23-04-2024 12:38

Kariyerine bir yıldız daha ekledi; Harun Özgür Yıldızlı

2019-07-03    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2019-07-03
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: Zeynep Akar
FOTOĞRAFLAR: İsmail Hakkı Timuçin

 

 

NİVTRA Mühendislik ve YILDIZLI İnşaat’ın ortaklarından, genç iş adamı Harun Özgür Yıldızlı, hem ticari hayatındaki başarılar hem de ilimiz siyasetinde üstlendiği aktif rolle adından sıkça söz ettiriyor.

Öğrencilik yıllarından itibaren hem iş hem de siyaseti bir arada yürüten Yıldızlı; eğitimi, mükemmeliyetçi yapısı ve çalışkanlığıyla başarı merdivenlerini hızla tırmanıyor.

Son olarak Sapanca Kırkpınar’da NG Tasarım Otelcilik’in ikinci otelinin inşaatına başlayarak parlak kariyerine bir yıldız daha ekleyen Harun Özgür Yıldızlı’yı Sapanca’daki evinde ziyaret ettik; başarı hikayesini ve gelecek hedeflerini kendisinden dinledik.

 

Harun Bey, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

1977, İzmit doğumluyum. Mühendis bir baba ve ev hanımı annenin oğluyum. İlk ve ortaokulu Özel Seymen Koleji’nde, liseyi İzmit Lisesi’nde tamamladım. Bilkent Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı ve Kentsel Tasarım Bölümü mezunuyum. Evliyim, Nazım ve Zeynep adında 2 çocuğum var.

 

İnşaat sektöründe faaliyet gösterdiğinizi biliyoruz. İş dünyasına adım atışınız nasıl oldu?

Bilkent Üniversitesi’ni kazanınca, eğitimim için Ankara’ya gittim. 1996’da yani hazırlık sınıfını bitirdiğim yıl, abim askere gidince işlerin yürümesi noktasında babamın desteğe ihtiyacı oldu. Ben de kaydımı dondurarak İzmit’e geri döndüm. 3 yıl kadar işlerin başında durduktan sonra tekrar Ankara’ya giderek eğitimimi tamamladım, okulu dereceyle bitirdim. O günden beri aktif olarak iş hayatının içindeyim.

 

Hala aile şirketinizde mi devam ediyorsunuz?

Evet. Şu anda iki şirketimiz var. Nivtra Mühendislik, anneme ve babama ait. Yıldızlı İnşaat’ta ise babam, abim ve ben ortağız. Şirketin genel müdürlüğünü ben yapıyorum.

 

MÜKEMMELİYETÇİ BİR İNSANIM

 

Şu anda inşaat sektöründe oldukça iddialı projelere imza atıyorsunuz… Bu başarının hikayesini dinlemek isteriz.

İş hayatına başlarken, siyasetle uğraşıyor olsam da asla belediyelerle çalışmayacağıma dair bir karar almıştım. Çalışacağım kurum ve kişiler, beni siyasi görüşümle değil yaptığım işin kalitesiyle değerlendirsin istedim. Öyle de yaptım. Mükemmeliyetçi bir insanım ve çok çalışmadan hiçbir yere varılamayacağına inanırım. Bu anlayışla yola çıktım ve 2003 yılında fabrikalarla çalışmaya başladım. Büyük firmaların ufak tefek işlerini yaptık. Petrol Ofisi, Çelik Halat, Total gibi şirketlerin inşaat ve tadilat işlerini aldık. Daha sonra 2006 yılında, Kocaeli Üniversitesi ile çalışmaya başladık, üniversitemize çok önemli hizmetler verdik.

 

İş hayatınızda dönüm noktası olarak değerlendirdiğiniz ilk iş hangisiydi?

İş hayatına yeni başladığım dönemde Petrol Ofisi’nin tesisat müdürü rahmetli Abdülbaki Tekir idi. O zamanlar biz genciz, o da genç. Petrol Ofisi’nin bir işi nedeniyle tanıştık. Benim çalışkan birisi olduğumu görünce, birlikte çalışmaya başladık. Petrol Ofisi lojmanlarının 24 dairesinin tadilatı ihalesini aldık ve kısa sürede bitirdik. Sonra, Abdülbaki Abi ‘Harun, 16 daire daha var. Bunların tadilatını 45 günde yetiştirebilir misin?’ dedi. Ben de kendisine sabah 08.00, akşam 17.00 mesai sınırını kaldırırsa yetiştirebileceğimi söyledim. Saat mefhumu olmaksızın çok yüksek bir tempoyla çalışarak o işi de tamamladık. Petrol Ofisi, madeni yağlar ve tesisat müdürlüğü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Bu kadar özveriyle çalışınca ilişkilerimiz daha da sağlamlaştı, bu kez madeni yağların bakım onarım müdürü Murat Temel Bey ile tanıştık. O bölümün işleri de bize gelmeye başladı. Daha sonra Petrol Ofisi bizi Çelik Halat ve Total’e önerdi. Fabrikaların işlerini yapmaya bu şekilde başladım.

