Her insan hayal kurar. Peki, kaçımız gerçekten hayallerimizin peşinden koşarız? Hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için içimizdeki potansiyeli harekete geçiririz? Aslında biliriz, yalnızca hayallerinin peşinden koşan insanlar için hayat farklı bir anlama sahiptir. Buna rağmen cesaret edemeyiz. Cesaret edenlerin öykülerini ise can kulağıyla dinleriz.
Bugün sizleri hayallerinin peşinden koşan başarılı bir kadınla tanıştıracağız; Yeliz Okatan. Ve onun hayallerini gerçekleştirdiği Dilruba Sultan Köy Evi’ne konuk olacağız.
Gerçek bir köy evinde, çıtır çıtır yanan sobanın başında ya da şirin mi şirin masaların bulunduğu çiçeklerle bezenmiş yemyeşil bahçede kahvaltı yapmak ister miydiniz? Hem de el yapımı pişilerin, böreklerin, acıkanın, reçellerin olduğu bir kahvaltı... O halde takılın peşimize, yola çıkıyoruz.
Dilruba Sultan Köy Evi, Gölcük’ün Saraylı Köyü’nde bulunan köy evlerinden biri. Geçmişte, hemen yanındaki konağın müştemilat binası olduğunu daha sonra öğreniyoruz. Köy dediğime de bakmayın, bu şirin mekana varabilmek için saatlerce yol gitmek zorunda kalmayacaksınız. Değirmendere’nin merkezine sadece 7 kilometre mesafede. Şehrin merkezine bu kadar yakın olsa da Saraylı Köyü’ne girer girmez havanız değişecek. Mis gibi köy havasını ciğerlerinize çekecek, etrafınızı çevreleyen eski köy evlerini hayranlıkla izleyeceksiniz.
Köyün girişinde karşımıza çıkan köy kahvesinde durup yol tarifi almak isterken, aslında hedefimize ulaştığımızı öğreniyoruz. İki dakika sonra kendimizi Dilruba Sultan Köy Evi’nin önünde buluyoruz. Mekanın sahibi Yeliz Okatan ve ‘en büyük yardımcım’ dediği yakın arkadaşı Meltem Ebru Türkcan kapıda karşılıyor bizi. Bir de Yeliz Hanım’ın kızı Dilruba. Hava biraz serin olduğu için içeriye davet ediliyoruz. Dilruba Sultan Köy Evi’nin mutfak dışında sadece bir odası var. Eski ile yeninin sentezlendiği bir oda, çıtır çıtır yanan bir soba, üzerinde çaydanlıklar... Sobanın hemen karşısında ise 10 kişilik ahşap bir masa.
Raflarda Yeliz Hanım’ın babaannesinden kalma radyolar, büfede kahve fincanları ve bardaklar. Hatta Yeliz Hanım’ın babaannesinin çantası bile rafta. Sandıklardan çıkarılmış dantel örtüleri de unutmamak lazım. Masanın üzerinde ise oldukça şık kahvaltı takımları. Cam fanusların içinde kurabiyeler, limonata sebili, katlı servis tabakları. Eski ile yeni o kadar güzel harmanlanmış ki... Bu küçücük oda öylesine güzel dekore edilmiş ki... Ortaya insanın içinde bulunmaktan mutluluk duyduğu bir mekan çıkmış.
Kahvaltıya başlamadan önce Yeliz Hanım ile biraz sohbet ediyoruz. Dilruba Sultan Köy Evi’nin hikayesini dinlemek istiyorum. İşte o esnada öğreniyorum Yeliz Hanım’ın hayallerini ve hayallerini nasıl gerçeğe dönüştürdüğünü. Yeliz Hanım aslen Kırıkkaleli, evlendikten sonra Gölcük’e yerleşmiş. Gölcük’te iki sene kaldıktan sonra eşinin işi nedeniyle Marmaris’e taşınmak zorunda kalmış. 14 yıl Marmaris’te yaşayan ve yine eşinin işi dolayısıyla 7 yıl önce Gölcük’e dönen Yeliz Hanım üç çocuk büyütmesine rağmen boş durmayı sevmediği için bu süreçte kendisini butik pasta işine vermiş.
Yeliz Hanım evde yaptığı pastaları önceleri eşine dostuna hediye etmiş, zaman içinde beğeniler artınca dışarıdan sipariş almaya başlamış. Fakat görmüş ki evde pasta yapmak zor. Tam bu işten vazgeçmeyi düşünürken Gölcük’te bulunan Aktuğ Çikolata Evi’nin sahibi Meryem Hanım’ın teklifi üzerine pastalarını burada yapmaya başlamış. Yaklaşık 7 ay boyunca Aktuğ Çikolata Evi’nde çalışmış ancak babasının rahatsızlığı nedeniyle işine ara vermek zorunda kalmış. Babasının vefatı ise onu çok sevdiği işinden tamamen koparmış.
