İlimizin en başarılı kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarından birisi olan Op. Dr. Lütfiye Ünlü, mesleğinde 17’nci yılını doldurdu.
Çocukluk hayali olan mesleği için “Her gün yeni bir mucizeye şahit oluyorum, ömrüm yettikçe işime devam edeceğim” diyen Dr. Ünlü, geçtiğimiz günlerde yeni kliniğine taşındı.
Uzun yıllar özel hastanelerde görev yaptıktan sonra iki yıl önce mesleğine muayenehane hekimi olarak devam etme kararı alan Opr. Dr. Lütfiye Ünlü, şimdi hastalarını Nazer Inn İş Merkezi’nin üçüncü katındaki yeni kliniğinde ağırlıyor.
Hastalarının konforu ve rahatlığı için her türlü ayrıntının titizlikle tasarlandığı klinikte bir de pilates stüdyosu oluşturan Dr. Lütfiye Ünlü; anne adaylarının daha kısa sürede, daha kolay ve daha ağrısız doğum yapması için doğum koçu ile birlikte onlara rehberlik ediyor.
Dr. Ünlü’yü bu şık ve modern kliniğinde ziyaret ettik, başarılı mesleki kariyerinin hikayesini ve kadın doğum konusunda merak ettiklerimizi kendisinden öğrendik.
28 Şubat 1977’de İzmit’te doğdum. Üniversite eğitimim de dahil; tüm öğrenimimi Kocaeli’de tamamladım. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ilk mezunlarındanım. İhtisasımı Haydarpaşa Numune Eğitim Araştırma Hastanesi’nde tamamladıktan sonra mecburi hizmet için Bartın’a gittim ve iki yıl kaldım. Tüm hayalim Kocaeli’ye dönmek ve mesleğime kendi memleketimde devam etmekti. Mecburi hizmetim bittikten sonra İzmit’e geri döndüm, özel hastanelerde çalışmaya başladım. Tahsin Özbek, Cihan Hastanesi ve son olarak Medical Park’ta hizmet verdikten sonra bir hayalimi daha gerçekleştirdim; iki yıl önce kendi muayenehanemi açtım. Kadın doğum hekimliğine 2002 yılında başladım, ömrüm yettiğince de yeni mucizelere şahitlik edeceğim.
Evet, daha önce Rafet Karacan Bulvarı’nda olan muayenehanemi Yahya Kaptan Mahallesi’ndeki Nazer Inn İş Merkezi’ne taşıdım. Şimdi çok daha şık ve konforlu bir klinikte hizmet veriyorum.
Çocukluğumdan beri tek hayalim doktor olmaktı. Oyunlarımda bebeklerime iğne yapar, doktorculuk oynardım. Üniversite tercihlerimde de tıp haricinde hiçbir bölümü yazmadım. Tıp fakültesinde okurken, uzmanlığımı kadın doğum üzerine yapmayı arzu ettim ve hedeflediğim yere geldim. Mesleğimi çok seviyorum. Bir kadın doğum hekimi olmaktan gurur duyuyorum.
Var tabii. Bizim mesleğimizin standart bir çalışma saati yok çünkü doğumun saati yok. Yeni bir hayatın ne zaman başlayacağı hiç belli olmuyor. Gece gündüz demeden 24 saat çalışıyoruz; dolayısıyla özel hayatımızda plan yapmakta zorlanıyoruz. Ben hiçbir zaman 3 ya da 4 günden fazla tatil yapamıyorum çünkü doğumlarım olabiliyor. Bununla beraber işimin keyif veren, duygusal yanları da çok fazla. Bir kere bir insanın dünyaya gelmesinde rol oynuyoruz. Anne adaylarının en çok güvendiği, kendilerini emanet ettiği kişileriz. Karşılıklı sevgi, saygı bu mesleği daha da değerli kılıyor.
Öğrenciyken kadın doğum kliniklerinden çıkmıyor, gönüllü olarak nöbetlere kalıyordum çünkü doğum anını merak ediyordum. İlk doğum deneyimimde unutamadığım bir anım var. 3’üncü sınıftayken kadın doğum bölümünde nöbete kalmıştım. Bir doğum olacaktı ve hocamız nöbetçi asistana kızıp, doğuma beni almıştı. Sezaryen ameliyatına girdim. Hocam hiç beklemediğim bir anda elimi tutup annenin rahminin üzerine koymuştu. ‘Dokun, o an nasıl şeyler yaşandığını hisset’ demişti. O anı hiç unutamam. Çok farklı duygular yaşamıştım.
Bizim mesleğimizde genel olarak sonuç hep iyi ama bazen üzücü durumlar da oluyor. Sağlıksız ve riskli gebelikler de yaşanabiliyor. Tabii ki her hastamız ve her doğum çok özel ama riskli doğumlar başarıyla sonuçlandığında ebeveynlerin gözlerindeki mutluluk beni inanılmaz derecede tatmin ediyor.
Ne mutlu ki normal doğumcu bir hekim olarak tanınıyorum; normal doğum yapmak isteyen annelerin tercihi oluyorum. Şunun altını çizmek lazım; her şey yolundaysa normal doğumu tercih ediyoruz. Bu konuda ülkemizde çok yol alınması gerekiyor çünkü kadınlar anlatılan ürkütücü öykülerden dolayı normal doğumdan çok korkuyorlar. Normal doğum yapabilecek çoğu anne, onu yanlış yönlendiren kişiler, anlatılan abartılı hikayeler ve özellikle internetten okudukları nedeniyle normal doğumdan kaçabiliyor.