 

 

SPESİFİK ÇALIŞMALAR YAPTIK

 

Total firmasının hangi işlerini yaptınız?

Total’in Dilovası’ndaki tesisini yeniledik. O zaman Total’in genel müdür yardımcısı olan Turgay Bey, ‘Müteahhidi çağırın, bir göreyim’ demiş. Müteahhit, 24 yaşında Bilkent mezunu bir delikanlı… O da ODTÜ mezunu. Beni tanıyınca, ‘Hemen laboratuvarları da bu firmaya verin’ dedi. Benim için çok büyük bir heyecan tabii. İşlerimiz yavaş yavaş büyüdü. Bu arada yatırım yapmaya, alet edevatımızı almaya başladık. 2003 yılında Kocaeli Üniversitesi ile çalışmaya başlamamız ise en önemli dönüm noktamız oldu. Uzun süre üniversitenin ihalelerine girerek inşaat, bakım-onarım, peyzaj işlerini yaptım.

 

İşler git gide daha da büyümüş….

Evet… Fabrikalar, üniversiteler derken Kocaeli Sanayi Odası’nın sosyal tesislerini, Gebze Jandarma Karakolu’nun lojmanını, itfaiye sarayını yaptık. Sabancı Grubu ile çalıştık, halen çalışmaya devam ediyoruz. Galva Metal’in sahipleriyle dostluğumuz çok eskiye dayanır. 2010 yılından itibaren onların çeşitli kademelerdeki işlerini aldık. Fabrika idari binası, çelik servis holü gibi imalatlarını yaptık. Galva’da çok spesifik çalışmalar yapma imkanı bulduk. Bütün fabrikanın makine temellerini yaptık. Bunları Kocaeli’de yapabilen çok fazla firma yok. Galva Metal benim için önemli bir firma. Birlikte büyüdük diyebilirim. Tabii bu arada hem araç parkımız hem de teknik kadromuz genişledi.

 

İKİNCİ OTELİ BİZ YAPIYORUZ

 

Şu sıra NG Yatırım A.Ş. ile yaptığınız yeni bir anlaşmayla gündemdesiniz. Yollarınız nasıl kesişti?

2012 senesinde, NG Yatırım A.Ş., Sapanca’da bir alışveriş merkezi projesini hayata geçirmeye hazırlanıyordu. Bizden teklif istediler, fiyatımız uygun bulununca gelip yaptığımız işleri, araç parkımızı gördüler ve 2014 yılında NG Bedesten işini bize verdiler.

 

Şimdi aynı grupla yeni projeye başlıyorsunuz…

Önce Bedesten’i, ardından NG Güral Sapanca Otel’in ilave inşaatını, restoranlarını, sessiz havuzunu yaptık. Böylece, karşılıklı bir güven ilişkisi kuruldu. Uzun senelerdir işlerimizi istikrarlı bir şekilde yürütüyoruz. Şu anda Sapanca Kırkpınar’da, NG Tasarım Otelcilik’in ikinci otelini yapıyoruz. Bu bölgenin en büyük inşaatı.

 

Şu anda kaç şantiyeniz var?

Güral, Pirelli, Galva Metal, Kordsa, Kocaeli Üniversitesi ve Kibar Holding olmak üzere altı şantiyemiz var.

 

BARAJ İNŞA ETMEK İSTERİM

 

Hepsini aynı anda nasıl organize ediyorsunuz?

Elbette hiçbir şeyi tek başıma yapmadım. Çok iyi bir ekibimiz var. Firmamızda yaklaşık 250 kişi çalışıyor. Başta, 2004 yılından beri birlikte çalıştığımız; hem abimiz hem akıl hocamız olan mimar Nezih Üstkan var. İşin ehli bir proje müdürümüz ve onun altında da her şantiyenin kendi organizasyonu, mimarı, mühendisi, teknik ekibi, işçi sağlığı ve güvenliği uzmanı var. Belirtmeden geçmeyeyim, bizim için en önemli iki nokta; önce işçi sağlığı ve güvenliği ardından da liyakattir. ‘İş geç olsun ama işçi sağlığı ve güvenliği tam olsun’ diye düşünür, buna göre hareket ederiz.

 

Harun Bey, genç yaşta iş hayatında çok parlak bir kariyer elde ettiniz. Hedefiniz nedir?

Daha önce hiç 20 bin metrekare inşaat yapmamıştım, NG Bedesten yaklaşık 22 bin metrekare alana sahip. Hayatımda 70 bin metrekarelik otel de yapmamıştım, şu anda NG Tasarım Otecilik’in ikinci otelini yapıyorum. Pek çok otel yapabilirsiniz ama bir Nafi Güral’ın otelini yapmak, büyük sorumluluk. Şu anda 200 bin metrekarelik inşaatı yapabilecek alt yapıya sahibiz. Aslına bakarsanız, iki tabak yemek yiyebilecek kazanç bana yetiyor ama istihdam sağlamak değişik bir duygu. Biz, 250 olan çalışan sayımızı 249’a düşürmemeye çalışıyoruz. Bunun yanında eğer hayalimi soruyorsanız, yol, gölet ve baraj yapmak isterim. Bu benim için ayrı bir zevk olurdu ama bunlar hep devlet eliyle yapılan işler.

