İnsan yüzünün en dikkat çeken karakteristik organlarından biridir burun...
İfademizi ve mimiklerimizi şekillendiren en önemli parçamızdır.
Bu yüzden burnumuzun şeklinin yüz güzelliğimiz üzerindeki etkisi tartışılamaz.
Şekilsiz bir burun yüz bütünlüğünü bozduğu gibi kişinin psikolojisini de olumsuz yönde etkiler.
Eğer kişi burnunun kendisine yakışmadığını düşünüyorsa bu durum hislerine, duygularına hatta davranışlarına bile yansır.
Burnumuzla ilgili yaşadığımız estetik kaygılar bizi kendimizi beğenmemeye itebilir, bu da beraberinde mutsuzluğu getirir. Bu nedenle son yıllarda rinoplasti yani burun estetiğine ilgi fazlasıyla arttı.
Burun estetiği ameliyatlarının estetik ve sosyal sonuçlarının ötesinde sağlığımıza katkılarını da unutmamak lazım.
Şimdiye kadar binlerce kişiyi hayalindeki burna kavuşturan KBB uzmanı Op. Dr. Levent Aydar da ‘Önce nefes almalı’ diyerek, rinoplasti ameliyatlarında estetik kadar sağlığın da önemine dikkat çekiyor.
Gelin, ‘İdeal bir burun nasıl olması?’ sorusunun cevabını Op. Dr. Levent Aydar’dan alalım.
1974 Kilis doğumluyum, öğretmen bir anne ve babanın oğluyum. İlkokula Kilis’te başladım, üçüncü sınıftan sonra İzmir’in Bergama ilçesinde devam ettim. Fen lisesini yatılı okudum, üniversite sınavında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. Üniversite bittikten sonra SSK İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 4 yıl KBB üzerine uzmanlık eğitimi aldım.
Evet, istediğim bölümdü hatta eşim de bu bölümü istiyordu ancak ona başka bir branş seçmesini önerdim. Ben, kulak-burun-boğaz bölümünü, o da kadın hastalıkları ve doğum alanını seçti.
Uzmanlık eğitimine başlamadan hemen önce evlendik. 1998 yılıydı. Evlendikten bir hafta sonra uzmanlık eğitimi almaya başladık. Ben kulak-burun-boğaz, eşim de kadın hastalıkları ve doğum bölümünde uzmanlık yaptı.
Uzmanlığımızı aldıktan sonra mecburi hizmet için Ürgüp’e gittik, 2 yıl orada kaldık. Askerlik nedeniyle Kocaeli’ye geldim, Derince Askeri Hastanesi’nde vatani görevimi yaparken çok güzel dostlar edindim. O dönem Konak Hastanesi’nin kuruluş çalışmaları devam ediyordu, burada çalışmam için teklif aldım ancak hastane henüz açılmadığı için tekrar Ürgüp’e dönmek zorunda kaldık. Konak Hastanesi açıldıktan sonra, 2007 yılında Ürgüp’te görev yaptığımız hastaneden istifa ederek, Kocaeli’ye yeniden geldik.
Kocaeli, askerlik vesilesiyle tanıştığımız bir şehirdi ancak burayı çok sevdik ve burada yaşamaya karar verdik. O dönem çocuğumuz da ilkokula başlayacaktı. Bildiğiniz gibi Ürgüp, İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan küçük bir ilçe. İzmit ise hem İstanbul’a hem Ankara’ya çok yakın. Buradaki imkanların çok daha fazla oluşu bizi yeniden Kocaeli’ye getirdi.
Yaklaşık 12 yıl görev yaptım. Konak Hastanesi’nde gerek yönetim kadrosu ile gerek hastane personeliyle bir aile gibiydik. Kurumsal bir yapı olmasına rağmen aile ortamı mevcuttu, bu yüzden severek, keyifle görev yaptım. Konak’ın çok iyi bir hastane olduğunu söyleyebilirim.
