Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1990 yılında İzmit’te doğdum. Kocaeli Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nden mezun oldum. Birçok alanda çalıştıktan sonra bana en çok keyif veren sektörün reklamcılık olduğunu fark ettim ve 2020 yılında Re-Create Medya’yı kurdum.
İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?
İş hayatıyla, üniversite dönemimde yarı zamanlı çalışarak tanıştım. Erken yaşlarda edinilen tecrübelerin, kişileri çok daha güçlü yetiştirdiğini ve ilerleyen zamanlarda yapmak istediği mesleği seçmesini kolaylaştırdığını öğrendim. Her zaman hareketli olabileceğim ve hayal gücümü ortaya koyabileceğim işlerde olmayı tercih ettim. Birçok sektörü deneyimledikten sonra reklam sektörüyle tanıştım. Bu sektörün getirdiği sürprizler, yapabileceklerimin bir sınırı olmaması, çalıştığım her firmada kendimi yeni bir maceranın içinde bulmak beni heyecanlandırdı ve bu alanda ilerlemek istedim. Re-Create Medya olarak reklam danışmanlığını yürüttüğümüz her firmanın kendine özgü bir tarzı var ve bu sayede işimizin dinamiği hiç azalmıyor.
Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?
Daha önce de reklam sektörü deneyimim oldu fakat bir dönem çalışma sürecine biraz ara verme kararı almıştım. Ara verdiğim dönemde, daha önce reklam çalışmalarını yürüttüğüm birkaç firma danışmanlıklarını yapmamı istedi ve bu durum sektörde iz bıraktığımı düşünmemi sağladı. Danışmanlık süreci boyunca reklamcılığın bana gerçekten keyif verdiğini fark ettim. Zaten ticaretle uğraşmak her zaman ilgimi çekmişti. Yaptığım işlerde fark yaratmak istiyordum. Bu süreç benim için çok kıymetli bir fırsat oldu. “Yaptığım çalışmaları hayal gücümle birleştirerek daha birçok firmaya dokunmalıyım” dedim ve kendi ajansımı kurdum.
Sizce başarının altın anahtarı nedir?
Bence başarının altın anahtarı inanmak ve heyecan duymak. Yaptığımız işe ve kendimize inandığımız zaman üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Her işte olduğu gibi bizim işimizin de yorucu tarafları oluyor. Hayal sattığımız için iş bazen çok daha zorlayıcı oluyor fakat firmalar sizin heyecanınızı ve inancınızı gördüğünde bu duruma ortak olmak istiyorlar, ortaya çok güzel sonuçlar çıkıyor.
Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Kadınlar iş hayatında hem avantaja hem de dezavantaja sahip. Kendimizi ispat etmek zorunda kaldığımız çok alan oluyor. “Kadın gücü yetmez… Öyle mi, siz mi yapıyorsunuz?” gibi yaklaşımlarla karşılaşabiliyoruz. Her sektörde bu tarz ön yargılar olduğu için bu durum modumuzu asla düşürmüyor, elimizden gelenin en güzelini heyecanla yapmaya devam ediyoruz. Bu süreç tabii ki hep böyle değil. Takdirle, gururla biz kadınlara destek olan çok güzel bir kitle de var. Bizimle birlikte aynı heyecanı paylaştıklarını görmek bize çok daha fazla motivasyon sağlıyor.
İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
İlk olarak özgürlüğümüzü borçluyuz. Bizler de üretebiliyoruz ve eşit haklara sahibiz. Bugün bize sıradan gelen bir hak, bazı ülkelerde yaşayan kadınlar için hala müthiş bir lüks. Bu yüzden cumhuriyetimize ve değerlerine sahip çıkmalıyız.
Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?
Eşitlik. Bugün her alanda söz hakkımız bulunuyorsa, cumhuriyetin kadınlara tanımış olduğu eşitlik sayesindedir. Kadınların ne kadar güçlü olduklarını, özel olduklarını ve fark yaratabildiklerini geçmişimizde ve günümüzde görebiliyorum. Bu yüzden kadınlar her zaman kendine inanmalı ve iş hayatında çok daha fazla yer almalıdır.
’Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?
Cumhuriyetin temellerinin atıldığı sürede birçok ilke imza atmış, bu süreçte tüm sorunlarla savaşmış, vatan için ailelerinden vazgeçmiş, genci yaşlısı bütün emekçi kadınlarımızın; zaferler sonucunda Atatürk’ün etrafında çektirdikleri gurur verici fotoğraflar bir bütün olarak gözümde canlanıyor.
Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?
Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlar noktasındaki düşünceleri evrensel nitelikte olup her cümlesi birbirinden kıymetlidir. Atatürk’ün, “Şuna inanmak lazımdır ki dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir” ve “Toplumun başarısızlığının asıl sebebi kadınlara karşı olan bilgisizlikten gelir. Bir toplumun bir organı faaliyette iken diğer bir organı işlemez ise o toplum felç olur” cümleleri en sevdiğim sözlerindendir.
NASIL ARANDI: #meltem kübra alabay # kocaeli # 8 mart # kadınlar günü # cumhuriyet # atatürk