Derbent’te çok şık bir eve konuk olduk bu ay… Nursel Tevfik’in, ince bir zevkle dekore ettiği mavi-beyaz dünyanın kapısını araladık.
Uzun yıllar yurt dışında yaşadıktan sonra yılın belli bir dönemini Türkiye’de geçirmeye karar veren Nursel Tevfik, ülkesinde bulunduğu dönemde yaşayacağı, içine sinecek bir ev bulmak için uzun süre araştırma yapmış.
En sonunda yemyeşil doğanın içine konumlanmış bu geniş ve ferah dubleks villaya karar veren Nursel Hanım, evini tamamen kendi zevkine göre dekore etmekle kalmamış; tasarladığı pek çok detayı da bizzat uygulamış. İsterseniz gelin, mavi, beyaz ve pembenin huzur veren tonlarıyla ev sahibesine 4 mevsim ilkbaharı yaşatan bu şık evi biraz daha yakından inceleyelim.
Nursel Tevfik’in 9 yıldır yaşadığı dubleks villa, 280 metrekare kullanım alanına sahip. 4 oda ve 1 salondan oluşan villanın alt katında salon, açık mutfak ve 1 oda; üst katta ise 3 yatak odası bulunuyor. Katlanan cam sistemiyle yaz-kış kullanılabilir hale getirilen geniş teras, ev sahibesine kış aylarında kar, bahar ve yaz aylarında ise bahçe keyfini sınırsızca yaşatıyor.
Buna rağmen, Nursel Hanım’ın bu evi tercih etmesinde en büyük etken, evi görmeye geldiği ilk gün, sitenin sonbahar aylarında bir renk cümbüşüne dönüşen peyzajı olmuş. Nursel Hanım, evini almaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor:
“Çok uzun yıllar İngiltere’de yaşadım ancak hep ülkemde de bir evim olmasını arzu ettim. Türkiye’ye her geldiğimde zevkime uygun bir ev aradım, içime sinen yeri bir türlü bulamadım.
Sürekli arayış içerisinde olduğumu bilen yeğenimin tavsiyesiyle yine bir kasım günü, Derbent’teki bu evi görmeye geldim. Daha güvenlikten içeri girdiğim anda, sonbahar renkleriyle muhteşem bir güzelliğe bürünen bu siteyi çok sevdim. Ev de gerek ferah ve aydınlık oluşu gerekse planıyla içime sinince kararımı verdim ve 9 yıl önce bu siteye taşındım. Şimdi senenin bir kısmını Derbent’te, bir kısmını ise İngiltere’de, çocuklarımın yanında geçiriyorum.”
Nursel Tevfik, evini satın aldıktan sonra hiç vakit kaybetmeden geniş çaplı bir tadilat sürecine girmiş ve ardından da dekorasyon çalışmalarına başlamış. Evini hiçbir profesyonel desteğe gerek duymadan tamamen kendi zevkine göre tasarlayan Nursel Hanım, dekorasyon konusundaki bilgisi, tecrübesi ve el becerisiyle son derece şık, aydınlık ve huzurlu bir ortam yaratmış.
Seçimlerini hiçbir tarza bağlı kalmaksızın yapan ev sahibesi, evin perdelerinden duvar kağıtlarına, dekoratif minderlerden duvar süslerine, gardırop kapaklarından cibinliklere hatta sandalyelere kadar her şeyi kendi zevkine uygun olarak tasarlamış ve bizzat uygulamış.
En ince ayrıntıya kadar evinin her köşesinde imzası bulunan Nursel Hanım, dekorasyon sürecini anlatırken “Öncelikle aydınlık ve ferah bir ev olmasını istedim, bu nedenle ana renk olarak beyazı seçtim” diyor ve şöyle devam ediyor:
“İşe tadilatla başladım. Önce mutfak ve banyo değişti, tesisatlar yenilendi. Dekorasyon işlerini çok severim, daha önce yaşadığım evleri de kendim tasarladığım için bu alanda belli bir tecrübeye eriştim. Bu nedenle evin bir kısım boya işlerini ve duvar kağıtlarını kendim yapmayı tercih ettim.”
