Okullar, çocuklar için birer eğitim yuvası olmasının ötesinde, sosyal bilincin geliştiği ve bir nevi toplum sağlığı bilincinin ilk adımlarının atıldığı kurumlar.
Şu sıralar ise tüm ailelerin gündeminde, okulların açılıp açılmayacağı; açılması halinde ne gibi yeni düzenlemelerin getirileceği konusu var.
Pandemi sürecinin çocukları nasıl etkilediği ve okulların açılması halinde ne gibi önlemlerin alınması gerektiği konularında işin uzmanına danıştık; aklımıza takılanları Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serra Alçı’ya sorduk.
Pandemi, virüs, korona, ölüm gibi terimler hayatlarına girdi. Farkında olmadan bizim yaşadığımız korkunun endişenin kaç katını yaşadılar, tahmin bile edemiyoruz. Çocuklar daha bu soyut kavramları anlayamadan, bu sefer de okulları kapandı. Arkadaşlarıyla iletişimlerini sosyal ağlardan sağlamaya çalıştılar; uzun bir süre parka gidemediler, arkadaşlarıyla doyasıya oynayamadılar. Hala ne olduğunu tam olarak bilmiyorlar ama sonunda bir ölüm olduğunu biliyorlar. İkinci kısım maske, antiseptik solüsyonlar ve sosyal mesafe… Geri dönüş nasıl mı oldu? Şu anda polikliniğe gelen çocuklarda kilo alımı, depresyon belirtileri ve anksiyete şikâyetlerinin sayısı çok artmış durumda. Evet, çocuklarımız bu süreçte çok yıprandı.
Şu anda bu konu hakkında kesin bir görüş belirtmek imkânsız gibi görünüyor. Bilim Kurulu’nun önderliğinde, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın aylardır zorlu bir çalışma sürecinden geçtiğini hepimiz biliyoruz. 21 Eylül’de yüz yüze eğitim başlayacak gibi görünse de son verilere bakıldığında bu karar, gelişmelere göre yeniden değerlendirilebilir. Okulların açılması, çocuklar için sadece eğitim ihtiyacı nedeniyle değil, sosyal ve ruhsal gelişimleri için de çok etkili. Sosyal ve ruhsal alanda gelişen bir çocuğun bağışıklık sisteminin de olumlu etkileneceği unutulmamalı. Diğer yandan okullar; sosyal bilincimizin geliştiği, bir nevi toplum sağlığı bilincinin ilk adımlarının atıldığı yerlerdir. Bu anlamda çocukların, ne kadar süreceğini bilmediğimiz yeni yaşam şekline alışmaları için ilk adımı attıkları yerlerdir de diyebiliriz.
Bir diğer yandan sonbahar dönemiyle hayatımıza girecek olan influenza yani grip salgını dönemi gerçeği var. COVID-19 ile benzer semptomları olduğundan dolayı bu durumun kargaşa yaratacağı aşikâr. Belki de okulların açılması kararını, sürecin durumu göz önünde bulundurularak bir B planı eşliğinde yürütmek daha doğru olabilir. Toparlarsak okullar açılmalı ancak doğru bir plan doğrultusunda ve doğru zamanda.
Sınıflardaki çocuk sayısı, her okulda aynı değil. Bu durumda devlet okulları ile özel okullar arasında ciddi bir fark olabilir. Belki yeniden ikili sisteme geçmek gerekebilir ya da bazı günler çevrimiçi, diğer günler ise yüz yüze eğitim verilebilir. Çocukların birbiriyle olan temasının azaltılması için teneffüs saatleri denk gelmeyecek şekilde bir planlama yapılabilir. Sonuçta sonunu göremediğimiz bu süreci mümkün olduğunca yaşam şeklimizi değiştirerek yönetmek en doğru seçenek gibi görünüyor.
NASIL ARANDI: #uzmanına sorduk # esin alçıoğlu # kocaeli # çocuk # eğitim # okul # doktor # Serra Alçı
