09-05-2024 01:57

Nalan Altın

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 07/03/2024
Adını, düzenlediği kına gecesi organizasyonları ile duyuran, kına sektöründe arzu ettiği ivmeyi yakaladıktan sonra rotasını düğün organizasyonlarına çeviren Nalan Altın Organizasyon’un sahibi Nalan Altın’a göre başarının altın anahtarı risk alabilmek… “Ben hayatı kumar masasındaymış gibi yaşayanlardanım” diyen Nalan Altın, kazanmak için kaybetmeyi göze aldığı her masadan kazanarak kalktığını söylüyor. Cumhuriyetin kendisine tanıdığı en büyük özgürlüğü ‘iş hayatında var olabilmek’ olarak açıklayan Nalan Altın, “Üretebildiğim ve ürettiklerimi gerçekleştirebildiğim için çok mutluyum” diyor.
.stripslashes($urun->baslik).

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ben Nalan Altın, 46 yaşındayım. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 2014 yılında Nalan Altın Organizasyon’u kurdum, 10 yıldır organizatörlük yapıyorum. Her ne kadar yola kına gecesi organizasyonu ile çıksam da şu an rotamı düğün sektörüne çevirmiş bulunmaktayım. 10 yıllık bir firma olarak kına sektöründe istediğim ivmeyi yakaladım, başarılı işlere imza attım. Başarı konusunda biraz doyumsuz olduğum için şimdi de düğünlere yöneldim, kına gecelerinde olduğu gibi bu alanda da belli bir ivme yakalamayı hedefliyorum. Normalde kişilerin her alanda biraz var olmasından ziyade tek bir alanda ustalaşarak başarılı olabileceğine inanan biriyimdir ancak kişi eğer o ‘bir’ alanda ustalaşıp ‘tamam’ noktasına gelebilirse, yeni bir ustalık arayışından zarar çıkmaz. Ben de kına organizasyonlarında ‘tamam’ noktasına geldiğimden diğer alanlarda da ‘tamam’ diyebilmek için yeni yollara çıkmaya devam ediyorum.

 

İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?

İş hayatına erken yaşta atıldım. 4 çocuklu, orta halli bir ailenin en küçük çocuğuydum. Kendimi bildim bileli okumayı ve kendimi geliştirmeyi çok severim. Okul hayatında da başarılı bir öğrenciydim ancak o zamanın koşullarıyla birlikte eğitim hayatım gösterdiğim başarıyla doğru orantılı ilerlemedi. Bu halâ içimde bir yaradır. Hiç unutmadığım bir anım var ki; öğrencilik yıllarımda boş bulduğum her kağıda istemsizce ‘Nalan Altın’ imzası atardım. Çok sıklıkla tekrarladığımdan öğretmenimin dikkatini çekmiş olacak ki bir gün yine ben ‘Nalan Altın’ imzası atarken yanıma gelip bana; “Sen bir yerlere adını yazdırmak istiyorsun” demişti. Halâ aklıma geldikçe tüylerim diken diken olur. 29 yaşındayken demir çelik sektöründe 5 yıl satın alma müdürlüğü yaptım. Yaptığım her işte mükemmeliyetçi ve disiplinli olduğumdan çalışma hayatında her zaman işverenlerim tarafından sevilen ve kaybedilmek istenmeyen biriydim ancak kendi işimi kurmak istiyordum. Çalıştığım yerde bulunduğum konum ve yaşam standardım her ne kadar iyi olsa da sanırım ben o ‘Nalan Altın’ imzasını bir tabelaya asmadan rahat edemeyecektim. İşte tüm hikayem böyle başladı.

Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?

Benim itici gücüm; başarısız bir evlilik yapmam oldu. Genç yaşta evlenip anne olduğum için çalışma hayatına ara vermiştim, boşanma sürecinde babamın evine dönmek istemedim. Anlaşmalı boşandığım altın kalpli bir adam ve her daim desteğini esirgemeyen bir anne-babaya sahip olsam da ben her zaman özgürlüğü, gücü ve hayatı rengarenk yaşamayı seven, soruları sevmeyen bir kadın olduğum için kendi hayatımı kurmam gerekiyordu. En itici gücüm buydu. Bir de üstüne dünya güzeli bir kızım vardı, diğer itici gücüm de o oldu. Her ne kadar arkasında maddi manevi desteği olan mükemmel bir babası olsa da kızımın ilerde üretken bir kadın olmasını istediğim için ona rol model olmam şarttı.

 

Sizce başarının altın anahtarı nedir?

Başarının; azim, disiplin, öğrenmeye açıklık, hedef belirleme gibi birçok altın anahtarı olsa da benim için en mühimi risk alabilmektir. Ben hayatı kumar masasındaymış gibi yaşayanlardanım. Kazanmak için kaybetmeyi göze aldığım her masadan kazanarak kalktım.

 

Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Bir kadın olarak iş hayatında zorlandığım en temel konu aile sorumlulukları yani çocuk bakımı olabilir. Boşandıktan sonra iş hayatına geri döndüğümde kızım çok küçük olduğu için ikisini bir arada götürmekte epey zorlandım. İşten arta kalan zamanlarımda kızıma vakit ayırabilmek için ev işleri, temizlik, yemek gibi unsurları olabildiğince erteledim. Tek bir toza dahi tahammül edemeyecek kadar titizken iş hayatı ve anneliğimin çakışmasıyla o bulaşıkları tezgahta bırakıp kızımla sohbet edebilmeyi öğrendim. Bulaşık, çamaşır, toz bekleyebilirdi ama kızımın büyümesi bekleyemezdi. Buradan tüm iş kadını olan annelere sesleniyorum; bırakın dağınık kalsın :)

 

İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?

Ata’mın kurmuş olduğu bu güzel cumhuriyete bir kadın olarak; daha özgür ve eşit bir yaşam sürebiliyor olmayı, toplum içinde daha bilinçli ve eğitimli bir şekilde kendimi geliştirebilmeme tanıdığı imkanları; sosyal, ekonomik ve siyasi alanda daha aktif bir rol oynayabilmeyi borçluyum. İyi ki Ata’m, iyi ki cumhuriyet!

 

Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?

Cumhuriyetin bana tanıdığı en büyük özgürlük; iş hayatında var olabilmektir. Üretebildiğim ve ürettiklerimi gerçekleştirebildiğim için çok mutluyum.

 

‘Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?

Cumhuriyet dönemindeki ideallerle uyumlu olarak yetişen, eğitim alanında ilerleyen, sosyal hayatta aktif rol üstlenen, laik değerlere bağlı, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan ve ülkenin kalkınmasına katkıda bulunan her yaştan tüm başarılı ve mutlu kadınların sahnede, ellerinde plaketlerle hem alkışlandığı hem de gururla birbirlerini alkışladıkları bir fotoğraf düştü gözüme.

 

Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın.”

NASIL ARANDI: #nalan altın # organizasyon # 8 mart dünya kadınlar günü # kocaeli # cumhuriyet

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.