Onur Ak, aslen Artvinli ama doğma büyüme İzmitli. İlkokulu ve orta okulu Ulugazi’de okumuş, ardından Anadolu Teknik Lisesi’ni bitirmiş.
Kocaeli Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde iki yıl eğitim gördükten sonra soluğu yurt dışında almış.
5 yıl boyunca kaldığı Ukrayna’da mühendislik fakültesini bitirince yurda dönmüş ve Sabancı Grubu’nda işe başlamış.
Sabancı Grubu’nun çeşitli kollarında 10 yıl çalıştıktan sonra kurumsal hayata veda etmiş. Neden mi? İçindeki o bitmek tükenmek bilmeyen ticaret yapma isteği yüzünden...
Aslında çocuk yaşta kafasına koymuş ticaret yapmayı.
Evinin önünde çekirdek de satmış, pazarlarda soğuk su da...
Üniversitede okurken de boş durmamış, tatil için gittiği Tayland’da çocukluk arkadaşı ile bir tur şirketi kurmuş. Sabancı Grubu’nda çalışırken bir börekçi dükkanının sahibi olmuş, Yürüyüş Yolu’nda bir cafe çalıştırmış. Bu esnada organik kedi kumu işine girmiş ve yurt dışına ihracata başlamış.
Durun, daha bitmedi. Son yıllarda bir furya haline gelen lokma sektörüne girmekle kalmamış, yarattığı markayı, verdiği bayiliklerle tüm dünyaya tanıtmış.
‘Bir koltukta kaç karpuz?’ diye soracak olursanız, cevap vermekte zorlanabiliriz.
Turizm, gıda, pet...
Birbiriyle ilgisi olmayan o kadar farklı sektörlerde iş yapıyor ki, insanın aklına ‘Hepsine birden nasıl yetişiyor?’ sorusu geliyor.
Yetişememiş zaten, o yüzden kurumsal hayata noktayı koymuş ve kendisini tamamen ticarete adamış.
Lokmajuu markasının yaratıcısı, kabına sığmayan, dur durak bilmeyen genç ve başarılı iş adamı, ticaretin parlayan yıldızı Onur Ak’ı daha yakından tanımak ister misiniz?
O halde bu röportaj kaçmaz...
Aslında ben memur çocuğuyum. Babamı 3 yaşımdayken kaybettim. Benim annem dünyanın en iyi annesidir. Bir memur maaşı ile beni yurt dışında okuttu. Hani bir tabir vardır ya ‘yemedi yedirdi, içmedi içirdi’. Bir dediğimi iki etmedi annem. Onun sayesinde bu günlere geldim. Çocuk yaşta ticarete atıldım diyebilirim. Adliye’nin karşısında otururduk, o sıralar sanayiydi bizim oralar, kapının önünde çekirdek satardım. Kocaeli Fuarı’nın kapısında da çok çekirdek sattım. Orta okul dönemimde halıcılarda çalıştım, halıfleks döşedim. Ukrayna’da okurken yazları gelirdim, eniştem Bursaspor’un başkanıydı, onun fabrikalarında çalışırdım. Gelen yabancı misafirleri karşılar, ürettiği makineleri tanıtırdım. Ukrayna’dan döndükten sonra Sabancı Grubu’nda çalışmaya başlasam da içimde hep bir ticaret yapma isteği vardı.
Ukrayna’da üniversite okurken bütün Ukraynalıların tatil için Tayland’a gitmesi ilgimi çekti, ben de sırt çantamı alıp gittim. O dönem Tayland’da ne bir Türk işletme ne de bir tek Türk vardı. ‘Burada iş yapılır’ diye düşündüm, döner dönmez araştırmaya başladım. Ve bir tur şirketiyle ortak çalışma yapmaya karar verdik. Türkiye’den insanları Tayland’a tatile götürmeye başladık. Okul bitip de Sabancı Grubu bünyesinde çalışmaya başladığımda Andante Tur’a bir teklif götürdüm, onlar da kabul ettiler. Artık birlikte çalışacak, Uzakdoğu turları düzenleyecektik ancak Tayland’dan veto yedik. Orada bir tur şirketimizin olması gerektiği ortaya çıktı. Bunun üzerine arkadaşım Göksan Cebeci ile Bangkok’ta bir şirket kurduk; GOtourCO Thai Co. Andante Tur ya da internetten www.taylandtour.com üzerinden tur satışı yapıyoruz. Öte yandan diğer tur firmalarına Tayland’da rehberlik hizmeti de veriyoruz. Düzenledikleri turlarda bizim rehberlerimizi kullanıyorlar. Tayland’ın yanı sıra Kamboçya, Vietnam ve Laos’a da turist taşıyoruz. Ayrıca bu ülkelerde iş yapmak isteyen, toplantılara ve fuarlara katılmayı planlayan Türk ve Rus yatırımcılara danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bangkok’taki şirketimizde iki Türk, bir Rus, 4 Taylandlı çalıştırıyoruz.
