Yemek borusu ve boğazda yanma, ağza acı su gelmesi, öksürük, ses kısıklığı… Bazı gıdaları tükettikten sonra, özellikle de geceleri bu tip rahatsızlıklar yaşıyorsanız, reflüden şüphelenmekte haklısınız demektir. Mide asidinin çeşitli nedenlerle yemek borusuna kaçması nedeniyle oluşan reflü, pek çok kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmesine rağmen genellikle pek de üzerinde durulmayan bir rahatsızlık.
Normal düzeyde seyrettiği sürece günlük hayatta alınacak birkaç basit önlemle bertaraf edilebilen reflü semptomları, hastalık uzun süre tedavi edilmediğinde ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hem reflüden kurtulmanın hem de reflünün yol açabileceği daha büyük sorunları önlemenin tek yolu ise reflü ameliyatı.
Özel Akademi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Deniz Gülhan, reflü ve reflü ameliyatı ile ilgili bilinmesi gereken tüm detayları Kocaeli Life okurları için anlattı.
Reflü, kısaca midedeki asidin yemek borusuna doğru kaçması olarak tanımlanabilir. Midemizde, yediğimiz yemekleri sindirmemize yardımcı olan bir asit tabakası bulunur. Mide, bu aside dayanıklı bir yapıya sahiptir ancak yemek borusu için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Yemek borusuna asidin kaçması, kısa vadede ‘iman tahtası’ denilen bölgede şiddetli yanma, geceleri özellikle yemek yenilip yatıldığında ağza acı su gelmesi, ses kısıklığı, öksürük ve asidin akciğerlere kaçması durumunda pnömoni yani zatürreye sebep olabilir.
Yediğimiz gıdalar, midemizde asit salgılanmasına neden olur ve sindirim süreci 3-4 saat sürer. Henüz sindirim tamamlanmadan sırt üstü yattığımızda, sindirim için salgılanmış olan asit yemek borusuna doğru gelir. Normal şartlar altında, yemek borusu asitle karşılaştığında refleks olarak öğürme ihtiyacı doğar ancak uyku sırasında bu durum gerçekleşmez. Boğazımıza kadar gelen asit nefes borusuna, oradan da akciğerlerimize ulaşarak tahribata sebep olabilir. Reflü ayrıca ses tellerini de etkiler.
Midemizle yemek borumuzun birleştiği noktada, yediklerimizin ve mide asidinin yukarıya kaçmasını önleyen, halk arasında ‘yemek borusu kapakçığı’ olarak bilinen bir mekanizma bulunuyor. Bununla birlikte midenin çeşitli bölümleri, farklı basınç noktaları, sindirimi sağlayan kendine has bir döngüsü var. İşte bu sistemin bozulmuş haline, biz reflü diyoruz. Reflü bazen mide fıtığından, kimi zaman yemek borusu kapakçığı tabir edilen kas sistemindeki deformasyondan ya da başka bir sebepten oluşabilir.
Evet, mide fıtığında da reflüyle aynı semptomlar görülür. Mide fıtığının teşhisinde bizim için altın standart, endoskopidir çünkü gözümüzle fıtığı çok net görebiliriz.
Bu sorunun tek cevabı var: Gıda seçimleri, özellikle de akşam yatmadan önce yenen yemekler. Yatmadan hemen önce yemek yediğinizde mide asidini artırıyorsunuz. Salgılanan asit; dik olduğunuz zaman midede kalmaya, yattığınız zaman ise ağza gelmeye göre planlanmıştır ve yatar durumdayken kişiyi çok rahatsız eder. Hastalarımız bu durumu göğüs ve boğaz bölgesinde yanma olarak hisseder ki bu bölgeler asidin etkisiyle gerçekten de yanar. Bu his, sık sık kalp krizi belirtileriyle de karıştırılır.
