Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1988 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Lisans eğitimimi Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde, yüksek lisans eğitimimi ise Kocaeli Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı’nda tamamladım. Aken Çevre Danışmanlık Müh. San. Tic. Ltd. Şti. firmasında genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Evliyim, uzun yıllardır Kocaeli’de ikamet etmekteyim.
İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?
10 yıla yakın bir süredir iş hayatının içindeyim. Yüksek lisans eğitimim sırasında, bitki biyolojisi konusunda laboratuvar asistanlığı dönemim oldu. Kısa süreli ilaç sektöründe, yine laboratuvar ölçekli projelerde çalıştım. Bu çalışmalar, sektörü tanımama ve kendimi geliştirebileceğim, daha mutlu olabileceğim farklı alanlara yönelmemi sağladı. Pedagojik formasyon sertifikası alarak, eğitim sektöründe birçok farklı kuruluşta öğretmen, kurumsal iletişim uzmanı ve insan kaynakları uzmanı olarak görev yaptım. Şu an çevre danışmanlık sektöründe çalışmalarımı sürdürmekteyim. Yaptığım işi seviyorum ve tüm çalıştığım işlerdeki kazanımlarımın, şu an görev yaptığım sektörde çok faydalı olduğu deneyimliyorum.
Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?
Kariyerimin şekillenmesinde en büyük dayanağım ve destekçim eşimdir. Ayrıca başarma duygusunun bünyede yarattığı mutluluğun karşılığı yok sanırım. Çalıştığım sektörler birbirinden farklı olduğu için heybemi doldurmak konusunda biraz daha şanslı olduğumu düşünüyorum.
Sizce başarının altın anahtarı nedir?
Başarı, disiplinli şekilde çalışmaktan geçer. Çalışan ve üreten herkes eninde sonunda başarı yoluna çıkacaktır diye düşünüyorum. Elbette bazen yorgunluklar, yılgınlıklar olabiliyor ama bizi kurtaracak ve başarılı hale getirecek tek şey çalışmaktır.
Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Eşitlik. Aslında kısaca cevap vermek gerekirse eşitlik kavramından bahsedebilirim. “Bu işi bir kadın olarak yapabilir misin? Şimdi sizi hiç o toplantıya göndermeyelim…” İş hayatının kadını ya da erkeği olmaz. Ortada bir iş vardır ve belirli yetkinliklerdeki insanlar bu işi yapmaya çalışır. Çalışma hayatım boyunca yaptığım çalışmalarla, bu eril dille konuşan insanlara, kadın ile erkeğin aynı seviyede ve aynı kabiliyette olabileceğini kanıtladığımı düşünüyorum. Öte yandan, bazen kadınların da “Ben yapamam, elalem ne der, kocam bilir” gibi düşüncelerle kendilerini kısıtladığı durumlar olabiliyor maalesef. Özellikle iş hayatına yeni atılan genç arkadaşlardan bu söylemleri duyuyorum. Onlara tavsiyem, bir kadın olarak daima iş hayatında aktif şekilde kalmalarıdır.
İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Cumhuriyet bizim can damarımız, hayat ışığımızdır. Bir cumhuriyet kadını olarak, cumhuriyete özgür bir ömür borçlu olduğumu düşünüyorum. Her geçen gün değerini daha iyi anladığımız cumhuriyetimiz var oldukça, biz kadınlar da özgür şekilde var olmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?
Cumhuriyet biz kadınları görünür kılmıştır. Yıllarca hor görülen, itilen ve sayılmayan kadınlar, cumhuriyet sayesinde toplumda hak ettiği değeri görmüştür. Bunda tabii ki Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri de büyük pay sahibidir. Toplumda özgürce hareket edebilmek, herkesle eşit sosyal haklara sahip olmak gerçekten en büyük özgürlük.
’Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?
Sırtında bebeği ile canını hiçe sayarak kurtuluş için cepheye mermi taşıyan kadınlar; Şerife Bacılar, Kara Fatma Seherler’den günümüze uzanan her yaştan, her kültürden, bu coğrafyaya katkı vermiş ve vermeye devam eden; üreten, çalışan, doğuran, doyuran bütün kadınlar.
Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?
“Kadınlarını geri bırakan toplum, geride kalmaya mahkumdur.”
NASIL ARANDI: #gonca özdemir # aken çevre # kocaeli # 8 mart # kadınlar günü # cumhuriyet # atatürk