Bir kurumda, kurum kültürünü inşa edebilmek ve bunu o kurumun iklimi haline dönüştürebilmek, doğaldır ki üst yönetimin süreci içselleştirerek inşa etmesiyle mümkün olabilir. Ancak, kurum kültürünün inşa sürecinde şirket kimliğinin oluşturulması, kurumun temel ve kapsayıcı değerleri ile normlarının belirlenmesi, kurumsal ilkeler ve yönetim felsefesinin netleştirilmesi gerekmektedir. Tüm bu süreçlerin kurum çalışanları tarafından görülmesi, kabul edilmesi, paylaşılması ve fiili duruma adapte edilmesi zamanla kurumsal bütünleşmeyi sağlayan sembollere dönüşür. Böylece, bir kurumu diğerlerinden ayıran, kurum çalışanlarının davranışlarını belirleyen kurumun özellikler bütünü yani kurumsal iklimi oluşur.
***
Peki, kültürü inşa etmek, iklime dönüştürmek, bunu da sürdürülebilir kılmak için sadece üst yönetimin çabası ve sahiplenmesi yeterli midir? Bu soruya “evet” demek pek mümkün ve gerçekçi olmaz. Bir kurumun bu noktadaki başarı hikayesini ancak yetkinlikleri çerçevesinde kendilerine yönetme yetkisi verilmiş liderler yazabilirler… Peki, nasıl? Sahip oldukları becerilerle, uyguladıkları yöntem ve yaklaşımlarla. Kurumların başarısını, etkili ve yetkin liderlerin hedef ve kaynak oluşturma, planlama, strateji, adanmışlık kavramlarının bileşkesiyle oluşturdukları vizyon ile çalışanların kuruma inançları ve iş yapış biçimleri belirler. Burada kritik olan nokta, liderlerin yetkileri ile yetkinliklerinin ne kadar örtüştüğü ve takımlar üzerindeki adanmışlığı ne ölçüde besleyebildikleridir.
***
Günümüzde etkili bir lider olabilmek, dinamik ve hızlı değişen yeni dünya düzeninde öncelikle beklentilere hızlı adapte olabilme yeteneğine sahip olmayı ve yanı sıra yetkinlikleri davranışa dönüştürürken insanı ‘odağa’ alabilmeyi gerektiriyor. Çağımızın yükselen liderlik modeli sadece başarı ve sonuç odaklı olmayı değil, insan odaklı, sürekli gelişime, açık bir zihne, esnek ve dinamik bir yapıya; ekip içindeki bireylerin gelişimini, iletişimini ve motivasyonunu destekleyen kolektif ve proaktif bir anlayışa sahip olmayı gerektirir. Liderlik, hedeflere ulaşmak amacıyla bir grup insanı yönetmekten çok daha fazlasını ifade eder. Yani sadece yönetme yetkinliği yetmez, aynı zamanda bireylerin potansiyellerini keşfederek performansa dönüşmesini sağlamak ve onlara ilham vermek anlamına da gelir. Bu bağlamda kendi varsayımlarını sorgulayan, geri bildirim almayı hediye olarak kabul eden, çevresindekilere ilham veren, dinleyen, anlayan ve destekleyen liderlere ihtiyaç vardır.
***
Lider, kendisini merkeze koymak yerine, ekip üyelerinin düşüncelerini ve duygularını önemseyip, onları sürece katarak takımda güven inşa eder. Bu güven, kurum içindeki iletişimi güçlendirerek, iş birliğine dayalı sağlıklı bir zemin oluşturur. Lider, aldığı geri bildirimlerle kör noktalarını görür, kendisini geliştirmek için diğerlerini açık bir zihinle ve derin dinler. Eleştirilere duyarlıdır, başkalarından öğrenme fırsatlarını değerlendirmeyi kıymetli görür. Lider, aynı zamanda ekip üyelerinin iş ve sosyal yaşam dengelerine dikkat ederek ekiplerinin ruhsal ve fiziksel sağlığına da odaklanır. Bu duyarlı denge yaklaşımı performansı artırmakla kalmaz, ekip üyelerinin kendilerini değerli hissetmesini de sağlar. Böylece ekibin zorluklarla başa çıkma yeteneğiyle birlikte ani değişikliklere ve krizlere karşı mukavemet gücü artar. İşte, kurumsal iklim bu dengeyi sağlama zeminini oluşturan ve liderlik stratejilerinin güçlenmesine alan açan temel bir faktördür.
***
Güçlü bir farkındalığa sahip lider, kendisi ve çevresi hakkında derin bir anlayış ve sorumluluk bilinciyle hareket eder. Bu farkındalık, liderin kendi güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmesini sağlarken, ekip dinamiklerini de keşfetmesine, anlamasına yardımcı olur. Açık ve etkili bir iletişim biçimi, liderin vizyonunu ve hedeflerini takımına net bir şekilde ifade etmesine yardımcı olur. Dinleme ve yansıtma becerisi, iletişimin kalitesini artırırken takım üyelerinin katılımını da teşvik eder. Bu süreçte koçluk yaklaşımını benimsemek, liderlerin etki alanını güçlendirir. Koçluk yaklaşımı, ilham veren, düşündüren, yaratıcı fikirlerin oluşmasını sağlayan bir takım ortaklığına dayalı yol arkadaşlığı oluşturacağı için lider, açık uçlu sorular sormanın gücünden yararlanarak diğerlerinin de süreci keşfederek anlamlandırmasını destekler. Böylece ekip üyeleri, kurumun vizyonunu içselleştirip sahiplenerek, hevesle katıldığı bu yolculuğun kahramanı olur.
***
Önemli olan, tüm bu özellikleri taşıyan liderin, ekibiyle birlikte güçlü bir bağ kurması ve ekip üyelerinin yanı sıra ailelerle ve çevreyle de olumlu etkileşim yaratmasıdır. Bu etkileşim, liderlerin geliştirici özelliklerinden ilham alarak, toplumsal başarıya giden yolu açar. Liderliğin koçlukla desteklenmesi, kurumlara ve çalışanlara büyük fayda sağlarken, bu fayda ekip üyelerinin ailelerini, dolayısıyla toplumu içine alarak kapsayıcı bir hal alır. Liderlerin ilham verici tutumları, özgüven kazandıran derin ve empatik yaklaşımları, iş dünyasında güçlü bir değişim yaratır. Bu değişim ve başarı kurumun duvarlarına sıkışıp kalmaz, toplumu da dönüştüren bir etki yaratır.
NASIL ARANDI: #Kocaeli Life # Suzan Kayganacı # liderlik # koçluk