Koparmış koparmasına ama küçük bir işletme sahibi olma fikrini hiçbir zaman aklından çıkarmamış. Marmaris’te yaşadığı dönem de dahil olmak üzere hep kafe-restoran tarzı bir yer açmak gibi bir hayali varmış Yeliz Hanım’ın.
Marmaris’te yaşarken sürekli kendisine uygun bir dükkan aramış, hatta birini tutup anahtarını dahi almış ancak işler ters gidince vazgeçmiş. ‘Üretmeyi çok sevdiğim için bu hayalimden hiçbir zaman vazgeçmedim’ diyor Yeliz Hanım. Gölcük’e döndükten sonra da sürekli yer arayışında olmuş.
İki yıl önce taşındıkları Saraylı Köyü’nü de karış karış gezmiş, kendisine yer aramış. Sonunda tesadüfler onu Dilruba Sultan Köy Evi’ne dönüştürdüğü yere getirmiş. Karşısına çıkan maddi zorlukları ise ailesi sayesinde aşmış. Ağabeylerinin ‘Sen yıllardır bunun hayalini kuruyorsun, biz de hayallerini gerçekleştirmek için sana destek olacağız’ sözü üzerine işe koyulmuş. Bu süreçte eşi ve kızları da kendisini çok desteklemiş, motive etmiş. En büyük yardımcılarından biri de çok yakın arkadaşı Meltem Ebru Türkcan ve eşi olmuş.
Diğer arkadaşları ve dostları da el ele verip köy evini kısa sürede restore etmişler. Yeliz Hanım da evi hayalindeki gibi dekore edince, ortaya Dilruba Sultan Köy Evi gibi şirin mi şirin bir mekan çıkmış. Yeliz Hanım şimdilerde hayallerini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor. Gelelim Dilruba Sultan Köy Evi’nde neler yapabileceğinize. Güne nefis bir kahvaltıyla başlayabilirsiniz. Kahvaltıyı kaçıranlar için ise çay saati var. Çay saatinde Yeliz Hanım’ın kendi elleriyle yaptığı birbirinden lezzetli kurabiyelerin ve keklerin tadına bakabilirsiniz.
Köy evi, tek odalı olduğu için içeride kahvaltı yapmak istiyorsanız mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. 10 kişiyi ağırlayabilecek büyüklükteki bu odada kahvaltı yapmanın tadına doyamayacaksınız. Yeşillikler içinde, ağaçların gölgesinde, çiçekler arasında kahvaltı yapmak istiyorsanız bahçedeki masalardan birini tercih edebilirsiniz. Bahçede sadece 10 masa olduğu için yine rezervasyon şart.
Dilruba Sultan Köy Evi’nde ikram edilen kahvaltılıklara gelirsek. Kahvaltıda ‘ekstra’ diye bir şey yok. Yiyeceğiniz her şey ödeyeceğiniz fiyatın içinde ve hepsi el yapımı. Kahvaltıda sıcak olarak pişi, börek, fırında mantar, sucuk ikram ediliyor. Pişi ve börek gibi reçeller de el yapımı, acıka da, fıstık ezmesi de... Zeytinin, zeytinyağının ve peynirin en iyisi, en kalitelisi, yerinden alınıp getiriliyor. Çay sınırsız, el yapımı limonata da ikram. Hijyene dikkat edilen mekanda Yeliz Hanım’ın ve kendisine yardım eden Meltem Hanım’ın güler yüzü de cabası.
Çay saatinde ise yine Yeliz Hanım’ın kendi elleriyle yaptığı o muhteşem cheescake, browni ya da kurabiyelerin tadına bakabilirsiniz. Yeliz Hanım akşam üzeri acıkanlar için ise mantı ve gözleme yapmayı planlıyor. Bu arada yediğiniz o muhteşem ev reçellerini ve fıstık ezmesini şansınız varsa giderken satın alabiliyorsunuz. Hafta içi ya da hafta sonu fark etmez, siz de kendinize ya da sevdiklerinize bir güzellik yapmak istiyorsanız, güne muhteşem bir kahvaltıyla başlamak ise amacınız Dilruba Sultan Köy Evi bunun için biçilmiş kaftan. Deneyin, pişman olmayacaksınız.
NASIL ARANDI: #Dilruba Sultan Köy Evi # Yeliz Okatan # Gölcük Saraylı Köyü # kahvaltı # cheescake # browni # pişi #
