Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Dr. Tuğba Arkan, özel kliniğinde, ultrason eşliğinde uyguladığı tiroid ince iğne biyopsisi hakkında bilgi verdi. Bu tekniğin nodüllerin değerlendirilmesinde çok önemli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Tuğba Arkan, doğru tedavi yönteminin seçiminde de yol gösterdiğini belirtti. İşlemin sanıldığı kadar korkutucu olmadığını, ağrı hissetmeden ve deride kesi yapmadan gerçekleştirildiğini söyleyen Uzm. Dr. Tuğba Arkan, hastanın biyopsi sonrasında normal hayatına hızlıca geri dönebildiğini ifade etti. Uzm. Dr. Tuğba Arkan’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:
Biyopsi, kanser tanısının konulması ve kanser tipinin belirlenmesinde yüz yılı aşkın bir süredir kullanılan, güvenilir ve hızlı sonuç veren bir yöntemdir. Hastalık şüphesi olan bölgeden, tanı amaçlı olarak hücre veya doku alma işlemidir. Alınan örnekler mikroskop altında incelenerek dokunun yapısı, varsa tümör tipi saptanabilir. Biyopsi yapılması düşünüldüğünün aksine hastalığın yayılmasında veya kötü seyrine kesinlikle yol açmamaktadır. Aksine erken tanı, zamanında müdahale ve tedavi şansı sağlamaktadır.
Tiroid bir kelebek şeklinde, ince ve yassı bir organdır, yutak alanı önünde bulunur. Tiroid bezinin hacminin artması sonucu üzerini örten ince derinin altında bazen gözle bile görülebilir. Tiroid bezinin hacminin artmış haline ‘guatr’ denir. Bazen bu genişlemenin sebebi tiroid dokusu içinde yumrular şeklinde gelişen, normal tiroid dokusundan daha sert yapılar, yani nodüller olabilir. Bu duruma ‘nodüler guatr’ denilir. Her nodül hastalık anlamına gelmez çünkü her üç kadından birinde nodül görülebilir. Bir şekilde, tesadüfi olarak nodül saptanan hastalarda tiroid hormon seviyelerine bakmak gerekir.
Her nodül kanser barındırır denilemez. Nodüllerde kanser saptanma oranı, ailede kanser varlığına göre yüzde 3 ila yüzde 7,5 arasında değişir. Risk faktörleri dediğimiz nodül büyüklüğü, yapısı, soğuk nodül olması, sigara kullanımı, ailede kanser varlığı, erkek cinsiyet, boyun bölgesine yoğun radyasyon maruziyeti, boyundaki şişliğin hızla büyümesi, nodülün aşırı sert olması, beraberinde lenf bezelerinin şişmesi gibi özel durumlar sorgulanarak, kanser riski hesaplanmalıdır. Kanser riski yüksek olarak değerlendirilmiş nodüllerden hücre örneği alınarak biyopsi yapılmalıdır. Yani sonuç olarak sadece nodül büyüklüğü biyopsi yapılma kararını verdirmez.
Çoğunlukla nodüller başka sebeplerle yapılan tıbbi muayeneler sonucunda tesadüfen saptanır. Eğer nodül tiroid hormon üretimini etkileyerek aşırı üretim veya üretimde azalmaya sebep olursa; çarpıntı, titreme, terleme, sinirlilik, uykusuzluk, nefes darlığı, yutkunma zoru, halsizlik, saç dökülmesi, adet düzensizliği, kilo alma veya hızlıca istemsiz kilo verme şikayeti oluşturabilir. Bu ve benzeri yakınmaları olan kişilerde öncelikle kan tetkikiyle tiroid hormonlarının kontrolü yapılmalı ve tiroid hormonları kanda normal olsa bile yapısal olarak tiroid bezi içinde herhangi bir nodül olup olmadığı elle muayeneyle veya tiroid ultrasonu eşliğinde değerlendirilmelidir.
Nodüllerin elle muayeneyle belirlenmesi yüzde 3-7 iken, ultrason daha güçlü bir şekilde nodüllerin saptanmasını sağlar ve oran yüzde 20-26’lara çıkar. Bu nedenle tiroid ultrasonu tetkiki tanı için çok önemlidir. Nodülün tam boyutunun dışında iç yapısının ve kan akımının da değerlendirilebilmesi nedeniyle daha isabetli olarak tanı konulmasını sağlar. Biyopsi işlemi hastanın cerrahi müdahaleye ihtiyacı olup olmadığını belirler. Ayrıca cerrahi tipinin ve cerrahi alan genişliğinin de doğru olarak belirlenmesini sağlar. Bu sayede tekrar tekrar operasyon olmaktansa tek bir müdahaleyle doğru cerrahi uygulanması için fırsat sağlar.