Kulak, burun, boğaz doktoru bu üç alanla da ilgilenir ama ben daha çok burun üzerine yoğunlaşmıştım. Burun estetiği ameliyatlarını sevmeye başlamıştım. Başarılı sonuçları gördükçe, bu işi tek başıma, daha profesyonel bir şekilde yapabileceğime inandım. Bu yüzden kendi kliniğimi açmaya karar verdim. Hastalarım için çok güzel bir klinik hazırladık. Kliniğin içine bir fotoğraf stüdyosu dahi kurduk.
Kulak, burun, boğaz uzmanları estetik yapamaz diye bir kaide yok. Estetiği sadece plastik cerrahlar yapmıyor. Evet, ilk başlarda ben de plastik cerrahlarla birlikte ameliyatlara giriyordum. Birlikte gerçekleştirdiğimiz ameliyatlarda tecrübe edindim ancak bununla da yetinmedim ‘burun estetiği’ üzerine çok sayıda eğitim aldım. Yurt içinde ve yurt dışında birçok seminere katıldım. Bu konuda kendimi geliştirdim.
Yaklaşık 7 yıldır yapıyorum burun estetiğini. Öncelikle fonksiyonunun çok iyi olması gerekiyor. Dışarıdan çok güzel gözükse de nefes alma problemi yaşayan bir burun için ‘ideal bir burun’ diyemeyiz. Önemli olan nefes alıyor olması, görsellik daha sonra gelir. Görsellik derken karşıdan bakıldığında estetik de kokmaması lazım. ‘Sen burnuna estetik mi yaptırdın?’ diye soran olmamalı. Kişinin yüzüne de uygun bir yapıda olmalı. Kısacası hem fonksiyonel hem güzel hem de doğal olmalı. Artık günümüzde karşıdan bakıldığında delikleri görünen, çok kavisli ya da çok kalkık burun istenmiyor. Hastalarımız da artık doğallıktan yana.
Evet oluyor ama biz kaçınıyoruz öyle hastalardan çünkü herkesin yüz tipi, burnunun şekli, kemik yapısı, cilt yapısı farklı. ‘Burnunuz şöyle olacak’ sözü de vermiyoruz. ‘Sizin yüz tipinize bu uygun, iskelet yapınız bunu kaldırır’ diyoruz. Aslında hastaya çok şey vaat etmiyoruz.
O zaman bizim de hastaları tercih etme şansımız doğuyor, ‘yapamayız’ diyoruz. Uzaklaşıyoruz böyle hastalardan çünkü biliyoruz ki istediği burun olmayacak ve sonrasında sorun yaşayacağız. Şu bir gerçek ki her burun kendi içerisinde eşsizdir ve bir kişide çok güzel görünen bir burun, bir başka kişide iyi durmayabilir. Bunun nedeni herkesin yüz özelliklerinin birbirinden farklı olmasıdır. Bu nedenle her hasta için ayrı bir ameliyat planı tasarlanmalı ve uygulanmalıdır.
Detaylı bir muayeneden sonra kurduğumuz stüdyoda hastamızın fotoğraflarını çekiyoruz, photoshop yardımıyla o fotoğraflar üzerinde oynama yapıyor, ‘Burnunuz buna benzeyecek’ diyoruz. Birebir aynısı olmasa da yakın olacağını söylüyoruz. Sonuçta eser sözleşmesi yapmıyoruz. Hastamız kendisine yaptığımız sunumdan memnun kalırsa, ameliyat gününe karar veriyoruz. Zaten hastalarımızın birçoğu daha önce ameliyat olmuş kişilerin referansıyla geliyor. Kafalarında az çok bir fikir oluşturmuş bir şekilde kapımızı çalıyor. Sunum sonrası da kararını veriyor.
O da cilt yapısına göre değişiyor. İnce ciltlilerde yaklaşık beş ya da altı ayda kendini belli ediyor, en son şeklini alıyor. Kalın ciltli hastalarda ise altı aydan fazla, kimi zaman bir yıl sonunda burun oturuyor.
