Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1984, Kocaeli doğumluyum. Lisansımı ve yüksek lisansımı Türk dili ve edebiyatı alanında tamamladım. Kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra hayallerimin peşinden koşup yazarlığa yöneldim. Evliyim ve 9,5 yaşında olan Arel’in annesiyim.
İlk anne olduğunuzda mutluluğun yanı sıra hangi duyguları hissettiniz?
Altından kalkamayacağımı sandığım müthiş bir sorumluluk duygusu hissettim ve adeta bunun altında ezildim.
Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Yaşamasının bana bağlı olduğunu zannettiğim küçük bir varlıkla baş başa kalmıştım. Sanki dünyada artık yalnızca biz vardık. Bir bebek sahibi olmadan önce ev ve iş hayatı arasında ne kadar yorulursanız yorulun gezmeye, eğlenmeye zaman ayırabilirdiniz. Evet, yorgunluk rutindi ama size bir şey olmazdı. Ancak minik, savunmasız bir canlının hayatınıza girmesiyle ve onun bakımıyla ilgili her detaydan sorumlu olduğunuz andan itibaren işler değişir. Size hiçbir şey yapmayan ve meydan okuduğunuz dünya, artık tehlikelerle dolu bir yerdir. Önceden hiç görmediğiniz detaylar sizin için artık yüzlerce olası kaza senaryosudur. Televizyon, sivri köşeler, raflar artık düşmanınızdır. Kısaca evde düzen çoktan değişmiştir. Ama bu kadar detaycı olmak yaşamın sadece kötü yanlarını değil, güzel yanlarını da fark etmenizi sağlar. Her gün onunla öğrendiğiniz yeni bilgilerin sınırı yoktur. Yürürken farkına varmadığınız karınca, kenardaki salyangoz ya da uğur böceği artık gözünüzden kaçmayacak ve beraber yüklediğiniz anlamlar bambaşka olacak.
Çocuk sahibi olmadan önce nasıl bir anne olmayı hayal ediyordunuz? İşler planladığınız gibi gitti mi?
Her şeyin benim ve eşimin kontrolünde olacağı, paketli ve şekerli gıdaların çocuğa yedirilmeyeceği bir aile hayal etmiştim mesela ama tabii öyle olmadı 4 yaşından itibaren çocuğunuz resmen sosyal bir çevre ediniyor ve hayatına onları müdahil ediyor. Sizin hiç vermediğiniz yiyecekleri onlarla beraber deneyimlemek istiyor. Bazen itiliyor kakılıyor bazen gözü sizi hiç görmeden çok eğleniyor ve siz artık büyüdüğünü anlıyorsunuz.
Annenizin ’anne olunca anlarsın’ dediğinde ne demek istediğini, anne olunca anladınız mı? Bizimle de paylaşır mısınız?
Sanırım daha o safhalara gelmedik ama ergenlik ve sonrasında karşılaşacağıma eminim.
’Ben asla annem gibi yapmam’ deyip de çocuğunuza aynı şekilde davrandığınız oldu mu?
Çok düşündüm, bulamadım.
Sizce anne olmanın en keyifli yanı nedir?
Hiçbir beklentiniz olmadan koşulsuz sevdiğiniz varlığın sevgisinin size yaşam gücü ve gayesi vermesi paha biçilemez.
Peki, en çok zorlayan yanı?
Onun hep iyiliğini isterken içinizdeki karşı koyamadığınız endişe.
Birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şey nedir?
Benim en keyif aldığım an, yatmadan önce bütün günümüzü konuşup değerlendirmek oluyor. Onun duygularını çok net anlayabiliyor ve onunla ilgili kararlara bu zaman diliminde varabiliyorum. Bir de son zamanlarda birlikte tenis oynamak, onun seçtiği bir filmi izlemek favorilerimiz arasında.
Bir anne olarak çocuğunuza hayata dair verdiğiniz en önemli öğüt nedir?
Ben insanların isimlerinin anlamlarını taşıdığını düşünürüm. Arel ‘dürüst, temiz kişi’ demek. Ona tek öğüdüm, ismini yaşatması. Bir de mutluluğun bir seçim olduğunu ve hep onu seçmesini…
Anneler Günü’nde, annenize ne söylemek isterdiniz?
Benim annem emekli bir hemşire. Ablamı ve beni çok zor koşullarda, haftada 3 gün nöbet tutarak büyüttü. Buna rağmen bizi hiçbir şeyden eksik bırakmadı. O günün koşullarında yüzmeye, alışverişe, doğum günlerine götürdü. İş ve ev dışında bütün zamanını bize ayırdı. En değerli şeyin zaman olduğunu anne olduktan sonra bir kez daha anladım ve en değerli şeyini bizle paylaştığı için buradan anneme çok çok teşekkür ederim. Birlikte kutlayacağımız nice Anneler Günümüz olsun canım annem…