Siz hiç ‘orman banyosu’ yaptınız mı? Eğer, cevabınız ‘hayır’ ise henüz Doğa Terapi Evi ile tanışmamışsınız demektir.
Her ikisi de aile ve çift terapisti olan psikolog Ümit Karabulut ile eşi psikolojik danışman Esra Karabulut’un; Gölcük’ün Nüzhetiye Köyü’nde, doğanın tam kalbinde kurduğu Doğa Terapi Evi, Türkiye’nin tek ekoterapi merkezi.
Amacı, ekoterapi yöntemini kullanarak insanların ruh sağlığını korumasını ve iç dünyalarına dönmesini desteklemek olan merkez, 1,5-65 yaş aralığındaki herkesle doğanın kucağında atölyeler, orman banyoları, seminerler ve söyleşiler düzenliyor.
Doğa Terapi Evi’ni sizler için ziyaret etik; bu ilginç merkezle ilgili merak edilenleri Ümit-Esra Karabulut çiftinden öğrendik.
Doğa Terapi Evi, koruyucu ve geliştirici ruh salığı hizmeti veren; gelen kişilerin stresten, kaygıdan, endişeden, ruhsal problemlerden nasıl korunacaklarıyla ilgili farkındalık geliştirmesine yardımcı olan bir ekoterapi merkezi. Bunu da insanların doğadan üstün değil; onunla iç içe, bir ve bütün olduğunu fark etmesini sağlayarak gerçekleştiriyoruz. Bu amaçla atölyeler düzenliyor, orman banyoları yaptırıyor, seminerler ve söyleşiler organize ediyoruz. Hemen belirteyim; Doğa Terapi Evi, ruh sağlığıyla ilgili konularda tedavi hizmeti veren bir merkez değildir.
Eşim ve ben doğayı çok seviyoruz ve her zaman doğada daha fazla vakit geçirmek, onunla daha içten bir bağ kurmak istedik. Gel gelelim, şehirdeki iş hayatımız nedeniyle bu pek mümkün olmuyordu. Biz de radikal bir karar aldık. ‘İşimizi doğaya taşıyalım’ dedik ve Doğa Terapi Evi’ni kurmak için kolları sıvadık. Projemizi hayata geçirmek üzere yer arayışına girdiğimizde, aklıma anneannemin atalarından kalan Gölcük Nüzhetiye’deki arazi ve üzerindeki ev geldi. Hayallerimi anneannem ve dayılarımla paylaştım, hiç tereddüt etmeden bizi desteklediler. Doğa Terapi Evi’nin tüm ahşap, bahçe işleri iki dayım, babam ve benim elinden çıktı.
Esra Karabulut: Geçen yıl yetişkinlerle orman banyosu (forest bathing) programıyla başladık çalışmaya. Bu dönem ise 1 Temmuz itibariyle kapılarımızı açtık. Orman banyosu, atölyeler, söyleşiler, seminerler yapıyoruz. Bir de çocuklar için doğal oyun atölyeleri doğal oyun atölyeleri gerçekleştiriyoruz. Belli yaş gruplarının gelişimlerine ihtiyaçlarına göre tasarlanan atölyelerde çocukların ekolojik benlik gelişimlerinin sağlanmasına ve psikolojik sağlamlık kazanmalarına yardımcı oluyoruz.
Japonya’da ortaya çıkan ve yaygınlaşan orman banyosu, doğayla temas etmenin stres azaltıcı, sakinleştirici etkisinin deneyimlendiği, insanın iç dünyasına dönüşünü sağlayan bir ekoterapi uygulamasıdır. Genel anlamıyla ormanlık alanda zaman geçirmek olarak tanımlanabilir ancak bu sıradan bir orman gezisi olarak anlaşılmamalı. Orman banyosu boyunca 5 duyu organımızı kullanıyoruz. Kokluyoruz, görüyoruz, duyuyoruz, dokunuyoruz, tadıyoruz. Duyumları en ilkel haline getirdiğinizde, yani insan medeniyetine dair her şeyden sıyrıldığınızda doğayla gerçek bir temas kuruyorsunuz. Bu nedenle 3 saatlik orman banyosu programına katılanlar yanlarına kesinlikle telefon almıyor ve birbirleriyle konuşmuyor, parfüm sıkmıyor, makyaj yapmıyor, güneş gözlüğü ve şapka takmıyor.
