26-04-2024 18:47

Elinin değdiği her işe kalite katıyor: Dilek Çetinkaya

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 04/01/2022
TIny MIny KIds ve Dilek Çetinkaya Masters NaIl Art & Makeup StudIo markalarının kurucusu Dilek Çetinkaya; çevresinde görsel konulardaki yeteneği, zarafeti ve elinin değdiği her işe kalite katmasıyla tanınıyor
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: ZEYNEP AKAR

FOTOĞRAFLAR: İSMAİL HAKKI TİMUÇİN – ELİF TALAY

 

Başarılı iş kadını Dilek Çetinkaya, çocuk giyim alanında İzmit’i yepyeni bir konseptle tanıştıran Tiny Miny Kids mağazasından sonra bu kez karşımıza çok farklı bir sektörde, yine sıra dışı bir mekanla çıktı. Çevresinin, “Zevkini, tarzını, yeteneğini ve kaliteni kadınlara yönelik bir sektörde değerlendirmelisin” yönündeki taleplerine daha fazla kayıtsız kalamayan Çetinkaya; kurduğu Dilek Çetinkaya Masters Nail Art & Makeup Studio markası ile bu kez güzellik sektöründe fark yaratmak için kolları sıvadı.

İzmitli kadınları, sektörün en iyi uzmanları ve en kaliteli ürünleriyle Dilek Çetinkaya Masters Nail Art & Makeup Studio’da buluşturan Çetinkaya, her detayında imzası bulunan salonunda görsel konulardaki yeteneğini ve zevkini bir kez daha konuşturdu. Açıldığı günden itibaren tasarımı, dekorasyonu ve ambiyansıyla gören herkesten tam not alan salon, yapılan başarılı uygulamalarla da adını kısa sürede duyurdu.

Hem güzelliği hem de başarılarıyla yıldızı her geçen gün biraz daha parlayan Dilek Çetinkaya ile iş yaşamını, eşiyle arasındaki sevgi dolu bağı ve dünya tatlısı oğullarını büyütürken yaşadıklarını konuştuk.

Bu sımsıcak sohbete katılmak isteyen herkesi, röportajımıza bekleriz…

Dilek Hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

İzmitliyim, 35 yaşındayım. İş hayatına erken yaşta başladım, uzun süre çeşitli kurumlarda yöneticilik yaptım. Küçük oğlum Çınar’ı dünyaya getirdikten sonra profesyonel hayata ara verip, sadece oğlumla ilgilenmeye karar verdim. Çınar, anaokulu çağına gelene kadar çalışmadım. İş yaşamına geri dönme zamanı geldiğinde ise bir daha kurumsal hayatın o çok stresli ve yoğun temposunun içinde olmak istemediğimi fark ettim. Kendi işimi kurarak Tiny Miny Kids markasıyla çocuk giyim sektörüne girdim.

Neden çocuk giyim sektörü?

Çünkü bir anne olarak oğlum için aradığım hem kaliteli ve sağlıklı hem de şık ürünleri İzmit’te bulmakta büyük zorluk çekiyordum. Alışveriş için sık sık İstanbul’a gitmek durumunda kalıyordum. Düşündüm ki İzmit için bu büyük bir eksiklik. Sadece benim değil, benim gibi düşünen pek çok annenin de bu tip konsept bir çocuk giyim mağazasına ihtiyacı var. Eğitimimi, bilgi ve birikimimi bu alanda değerlendirmeye karar verdim. Tiny Miny Kids markası bu şekilde doğdu.

