21-09-2023 22:53

Serkan Yeşildağ: Michelin Yıldızı nasıl doğdu?

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 05/12/2022
.stripslashes($urun->baslik).

Ülkemizin ilk defa dahil olduğu ‘Michelin Yıldızı’ ödül töreni geçtiğimiz ay İstanbul’da yapıldı. Anadolu yemeklerimizin yeni modern teknikler kullanılarak yapıldığı, yerel ürünlerle sürdürülebilir hale getirildiği beş restoranımız ödül kazandı, bunlardan biri 2 yıldız, 4’ü de tek yıldız aldı. Bu hem ülkemiz hem de gastronomimiz adına gerçekten çok sevindirici bir haber. Çünkü ‘Michelin Yıldızı’ gastronomi dalında dünya genelinde değer gören bir oluşum. Peki bir lastik firması olan Michelin nasıl buralara kadar geldi? Biraz bununla alakalı bilgilenelim.

***

Dünyanın en büyük ikinci tekerlek üreticisi olan Michelin markasının logosunu, arabaların dışında dünyaca ünlü restoranların da girişlerinde görüyoruz. Birçok insan Michelin Yıldızı’nı bilse bile, araba tekerlerinde yazan Michelin ve restoranlarda olan Michelin arasında bir bağ kuramayabiliyor. Bunu anlayabilmek için 100 yıl öncesine gitmemiz gerekiyor. 1900 yılında, motorlu taşıtların yeni yeni kullanılmaya başlandığı zamanlarda, Fransız iki kardeş Edouard ve Andre Michelin bir tekerlek fabrikası kurmuş, yeni üretime sürdükleri tekerlekle ilgiyi üzerlerine çekmeye başlamışlardı. Fakat motorlu taşıt sektörü geçinmeyi sağlayacak kadar gelişmediğinden, iki kardeş para kazanmak için yeni yollar aramaya başlamıştı. Hem markalarını dünyaya tanıtacak hem de insanları araba almaya teşvik edecek bir fikir buldular: Sürücüler için yol rehberi. Bu rehberin içinde gaz istasyonları, tamir tüyoları, yol haritaları, güzel restoran ve otellerin listeleri vardı. Bu rehber kısa zamanda hit oldu. 1920’lerle birlikte rehberin restoran kısmı popülarite elde ettiği için bu kısım üzerine yoğunlaşıldı. Restoran listelerinin kaliteli olabilmesi için iki kardeş tam zamanlı yemek eleştirmenlerini buldu, ülke ülke gezerek yeni restoranlar keşfetmelerini istedi. Bugün bildiğimiz Michelin Yıldızı olmak için en büyük adım 1926’da atıldı. Birkaç yıl sonra tek yıldızdan maksimum 3 yıldıza kadar çıkılabilecek derecelendirme getirildi. Şimdi gelin, Michelin Yıldızlı restoranların menüsüne yakışır bir tarife geçelim. Şimdiden afiyet olsun. Herkese iyi seneler…

Fırında limonlu, sarımsaklı, maydanozlu yılbaşı hindisi

Malzemeler:

1 orta boy hindi

Deniz tuzu ve taze çekilmiş karabiber

2 adet soğan (soyulmuş ve ikiye bölünmüş)

1 adet limon (ikiye bölünmüş)

1 baş sarımsak (ikiye bölünmüş)

6 adet defne yaprağı

Zeytinyağı

Limon, maydanoz ve sarımsaklı tereyağı:

375 gr tereyağı (oda sıcaklığında)

1 yemek kaşığı zeytinyağı

2 adet limonun suyu ve kabuğu

3 diş sarımsak (soyulmuş ve ezilmiş)

Küçük bir demet maydanoz (sadece yapraklar, doğranmış)

Yapılışı:

Fırını önceden 230 C’de ısıtın. Önce limonlu, sarımsaklı tereyağını hazırlayın. Bunun için tereyağını geniş bir kaseye koyun, tuz ve karabiber ekleyin. Zeytinyağını ilave edip iyice karıştırın. Limon kabuğu rendesi ve suyunu, ezilmiş sarımsağı ve doğranmış maydanozu ekleyin, birleştirmek için iyice karıştırın.

Hindinin içini ve dışını tuz ve karabiberle iyice tatlandırın. Ardından soğan, limon, yarım sarımsak ve 2 adet defne yaprağı ile içini doldurun.

Hindinin her iki ucundaki göğsün derisini ellerinizle gevşetin, böylece altına aromalı tereyağı doldurabilirsiniz, bunu yaparken derinin sağlam kalmasını sağlayın. Bacaklardaki deri için de aynı işlemi yapın, parmaklarınızla deriyi yırtmadan kendinize deri ve et arasında boşluk oluşturun.

Tereyağı karışımının yarısını derinin altında açtığınız tüm boşluklara doldurun, nazikçe masaj yaparak etin eşit şekilde kaplanmasını sağlayın. Son olarak, defne yapraklarının kalanını göğüs derisinin altına yerleştirin.

Hindiyi göğüs tarafı yukarı bakacak şekilde büyük bir tepsiye koyun. Kalan tereyağını hindinin etrafına sürün, tuz ve karabiberle tatlandırın, ardından biraz zeytinyağı gezdirin. (Bir gün önceden hazırlıyorsanız, hindiyi folyo ile örtün ve buzdolabında saklayın.)