Yürüyüş Yolu’ndaki bir binayı ortaklarımız ile kiralayıp, çok büyük bir yatırım yaparak Diesel Lounge adında kafe açtık fakat burayı kapatmak zorunda kaldık. O sırada Sarıyer Börek’in sahibi, Yahya Kaptan Mahallesi’ndeki börekçi dükkanı için ‘Gel, burayı al’ dedi. Gittim baktım, hoşuma gitti, aldım. Yatırım gözüyle baktım ve böylelikle gıda sektörüne de adım atmış oldum. Daha sonra Sarıyer Börek’i, Boşnak Börek’e çevirdim.
Arkadaşım ön ayak oldu, ‘Gelin, bu işe girin’ dedi. Biz de kendimize Ukrayna’dan çok güçlü bir ortak bulduk. Kendi markamızı yarattık, PurrPet – Cat’s Lucky kedi kumu üretimini burada yapıyor, Ukrayna, Moldova ve Macaristan’a satıyoruz. Çok yakında Rusya’ya da vermeye başlayacağız. Asıl hedef Avrupa.
İki yıl önce Yunanistan’a gitmiştik, orada görmüştüm. Bizim İzmir lokmasını almışlar, çikolataya bulamışlar, içine de krema ya da çikolata doldurup satmaya başlamışlar. O gün dedim ki ‘Bu işi Türkiye’de yapabiliriz.’ Biz düşüncemizi hayata geçirene kadar başka bir firma yapmaya başladı ama bu bizi yolumuzdan döndürmedi. Yine kendi markamızı yarattık, Lokmajuu olarak sektöre hızlı bir giriş yaptık.
Kendi markamızı yarattığımızda bizimle çok uğraştılar. Bazı tatlıcılar bu işi yapmamızı istemedi. Biz de oturup düşündük, hafızada kalmak istiyorduk sonuçta, ismimizi LOKMAJUU olarak değiştirdik. Bu tarz girişimler beni şimdiye kadar yıldırmadı, bundan sonra da yolumdan döndüremez. Ben doğru bildiğim yolda ilerlemeye devam edeceğim. Bundan dolayı kimseye kızmıyorum, herkesin kendine göre haklı ya da haksız sebepleri olabilir.
Hem yurt içinde hem de yurt dışında bayilerimiz var. Yahya Kaptan (Arastapark), Tekirdağ, Körfez ve Başiskele açıldı, aktif olarak hizmet vermeye başladı. Sözleşmesi yapılan Sakarya, İzmir, Gebze, İstanbul, Siirt, Van, Trabzon, Samsun, Ankara, Bursa ile yurt dışında Amman, Katar, Dubai, Kuveyt, Ukrayna ve Azerbaycan yakın zamanda faaliyete geçecek. Ukrayna’da üniversite okurken Arap ve Azeri okul arkadaşlarım vardı, ben bu işe giriştikten sonra onlar da bulundukları ülkelerde bu işi yapmaya karar verdiler, sayımız hızla artıyor.
Bundan sonraki süreçte Asya tarafına yönelmeyi düşünüyorum. Tayland, Singapur, Endonezya, Malezya gibi. İki sene içinde 40 bayiye ulaşmayı hedefliyorum.
Birincisi Türk halkı tatlıyı çok seviyor, ikincisi çok karlı bir iş bu. O yüzden şu anda herkes bu işi yapmaya çalışıyor ama ben inanıyorum ki işini doğru, düzgün ve kaliteli yapanlar ayakta kalacak ki ilimizde örnekleri var, diğerleri maalesef elenecek.