GÜVENLİ ALIŞVERİŞ

Açılışı tam da pandemi dönemine denk gelmesine rağmen Tiny Miny adını kısa sürede duyurdu ve tarz sahibi minikler için vazgeçilmez bir marka oldu. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Bunun iki sebebi var. Birincisi, Tiny Miny’nin çocuk giyim alanındaki en kaliteli markaları aynı çatı altında bir araya getirmesi; ikincisi ise mağazamızın konsepti. Tiny Miny’i tasarlarken, hem çocuklar hem de anne babalar için son derece konforlu, rahat, ferah ve sağlıklı bir ortam oluşturmak istedik. Dekorasyonundan deneme kabinlerine, havalandırma sisteminden aydınlatmasına kadar her detayı büyük bir titizlikle planladık. Sonunda ortaya hem ürün kalitesi hem de verdiği VIP hizmetle ailelerin güvenle, keyifle alışveriş yapacağı bir mağaza çıktı. Gösterdiğimiz bu hassasiyetin karşılığını da İzmitli ailelerin mağazamıza gösterdiği ilgi ve bize duyduğu güvenle fazlasıyla aldığımızı düşünüyorum.

Tiny Miny’de hangi markaların satışını yapıyorsunuz?

Çocuk giyim alanında en kaliteli markalardan biri olan Carter’s; Avrupa ve Amerika dışında sadece Beymen mağazalarında satılan Pinolini; Goose, Skip Hop, Stephan Joseph, Mayoral ve Igor gibi sektörün lider markalarının satışını yapıyoruz. Yeni doğan grubunda ise yüzde yüz organik ve yüksek kaliteli ürünleriyle tanınan; Türkiye’de sadece Kanyon ve Emaar AVM’de satışı yapılan Nighty Night markasını tercih ettik. Bunların dışında dönemsel olarak satışını yaptığımız farklı markalara da mağazamızda yer veriyoruz.

ONLINE SATIŞ İMKANI

Bu markaları hangi özelliklerine göre değerlendirerek seçtiniz?

Tiny Miny Kids, 0-10 yaş grubu çocuklara yönelik hizmet veriyor. Mağazamızda yüzde yüz organik sertifikalı yeni doğan setlerini; bebekler için özel olarak üretilmiş tulum, kıyafet, iç giyim ürünlerini; birbirinden şık çocuk giyim ve ayakkabı modellerini; kış aylarında tasarımıyla göz kamaştıran mont ve kaban çeşitlerini bulmak mümkün… Bu ürünlerin en büyük ortak özelliği ise çocuk sağlığına uygunluğunun, laboratuvar testleriyle defalarca kanıtlanmış olması. Hiçbir ürün çocuk sağlığını tehdit etmiyor, onların narin cildine zarar vermiyor. Hepsi doğal kumaşlardan üretiliyor.

Mağaza çok sevildi ama yanılmıyorsam, Tiny Miny Kids ürünlerinin online satışı da var…

Evet, ürünlerimiz mağaza dışında hem kendi internet sitemizden hem de Trendyol platformu üzerinden satışa sunuluyor. Trendyol’da oldukça hızlı bir akış olduğu için o noktaya ağırlık verdik ve istediğimiz ivmeyi de yakaladık.

BİR BEKLENTİ VARDI

Gelelim, Dilek Çetinkaya Masters Nail Art & Makeup Studio’ya… Çocuk giyimden sonra bir güzellik merkezi açma fikri nasıl doğdu?

Aslına bakarsanız, yeni bir alana daha yönelmek gibi bir düşüncem yoktu; bununla beraber, çevremdeki herkesin benden kadınlara yönelik bir iş yapmam konusunda bir beklentisi vardı. Evet, çocuk mağazası güzel bir konseptti ve bölgede bir ihtiyaca cevap verdi ama bu beklentide olan arkadaşlarıma yetmedi. Tiny Miny’de sosyal medya ürün çekimi yaparken, insanlar ürünlerden önce saçımı nereye boyattığımı, tırnağımı nerede yaptırdığımı, üzerimdeki kıyafeti nereden aldığımı soruyordu. Hem kendi çevremden hem de tanımadığım kişilerden gelen bu dönüşler o kadar çoğaldı ki en sonunda ‘evet, ben artık kadınlara yönelik bir iş yapmalıyım’ dedim.

Sizce neden böyle bir beklenti vardı?

