Makas İzmit Salonu’nun başarılı işletmecisi Nihan Çakıcı, hem iş yaşamının hem de sosyal hayatın sevilen isimlerinden. Uzun yıllar sağlık sektöründe hastane yöneticiliği yapan, aynı dönemde Türkiye’nin ilk medikal turizm şirketini kuran Nihan Çakıcı, şimdi kariyerine çok farklı bir sektörde devam ediyor.
Yaklaşık 5 yıldır, işletmesini üstlendiği Makas İzmit’te, Kocaelili kadınları en trend saç ve makyaj uygulamalarıyla buluşturan Çakıcı; çevresinde, işine gösterdiği özenin yanı sıra kendine has, şık giyim tarzıyla tanınıyor. Genellikle spor parçaları tercih etse de her kombinine şık bir yorum katan Nihan Hanım’ın gardırobunu Kocaeli Life okurları için mercek altına aldık.
Başiskele’de, Evimiz Kocaeli sitesinde oturuyorum. Daha önce Kartepe’deki Villam sitesinde ve bir süre de Maşukiye’de yaşadıktan sonra merkeze daha yakın olan bir siteye taşındık. Bu sayede hem iş yerime hem de oğlumun aktivitelerine rahatlıkla ulaşabiliyorum.
Oturduğum yerde benim için en önemli kriterler güvenlik; oğlumun arkadaşlarıyla aynı ortamda güven içinde geçirebileceği bir site ve sosyal tesis imkanlarıdır. Yaşadığım evde ise olmazsa olmazım, salonda yüksek camlar ve önü kapanmayan bir manzara. Mutfakta vakit geçirmeyi seven biri olarak, mutfağımın ferah ve konforlu olması da benim için önemli.
Evimin en sevdiğim köşesi, salonum. Salonumda kitap okumaya, film izlemeye ve en önemlisi müzik dinlemeye bayılırım.
Pikabım, en sevdiğim eşyam… Klasik türden plaklarım, kitap okurken ve misafirlerimi ağırlarken vazgeçilmezim oldu. Kitaplarım da çok kıymetlidir. Kitap, benim hep en keyif aldığım ve her alanda kendimi yenileyip geliştirebildiğim en önemli şey.
Uzun yıllar hastane yöneticiliği yaptıktan sonra İstanbul Makas Kuaför markasını hem dostum hem de ortağım olan Nurşen Kocayaş ile birlikte İzmit’e getirerek farklı bir yatırım yaptık. Salonumuzun işletmeciliğini ben yürütüyorum, bu sebeple hafta içi bütün vaktim salonda geçiyor. Salona gelen misafirlerimi en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyorum; bazen de onlara stil danışmanlığı hizmeti veriyorum.
Boş vakitlerimin büyük çoğunluğunu oğlumla geçiriyorum. Kalan zamanımı dostlarımla ve annemle geçirmeyi seviyorum. Annemle yemeğe veya sinemaya gitmenin tadı başka oluyor. Ayrıca, kuruluşundan itibaren Kocaeli İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (KOİDER)’in üyesiyim. Derneğimin hiçbir etkinliğini kaçırmamaya özen gösteriyorum.
Hafta sonlarında en sevdiğim aktivite, oğlum ve arkadaşlarımla ya İstanbul’da ya da Sapanca’da vakit geçirmek. İzmit’e yerleşmeden önce İstanbul’da yaşadığım için oradaki arkadaşlarım ve ailemle zaman geçirmeyi çok seviyorum. Hafta sonları bir yere gitmemişsem mutlaka sinemaya giderim.
Sosyal medya benim için sadece Instagram’dan ibaret. İşim sebebiyle sürekli paylaşım yapmak ve yenilikleri takip etmek durumundayım. Özel hayatımda, özellikle arkadaş ortamındayken hikaye paylaşmayı seviyorum. Farklı mekanları hatta alışveriş noktalarını keşfetmek için de sosyal medya vazgeçilmezim desem yanlış olmaz. Bununla birlikte sürekli telefon eline yapışık yaşayan fanatiklerden değilim. Sosyal medya benim için boş vakitlerimde kullandığım bir uygulama sadece.
Sinemaya gidemediğim zamanlarda evde Netflix üzerinden film izliyorum. Sinemada en son Naim Süleymanoğlu’nun hayat hikayesini anlatan filmi, oğlumla birlikte izledim. Uzun zamandır izlediğimiz en keyifli filmdi diyebilirim. Netflix’te ise neredeyse tüm dizileri izledim. Türk yapımı olarak Atiye’yi çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim.