Ümit Karabulut: Belediyenin güvenli olarak tanımladığı ‘Nüzhetiye Yürüyüş Parkuru’nun 1,5 kilometrelik bölümünde yürüyoruz ve oldukça yavaş ilerliyoruz. Dikkatimizi doğanın bize ne söylediğine veriyoruz. Yürürken koklamak istediğiniz her şeyi kokluyor, bakmak istediğinize bakıyorsunuz. Kısacası doğanın kulaklarınızdan, gözlerinizden, burnunuzdan, ağzınızdan, ellerinizden ve ayaklarınızdan bedeninize girmesine izin veriyorsunuz. Zaman zaman ormanın kişiyi iç dünyasıyla buluşturacak davetlerine de dikkat çekiyoruz. Akan suyun, kuş sesinin, toprağın, havanın daveti…
Ümit Karabulut: Öncelikle bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve kan basıncını düşürüyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda dahi zihinsel berraklıkta artış sağlıyor. Koroner kalp yetmezliği ve hipertansiyonda, stres hormonunda, depresyon/anksiyete sıkılığı ve şiddetinde azalma; iyi olma halinde artış meydana getiriyor. Zihinsel rahatlama, hayranlık ve şükür hislerinde de artış sağlıyor.
Esra Karabulut: Neredeyse her yaş grubuyla çalışıyoruz. Şunu belirteyim; Doğa Terapi Evi, problem odaklı çalışan bir merkez değil. Kişilerin iyilik halini artırmaya ve geliştirmeye dönük çalışan bir merkez. Bu sebeple de fiziksel ve zihinsel sağlığı el veren herkesin uygulamalara katılabileceği bir yer burası. Amacımız, çocuk ya da yetişkin herkesin benlik gelişimini ekolojik perspektiften desteklemek. Buraya gelenlerin, doğadaki canlı-cansız tüm varlıklarla kendini bir ve eşit hissetmesine yardımcı olmak istiyoruz.
Esra Karabulut: Çocuklarla yaptığımız çalışmalarda iki temel kavram var. Biri ekolojik benlik gelişimi, diğeri psikolojik sağlamlık. Biz şuna inanıyoruz: Bir çocuk ekolojik benlik gelişimiyle yani ‘doğayla bağlantıdayım, doğayla birim’ hissiyle büyürse; hayatı boyunca karşılaşabileceği güçlüklere karşı model alabileceği bir çok deneyim edinmiş olur. Psikolojik sağlamlığı da çok önemsiyoruz çünkü 20 yıl sonrası için yetiştirdiğimiz, rehberlik ettiğimiz çocukları bugünden daha zor bir hayat bekliyor. Teknolojiyi iyi biliyor olmaları, harika diplomalara sahip olmaları ya da müthiş yabancı dil bilmeleri gelecekte karışılacakları stres durumlarını yönetebilmeleri için yeterli olmayacak. Bunu ancak doğayla temas halinde düşüp, kalkıp, sıkışıp, kafası karışıp, zorlanıp tekrar tekrar ayağa kalkmayı deneyimleyerek başaracaklar. O yüzden buradaki tüm doğal oyun atölyelerinde çocukların sınırlarını güven içinde test etmelerine yardımcı oluyoruz.
Kum havuzumuz, çamur havuzumuz, kurbağa göleti, tırmanma ağacımız, kütükten yaptığımız oyun parkımız hepsi çocukların becerilerini test ettiği, çaba sarf ettiği yerler. Çocuklar ayrıca anne-babadan ayrı olarak ormanın içinde olmayı da deneyimliyorlar. Devrilmiş bir kütüğün üzerinden dereyi geçiyorlar, testereyle odun kesiyorlar, ateş yakıyorlar. Bizler temaya uygun meditasyon ve sanat terapisiyle onların doğayla bağlarını güçlendirmesine yardımcı oluyoruz.
Ümit Karabulut: Dünyada önekleri var ancak Türkiye’de ekoterapi uygulamalarının yapıldığı ilk merkez olduğumuzu söyleyebilirim.
Esra Karabulut: Ekoterapinin temeli sistemik yaklaşıma dayanıyor. Psikolojide bir alt disiplin bu. Eşim ve ben Almanya’daki If Weinheim Enstitut’den sistemik psikoterapi eğitimi aldık. Ben ayrıca sanat terapi eğitimleri, Ümit de mindfulness eğitimleri aldı. Bunların hepsi ekoterapinin çalışma biçimini oluşturan ekollerdir. Biz aslında tüm ekollerin eğitimine sahibiz ve Doğa Terapi Evi’nde bu ekollleri yaşama uyarlamaya çalışıyoruz.
Elbette. Talep etmeleri halinde onlara ‘şehir detoksu’ programı uyguluyoruz. Bu tam günlük bir program. Sabah kahvaltıda buluşuyoruz sonra orman banyosu yapıyoruz. Bir saat dinlenme ve tazelenmenin ardından programı sanat terapisi egzersizleriyle noktalıyoruz.
Programları Instagram hesabımızdan duyuruyoruz. Şu an sadece hafta sonları program yapıyoruz. Hafta içi seminer ve söyleşilerle geçiyor. Çocuklara özel, aile-çocuk ya da sadece yetişkin programları uyguluyoruz.
NASIL ARANDI: #doğa terapi evi # doğa # orman banyosu # forest bathing # doğal yaşam # arınma # nefes # gölcük # nüzhetiye köyü # yaşam # kocaeli # ümit karabulut # esra karabulut # psikoloji # ruh sağlığı