08-12-2024 22:05

Neşe Ergen

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2024
Makine mühendisi olarak mesleğinde 15 yılı geride bırakan Neşe Ergen, erkek egemen bir sektörde bedenen ve zekâ olarak ‘ben de varım’ diyen başarılı kadınlarımızdan biri. Bu motivasyonla yola çıkan ve ailesinden aldığı destekle kariyer basamaklarını hızla tırmanan Neşe Ergen, farklı bir sektöre daha atıldı, Century 21 Gayrimenkul Danışmanlığı firmasının franchise hakkını alarak brokerlık yapmaya başladı. Cumhuriyetin kadınlara tanıdığı haklar ve özgürlükler sayesinde kendi kimliğini güçlendirmiş bir isim olan Neşe Ergen, “Bugün burada bu röportajı verebiliyorsam Ata’mızın kurduğu cumhuriyet sayesinde” diyor.
.stripslashes($urun->baslik).

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, ben Neşe Ergen. 39 yaşındayım. Makine mühendisi olarak mesleğimde 15. yılımı doldurdum. Mekanik tesisat projeleri çiziyor ve bunların uygulamasını yapıyorum. Buna ilave olarak MasterTurk bünyesinde bulunan Century 21 Gayrimenkul Danışmanlığı firmasının franchise hakkını aldım ve brokerlık yapmaya başladım. Evli ve 2 çocuk annesiyim.

 

İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?

İş hayatına 2008 yılında mekanik tesisat uygulaması yapan bir firmada başladım. Burada çalışırken aynı zamanda yüksek lisansa başvurdum ve kabul edildim. Bu süreçte hem çalışıp hem de lisansüstü eğitimimi aldım. İkisini aynı anda yürütmek biraz zor oldu, bir dönem okula ara vermek zorunda kaldım, işleri yoluna koyunca eğitimimi tamamladım.

 

Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?

Mühendislik alanında aktif çalışan bir kadın olduğum için hemcinslerimle çok fazla çalışamıyorum, ‘daha çok erkekler dünyasındayım’ diyebiliriz. Çalışmaya başladığım ilk yıllara baktığımda eskiden sayı olarak daha da azdık. Erkek ağırlıklı bir sektörde bedenen ve zekâ olarak ‘ben de varım’ diyebilmek bir kadın olarak gurur verici. Sektöre ilk girdiğimde beni motive eden en önemli duygu bu oldu. Yıllar içinde de buna yeni bir şey eklendi: Ailem. Kendimce aileme ‘motivatörlerim’ diyorum. Eşimin desteği, her ne olursa olsun arkamda olması, benim için en büyük motive kaynağı. Tabi miniklerimi de unutmamam lazım. Çocuklu, çalışan annelerin en büyük destekçileri…

 

Sizce başarının altın anahtarı nedir?

Bana göre insanın kendi güçlü yönlerini keşfedip, onu neyin heyecanlandırdığını bilmesi altın anahtarın yarısıdır. ‘Başarı’ dediğimiz şey sadece bir işte çalışıp orada çok para kazanmak ya da prestij sahibi olmak anlamına gelmemeli. Başarı, insanın hayattan ne istediğini bilmesi ve isteklerine ulaşması anlamına gelmeli bence. Zoraki olarak sevmediği işi yapan kişiler belirli bir noktaya kadar başarılı olabiliyor. Her nerede, ne şekilde, ne işi yapıyorsak, yaptığımız işi sevmemiz çok önemli. Altın anahtarın geri kalanı ise disiplin, süreklilik ve çok çalışmak.

 

Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Kadınlar çalışma yaşamında cinsiyet ayrımcılığının bir sonucu olarak; erkek işgücüne nazaran daha düşük maaş, iş yerinde cinsel taciz, işe alımda erkek tercihi ve yükselme süreçlerindeki eşitsizlik gibi birçok sorunla karşılaşıyor. Aslında beni en etkileyen tek bir sorunu söylemek isterdim ama bu saydıklarım ve daha fazlası toplumumuzda başlı başına “en temel sorun” olarak karşımıza çıkıyor.

Bana gelince, şanslı taraftayım diyebilirim.  Aşılamayacak büyük bir sorunla karşılaşmadım şu ana dek. Tabi ki kadın olmamdan kaynaklı işverenlerin “Acaba bu işi yapabilir mi?” düşüncesi iş hayatımın ilk zamanlarında hep karşıma çıktı. Bunun için de zamana ihtiyacım vardı. Zamanla meydana çıkardığım işlerin kalitesi her şeyi yoluna koydu.

 

İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

Çok detaylandırmaya bile gerek yok. Bugün ben burada röportaj verebiliyorsam bunu cumhuriyete borçluyum. Kadının adının dahi olmadığı bir toplumdan, hayatın her alanında; eğitimde, sağlıkta, çalışma hayatında, üretimde, aile içi dengelerde özgür ve eşit bir şekilde adının var olması, Ata’mızın kurduğu cumhuriyet sayesinde.

 

Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?

Kadınların bir birey olarak tanınması ve erkeklerle eşit haklara sahip olması, eğitim alma hakkı tanınması, seçme ve seçilme haklarının kazanılması ve bunun gibi birçok şey…

Özellikle de seçme ve seçilme hakkı Türkiye’de, İsviçreli kadınlardan 36, Fransız kadınlardan 11, Belçikalı kadınlardan 14 yıl önce elde edildi.  Bence bu kadının toplum içinde bir birey olarak tanınmasında ve buna bağlı olarak özgürce eğitim almasında çok önemli. Bizim en büyük özgürlüğümüz…

 

’Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?

Kol kola girmiş, hafif topuklu ayakkabılarıyla, etekleri uçuşan cumhuriyet kadınları. Yüzlerinde gururlu gülümsemeleri... Başları dik, kendine güvenleri tam, çağdaş Türkiye’nin neferleri.  Yüzyıllık cumhuriyetin geleceğe umutla bakan gülen yüzleri…

 

Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?

Aslında 2 sözü çok etkiler beni “Kadınlarını okutmayan milletler yıkılmaya mahkûmdur.” Ve “Dünyada her şey kadının eseridir.”

NASIL ARANDI: #neşe ergen # kocaeli # 8 mart dünya kadınlar günü # cumhuriyet # atatürk

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.