Kesinlikle Sezen Aksu ‘Demo’ albümü. Muhteşem bir uyarlama. Genellikle arabada radyo dinlemeyi tercih ediyorum, evde ise sadece plak dinlerim. Vazgeçilmez plaklarım var. Louis Armstrong, Frank Sinatra, Gökben ve Ajda Pekkan en takıntılı dinlediklerim arasında.
Aslında çok fazla isim sayabilirim. Özellikle babam Eşref Bengi Özbilen’in çevirdiği tarih kitapları, baskıdan çıktığı gibi evimizde ilk okunanlar arasında yer alır. Zülfü Livaneli’nin nerdeyse tüm kitaplarını okudum. Bunun dışında Azra Kohen, Dan Brown (tüm seriyi fanatik bir şekilde takip eder alırım), kişisel gelişim yazarlarından Ahmet Batman, Guy Finley ve Paul McKenna en beğendiklerim. Bu arada Rana Kaplan’ın ‘Koçluk Kitabı’N isimli kitabını hala ara ara elime alır baştan okurum.
İş hayatım sebebiyle uzun yıllar takım elbise giymek durumunda kaldığım için artık daha rahat kıyafetleri tercih ediyorum. Net bir tarzım olduğu söylenemez, spor giyinmeyi severim ama her kombinimde ufak şıklıklar yaratırım. Klasik giydiğim cekete ya bir spor ayakkabı ya da jean eşlik edebilir. Özellikle etek giymekten çok keyif aldığımı söyleyebilirim. Aslında şapka en hayran olduğum aksesuar ama maalesef yaşam tarzımızın içinde yer almadığı için kullanamıyorum. Yine de mutlaka her sene alıp gardırobumun bir köşesine koyarım.
Alışveriş benim için her zaman ayrı bir rehabilitasyon şekli olmuştur. Bazen kafamı dağıtmak için saatlerce internette mağazaları gezdiğimi bilirim. Özellikle tek bir marka üzerinden gitmiyorum, sadece tarzıma göre alışveriş yapmayı tercih ediyorum. En çok tercih ettiğim markalar Zara, Roman ve İpekyol. Bu markaların kıyafetleriyle her ortama uygun bir kombin yaratabiliyorum.
İlk tercihim Calvin Klein, ikinci tercihim ise Zara.
Çok fazla spor ayakkabı kullandığım söylenemez ama alacağım zaman tercihim sadece Nike oluyor. Ben genellikle Sneaker giymeyi seviyorum hem klasik hem de spor tarzıma daha uygun buluyorum. Sneaker için tercihim ise çoğunlukla Elle ve Lacoste oluyor.
Gece ayakkabısı bence bir kadının kendini hem şık hem de çok rahat hissettiği bir model olmalı. Bu sebeple en çok kullandığım marka Nine West, Elle ve Hotiç. Elle ve diğer farklı markalar için çok sevdiğim arkadaşım Sedef Köşe’nin sahibi olduğu Gatta Shoes, mutlaka ziyaret ettiğim bir mağazadır. Tarzını çok beğenip sosyal medya üzerinden takip ettiğim çok güzel markalar da yok değil.
Gömleği sadece klasik giyimde değil, günlük hayatımda da kazak içine ya da kot üstüne giymeyi çok severim. Gömlekte kumaşın kalitesi ve rahatlığı kadar şıklığına da önem veririm. Bu sebeple tercihim genellikle Beymen, İpekyol ve Network oluyor.
Çanta bence bir kadının en önemli aksesuarı. Bu nedenle çanta seçimine önem veriyorum; her kıyafete uyumlu olmasından daha çok kalitesine ve şıklığına dikkat ediyorum. Çantada en çok kullandığım marka Guess. Gerek davetlerde gerekse günlük hayatta en rahat model bulabildiğim marka o. Diğer tercihlerim ise Beymen ve Vakko. Bu markaların dışında çanta alma alışkanlığım pek yok açıkçası.
Gardırobumda görmekten en hoşlandığım parçalar eteklerim ve jean’lerim. Çok sevdiğim kıyafetleri en önde tutmayı ve sıklıkla giymeyi sevenlerdenim.
Benim moda ikonum Siren Ertan. Yaptığı her tasarımın ve kendi giyiminde tercih ettiği kombinlerin çok sıkı takipçisiyim. Onun dışında çok sevdiğim arkadaşım Gülşen Aydın’ın kendi tarzını yansıttığı haute couture modellerine hayranım.
Kış aylarının vaz geçilmezi bot, en son aldığım ürün.