Birincisi; hamurumuzu özel bir reçeteyle hazırlıyoruz, çıtır çıtır olmasının sebebi bu. İkincisi; pişirilip kenarda bekletilen hamuru müşteriye vermiyoruz. Siparişi aldıktan sonra pişirme işlemine başlıyoruz. Sonrasında içini dolduruyor, üzerini süsleyerek servis ediyoruz. Kullandığımız çikolataların hepsi özel Belçika çikolatası. Sütlü, beyaz, bitter, ruby ve frambuazlı çikolata kullanıyoruz. Herkes ‘Belçika çikolatası kullanıyoruz’ diyor ama hiç de öyle değil. Ben çikolatalarımın hepsini özellikle vitrinde sergiliyorum. Hamurun içine koyduğumuz krema ve çikolatanın da özel bir reçetesi var. Başka yerde bulmanız mümkün değil.
Markamızın isminden çok sloganı dikkati çekiyor;. ‘Original happiness’. Dükkanımıza gelen insanları takip ediyorum, lokmayı ağızlarına attıktan sonra yüzlerine bir gülümseme yayılıyor, mutlu olduklarını görebiliyorum. O yüzden sloganımız; orijinal mutluluk. İnsanların mutluluğu beni de mutlu ediyor. Bir de müşterilerimden ‘Biz çok lokmacıya gittik ama sizin lokma gibisini yemedik, hamurunu böyle çıtır yapamıyorlar’, ‘Sizin çikolata gibisi yok’ sözlerini çok duyuyorum. Bu söylemler karşısında gururlanıyorum. Evet, bizim lokma gibi çıtır çıtır olanı yok çünkü biz müşterimize beklemiş hamur vermiyoruz. Bizim gibi çikolata da yok çünkü biz gerçek Belçika çikolatası kullanıyoruz.
Yahya Kaptan Mahallesi’nde, Arastapark AVM’nin hemen altında, cadde üzerinde bulunan dükkanımızda aynı anda 50 kişiyi ağırlayabiliyoruz. Dükkanlarımızın içinde en küçük olanı burası, diğer bayilerimde 100 ve üzeri müşteri kapasitemiz var.
Bütün bayilerimde Tayland dondurması da var, malzemesinin tamamını Tayland’dan getiriyorum. Tayland dondurmasının tozunu da biz üretiyoruz. Keçi sütü ve sahlepi toz haline getiriyor, özel bir karışım elde ediyoruz. Bu karışımı tezgaha döküyor, meyve ile harmanlayarak dondurmamızı hazırlıyoruz. Tayland dondurması diğer dondurmalara nazaran çok daha sağlıklı çünkü içinde hiçbir katkı maddesi yok. Şeker bile kullanmıyoruz. Dilediğiniz meyve ile hazırlayabiliyoruz. Çilekli, muzlu, ananaslı... Tercih size kalmış. Dilerseniz tüm meyveleri karıştırıp kendi damak tadınıza uygun bir dondurma yaptırabilirsiniz. Kavun içinde sunulan Tayland dondurması müşterilerimizin oldukça ilgisini çekiyor. Sonrasında kavunu da yiyebiliyorsunuz. Tayland dondurması, yaz aylarında serinlemek için birebir. Gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.
Filtre kahvenizi, Türk kahvenizi kekin içinde içebilirsiniz mesela. Kahveniz bittikten sonra bardak şeklindeki keki afiyetle yiyebilirsiniz. Bunun yanı sıra mutfak şefi Seda Kanburoğlu’nu şirketimize transfer ettik. Magnolia, sebastian, browni, pavlova, tramisu, föndü, pankek ve tatlı çeşitleri de menümüzde yer alıyor. Lokmajuu’nun tüm şubelerinde de olacak. Dondurulmuş bir şekilde tüm şubelere ulaştırılacak ve buralarda ikram edilecek.
Bundan sonra yapacağım tek şey otelcilik olacak. Ortağım ile birlikte Tayland’ta butik bir otel açarak, işletmek istiyoruz. Aslında ortağımın eşi Taylandlı olduğu için halihazırda bir arsamız var, biz bu arsamızın üzerine bu oteli kuracağız. Otelimizin altında güzel bir restoran, tatlı salonu, araç-motor kiralama, tur acentesi ve masaj salonları olacak. Önümüzdeki sene mi olur, beş sene sonra mı olur, yoksa on sene sonra mı bilmiyorum ama gelecekteki hedefim bu. Zaten bir ayağım Tayland’da. Otel açtıktan sonra altı ay orada altı ay burada bulunacağım.
Ben teşekkür ederim, tüm Kocaeli halkını Lokmajuu’nun lezzetlerini denemeye beklerim.
NASIL ARANDI: #onur ak # lokmajuu # lokma # çıtır # tatlı # tayland dondurması # mühendis # turizm # gıda # genç girişimci # kocaeli # kocaeli life #