Bir kere anneyi, anneliğe daha kolay hazırlıyor. Anne sütü daha kolay geliyor. Bebeğin de bünyesi daha güçlü oluyor, bağırsak florası güçleniyor, akciğer gelişimi hızlanıyor. Bunlar hep normal doğumun avantajları. Genel olarak hasta uyumluysa, normal doğum konusunda bilinçliyse her şey çok güzel ilerliyor.
Korkuyu aşmak biraz zaman alıyor. Aslında yer değişikliği yapmamın bir nedeni de anneleri eğiterek, yüreklendirerek yol almak. Yaklaşık 2 yıldır doğum koçu, pilates eğitmeni Damla Kaya ile çalışıyorum. Damla Hanım, doğum sürecinde ve doğum anında anne ile babaya fiziksel/duygusal destek veriyor. Anne hastaneye yattıktan sonra rahtalığı, huzuru ve doğum dalgalarını hafifletmek için masaj yapar, yürüyüş yaptırır, duş aldırır, egzersiz ve nefes terapileri yaptırır. Doğum yolculuğunda annenin mutlu bir doğum hikayesi yazmasına destek oluyor. Ayrıca klinikte hazırladığımız salonda anne adaylarına hamile pilatesi yaptırıyor, onları normal doğum konusunda bilgilendiriyor. Tabii ki herkes normal doğum yapacak diye bir kural yok. Şartlar öyle gerektiriyorsa sezaryen de tercih edilmeli.
Burada işin içine hekim-hasta ilişkisi giriyor. Hasta hekimine güvendiğinde, en doğru kararı vermesi için onu yönlendireceğini bilir. Günümüzde çoğu riski de önceden tahmin edebiliyor, görebiliyoruz. Ultrasonlar ve muayenelerle normal doğumun riskli olacağını görmüşsem, bebeğe ve anneye travma yaşatmadan sezaryene yönlendiriyorum.
Hamile pilatesi vücuttaki kasları çalıştırıyor, doğumu kolaylaştırıyor, doğum süresini kısaltıyor, doğum sancısını hafifletiyor. Bir anne adayı önce kendi mutluluğu için sağlıklı ve konforlu bir gebelik geçirmeli. Bunun için de hamile pilatesi yapmalı. Hamile pilatesi anneye psikolojik olarak da destek veriyor. Anne adayları grup halinde yapılan hamile pilatesinde kendi problemlerini, heyecanlarını, deneyimlerini birbirleriyle paylaşma imkanı buluyor.
14’üncü haftadan sonra pilatese başlanabilir. 40’ıncı haftaya kadar da yapılabilir. Biz burada hamile pilatesini haftada iki gün, birer saat yaptırıyoruz. Dersler çok eğlenceli geçiyor. Annelerin bacak ve kol kasları çalışıyor. Haliyle hamilelik süresince kilo alsalar da vücutları daha sıkı oluyor, şekillenme meydana geliyor.
Evet, bir canlıyı dünyaya getirmenin yanında kadın hastalıklarıyla da ilgileniyorum. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerimize bir hekim olarak yardımcı oluyorum. Kadınların yıllık kontrollerini yapıyor, enfeksiyonel bir durum varsa tedavisiyle ilgileniyorum. Adet düzensizlikleri, kist sorunları, rahim ağzı kanseri, miyom gibi rahatsızlıkların tespitini, tedavisini ve cerrahi operasyonlarını gerçekleştiriyorum. İlla bir şikayet ya da hastalık olmasına gerek yok; her kadının yılda en az bir kez bir kadın doğum uzmanına giderek kontrollerini yaptırmasını öneriyorum.
Evet, kadınlar bu noktada biraz çekingen davranıyor oysa korkacak hiçbir şey yok. Hastalıkların erken teşhisi ancak yıllık muayeneyle mümkün. Örneğin, rahim ağzı kanseri son zamanlarda arttı ve çok genç yaştaki kadınlarda da görülmeye başladı. Kadınlar yıllık kontrollerini yaptıklarında en azından bir sıkıntı varsa geç kalmadan müdahale edilebilir.
Belki muayene şeklimiz biraz ürkütüyordur… Bir de muayenede kötü bir durum çıkar korkusu var. Ancak biraz önde de söylediğim gibi muayeneden korkmasınlar, bizden çekinmesinler. Biz burada çalışanlarımız ve hastalarımızla bir aile gibiyiz. Çünkü hasta-hekim arasındaki güven bizim için çok değerli.
Tüm özel hastanelerle çalışma yetkim var. Türkiye’nin her yerine giderek doğum gerçekleştirebilir, cerrahi müdahalede bulanabilirim. Kentimizde daha çok Medicalpark Hastanesi, Akademi Hastanesi ve Özel Kocaeli Hastanesi’ni tercih ediyorum. Muayenehanemde de tüm özel sigortalar geçerli.
NASIL ARANDI: #lütfiye ünlü # doktor # kadın doğum uzmanı # kadın hastalıkları # kadın # çocuk # bebek # doğum # mucize # sezaryen # normal doğum #
