FOTOĞRAFLAR: İSMAİL HAKKI TİMUÇİN
Henüz üniversite öğrencisi olduğu yıllarda, ülkesine faydalı olabilmek için elini taşın altına koymaya karar verdi. Bu amaçla siyasete atıldı, avukat olduktan sonra da çıktığı bu yoldan dönmedi. İzmit Belediye Başkanlığı’na aday adayı oldu, seçilemese de yılmadı ve bir yıl içinde milletvekili olarak TBMM’de ilimize temsil etmeye hak kazandı. Meclisteki görevi devam ederken yarım kalan işi tamamlamak üzere geri döndü ve bu kez İzmit Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu. Başkan Fatma Kaplan Hürriyet, karşısına çıkan tüm zorlukları gülümsemesiyle aşmış bir kadın. Başarısızlıktan bile ders çıkaran, kendisini asla mağlup hissetmeyip, kötümserliğe kapılmayan; aksine iyimserliğe odaklanan Fatma Kaplan Hürriyet için başarı hem bir amaç hem de bir yolculuk. İşte Fatma Kaplan Hürriyet’in başarı yolculuğu…
‘Başarı’ sizin için neyi ifade ediyor?
Başarı benim hayatımda hiçbir zaman sadece kendimi ilgilendiren bir konu olmamıştır. Benim başarımdan başkaları da faydalanabiliyorsa, benim kazandığım başkasına da hayırlıysa, başarıyı o zaman daha tatmin edici buluyorum. Başarı benim için para, ev, yatlar, katlar ya da herhangi bir dış faktörle ölçülebilecek bir şey değil; her zaman hem bir amaç hem de bir yolculuk oldu. Başarıtya ulaşmaya çalışırken, pek çok insanla tanıştım. Kimiyle şu anda ekip olarak çalışıyoruz, kimiyle yollarımızı ayırdık. Yani başarıdan ziyade, başarıya giden yolculuğumda tanıştığım insanlar da benim için büyük bir kazanım oldu.
Bugün sahip olduğunuz başarıyı elde etmek için neyi farklı yaptınız?
Aslında farklı bir şey yaptığım söylenemez, her şeyi ‘Fatma’ gibi yaptım. Yani kendimden çok fazla taviz vermeden ancak sürekli gelişerek. Gelişmek gerçekten çok önemli. Bundan 20 yıl önceki Fatma ile şimdiki düşünüş biçimim arasında elbette bir fark var. Yani insan bir anda ‘Ben şunu farklı yapayım da başarılı olayım’ demiyor. Hayatın her alanında yıllar boyunca farklı tecrübeler yaşıyorsun ve sonunda bir olgunluğa erişiyorsun. O geçmiş yaşlarında bastığın her bir taş, attığın her adım seni şimdiye ulaştırıyor. Yeri geliyor başarısızlığı da en alasından tadıyorsun. Ama o başarısızlıklar da seni aslında elde edeceğin başarıya yaklaştırıyor. Aslında başarısızlıklar, bizi başarıya ulaştıran adımlardır. Yeter ki biz, onlardan bir şeyler öğrenebilelim.
İş hayatına bugün başlıyor olsaydınız, ‘asla yapmazdım’ dediğiniz şey nedir?
Asla yapmazdım değil de ‘keşke daha fazla yapsaydım’ dediğim bir şey var. O da oğlum Aras’ın yanında daha fazla olabilmek. 2015’te TBMM’ye girdiğimde Aras henüz 4 yaşındaydı. O dönem gerek Ankara, gerek farklı illerde çok fazla çalışmam gerekti. Zaten İzmit’e geldiğimde de farklı ilçelerde siyasi programlarımız oluyordu. Eve çok geç geliyordum, geldiğimde Aras çoğunlukla uyuyor oluyordu. Elimden geldiğince yanında olmaya çalıştım. 2019’dan bu yana İzmit Belediye Başkanıyım, Aras da 12 yaşına girdi. Geçmiş yılları geri getiremeyiz belki ama oğlumla daha çok vakit geçirebilmeyi isterdim.
Bugüne kadar işinizle ilgili aldığınız en büyük risk neydi?
İnsanlara dokunabilmeyi, onların hayatlarına uzanabilmeyi, bir nebze olsun faydamın olabilmesini çok önemli buluyorum. Ülke yönetiminin kötüye gittiğini anladığımda ve bunu da düzeltebilmek adına bir şeyler yapmak istediğimde siyasete atıldım. Öyle büyük büyük hayallerim yoktu ilk başlarda ancak durumun vahameti artınca, daha çok şey yapma kararını verdim. Aslında çok büyük bir riskti benim için. Bir yandan okuyordum, bir yandan bu ülke için bir şeyler yapmaya çalışıyordum. İş hayatına atıldım, avukat olduğumda da siyasete ara vermedim. 2014 yılında İzmit Belediye Başkanlığı aday adaylığım, 2015 milletvekili adaylığım, 2019 İzmit Belediye Başkanlığım sonrasında gelen süreçlerin hepsi büyük bir risk. “İnsanlara gerçekten yardımcı olabilecek miyim, yaptıklarım onların hayatında bir yer bulacak mı?” Bunlar benim için çok ama çok önemli.
