Volkan Yıldız… O, bir babanın evladı için yapabileceklerinin sınırı olmadığını kanıtlayan bir isim. Yıldız; kızı Zeynep Asya ile daha kaliteli vakit geçirmek için kilo verirken sporu hayatının bir parçası haline getirmiş. Katıldığı sayısız yarışmada onlarca madalya ve derece almakla kalmamış, adını Guinness Rekorlar Kitabı’na yazdırmayı da başarmış.
2018 yılında katıldığı Runatolia Maratonu’nda denenmemişi deneyerek 3 saat 29 dakika boyunca ip atlayarak koşan Volkan Yıldız, bu alanda dünya rekorunu kırmayı başarmış. Şu sıralar triatlon ile ilgilenen ve ‘Ironman-Demir Adam’ yarışmasına katılmaya hazırlanan Yıldız, kendi sınırlarını zorlamaya devam ediyor.
1981 Ankara doğumluyum. 10 yıldır iş dolayısıyla Gölcük’te yaşıyorum. Evliyim, Zeynep Asya isimli bir kızım var.
Geldiğim noktada, elde ettiğim tüm başarılarda kızımın payı var. Her şeyi onun için yaptım, koşmaya da kızım için başladım. 2012 yılında, kızım Zeynep Asya bir yaşındaydı. Bir gün onu parka götürdüm. O dönem 175 santimetre boya rağmen 90 kiloydum. Parkta kızımı gezdirirken, oyun oynayan çocukların topu ağaçta kaldı. Babalarından yardım istediler ama diğer babalar da benim gibi biraz kiloydu, ‘çıkamayız ağaca’ dediler. O an ‘Bir gün benim kızımın topu da ağaçta kalırsa, ona nasıl ‘alamam’ derim’ diye düşündüm. O günden itibaren hayatıma hareket katmaya, spor yapmaya karar verdim. Spor, koşuyla hayatıma girdi. 89 kiloyla koşmaya başladım, 68 kiloya kadar düştüm.
Spor yapmayı istiyordum ama zamanım yoktu. Daha doğrusu ben spor için bir vakit ayırılması gerektiğini düşünüyordum. Buna gerek olmadığını sonra anladım. Şimdi spor hayatımın bir parçası. Zamanım yoksa işe koşarak gittim, işten eve koşarak geldim. Çoğu zaman servis beklemiyorum, bisikletime atlayıp eve geliyorum. Bu tür aktiviteler bana spor oluyor. Ailemle yüzmeye gidiyordum, onlar sahilde oynarken 2 kilometre yüzüp geri dönüyordum. Sabah daha kimse uyanmamışken koşuya çıkıyor, saat 08.00’de kahvaltıya yetişiyordum. Kısacası ailemden ödün vermeden spor yapmayı öğrendim. Ailem, arkadaşlarım çoğu zaman spor yaptığımı anlamıyor bile.
Önce koşu bandında koştum. Haftada 2-3 gün 30-40 dakika koşuyordum ama daha iyisini yapmak istiyordum. ‘Her gün koşabilir miyim?’ diye kendimi motive etmeye başladım ve bunu denedim. Baktım her gün koşabiliyorum, ‘koşu bandında en fazla ne kadar koşabilirim’ diye denemeler yapmaya başladım. Koşu bandının limiti 99 dakika imiş… Ben zaman içinde bu süreyi yakaladım. O zamanlar dışarıda koşma alışkanlığım yoktu. Bu limiti de başarınca arkadaşlarımla dışarıda koşmaya başladım. Sporla kilo verdiğimi görünce de koşuya ilgim daha da arttı. Ardından yarışları takip ettim ve bu yarışlara katılma kararı aldım.
İlk olarak Eylül 2012’de Belgrat Ormanları’nda yapılan bir yarışmaya katıldım. 300 kişinin katıldığı bu yarışta 9’uncu oldum. İyi koştuğumu görünce bunun üzerine gittim ve daha çok yarışmaya katılmaya başladım. Bir süre sonra yarışlara katılmak benim vazgeçilmezim oldu. Yarışmalara katılırken kendimi nasıl geliştiririm, nasıl daha hızlı koşabilirim diye araştırmalar da yapıyordum. ‘Koşu Dünyamız’ isimli bir koşu grubuna katıldım. Koşmayı seven, profesyonelce koşan insanların buluştuğu bu platform sayesinde koşular ve beslenme hakkındaki bilgimi artırdım. Bu durum benim daha da gelişmemi sağladı ki artık daha hızlı ve uzun mesafeler koşabiliyordum. Yarışlarda ilk 3 içine girerek kürsülere çıkıyor ve madalya alıyordum.