Tiroid çevresinde ince bir kapsülü bulunan, kanlanımı oldukça yüksek bir dokudur. Bu nedenle parça biyopsi değil iğne biyopsi yapılabilir. Bu aslında büyük bir avantajdır. Çok ağrı hissetmeden, deride kesi yapmadan dokudan örnek alınabilir. Bu sayede hasta biyopsi sonrası normal hayatına hızlıca geri dönebilir. İnce bir iğne ile boyun üzerinden, nodül içinden kan örneği alınması işlemine ‘tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi’ denir. Biyopsi yapılma kararında kanser riskinin belirlenmesi önemlidir. Boyut tek başına biyopsi kararı verdirmez. Yüksek riskli bireylerde bazen 1 cm altındaki nodüllerden de biyopsi yapılması gerekebilir. Bu nedenle bu işin uzmanının nodüllü bireyi değerlendirmesi ve sonrasında biyopsi gerekliliğini belirlemesi daha uygun olacaktır.
Erkekler ve çocuklarda saptanan tiroid nodülleri ayrıca ele alınmalıdır. Çünkü biliyoruz ki bu bireylerde kanserle karşılaşma oranlarımız daha yüksektir. İçi tamamen sıvı dolu saf kistik nodüller nispeten daha iyi huylu olma eğiliminde olup, bu tarz nodüllerden biyopsi yapılması tedavi edilmeyi de sağlar. Aşırı büyümüş sıvı dolu nodüllerden bu sıvı çekilerek ve yerine ilaç verilerek nodül büyüklüğü azaltılabilir. Nodüllerin iç yapısında görülen kireçlenme yani kalsifikasyon, nodül çevresindeki düzensizlik ve nodül içindeki kan akımının artması kanserleşme göstergesi olabilir. Tüm bu bilgiler bir arada değerlendirilerek nodüle biyopsi uygulanır.
Tiroit içindeki nodülden iğneyle sadece sıvı ya da hücreler çekilir. Bu nedenle güvenli bir işlemdir ve kanama ihtimali yok denecek kadar azdır. Hastanın işlem öncesinde özel bir hazırlık yapmasına gerek yoktur. Hasta kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsa işlem öncesinde doktorun belirleyeceği bir süre ilaç kullanımına ara verilmelidir. Biyopsi yapılacak kişinin işlemden önce karnını doyurmuş olması istenir.
Biyopsi öncesi ultrason ile biyopsi yapılacak nodülün yeri tespit edilir. İğnenin giriş yeri ve iğne yönü belirlenir. Boyun derisi steril olarak temizlenir ve ağrıyı azaltmak için lokal anestezi uygulanır. İğnenin ultrason eşliğinde takibi ile damarların yoğun olduğu bölgeden uzak bir rota oluşturulur. Birden fazla olan nodüller için aynı işlem tek tek uygulanabilir. Yeterli örnek alındığına karar verildiğinde biyopsi işlemi sonlandırılır. İşlem sonrası kanama olasılığı açısından yaklaşık yarım saat kadar hasta gözlemlenir. Herhangi bir sorun yoksa hasta evine veya işine gidebilir, günlük hayatına kaldığı yerden devam edebilir. Patoloji ekibi tarafından alınan her örnek mikroskop altında incelenir. Çıkan rapora göre nodüle ne yapılacağı, hastanın da isteği göz önünde bulundurularak belirlenir.
Tiroid ince iğne biyopsisi nodül değerlendirilmesinde çok kıymetli bir tetkik olup, deneyimli eller tarafından uygulandığında hasta için doğru tedavinin seçiminde önemli bir yol göstericidir. Biz kliniğimizde ultrason eşliğinde biyopsi işlemini güvenle uygulamaktayız.
NASIL ARANDI: #tuğba arkan # uzman doktor # doktor # uzman # biyopsi # tiroid # hastalık # sağlık # sağlıklı yaşam # endokrinoloji # metabolizma # kocaeli