Nursel Hanım, açık mutfakta ve salon mobilyalarında tercihini beyazdan yana kullanmış. Mavi, pembe ve gri tonlarıyla tamamlanan salonda, aynalı bir orta sehpa ve çoğu yurt dışından getirilen aksesuarlar kullanılmış. Doğanın tüm renklerini evin içerisine taşıyan geniş pencerenin önündeki yüksek arkalıklı koltuklar da diğer tüm mobilyalar gibi İstanbul’dan seçilmiş. Koltukların üzerindeki peluşlar, kış aylarında dekorasyona dahil edilerek sıcak bir görünüm sağlanmış. Dekorasyonu tamamlayan perdelerle dekoratif minderleri ise ev sahibesi tasarlamış ve dikmiş.
Nursel Hanım, alt kattaki odayı oturma odası olarak değerlendirmiş. Geniş bir televizyon ünitesi ve L koltukla oldukça konforlu bir alanın yaratıldığı odadaki aksesuarlar da yine ev sahibesinin el emeği göz nuruyla yapılmış.
Evin üst katında 3 yatak odası bulunuyor. Yukarıya çıkarken, merdiven sahanlığına renk katan duvar kağıtları ve metal bank, Nursel Hanım tarafından İngiltere’den getirilmiş, evdeki diğer duvar kağıtları gibi bu alanın uygulaması da yine kendisi tarafından yapılmış.
Nursel Hanım, üst katta odaların açıldığı ferah hol için “Burası, Alaçatı köşesi” diyor gülümseyerek. Geniş kanepe ve bir fiskos köşesinin bulunduğu alan Alaçatı ile özdeşleşen renk ve desenler kullanılarak gerçekten oldukça şirin ve iç açıcı bir ortam yaratılmış. Bu bölümde değerlendirilen dekoratif minderler ve perde yine Nursel Hanım tarafından dikilmiş; duvarları süsleyen resimler de becerikli ev sahibesinin imzasını taşıyor.
2 çocuk, 4 torun sahibi olan Nursel Hanım, üst kattaki odalardan birini kendisine, birini çocuklarına, diğerini ise torunlarına ayırmış. Kendisi için tasarladığı odanın dekorasyonunda siyah, beyaz ve sarı renklerin uyumuna yer veren ev sahibesi, oldukça sade ve şık bir alan yaratmış.
Evin her köşesinde olduğu gibi bu odada da gardırop kapaklarından perdeye, sandalyelerden tabloya kadar her şey Nursel Hanım’ın eseri.
Nursel Hanım, üst kattaki diğer odada, fuşyanın en çarpıcı tonlarından birine yer vermiş. Bir duvarı fuşya rengine boyanan oda, ferforje karyola ve beyaz makyaj masasıyla döşenerek, duvar kağıdıyla hareketlendirilmiş.
Elbette, duvar kağıdı uygulaması, perdeler ve odada değerlendirilen sandalyenin kumaşı üzerindeki boyama yine Nursel Hanım’a ait.
Evin son odası ise küçük prenseslere ayrılmış. 4 kız torun sahibi olan Nursel Hanım, bu alanı toz pembe ve beyaz renklerle dekore ederek torunlarının çok sevdiği cibinliklerle, ışıltılı ve tüylü aksesuarlarla süslemiş. Torunları Melody, Harmony, Olivia ve Sofia’nın keyifle kaldığı bu odadaki her detayda, Nursel Hanım’ın ince zevki ve yeteneği bir kez daha hissediliyor.
NASIL ARANDI: #nursel tevfik # dekorasyon # kocaeli # kartepe # ev # mimar # kartepe