Koşu Dünyamız grubunun kaptanlarından Gülsüm Rüstemoğlu’nun teşvikiyle dünyanın en prestijli maratonu olan, koşucuların davetiyeyle katılabildiği Boston Maratonu’na katıldım. Maratonu 2 saat 51 dakikada tamamlayarak en hızlı maratonumu koştum. Bunu da yaptıktan sonra artık koşuda farklı bir şeyler denemek istediğimi fark ettim ve bu sırada Zeynep Asya sayesinde ip ile tanıştım. Kızımla bir spor mağazasını gezerken, içeride ip atlama yarışması olduğunu gördük. Kızım da ip atlamak istedi. İki tane ip aldım ama ne ben ne de Zeynep Asya ip atlamayı biliyorduk. Videolar seyrettim, ip atlamanın püf noktalarını öğrendim ve kondisyona olan faydasını da görünce ip atlamaya başladım.
Koşu Dünyamız’ın kaptanlarından Gülsüm Rüstemoğlu, ip atlayarak en hızlı maraton koşan Amerikalı bir atletin Guinness rekoru kırdığını söylemişti. Bu bana ilginç geldi. O sırada hem koşuyor hem de ip atlıyordum ama antrenmanlarda zamanı daha iyi değerlendirmek istiyordum. ‘İp atlayarak koşayım’ diye düşündüm. 2017 yılında ip atlayarak koşma antrenmanlarına başladım. Kasım 2018’de Antalya’da Runatolia Maratonu vardı, orada ip atlayarak koşmaya karar verdim. Bu konuda Koşu Dünyamız sporcuları ve kaptanları da beni destekledi.
İple koşmaya ilk başladığımda önce 5 kilometre koştum. Sonra 10 kilometre, 15 kilometre… İple koşmak çok zor. Antrenman yapıyordum ama zemin bozuk olduğu için ip takılıyor, yarım saat ip çevirmekten kollarım yoruluyordu. Sonra kollarımı dinlendirmenin yollarını buldum, mesafeleri arttırdıkça özgüvenim de arttı. Guinness Dünya Rekorları’na başvurmadan önce kendimi denemem gerekiyordu. 2017 yılı kasım ayındaki İstanbul Maratonu’nda ip atlayarak koşmaya karar verdim ve maraton içinde ip atlayarak sessiz sedasız en uzun mesafe olan 21 kilometreyi koştum. Su molalarında durmam ve bazı yerlerde ipin ayağıma takılması kafamda soru işaretleri bıraksa da tam konsantrasyonla bu durumun üstesinden gelebileceğime emindim. Artık hedefim 2018 Runatolia Maratonu’nda rekor kırmaktı.
Elbette. Benden hızlı koşan ve benden hızlı ip atlayan yok diyemem ama ikisini bir arada yapan yoktu.
Runatolia yetkilileriyle konuşarak rekor denemesi için gerekli izinleri aldım ve Koşu Dünyamız’ın yardımıyla Guinness temsilciliğine resmi başvurumu yaptım. Gunniess, yapılan işin en profesyonel şekilde gerçekleşmesini istiyor. Koşarken kullandığım ipin özelliklerinden kameranın modeline, koşulacak parkurun valilikçe onaylı olup olmadığına, federasyonun izin verip vermediğine kadar her şeye bakıyor. Bu işin en kolay kısmı ip atlayarak koşmakmış, bürokratik kısmı ise en zor kısmıymış, onu anladım. Bütün işlemler tamamlandıktan sonra, 4 Mart 2018’de Antalya’da Runatolia Maratonu’nda 3 saat 29 dakika ip atlayarak koşup rekor kırdım, eylül ayında da rekorum onaylandı.
Benim dışımda kimse yok. Şunu da belirteyim, benim rekorum kırılmadığı sürece bir daha iple koşmam; rekor kırılırsa o rekoru kırmak için uğraşırım. Şu an başka spor dallarına yöneldim.
Şimdi triatlon yapıyorum. Triatlon’un Antalya Belek’te yapılacak ‘Ironman-Demir Adam’ mesafeleri var. 1900 metre yüzme, 90 kilometre bisiklet, 21 kilometre de koşu. 3 Kasım’da yapılacak bu yarışmaya hazırlanıyorum ama buraya Gunniess rekoru için hazırlanmıyorum. Hedefim iyi derece almak ve triatlon rekorlarını kırmak.
Her gün evden bir saat önce çıkıyorum, işe bisikletle gidiyorum. Öğle arasında koşuyorum, akşam da bisikletle havuza ya da Değirmendere sahiline geliyor, yarım saat yüzme antrenmanıyla günü tamamlıyorum. Aslında benim spor yaparken verdiğim mesaj; spor ne zordur ne ekstra bir zaman ister ne de aile hayatınızdan çalar.
Spor hayat kalitesini artırıyor. Spora vakit ayırmayı beklemeyin; vakit çok, yeter ki isteyin. Şu an kızım 7 yaşında onu da spora alıştırıyorum. Ben koşarken kızım da beni bisikletle takip ediyor. Bir spor bilinci kazansın diye onu çocuk yarışlarına götürüyorum. Anne-babalar da şimdiden çocuklarını spora yönlendirebilir, sporu ailece hayatlarının bir parçası yapabilir.
NASIL ARANDI: #Kocaeli # Guınness rekortmeni # Volkan Yıldız # spor # sağlık # guinness # rekor # madalya # başarı # ödül
