Çocuğun okula gitmeyi reddetmesi durumu öğrenim hayatının ilk yılında daha sık olmakla beraber ergenlik dönemi de dahil her yaşta ve her sınıf seviyesinde görülebilmektedir. Huzursuzluk, uyku düzensizliği, sinirlilik, alt ıslatma, iştahsızlık, mutsuzluk, karanlıktan korkma, yalnız uyumayı reddetme, her şeyi bahane edip sorun çıkartma ve nedensiz ağlamalar en sık karşılaşılan sorunlar olarak sıralanabilir. Ayrıca okulların açılmasıyla birlikte çocukta nedensiz karın ağrıları, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, nadir de olsa ateşin yükselmesi gibi biyolojik hiçbir nedeni bulunamayan ciddi belirtiler de oluşabilir. Aile nedeni okula bağlamayıp, çocuğu doktor doktor dolaştırıp, soruna çare arayabilir.
KRİZ YAŞANABİLİR
Okul saati yaklaştıkça, çocuk yataktan kalmak istemez. Giyinmeyi reddedebilir. En ufak bir aksaklık büyük bir problem haline dönüşebilir. Anne babanın ikna etme çabaları, öfkelenmeleri, yalvarmaları, tehdit etmeleri, rüşvet önerileri asla işe yaramaz ve çocuk okula gitmeyi şiddetle reddeder. Uzun uğraşlardan sonra ikna edilip okula götürülen çocuk, okul veya sınıf kapısından içeriye girmek, anne babanın yanından ayrılmak istemez; okulda büyük bir kriz yaşatabilir. Öfke nöbeti, huzursuzluk, durdurulamaz ağlama krizleri aileyi çok kolay bir şekilde çıkmaza sürükleyebilir.
BAHANELER ÜRETEBİLİR
Çocuk neden okula gitmek istemediğini tam olarak açıklayamaz ama ağlama hissi geldiğini söyler. Bazen çocuklar okula gitmemek için çeşitli bahaneler ya da suçlamalar üretebilir. ‘Öğretmen kızıyor, arkadaşlarım benimle oynamıyor, dalga geçiyor, yemekleri çok kötü’ gibi gerekçeler öne sürebilirler. Sorunlar daha çok pazar günü başlayıp, hafta sonuna girerken biter. Çocuk evde olduğu zaman diliminde daha rahat ve mutlu olur. “Çocuğunuzu okulda yalnız bırakacağınız için kaygılıysanız, çocuğunuzdan rahat olmasını beklemeyin.”
NASIL YAKLAŞILMALI?
• “Bir süre bekleyelim, belki geçer” yaklaşımı, sorunun daha da kalıcı olmasına neden olabilir. Okula gitme konusunda ödün verilmemeli, mutlaka okula gitmesi sağlanmalıdır.
• Çocuğa okulun amacı açıklanmalı, okula gitmesi konusunda ailenin tüm fertleri kararlı ve tutarlı davranışlar sergilemelidir.
• Çocuğun kendisini terk edilmiş ve yalnız hissetmesine yol açacak tehdit içerikli davranışlardan kaçınılmalı, kaygı ve endişesi anlaşılmaya çalışılmalıdır.
• Okula gitmediğinden dolayı çocuk suçlanmamalı ve ceza verilmemelidir.
• Sürekli ikna etmeye yönelik konuşmalar ve rüşvet önerilerinde bulunulmamalıdır.
• Çocuğun ailesi dışındaki kişiler çocuğu okula neden gitmediği konusunda sürekli sorgulamamalı, okul konusu sürekli bir gündem olmamalıdır.
• Eğer çocuğun korkusu yüksek seviyede ise onun yanında olduğunuzu, korkusunu anladığınızı, anlaşarak yanından ayrılacağınızı belirtin ve destekleyici olun. Tutarlı olursanız onu terk etmeyeceğinizi anlar.
• “Korkacak ne var, ben bekleyeceğim, annen olmam” gibi söylemler çocuğun güvenini daha çok sarsıp, ayrılmasını zorlaştıracaktır.
• Vedalaşmaları çabuk ve kısa süreli tutarak gerekli açıklamaları yapıp, ayrılıkların doğal olduğunu hissettirin.
• Ona gününüzün nasıl geçeceğini anlatıp, gününün nasıl geçtiği hakkında konuşmak her ikinizi de rahatlatabilir.
• Çocuğa okula gitmesi gerektiği, zaman geçerse bu korkuya bir de derslerden geri kalmış olmanın korkusunun ekleneceği söylenmelidir.
• Çocuğun yaşadığı duygular üzerinde konuşmak hem sıkıntısını paylaşmasını hem de anlaşıldığını hissedip rahatlamasını sağlar.
• Bu sıkıntılı durumun geçici olabileceği, kendisiyle aynı durumda olan başka çocukların da olduğu anlatılabilir.
• Okulla iş birliği yapılmalıdır.
• Eğitim günü başlamadan önce çocukla birlikte okul binası gezilmeli, çocuğun kendisini güvende hissedeceği yerler belirlenmelidir. Örneğin, tuvaletlerin nerede olduğu, müdürün odası, öğretmenler odası gibi yerler öğretilmeli gerekirse sınıf ve diğer yerlerin tanıtılması gibi provalar yapılmalıdır.
• Servisle gidecek çocuklar için servis minibüsünün yeri, nasıl gideceği, acil durumlarda ne yapması gerektiği tekrar tekrar prova edilerek çocuğa öğretilmelidir.
• Boş zaman ve oyun becerileri kazandırarak anne ve babaya duyduğu bağımlılık azaltılabilir.
• Arkadaş toplantıları düzenleyerek, çocuğun sosyal beceriler kazanmasına fırsat tanınabilir.
• Anne ve babanın beklenti düzeyini gerçekçi kılıp çocuğa zaman tanıması, çocuğun okul korkusunu yenmesini kolaylaştırabilir.
Eğer çocuğun fiziksel şikayetleri (karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı vs.) devam ediyor, okul isteksizliği ve reddi giderek artıyorsa vakit kaybetmeden mutlaka bir çocuk psikiyatrisine başvurmak, yardım almak önemlidir. “Biraz daha bekleyelim, doktorluk bir durumu yok” gibi yaklaşımlar sadece çocuğun sıkıntılarının kronikleşmesine neden olur ki çözüm üretmek daha da zorlaşır.
Unutmayın okul korkusu acil bir durumdur ve eğer altta yatan nedenler doğru tespit edilirse çözüm üretilebilir.
NASIL ARANDI: #kocaeli # kocaelilife # kocaelinindergisi # kocaelidergisi # dergilik # okul # eğitim # öğretmen # çocuk psikolojisi