Parfüm seçiminde, kişinin kullanım alanı kadar teniyle uyumlu olması da çok önemli. Bu sebeple benim tercihim günlük hayatta My Burberry.
Özel bir davette veya gece dışarıya çıktığımda ise Chanel Chance ve Elie Saab kullanıyorum.
Saçın sağlıklı uzaması ve boyaya karşı korunması açısından, kullanılan şampuanın ne kadar önemli olduğunu işletmeciliğini yaptığım Makas markası sayesinde öğrendim. Bu sebeple tercihim, paraben içermeyen ve organik malzemelerden üretilen Davines. Davines’in özellikle renk koruyucu şampuanları sayesinde saçımın renk kalitesi hep aynı kalabiliyor.
Cilt bakımı en aksattığım konu. Oysa özellikle kış aylarında cilt temizliği en fazla dikkat etmemiz gereken noktalardan biri olmalı. Bu anlamda günlük temizliğime önem versem de daha derin bir bakıma pek vakit ayırabildiğim söylenemez. Cilt temizliği ürünü ve nemlendirici olarak Sothys, en keyif aldığım ürün.
Saçımın kesimi, bakımı ve renklendirmesini kendi salonumda yaptırıyorum. Sürekli saçının modelini değiştiren biri değilimdir ancak benim için her seferinde aynı tonu tutturmak çok önemlidir.
Estetik uygulamalarla çok fazla zaman geçiren biri değilim. Bundan 15 sene önce burun estetiği yaptırmıştım; bunun dışında senede bir veya iki defa mutlaka botoks yaptırırım. İnsanın doğal görünümünü çok değiştirmeden, rahatsız olduğu bölgeleri estetik ameliyat veya operasyonsuz küçük dokunuşlarla değiştirmesinde bir sakınca görmüyorum.
Özel olarak yaptığım tek uygulama, yüzümü temizledikten sonra leke tedavisi için uyguladığım pirinç suyu kürüdür. Cilt beyazlatma özelliği sayesinde, pirincin leke tedavisini destekleyen çok güzel bir ürün olduğunu keşfettim. Kürü uygulamak isteyenler için tarifini de vereyim: Küçük bir tencereye yarım kase pirinç ve üzerine çıkacak kadar su koyuyorum. Yarım saat beklettikten sonra süzüyorum. Bir parça kağıt havluyu, gözler, burun ve ağzı açıkta bırakacak bir maske şeklinde kesiyorum. Son olarak kağıt havluyu pirincin suyuyla ıslatıp, yüzüme uyguluyorum.
Hastane yöneticiliği yaptığım dönemde sağlık turizmiyle de ilgileniyordum. Bu nedenle yaklaşık 10 yılım, Avrupa ve Ortadoğu’ya yolculuklarla geçti. Çocuk sahibi olduktan sonra bu durum değişti. Uzun zamandır yurt dışına çıkamadım.
Gittiğim ülkeler arasında en keyif aldığım yer Yunanistan oldu. İki ayrı ülke olmamıza rağmen yemek ve eğlence anlayışlarımız, yaşam tarzlarımız birbirine çok benziyor. Bu sebeple Yunanistan’a her gittiğimde kendimi çok rahat hissetmişimdir. Bunun dışında Bahreyn’in, Ortadoğu’nun en hoş ülkesi olduğunu düşünüyorum.
Hafta sonları, özellikle şehir dışından gelen misafirlerim varsa, mutlaka Elite World Sapanca’yı tercih ediyorum. Hem kahvaltısı hem de SPA’sı çok keyiflidir. Çok sevdiğim bir diğer mekan ise Beta Home Gölevi. Sahipleri inanılmaz konuksever ve mutfağı bir harika.
Hafta içinde kahvaltı etmeye pek vakit bulamasam da fırsat buldukça gittiğim mekan, Diva Garden. Sevgili arkadaşım Elif Ergüney ve eşi Levent Bey’in birlikte işlettiği mekanın kahvaltısı ve muhteşem tatlıları vazgeçilmezlerim arasında.
Açıkçası iş yoğunluğum ve oğlumla ilgilenmem sebebiyle sürekli gittiğim bir eğlence mekanı yok. Fırsat yaratabilirsem, akşam yemeği ve sonrasında eğlenmek için sadece İstanbul Ortaköy’deki Ruby’e gitmeyi tercih ediyorum.
NASIL ARANDI: #tarz # giyim # moda # kadın # koceli life # ikon # stil # nihan çakıcı # kocaeli # dergi # yaşam