İşler yolunda gitmediğinde, kendinizi nasıl motive edersiniz?
İşler yolunda gitmediğinde kendini hemen bırakan, mücadele etmeyen insanlardan değilim. Hayatımın hiçbir döneminde de kazanımlarım armut piş ağzıma düş şeklinde olmadı. Hep mücadele etmek zorundaydım. Elbette her mücadele insanı başarıya ulaştırmıyor ama başarısızlıktan bile ders çıkarmak gerekiyor. İşler yolunda gitmediğinde kendimi asla mağlup hissetmiyorum. Asla kötümser olmuyor, iyimserliğe odaklanıyorum. Sevdiğim bir şeye, yani insanlara daha iyi dokunabilmeye dayanan çalışma hayatı bana devam etmemi sağlayacak motivasyonu veriyor. Yenilgi diye bir şey yok. Yenilgi, ancak siz yenilgiyi kabul ettiğiniz zaman vardır. Bu bile tek başına bir motivasyon kaynağı oluyor. Hayat bazen sizi yere serebilir. O yerden kalkıp kalkmamak sizin tercihiniz.
Bir kadın olarak iş hayatında karşılaştığınız en büyük zorluk neydi? Nasıl aştınız?
Kadın olarak iş hayatında yer almanın kendisi aslında başlı başına bir zorluk. Kadınlar, kendilerini göstermeye ve var olmaya çalıştıkları iş yaşamında her gün yeni bir zorluğa uyanıyor. Erkek egemen dünya bir yana, erkek egemen iş dünyası bir yana. Elbette benim de iş yaşamımda yaşadığım zorluklar oldu. Hiç birini ‘Şu büyük zorluk, bu küçük zorluk” diye de sınıflandırmak istemiyorum.
Ama iş yaşamımda yaşadığım zorluklardan ziyade siyasi alanda yaşadıklarım sadece ve sadece kadın olduğum içindi. Günümüz şartlarında kadının siyasetteki yeri az çok zaten belli. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada kadın siyasetçi sayısı az. Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını diğer ülkelerdeki hemcinslerinden önce alsalar da yıllar içerisinde bir kayıp söz konusu oldu.
Siyasete ilk atıldığımda, özellikle 2014 yılındaki ilk belediye başkanlığı aday adaylığı sürecimde çok zorlandığımı söyleyebilirim. Bir sürü deneyimli, tecrübeli, isimleri toplum tarafından bilinen erkek adaylarla yarıştım. Sonuçta toplum, ismini daha çok bildiği erkek adayları tercih etti. Benim için çok zor bir durumdu.
Ama yılmadım ve çalışmaya devam ettim. Sadece bir yıl içerisinde CHP Kocaeli Milletvekili seçildim. Ben o dönem adaylık sürecinde kaybettikten sonra vazgeçseydim, yılsaydım bugün burada Fatma Kaplan Hürriyet olarak oturuyor olmazdım.
İşinizle ilgili olarak, birisiyle 1 saat sohbet etme şansınız olsa, bu kişi kim olurdu? Neden?
Kesinlikle ve kesinlikle Leyla Atakan olurdu. Hatta bir saatin bile yeteceğini sanmıyorum. O kadar çok konuşmak istediğim, öğrenmek istediğim şey var ki. 1970’lerde kadın olarak siyasete girmek, onun başardığı şeylerin yarısını bile başarmak çok büyük bir olaydı. Leyla Hanım, İzmit Belediye Başkanı olarak direkt vatandaşların oylarıyla seçiliyor. İnsanların ona bu denli güvenmesi, bu güveni de Leyla Atakan’ın kadın olarak sağlaması büyük bir devrim. Ondan alacağım her bir nasihat benim için çok ama çok değerli olurdu.
İş yaşamınızdaki mottonuz nedir?
Karşına ne çıkarsa çıksın, gülümsemekten asla vazgeçme ve zorlukları gülümsemenle aş.
Çocuğunuz, sizinle aynı işi yapmak istediğini söylese, ona vereceğiniz en önemli nasihat ne olurdu?
Benimle aynı işi değil ama insanlara en faydalı olacağına inandığı işi yapması için onu elimden geldiğince desteklerim. Yapacağı iş ne olursa olsun, çevresine örnek olmasını, insanlara olabildiğince dokunmasını isterim. Ve hayallerine ulaşması için önüne çıkan engelleri aşması konusunda cesaretli olmasını, dünyadaki tüm canlılara karşı sonsuz sevgi ve saygı dolu yaşamasını nasihat ederdim. Tabii ki oğlumun bu hayatta mutlu bir birey olması en büyük temennim.
NASIL ARANDI: #izmitbelediyebaşkanı #fatmakaplanhürriyet #kocaelinintekkadınbelediyebaşkanı #avukat #başarı #yolculuk #kazanımlar #başarılıkadın #güçlükadın #kocaeli