 

Yoğun iş yaşamınızın yanı sıra aktif olarak siyasetle de uğraşıyorsunuz… Nasıl başladınız?

Siyasete yakınlığım babadan geliyor. Babam Rafet Yıldızlı, uzun yıllar Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapmış bir isim. Sosyal demokrat bir penceremiz var. Benim de siyasete olan ilgim lise yıllarında başladı, üniversite yıllarında pekişti. İlk olarak Sosyal Demokrat Hareket (SDH) ile başladım. SHP gençlik kollarında, gençlik meclislerinde yer aldım; gençlik kolları genel sekreteri oldum. O dönem Murat Karayalçın parti genel başkanı, Fikri Sağlar ise genel sekreterdi. Gençlik örgütlenmesini yapmak için il il dolaştım. Okulu bitirip İzmit’e dönünce ticari hayata ağırlık versem de hep siyasetin içinde oldum. 2015 yılından beri de Cumhuriyet Halk Partisi il yönetiminde, il başkan yardımcısıyım.

 

Siyaset, hayatınızda ne kadar önemli?

Siyaseti seviyorum çünkü malzemesi insan. Benim için siyaset topluma yararlı olabilmek için var. Hangi partiden olursa olsun her gencin siyasetle uğraşması, bir siyasi görüşü olması ve düşüncelerini özgürce ifade edebilmesi gerektiğine inanıyorum. Siyaset, ülkenize fayda sağlamanızın yanı sıra sosyal çevrenizin genişlemesine, yeni insanlar tanımanıza, sağlam dostluklar kurmanıza da yardımcı olur.

 

 

BEN, BİRİNİ SEÇTİM

 

Siyasi yaşamınız, ticari hayatınızı etkiledi mi?

Ben ticaret yapıyorum ama rengim bellidir. Dünya görüşümden ödün vermem. Cumhuriyet Halk Partiliyim. Atatürkçü’yüm. Sosyal demokrasinin evrensel ilkelerine inanan siyasi tavrı net olan bir insanım. Ticaretimi de düzgün yapmaya dikkat ederim. Bu nedenle siyasetin işimi olumlu ya da olumsuz etkilediği olmadı.

 

Gelelim, özel hayatınıza… Betül Hanım ile nasıl tanıştınız?

Betül Hanım, benim çok yakın arkadaşımın amcasının kızı. Dolayısıyla ailesinden bir çok kişiyi daha önceden tanıyordum. Onu ilk kez bir düğünde görmüştüm. Aynı düğünde yengesi, ‘Harun, artık seni de evlendirelim” deyince, Betül Hanım’ı gösterip, ‘Ben birini seçtim’ dedim.

 

Çok çabuk olmuş…

Aslında o kadar da çabuk olmadı. Betül Hanım’ı çok beğenmiştim fakat o daha üniversite öğrencisiydi. Düğünden sonra ben askere gittim. Birbirimizi bir daha görmedik. Sonra bir gün İzmir’de, tesadüfen yan yana mekanlarda düzenlenen iki ayrı cemiyete katıldık. Bu kez arkadaşım vasıtasıyla bir araya geldik, görüşmeye başladık. 10 ay içerisinde de evlendik.

 

Nasıl bir çiftsiniz?

Aslında zıt kutuplarız… Ben siyasetin içindeyim, Betül siyaseti hiç sevmez. O sanata yatkın biridir, dans etmeyi çok sever; ben o işlerden hiç anlamam. Okuduğumuz kitaplar farklıdır. Pek çok yönden farklıyız, belki de birbirimizi tamamladığımız için çok iyi anlaşıyoruz. En büyük ortak noktamız titizliğimiz.

 

Çok tatlı iki çocuğunuz var… Bu yoğun tempoda onlara vakit ayırabiliyor musunuz?

Nazım 4 yaşında, Zeynep 14 Ağustos’ta birinci yaşını dolduracak. Ben gerçekten hem ticari hem siyasi olarak çok yoğun çalışıyorum, bu nedenle çocuklarla ilgili yükün büyük bölümü eşimin omuzlarında. Betül Hanım fizik öğretmeni ve aynı zamanda mimar. İki üniversite bitirdiği halde çocuklar büyüyene kadar onlarla ilgilenmeyi tercih etti. Ben de vakit buldukça ona yardımcı olmaya çalışıyorum. Birlikte vakit geçirmekten keyif alıyoruz.

NASIL ARANDI: #harun özgür yıldızlı # iş adamı # siyasetçi # chp # cumhuriyet halk partisi # nivtra mühendislik # yıldızlı inşaat # ng tasarım otelcilik

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.