Sanırım giyim, tasarım, dekorasyon, estetik gibi görsel konulardaki zevkime güvendikleri için... Gerçekten de bu anlamda farklı bir bakış açım vardır. Her şeyin en şık, en kaliteli ve tarz sahibi olanını severim; bunu yaşamımın her alanına yansıtmaktan da keyif alırım. Çevremden gelen talepler artınca, bu konudaki yeteneklerimi öne çıkarabileceğim bir güzellik salonu açma fikri beni de heyecanlandırdı. Zaten sonrasında her şey çok hızlı gelişti.

HER DETAYDA İMZAM VAR

İşe nereden başladınız?

Estetik ve güzellik benim her zaman ilgi duyduğum bir sektördü. İşin kendimle ilgili kısmında da oldukça titiz davranıyordum ve her zaman işinin en iyisi olan uzmanlardan hizmet almayı tercih ediyordum. Onları bir çatı altında bir araya getirmenin harika olacağını düşünerek, önce ekibimi oluşturdum.

Tiny Miny’nin hemen yanındaki dükkan da güzellik salonu olarak tasarlanmaya çok uygundu. Anlayacağınız, Dilek Çetinkaya Masters Nail Art & Makeup Studio’yu hayata geçirmek için ihtiyaç duyacağım her şey hızlıca gelip beni buldu.

Gerçekten de ince zevkinizi yansıtan çok şık bir merkez olmuş… Dekorasyonuyla siz mi ilgilendiniz?

A’dan Z’ye burada gördüğünüz her detayda imzam var. Masters Nail Art & Makeup Studio 2 katlı, 150 metrekare kullanım alanına sahip bir güzellik merkezi. Üst katta manikür, pedikür, profesyonel makyaj ve gelin makyajı işlemleri yapılıyor. Alt katta ise kalıcı makyaj hizmeti veriliyor. Bir süre sonra cilt bakımı işlemlerimiz de başlayacak. Bu konuda çok ciddi bir eğitim sürecini tamamlamak üzereyim, cilt bakımı uygulamalarını ben yapacağım.

Masters Nail Art & Makeup Studio; kadrosu, sıra dışı salonu ve görkemli açılışıyla sektöre oldukça hızlı bir giriş yaptı… Sanırım, hedeflediğiniz kalite standardına da ulaştı.

Yaptığım her işi dört dörtlük yapmaya çalışırım. ‘Olabiliyorsa, en iyisi olmalı; olmuyorsa hiç yapmayalım” düşüncesiyle hareket eden bir yapım var. Acele etmeden, emin ve sağlam adımlarla ilerlemeyi severim. Bu anlamda, her iki işletmemde de hedefime ulaştığımı düşünüyorum.

UZMANLARIMIN MÜŞTERİSİYDİM

İlimizde, güzellik alanında isim yapmış pek çok uzmanı Masters Nail Art & Makeup Studio’da bir araya getirdiniz. Ekip arkadaşlarınız arasında kimler var?

Merkezimizde gelin makyajı, profesyonel makyaj, kaş, altın oran kaş alımı, henna, laminasyon, kirpik lifting gibi işlemlerde Uğurcan Ayaz bizimle. Manikür, pedikür, protez tırnak, jel protez, kalıcı oje gibi tırnağa dair tüm işlemlerde Yonca Mercan ve Alara Olgun hizmet veriyor. Özlem Bölgen ve Nur Gözüsulu Soykan microblading, dudak renklendirme, eyeliner, dipliner, babyliner, ipek kirpik gibi kalıcı makyaj uygulamalarını başarıyla yürütüyor. Bünyemizde çalışmak isteyen birçok kişi mağazamıza ve salonumuza iş başvurularını iletiyor; yakın zamanda ekibimizi işinde uzman kişiler ile büyütmeye devam edeceğiz.

Bu ekibi kurarken neyi göz önüne aldınız?

