Sanat eğitimi alanında ilimizin en saygın kurumlarının başında gelen İzmit Sanat Merkezi (İSM), 15’inci yılında yoluna başarıyla devam ediyor. Verdiği bale, dans, müzik ve yaratıcı drama eğitimleriyle sanat alanında kendisini geliştirmek isteyen, konservatuvara hazırlananların yanı sıra bireysel farkındalığını artırmak, kendini daha iyi ifade edebilmek ve yaşamlarına sanatla renk katmak isteyen çocuk ve gençlerin hayatlarına dokunan İSM, pandemi sürecinde de öğrencileri için elini taşın altına koydu. Bundan 15 yıl önce başarılı iş kadını Nurhan Deniz Dolgun tarafından kurulan ve o günden beri kentimizde, ‘Sen Varsan Sanat Var’ sloganıyla sayısız çocuğa eğitim veren kurum, öğrencilerinin sanattan kopmamaları için eğitimlerini sıkı pandemi önlemleri eşliğinde hem yüz yüze hem de online olarak sürdürüyor. Nurhan Hanım ile bu süreci nasıl yürüttüklerini konuştuk…
Geçtiğimiz yıl, ilk Koronavirüs vakasının çıkmasıyla birlikte İSM’nin kapılarını kapattık. Aslında, o günlerde salgının bu kadar uzun sürebileceğini düşünmemiştim; iki hafta kapalı kalıp sonra eğitime devam edeceğimizi sanıyordum. Ardından biz de diğer tüm eğitim kurumları gibi ne yapabileceğimizi düşündük ve programlarımızı hemen hazırladık. Öğretmenlerimiz, normalde okul ortamında yüz yüze yapılacak çalışmaların videolarını evlerinde çekerek ailelere gönderdiler. Çocuklar evlerinde bu videolar eşliğinde çalıştı, aileleri de bu çalışmaların videolarını bizlere gönderdi. Ancak bu sürdürülebilir olmadığı için biz de her eğitim kurumu gibi kısa süre içinde online eğitime geçme kararı aldık.
Bu soruyu 1,5 yıl önce sormuş olsaydınız, cevabım ‘olmaz’ olurdu çünkü bale, dans, müzik ve yaratıcı drama eğitiminde hareketi düzeltmeniz, dokunmanız, birebir görmeniz gerekiyor. Daha doğrusu gerekiyordu… Ancak koşullar bizi bu noktaya itti. Şu anda sanat eğitimi online olmak zorunda çünkü sanatsız olmaz. Sanatın iyileştirici, geliştirici bir yanı var. Avrupa toplumları da dünya savaşları sonrası ilk olarak sanata sarılmıştır. Şu anda Avrupa’da da ülkemizde de konservatuvarlar sanat eğitimlerini online veriyor. Bu da gösteriyor ki sanat eğitimi online olabilirmiş. Bizler de bu sürece uyum sağladık. Çocuklarımızın rutini bozulmasın istedik ve telafi derslerini daha sonra yapmak kaydıyla online eğitime geçtik. Online derse katılan da katılmayan da dilediği taktirde telafi derslerini aldı.
Evet, oldukça verimli geçti. Hatta online derslerimize sonuna kadar katılan çocuklar ile derslere katılmayan çocuklar arasında ciddi bir fark olduğunu gözlemledik. Sanat eğitimi, çocuğu fiziksel, ruhsal ve psikolojik olarak rahatlatan, keyif almasını sağlayan bir alan. Biz geleceğin özgüvenli, ne istediğini bilen, kendisini geliştirmeye açık gençlerini yetiştiriyoruz. Sanatın sosyal sorumluluk yanı asla unutulmamalı.
İlk işimiz telafi derslerini tamamlamak oldu. Bu dersleri hem yüz yüze hem de uzaktan online olarak yaptık. Burada bir noktaya değinmek istiyorum: Çocuklarını yüz yüze derslere göndermek istemeyen ailelerin endişesini anlıyorum. Hatta sanat eğitimlerini alabilmeleri için çocuklara kendi ev ortamlarında uygun koşulları sağlayan velilerimizi de takdir ediyorum. Bazı bale velilerimiz çocukları rahat çalışsın diye evlerinde bar ve büyük aynalarla mini bir sınıf kurdu. Bazı müzik velilerimiz çocuklar enstrümanlarını rahat çalabilsinler diye evlerini buna göre düzenledi. Bu çabalara o kadar saygı duyuyorum ki. Öte yandan hem bu çabaları göstermeyip hem de alınan tüm önlemlere rağmen çocuklarını okula göndermeyenleri de anlayamıyorum. Halbuki online eğitimin de çok büyük faydalarını gördük. Bu kazanımların farkında olan velilerimiz online ya da yüz yüze eğitimlere devam ediyor. Pandemiden önce buraya çocuğunu gönderen aileler, sonrasında hijyen ve hastalık korkusuyla tereddüt etti ama buraya bir kere geldiklerinde, merkezin ne kadar hijyenik bir ortam olduğunu gördü. Sanat eğitiminden geride kalmamaları ve sosyalleşmeleri için çocuklarını kurumumuza getiren ya da online dersleri aksatmayan velilere sonsuz teşekkür ediyorum çünkü hem çocuklarının hem de ülkenin geleceği için çalışan bizim gibi kurumlar onlar sayesinde hâlâ ayakta. Biz de bu velilerimizle devam ediyoruz.
Öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve idari kadromuz için birçok önlem aldık. Derslerde sosyal mesafeye çok dikkat ediyoruz. Her çocuğun, dans ederken hareket edeceği kendine özel bir alanı var. Yüz yüze müzik eğitiminde de maske ve sosyal mesafeye ciddi anlamda dikkat ediyoruz. Ders bitiminde sınıflar en az yarım saat havalandırılıyor, başta yerler olmak üzere öğrencilerin dokunduğu her yer ve tüm enstrümanlar en kaliteli dezenfektanlarla steril hale getiriliyor. Her sınıfın girişinde dezenfektanlar bulunuyor ve öğrenciler maskesiz derse giremiyor. Ayrıca okulumuz belirli periyotlarda baştan aşağıya dezenfekte ediliyor. Öğrencilerimiz her şeyin farkında ancak biz, onların üzerinde bir baskı yaratmadan hijyen kurallarına uymalarını sağlıyoruz. Öte yandan çocuklar okula gönderilmiyor ama sosyal hayat devam ediyor. Akraba görüşmeleri mesela… Bu virüs akrabadan akrabaya geçmez ama okulda bulaşır gibi bir algı var bazılarında. Bu algının kırılması lazım. Kendi eğitim kurumum adına söyleyebilirim ki okulum güvenli ve hijyenik bir ortam.
Çocuklarımız burada bale, dans ve müzik alanlarında MEB onaylı sertifikalar almakla kalmıyor, balede dünyada geçerliliği olan Vaganova, müzikte ise London College of Music (LCM) disipliniyle yetişiyor. Mart 2020’de okullar kapanınca, nisan ayındaki sınavları da yapamadık. Yoğun telafi derslerinden sonra Vaganova sınavları için akreditasyon anlaşmamız olan New Bulgarian University ile eylül ayında görüştük. Normalde her yıl bir heyet gelirdi. Öğrencilerimiz, bir yıllık eğitim boyunca edindikleri bilgi ve tecrübeyi onların karşısında sergiler; sonunda yapılan değerlendirme neticesinde kendi alanlarında bir üst dereceye geçerek belgelerini alırdı. Pandemi nedeniyle bu kez sınavlarımızı online yapmak istediğimizi söyledik.
Evet kabul edildi. Yalnız çok sayıda çocuğu sınıfta bir araya getirip canlı yayın yapmak sakıncalı olacağından çocuklarımızın videolarını pandemi önlemlerine uygun ortamlarda çektik, üniversiteye yolladık. Bu süreç kasıma kadar oldukça verimli geçti. Bir yıl boyunca, rutinde yaptığımız başta Vaganova, London College of Music (LCM) olmak üzere tüm sınavlarımızı da önlemlere uygun şekilde gerçekleştirdik.
Elbette. Sanat tam da bu zamanlar için gerekli. Biz üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya devam ediyoruz. Aileler de çocuklarını sanat eğitimi almaları noktasında desteklemeye devam etmeli. Bizim hedefimiz çocuklarımıza sanat sevgisi aşılarken, onlara sahneye çıkacak kalitede eğitim vermek; bu durum çocuğun da hayali.
Geçen yıl gösterilerimizi online olarak tamamladık. Bu yıl da bir gösteri yapacağız ancak bu sefer profesyonel çekimler yapıp ailelere bu videoları vereceğiz.
Pandemiye uygun olarak, eğitimimize en iyi şartlarda devam edeceğiz. Her şey normale döndüğünde ise eskisinden çok daha iyi olacağız çünkü o günlerin kıymetini öğrendik. Şu süreçte öğrencilerimiz hem yüz yüze hem de online olarak derslere katılmaya özen göstersin; aileler, çocuklarının sanat eğitimi alması noktasında iradelerini korusunlar isterim. Sanat bir çocuğun sosyalleşmesi ve ruh sağlığı için de gerekli. Bunun bireysel ve toplumsal kazanımları muazzam.
NASIL ARANDI: #izmit sanat merkezi #ism #nurhan deniz dolgun #sanat #kültür #müzik #dans #bale #rap #caz #caz dans #tiyatro #drama #kocaeli #izmit