Hindiyi sıcak fırında 10-15 dakika kızartın. Tepsiyi fırından çıkarın, tepside biriken suyu kaşık yardımıyla hindi üzerine sürün. Fırın sıcaklığını 180 C’ye düşürün, hindinin büyüklüğüne göre 2-3 saat pişirin.

Hindinin pişip pişmediğini test etmek için bacağın en kalın kısmına bir şiş yerleştirin ve sıvının berrak akıp akmadığını kontrol edin (Pembe renk olmamalı). Fırın sıcaklıkları, hindi şekilleri ve boyutları değiştiğinden pişme süresinden 30 dakika önce kontrol etmeye başlayın. Bacaktan aldığınız su pembeyse pişirmeye devam edin ve belirli aralıklarla kontrol ederek pişirme işlemini tamamlayın.

Sonra da pişen hindinizi yılbaşı sofralarınızda parçalayıp, afiyetle yiyebilirsiniz.

NASIL ARANDI: #kocaeli # kocaelilife # kocaelinindergisi # kocaelidergisi # dergilik

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.
Diğer Yazılarını İnceleyin;
Serkan Yeşildağ: GARSOOONNN

5 ay önce
Serkan Yeşildağ: Yumurta

6 ay önce
Ekonomik kriz; yoksullaşma ve hamurlaşma

7 ay önce
Serkan Yeşildağ: Cheddar’ın icadı

8 ay önce
Serkan Yeşildağ: Yeni yılda beslenme şeklinizi değiştirin!

9 ay önce
Beşinci tadın adıdır; UMAMİ

1 yıl önce
Yerel ürün tüketmenin faydaları

1 yıl önce
Jelatin nedir, neden yapılır ve nerelerde kullanılır?

1 yıl önce
Sağlık Dolu Bir Meyve: Avokado

1 yıl önce
Yaz aylarının vazgeçilmezi; Milkshake

Yaz aylarında hem serinlemek hem de besleyici bir şeyler tüketmek isteyenlerin favori içeceği milkshake’i evinizde de yapabilirsiniz

1 yıl önce
Bayramda Ağzımız Tatlansın

1 yıl önce
Ramazadan’da Ne Yesek?

2 yıl önce
Yeni yılda bizi neler bekliyor?

2 yıl önce
Gıda Neofobisi

2 yıl önce
Damak size yalan söylemez

2 yıl önce
Sefer tası

2 yıl önce
Yeni sezona umutla…

2 yıl önce
Şov yapma yemek yap!

2 yıl önce
Popüler olmayı bırakalım

2 yıl önce
Sıcak yaz günlerinin

2 yıl önce
Evde kokoreç

3 yıl önce
İftar sofraları çorbasız olmaz

Yazan: Serkan Yeşildağ

3 yıl önce
Mutfakların lezzetli minikleri; Mikro filizler

Ağzımızı tatlandıralım!

İştahınız bol olsun!

Japonlar gibi kızartma yapın!

Evde lahmacun yapalım mı?

Pandemi yeme-içme alışkanlıklarımızı nasıl etkiledi?

Ne yersen O’sun

Yedikleriniz sizi ele veriyor

Aradığımız tek şey samimiyet!

Beynimizi ‘Doyurmak’ önemli!

İyi yemek insanları bir araya getirir

Ellerinize sağlık

Peynir; yemekten önce mi sonra mı yenilmeli?

Eti nasıl marine etmeliyiz?

Mikrodalga fırınlar sağlıklı mı?

İyi yemeğin sırrı

Sofrada doğru davranıyor muyuz?

Bu ülkeyi yemek kurtaracak

Zeytinyağını sofranızdan eksik etmeyin!

Ekmek kadayıfı mı bread pudding mi?

Bu lezzeti ıskalamayın!

Doğru yemek için doğru yağ seçin!

Son zamanların yükselen trendi: Raw Food

Mükemmel Hamburger nasıl olmalı?

Meslekte kalıcı olmanın sırrı

Yeni nesil dondurma

Hangi yemekte, hangi baharat?

Yeme-içme sektöründe markalaşmak şart

Gün boyu aç kalmayın!

İyi bir şef nasıl olmalı?

Zan altında bırakmadan önce...

Kurban etini nasıl değerlendirelim?

Bırakın, aşçı olsun!

Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketin!

Etin İlk mutfağı ahırdır!

Nereden başlayacağını biliyor musun?

Hayatın ta kendisidir yemek

Bayram sofraları kurulsun!

Hobi olarak restoran açmayın!

Gurme müfettişler kapımızda

Sofranızdan sebzeyi eksik etmeyin

Franchising alacak işletmeciler dikkat!

Mutfak aşkı

Sosta en önemli unsur: Denge

Bol lezzetli ramazanlar

Lezzet mi? Sunum mu?

Yemeği endüstriyelleştirmeyelim!

Yemek seçiminiz kişiliğinizi ele veriyor

Biri kar tatili mi dedi?

KYÖD, Rotary ve KOÜ bir araya gelirse…

AVM’lerin yeni yıldızı ‘Food Court’lar