Tecrübelerimi... Daha önce müşterileri olarak hepsinde  bir işlemim oldu ve benim kadar zor beğenen birisini memnun etmeyi her zaman başardılar. Ben de kusursuz işlem yaptığını düşündüğüm kişileri kendi salonumda bir araya getirdim. Çok doğru bir kadro kurduğumu düşünüyorum.

Masters Nail Art & Makeup Studio sadece kadınlara değil, erkeklere de hizmet veriyor değil mi?

Evet, hem kadınlara hem de erkek müşterilerimize aynı anda hizmet veriyoruz. Haftanın 7 günü açığız, özellikle pazartesi günlerini ve iş çıkışı saatlerindeki randevularımızı ağırlıklı olarak beylere ayırıyoruz; o güne randevu isteyen kadın müşterilerimize de bunu hatırlatıyoruz. Kişisel bakımına özen gösteren beyler, salonumuzda kaş alımı, manikür ve pedikür işlemlerini yaptırabilirler.

BAŞKA SALONDA YOK

 

Salonda kullanılacak donanım ve malzemeleri seçerken nelere dikkat ettiniz?

Bu konuda hem internet üzerinden hem de ürünleri bizzat yerinde görerek çok ciddi bir araştırma yaptım. Örneğin, şu anda bizim kullandığımız manikür masaları, İzmit’te başka bir salonda yok. Tozu çeken bu masalar, protez tırnak yaparken çıkan tozun müşteriyi ve uzmanı rahatsız etmesini önlüyor. Pedikürde de hem hijyeni hem de müşterimizin konforunu üst düzeye taşıyacak setleri tercih ettik. Tek seferlik havlular ve ponzalar kullanıyoruz. Hijyen bizim için çok önemli. Ayrıca, salonumuzda, yurt dışında ‘medikal manikür’ denilen kuru manikürü uyguluyoruz. Türkiye’de kadınlarımız alışık oldukları üzere, ellerini mutlaka suda bekletmek istiyorlar. Bu nedenle biz de iki uygulamayı birleştirerek farklı bir yöntem geliştirdik ve çok sevildi.

 

Bir de Masters Nail Art & Makeup Studio’da, Türkiye’de başka hiçbir salonda olmayan bir protez tırnak türü kullanılıyormuş… Biraz bahseder misiniz?

Doğru. Amerika’da, Ukrayna’da, Rusya’da ve birçok Avrupa ülkesinde çok revaçta olan ancak Türkiye’de sadece bizim salonumuzda uygulanan bu ürün için anlaşmamızı yaptık. ‘Tips’ denilen bu ürün, insan tırnağına en yakın malzemeyle yapılan bir tür hazır tırnak. Asla kırılmama özelliği var ve biz de müşterilerimize, tırnaklarını 2-3 ay boyunca rahatlıkla kullanacaklarının garantisini veriyoruz. Kendi tırnağınız konforunda, hem çok sağlıklı hem de çok çok rahat kullanılan bir ürün.

EN KALİTELİ ÜRÜNLER

Uygulaması, diğer protez tırnaklardan farklı mı?

Hayır, aynı diğer protez tırnaklar gibi takılabiliyor. Boyu ayarlanabiliyor, üzerine normal ya da kalıcı oje sürülebiliyor, hele nail art ile birleşince kusursuz bir görüntü elde ediliyor. Uzun süre kullanılabildiğinden, üzerindeki oje de değişebiliyor. Tırnak uzatamayan kişiler için de avantaj sağlıyor. Ürünün yalnızca uygulamasını değil, satışını da yapıyoruz. Müşterilerimiz dilerlerse alıp evlerinde de yapıştırabilirler. Ayrıca, Masters Nail Art & Makeup Studio olarak, bu ürünün Kocaeli distribütörüyüz. Tips’i kullanmak isteyen diğer salonlar da bize ulaşabilir.

Makyaj malzemelerinde hangi ürünleri tercih ediyorsunuz?