Gaz, şişkinlik, yemek borusunda ve boğazda yanma hissi aşağı yukarı herkeste olur. Reflü, pek çok kişinin rahatsızlık duyduğu ama ihmal edilen, çok da üstünde durulmayan bir hastalık. İnsanlar reflü şikayetleri olduğunda eczaneden kolaylıkla alabildikleri çiğneme tabletlerini kullanıyor, sorunu çözdüğünü düşünüyor ancak bu ilaçların da uzun vadede kemik kırılmalarına kadar varabilecek zararları olduğu unutulmamalı.
Şekerli gıdalar ve meyveler asit salınımını arttırır. Kuruyemişler, çay, kahve, kola gibi asitli içecekler ve en önemlisi sigara reflüyü olumsuz etkiler. Önemli olan mide asidini artırmamak. Reflü sorunu olan kişiler, özellikle akşam saat 18:00’den sonra yemek yememeli. Eğer çok gerekiyorsa, yatmadan en az bir saat önce ev yoğurdu yenilebilir. Eğer, reflü fıtıktan kaynaklanmıyorsa; gece yüksek yastıkta yatmak, başın yukarıda kalması, yatmadan önce yemek yememek, mide asidini artıracak gıdalardan uzak durmak gibi önlemler alabiliriz. Gündüzleri daha dik pozisyonda ve hareket halinde olduğumuz için reflü daha az rahatsız eder.
Biraz önce de dediğim gibi uzun süre ilaç kullanmak uzun vadede ciddi sıkıntılara yol açabilir. Bu nedenle reflüye neden olan sebebi ortadan kaldırmak, en doğru yol. Öncelikle, reflünün ne derecede olduğunu anlayabilmek için hastalara uygulanan bir yöntem var. PH-metre ölçümü denen bu yöntemde, hastanın yemek borusunun içine ince bir kateter yerleştiriliyor, 24 saat boyunca yemek borusunun alt ucuna kaçan asit miktarı ölçülüyor. Hasta günlük yaşamına devam ederken gün içerisinde kaç kez asit reflüsü olduğu, bunun her seferinde ne kadar sürdüğü ve şikayetin gerçekten reflüden kaynaklanıp kaynaklanmadığı net olarak ortaya çıkıyor.
Evet, asit kaçağı tolere edilebilir seviyedeyse ilaç tedavisi planlıyoruz ama eğer ilaçla kontrol altına alınamayacak düzeydeyse, ameliyatla tedavi yoluna gidiyoruz.
Bu bir onarım ameliyatı. Mide ve yemek borusunun birleştiği bölgeyi asidi yukarıya kaçırmayacak şekilde onarıyoruz. laparoskopik yöntemle, kapalı yapılan bir operasyon. Deneyimli bir hekim tarafından yapıldığında herhangi bir sorunla karşılaşılmayan, çok da iyi sonuçlar aldığımız bir operasyon.
Hastamız, ameliyatın ertesi günü taburcu olur, iyileşme süresi ise bir haftadır. Bir haftanın sonundaki kontrolde dikişler alınır ve hasta normal yaşantısına dönebilir. Operasyonda yemek borusunun etrafında yaptığımız onarımdan dolayı, adaptasyon sürecinde hasta o bölgede bir takılma hissi yaşayabilir, bu his kısa sürede kaybolur.
İlk bir aylık zaman diliminde bizim verdiğimiz diyet listesine uymalarını öneriyoruz. İlk başlarda sıvı beslenmek, pürelerle devam etmek ve katı gıdalara yavaş yavaş geçmek adaptasyon sürecini kolaylaştırır. İlk bir aydan sonra ise zaten herhangi bir sorun kalmıyor.
Reflünün sebep olabileceği en vahim sonuç; yemek borusu alt ucu kanseridir. Bu durumda kişiyi daha zorlu ve yaşam kalitesini düşürecek bir tedavi süreci bekler. Bu nedenle, reflü ameliyatı hem tedaviye yönelik hem de oluşabilecek diğer riskleri önleyici bir operasyondur.
NASIL ARANDI: #Mide fıtığı # reflü # reflü nedir # tedavileri # sağlık # ameliyat # mide ağrısı # rahatsızlık # asit # şekerli gıdalar # akademi hastanesi # Dr. Deniz Gülhan # kocaeli