köylere kitap götürmekle meşgulüz. 

KÖYLERE DE KÜTÜPHANE

 

Bildiğim kadarıyla köylere de kütüphane kurma gibi bir düşünceniz var.

Köylerde yaşayan insanlarımızın en önemli eksiklerinden biri de okumamaları. Çiftçi okumuş olsa, ülke olarak daha hızlı kalkınabiliriz. Birçok köye gittim ve hiçbirinde kütüphane göremedim. Köylere kütüphane kurma fikrimi köylülerle paylaştım, ‘Kim okuyacak’ dediler. Köylerde kütüphane olsa, okuyacaklarına inanıyorum. Bu yaz için planım, kendi köyüm olan Kastamonu’nun Araç ilçesine bağlı Sıragömü Köyü’ne kütüphane kurmak. Oraya en az 500 kitap götüreceğim. Gözüme kestirdiğim birkaç köy daha var. Boşa vakit harcamaktansa kitap okumak daha keyifli olur diye düşünüyorum. Bu yüzden ‘Köyde kitap var’ adlı bir kampanya başlatmak istiyorum. 

 

Kitap okumayı çok sevdiğinizi ve sürekli okuduğunuzu biliyoruz, ya çocuklarınız?

Kitap benim yaşam biçimim. İnsanlar bana ‘Kitap okumaya nasıl vakit ayırıyorsun?’ diye soruyor. Nasıl ki yemek yemeye, duş almaya zaman ayırıyorsak, aynı şekilde kitap okumaya da zaman ayırıyorum. Gece yatarken kitap okuyorum, sabah kalktığımda ilk işim yine kitap okumak oluyor. Yorucu, yıpratıcı değil. Şu anda evimde 3 bine yakın kitap var. Evin her yeri kitap dolu, ütü masasının üzerinde bile kitap görebilirsiniz. Çocuklarım da oyun oynarken bile kitap okuyor. Sabah uyandıklarında benden kitap okumamı istiyorlar. Umarım ilerleyen yıllarda da kitap okuma alışkanlıkları devam eder. 

 

Okuma Sanatı Kulübü kendi içinde de kulüpler kurdu. Bu nasıl oldu?

Okuma Sanatı Kulübü olarak ‘biraz da eğlenelim’ dedik ve tiyatro kulübünü kurduk. Benim kökenimde tiyatro var zaten. Liseyi bitirdiğim yıl tiyatroya başladım ve 3 yıl profesyonel olarak tiyatro yaptım, yurt dışı turnelerine çıktım. Bundan birkaç ay önce 7 kadın bir tiyatro oyunu sahneledik. Yaklaşık 8 ay boyunca bu oyuna hazırlandık. Tiyatroyu izlemeye gelen insanlardan da yanlarında bir kitap getirmelerini istedik. Böylece Okuma Sanatı Kulübü’ne de kitap desteği sağlamış olduk. Tiyatronun dışında Atölye Terapi’nin sahibi Arzu Danyer’in liderliğinde bir hobi kulübü kurduk. Orada da nakış ve takı tasarımı yapıyoruz. Ortaya çıkan ürünleri bir sergide satışa sunacağız ve elde edeceğimiz geliri Okuma Sanatı Kulübü yararına kullanacağız. Önümüzdeki yıl kulüplerimizin sayısını artırmak istiyoruz. Doğa ve fotoğraf kulübü kurmayı, bir koro oluşturmayı planlıyoruz.

 

 

İLETİŞİM

Okuma Sanatı Kulübü

Facebook: Okuma Sanatı

tulayyanikogluyazici@hotmail.com

NASIL ARANDI: #tülay yanıkoğlu yazıcı # okuma sanatı kulübü

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.