27-04-2024 07:27

6 kez şampiyon oldu

2017-04-04    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2017-04-04
.stripslashes($urun->baslik).

HABER: Didem KÖSEOĞLU

Macar heykeltıraş ve mimar Ernõ Rubik tarafından, 1974 yılında icat edilen ve o yıllarda ‘sihirli küp’ adıyla piyasaya sürülen Rubik küpü, popülaritesini hala koruyor.

Renkli yüzleri bir araya getirmek için hayatımızda en az bir kez elimize almış olduğumuz Rubik küpü, dünyanın en çok satılan oyuncaklarının başında gelse de aslında ‘çocuk oyuncağı’ değil. Ülkemizde ‘sabır küpü’ olarak da adlandırılan, ancak çözmeye çalışırken sabrımızı kısa sürede taşıran küp, sayısız algoritma ve buna bağlı hamlelerle çözülebiliyor. Bunun için de işin tekniğine hakim olmanın yanı sıra bıkmadan, usanmadan, sıkılmadan, vazgeçmeden sayısız kez antrenman yapmak gerekiyor.

Bu öyle bir tutku ki dünyanın pek çok ülkesinde Rubik küp turnuvaları düzenleniyor, yarışmacılar çeşitli boyutlardaki küpleri en kısa sürede çözmek için saniyelerle değil, saliselerle yarışıyor.

İzmitli lise öğrencisi Mert Sağdınç ise bu alanda kentimizin gururu...

Rubik küpünün tüm algoritmalarını çözen ve katıldığı turnuvalarda tam 6 kez Türkiye şampiyonu olan Mert, şu sıralar tem-muz ayında Paris’te düzenlenecek olan dünya şampiyonasına hazırlanıyor. Kocaeli Üniversitesi Fizik Profesörü Seda Sağdınç ile Sabancı Üniversitesi yöneticilerinden İrfan Sağdınç çiftinin oğlu olan Mert ile şampiyonluk serüvenini konuştuk.

 

Mert, öncelikle seni tanıyalım...


3

2000 doğumluyum. Kartepe’de bulunan Ali Fuat Başgil Sosyal Bilimler Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisiyim. Annem Seda Sağdınç, Kocaeli Üniversitesi’nde fizik profesörü; babam İrfan Sağdınç ise Sabancı Üniversitesi yöneticilerinden.

Rubik küple tanışman nasıl oldu?

12 yaşındayken, yazlıkta bir arkadaşımla girdiğim iddia sayesinde... Anneannem pazardan benim için 3x3’lük bir küp almıştı. Arkadaşım da küp yapmasını biliyordu. ‘Ne var ki bunda, ben de yapabilirim’ dedim ama bu işin göründüğü kadar kolay olmadığını çabuk anladım. Bütün gün uğraşmama rağmen küpü çözemedim, iddiayı kaybettim. Bu olaydan sonra hırs yaptım, internette araştırmalar yapıp Rubik küplerin çözümünü gösteren videoları izlemeye başladım. 2 hafta sonra, tek sırayı yapabilir duruma geldim. Yaklaşık 1 ay sonra da standart küpü çözmeyi başardım.

Küp çözmeyi bir iddianın ötesine taşıyarak turnuvalara geçiş yapma hikayenden de bize bahsedebilir misin?

O günden sonra küp çözmeyi bıraktım ama internetten küple ilgili forumları, sayfaları takip etmeye devam ediyordum. Sonra 2013’ün temmuz ayında İstanbul’da bir turnuva düzenlendiğini öğrendim. Antrenman yapmadığım için o turnuvaya katılamadım, ancak 2014’teki turnuvaya katılmayı aklıma koyunca, antrenmanlara yeniden başladım.

İlk turnuva nasıl geçti?

Ankara’da düzenlenen bir turnuvaydı ve ilk deneyim olarak gayet iyi geçti. Ortamı gördüm, camiayı tanıdım, o güne kadar internetten konuştuğum insanlarla tanışma fırsatım oldu. O günlerde 3x3’lük küpü evde 1,5 dakikada çözüyordum, ancak turnuvada 30 saniyede çözebildim. Böylece kendi rekorumu da kırmış oldum. Aynı yıl bir turnuvaya daha katıldım ve 25 saniye sonucuyla ayrıldım. Anlayacağınız, aynı zamanda TEOG’a hazırlandığım o yıl, acemilik dönemi turnuvalarım iyi geçti.

Peki, ilk gerçek başarı ne zaman geldi?

2015 yılındaki turnuvada... 2014 yılından itibaren, 6 ay boyunca her gün 150 defa küp bozup, çözdüm; böylece 3x3 küp için çözme sürem 13 saniyeye kadar düştü. Artık küp çözerken daha çok eğleniyor, daha düzenli çalışıyordum. Turnuvada, 4x4 küpü 43 saniyede çözdüm. Bu skor, Türkiye’de 2’nciliğe denk geldi. Ayrıca, turnuvada birçok dalda da ilk 3’e girmeyi başardım ve podyuma çıktım. Böylece camia içinde dikkat çektim, tanınmaya başladım.

Aynı zamanda ilk madalyanı da almış oldun...

Aslında öyle olması gerekiyordu, fakat turnuvanın sponsoru olmadığı için madalyalar takdim edilemedi. Ben o yüzden ilk kupamı ve madalyalarımı ondan sonraki turnuvalarda aldım. Neyse ki şimdi sponsorumuz var ve böyle bir durum söz konusu değil.

Şampiyonluk ne zaman geldi?

