Radyoloji denilince birçok insanın aklına röntgen, ultrason, tomografi, MR gibi teşhis koymaya yardımcı olan görüntüleme yöntemleri gelir. Halbuki radyoloji yalnızca görüntüleme yapmak amacıyla kullanılan bir tıp alanı değil. 1953’te İsveçli tıp doktoru Sven-Ivar Seldinger tarafından temelleri atılan, 10 yıl sonra 1963’te bir başka tıp doktoru Charles Dotter tarafından tanımlanan ‘girişimsel radyoloji’ kavramı ve teknikleri o günden bu yana giderek gelişen ve artan biçimde kullanılıyor. “Girişimsel radyolojinin en önemli avantajı görüntüleme teknikleri kılavuzluğunda ve cerrahiye göre çok daha küçük kesiler yapılarak teşhis ve tedaviye imkan vermesi. Bu durum hasta konforunu ciddi oranda artırıyor” diyen Acıbadem Kocaeli Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Özden Çamurdan, girişimsel radyoloji ve çeşitli kullanım alanlarıyla ilgili detaylı bilgiler paylaştı.
Radyolojinin teşhis ve aynı zamanda tedavi edici bölümü olarak tanımlanan girişimsel radyolojinin temeli, görüntüleme eşliğinde ve mümkün olan en küçük kesilerle girişimsel tedavi uygulanmasına dayanıyor. Genel anestezi altında operasyona girme ve operasyon sonrası hastanede kalma gerekliliğini en aza indiren bu yöntem sayesinde hastaların iyileşme süreleri de kısalıyor. “Ayrıca geniş kesiler olmadığından bunların sebep olabileceği ağrı, acı ya da daha fazla enfeksiyon riski de engellenmiş oluyor” diyen radyoloji uzmanı Dr. Özden Çamurdan, birçok işlemde hastanın aynı gün taburcu olabildiğine dikkat çekiyor. Bu da hasta konforunun mümkün olan en üst düzeye çıkması anlamına geliyor.
Gelecekte daha fazla kullanılacağına kesin gözüyle bakılan ve teknolojideki hızlı gelişmeler sonucu giderek çeşitlenen girişimsel radyoloji tedavileri, ‘damarsal’ ve ‘damarsal olmayan’ işlemler olarak 2 ana grupta uygulanıyor. Radyoloji uzmanı Dr. Özden Çamurdan, damarsal olmayan işlemler hakkında şu bilgileri aktarıyor:
Örneklem(biyopsi): Girişimsel radyoloji yöntemleri sayesinde vücuttaki hemen her doku veya organdan, büyük kesilere gerek kalmadan değişik iğneler kullanılarak örneklem (biyopsi) alınabiliyor. İşlem sırasında görüntüleme yöntemleri kılavuzluğunda hedef organa iğne gönderilerek ve iğne takip edilerek işlem gerçekleştiriliyor. Bu yöntem, tiroid, meme, böbrek, karaciğer, lenf nodu, akciğer gibi müdahale edilmesi zor organlarda tümör de dahil olmak üzere her türlü rahatsızlığı tespit etmek için kullanılabiliyor. Hasta işlem sonrasında bir süre gözlemde kalıp kanama kontrolü yapıldıktan sonra aynı gün içerisinde evine gidebiliyor.
Drenaj işlemleri: Vücutta herhangi bir noktada biriken bir sıvının başka bir yere aktarılması ya da vücuttan uzaklaştırılması gerektiğinde drenaj yapılıyor. Girişimsel radyoloji yöntemleri sayesinde safra ve idrar yolları drenajı başta olmak üzere değişik organlardan sıvı-abse drenajları farklı kateterler kullanılarak sorunsuz bir şekilde yapılabiliyor.
Kist tedavileri: Kist hidatik, ülkemizde çok sık görülen paraziter bir kist. Bunun dışında vücutta kimi zaman böbrek ya da karaciğer gibi organlarda da kist gelişimi söz konusu olabiliyor. Girişimsel radyolojik yöntemler paraziter kistlerin yanı sıra büyük karaciğer ya da böbrek kistlerinin de iğne ile girilerek boşaltılmasını ve kist içerisine ilaçlar verilerek aynı zamanda tedavi edilmesini mümkün kılıyor.
NASIL ARANDI: #Acıbadem Kocaeli Hastanesi # Radyoloji Uzmanı # Dr. Özden Çamurdan # girişimsel radyoloji # tedavi # sağlık