İnsanın yüzündeki en çarpıcı ve belirgin organdır burun. Bu nedenle yüzümüzdeki estetiğin en önemli öğelerinden biridir. Şekli bozuk bir burun kişinin iç dünyasını dahi etkiler. Eğer kişi burnunun kendisine yakışmadığını düşünüyorsa bu durum hislerine, duygularına, hatta davranışlarına yansır. Burnumuzla ilgili yaşayacağımız estetik kaygılar bizi kendimizi beğenmemeye itebilir. Kısacası hem psikolojik hem fizyolojik sebeplerle burun estetiği yaptırmak isteyenlerin sayısı son yıllarda hızla arttı. Burada bizim amacımız hastalarımızı mutlu etmek. Fizyolojik sorunları ortadan kaldırırken kendileriyle barıştırmak. Burun ameliyatından çıkan hastalarımızın mutluluğunu gördükçe biz de mutlu oluyoruz. Öyle ki bazı hastalarımız mutluluktan çığlık bile atıyor. Bu da ne kadar doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
Ameliyatlarımızı anlaşmalı hastanemiz Medical Park Hastanesi’nde yapıyoruz. Bunun dışında kliniğimizde botoks ve dolgu gibi işlemler de yapıyorum. Dudakta ve burun kenarlarında, çenede ve elmacık kemiklerinde kullanıyoruz dolguyu. Cildi gençleştirmek, küçük travmalardan kurtarmak için mezoterapi yapıyoruz. Kişinin kendi kanını alarak yüzüne enjekte ettiğimiz bir uygulama var, bunu da gerçekleştiriyoruz. Kısacası, cildi yenileme, gençleştirme ve güzelleştirme adına her türlü uygulamayı yapabiliyoruz.
Ameliyatsız burun estetiği dolgu yapılarak gerçekleştirilir. Fakat büyük burunlarda bu yönteme başvurulmaz çünkü dolgu sonrasında burun çok daha kaba bir hal alabilir. Tavsiye etmiyoruz. Biz burun dolgusunu daha çok ameliyat sonrası, küçük defektleri ortadan kaldırmak için kullanıyoruz.
Ayda ortalama 50 ameliyat yapıyordum, 12 ayda 600 yapar, 12 yılda da yaklaşık 10 bin kişiyi ameliyat etmişimdir. Muayene ise aylık 1000 kişiyi buluyordu, yılda 12 bin kişi, 12 yılda 144 bin kişiyi muayene etmişimdir.
İş dışında daha çok ailemle beraberim, 2 çocuğum var, onlarla ilgileniyorum. Kızım üniversite sınavına hazırlanıyor, oğlum 5.sınıfa gidiyor. Gezmeyi severiz ama işimiz gereği çok fazla fırsatımız olmuyor. Eşim kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olduğu için bana göre daha yoğun çalışıyor, gece nöbetleri oluyor. Fırsat buldukça yurt içi ve yurt dışı seyahat etmeyi severiz.
Boş zamanlarımda spor yaparım. 70 yaşında bir yürüyüş arkadaşım var, her sabah onunla yürürüz. Çocuklarla birlikte sinemaya gideriz, film izlemeyi severim. Futbol maçı izlemeyi de çok severim, koyu bir Galatasaraylıyım.
Belki ileride daha büyük bir klinik açarım. Güzellik merkezi ile hastalarımın spor da yapabileceği bir mekan. Tüm bu alanları tek çatı altında toplayabileceğim bir yer açmak isterim. 15 yıl sonra nerede olmak istediğime gelirsek, yurt dışında olmak isterim. Tabii bu biraz da çocuklarımızın tercihine bağlı. Üniversiteyi yurt dışında okumak ya da üniversite sonrası yurt dışında yaşamak isterlerse biz de kendilerine eşlik ederiz.
Açıkçası biz istemiyoruz ama kızım doktor olmak istiyor ve ona yönelik çalışıyor. Hatta branşını bile belirlemiş, dermatolog olmak istiyor. Çok zor olduğunu biliyor, bizzat görüyor ancak kendi kararı, saygı duyuyoruz. Oğlumuz da bu yönde bir karar alırsa, saygı duyarız.
NASIL ARANDI: #levent aydar # kulak burun boğaz # kbb # uzman # operatör doktor # burun estetiği # estetik # kocaeli # izmit