2015’in temmuz ayında Ankara’da bir turnuva daha düzenlendi. Şanslıydım, çünkü Rubik küpte Türkiye şampiyonu olan yarışmacı arkadaş üniversite sınavlarına hazırlandığı için turnuvaya katılmamıştı. Ben de bu durumu değerlendirerek, ona yetişmeye çalıştım. O turnuvada, Türkiye’ye o yıl gelmiş olan ‘scup’ küp kategorisinde ilk Türkiye rekorunu kırdım ve ilk kupamı aldım.

Ama başarılar bununla da sınırlı kalmadı, değil mi?

Geçen yaz, İzmir’de bir turnuva daha vardı ve tam da 15 Temmuz’a denk geldi. Biz annemle İzmir’e gelmişiz, hiçbir şeyden haberimiz yok. Otel odasında küplerimi yağlıyorum, babam aradı. Ülkede neler olduğunu öyle öğrendik. Neyse ki hiçbir şey olmadı da 16 Temmuz sabahı biz çok rahat bir şekilde turnuva alanına gittik. O şartlar altında 4x4, 5x5, tek elle ve Scup’da birincilikler elde ettim.

Peki, şimdi sırada ne var?

Şimdiye kadar her turnuvada ilerleyerek yol aldım. Avrupa’da uzun zaman sonra ilk 100’e giren ilk Türk oldum. Şimdi, temmuz ayında Paris’te gerçekleşecek dünya şampiyonasına katılacağım.

Gözünü dünya şampiyonluğuna dikmiş bir Türk genci olarak neler hissediyorsun?

Öncelikle çok mutlu ve heyecanlıyım. Şimdiye kadar olduğu gibi Paris’te de dostluk kazanacak. Ama tabii dünya şampiyonasında benim de gözüm yüksek skorlarda. Hedefim dünya klasmanı skorlarına inmek. 3x3’de 10 saniyenin altı, 4x4’lük rubik küpte 40 saniyenin altı, tek elle küp çözmede ise 15 saniyenin altına inme hedefindeyim.

Küp çözmede skor nasıl belirleniyor?

Skor belirlemede ortalama süre baz alınıyor. Yani kısaca açıklamak gerekirse, yarıştığınız küpü 5 kere bozup, yeniden çözüyorsunuz. İlk ve sonuncu skor değerlendirmeye katılmıyor; aradaki 3 küp çözümünün skor ortalaması alınıyor. Çıkan sonuç da sizin skorunuz olmuş oluyor.

 

BUNU HERKES YAPABİLİR


kup_roportaj3

Sen aynı zamanda okuluna da devam ediyorsun, günde kaç saatini küp antrenmanına ayırıyorsun?

Günde sadece 45 dakikamı küplere ayırıyorum. Annem en büyük yardımcım ve antrenörüm. Evi bir turnuva ortamına çeviriyoruz, böylece daha verimli çalışabiliyorum.

Küp çözmede başarının, zeka ya da yetenekle bir ilgisi var mı?

Aslına bakarsanız, isteyen herkes yapabilir. Belli bir algoritması var ve doğru hamleler neticesinde küpü tamamlayabilirsiniz. Tabii her hamlenin bir sonraki hamlede neler getireceğini hesaplamış olmak gerekiyor ve elbette, sıkı bir antrenman. Herkes yapabilirse senin ayrıcalığın ne diyecek olursanız da şunu söyleyebilirim; sonuçta herkes koşmayı biliyor ama bir Usain Bolt olamıyor.

Peki, küplerden elde ettiğin bu başarılar sayesinde arkadaş çevrende popülerliğin arttı mı ya da arkadaşlarının davranışları değişti mi?

Ben liseye başladığım zaman zaten küp çözmeye başlamıştım. Bir de yapı olarak girişken birisiyim. O yüzden lisedeki arkadaşlarımın arasında her zaman popülerdim. Tabii şampiyonluklardan sonra daha tanınır oldum, karşıdan görünce ‘o küpleri çözen çocuk’ diyorlar.

Senin sayende küp çözmeye başlayan arkadaşların var mı ya da sen onlara bu işin püf noktalarını anlatıyor musun?

Evet, etrafımda birçok arkadaşım da küp çözmeye başladı. Benden yardım istediklerinde her zaman elimden geleni yapıyorum. Zaten benim Youtube’ta ‘Algo Mert’ isminde bir kanalım da var. Sürekli o kanala kendi çektiğim eğitici videoları yüklüyorum.

 

BANA ‘ALGO MERT’ DİYORLAR


1

Lakabın bu mu? Algo Mert...

Evet, küp işi algoritmalardan oluştuğu için arkadaşlarım bana Algo Mert diyor. Bu lakap benim de çok hoşuma gidiyor.

Son olarak küp çözmeye yeni başlayacak olanlara neler tavsiye edersin?

Öncelikli tavsiyem, asla vazgeçmemeleri. Ben ilk öğrendiğim zaman küp yapmaya ara vermiştim, bu yüzden zaman kaybettim. Diğer tavsiyem de küp çözmeye başlamadan önce karıştırmanız gerekiyor ve istediğiniz bir rengi artı şekline getirerek, çözmeye başlıyorsunuz. Ben çözmeye beyaz renkten başlamaya alıştım ve bu benim için zaman kaybı. Sürekli tek bir renk değil de bütün renkleri ara ara deneyerek küp çözmeye başlasınlar.

 

NASIL ARANDI: #Algo Mert #Ankara #birinci #İrfan Sağdınç #Kocaeli #Zeka Küpü

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.