Nars, Shiseido, Mac, Channel gibi alanında en iyi markaların ürünlerini kullanıyoruz. Tek bir markayı değil, her markanın en iyi ürünlerini kullanmayı tercih ediyoruz ve çok iyi sonuçlar elde ediyoruz.

Burada yapılan makyaj uygulamaları çok beğeniliyor, sizce neden?

Çünkü yapacağımız makyajı; o kişinin yüz hatlarına, o gün giyeceği kıyafete, gideceği yere, makyajı günün hangi saatinde kullanacağına göre tasarlıyor ve uyguluyoruz. Önce müşterimizi dinliyoruz, ne istediğini anlıyoruz, sonra da kendi önerilerimizi sunuyoruz. Sonunda ortaya hem müşterimizi memnun edecek hem de trendlere uygun, modern bir makyaj çıkıyor.

ALT YAPIMIZ HAZIR

Makyajın yanında gelin başı uygulamanız da var mı?

Evet, kuaför hizmetimiz yok ama gelin başı hizmeti veriyoruz. Gelinlerimizin saçını Yonca Hanım yapıyor. Salonumuzda, gelinlerimizi saçından makyajına, kirpiğinden tırnağına kadar VIP hizmetle hazırlıyoruz.

Cilt bakımı uygulamalarına ne zaman başlıyorsunuz?

Alt yapımız hazır ama uygulamaya bütün hazırlıklar tamamlandığında; cihazıyla, tekniğiyle, ürünleriyle en iyi seviyeye ulaştığımızda başlayacağız. İstanbul’da özel bir akademiden aldığım eğitimler kısa bir süre sonra bitiyor. Milli Eğitim’den onaylı uzman estetisyen  sertifikamı aldığımda cilt bakımı işlemlerini bizzat yapacağım.

Salonda satışı yapılan ürünler de var…

Salonda kullandığımız tüm ürünler gibi satışa sunduklarımız da çok kaliteli. Örneğin kullandığımız ojeleri Sağlık Bakanlığı onayını almış olanlardan seçiyoruz. Satışa sunduğumuz el peelinglerimiz ve nem toplarımız da pamuk gibi el ve ayaklara sahip olmak isteyenler için ideal ürünler. Ayaklar, içinde nem topu bulunan ılık suda 10 dakika bekletilince pamuk gibi oluyor.

İYİ Kİ ISRAR ETMİŞ

Biraz da iş dışındaki hayatınızdan bahsedelim…

İş dışındaki tüm zamanımı eşim Arda Bey ve oğullarımla birlikte geçiriyorum. Büyük oğlum Berke 17 yaşında, Çınar ise 4,5 yaşında.

Arda Bey ile nasıl tanıştınız?

Arda Bey ile hem aynı mahallenin çocuklarıyız hem de ilkokul  ve ortaokul arkadaşıyız. Bununla beraber çok uzun yıllar birbirimizle hiçbir iletişimimiz olmadı. Benim hayatımda oldukça sıkıntılı geçen bir dönem oldu. 1999 depreminde babamı kaybettik ve hayatımız kökten değişti. Annem çok genç yaşta, 3 çocuğuyla yalnız kaldı. O üzüntüyle buralarda yaşamak istemedi, toparlanıp Düzce’deki evimize yerleştik. Gel gelelim orada da mutlu olmadık; 2 yıl sonra İzmit’e geri geldik. Derken benim okul hayatım bitti, iş hayatım başladı. Bir gün Arda Bey, tesadüfen çalıştığım yere geldi. O gün eskilerden, görüşmediğimiz süre zarfında neler olduğundan, yaşadığımız sıkıntılardan, ikimizin de çok kısa süren evliliklerinden konuştuk.

Sonra, bu görüşmeler devam etti…

O gün birbirimizi o kadar iyi anladık ki sonrasında da görüşmeye devam ettik. En sonunda bir gün Arda Bey bana dedi ki: “Dilek, sen benim ruh eşim olmalısın ve bence artık biz bir yerlerden başlamalıyız”. Ben de onun yanında kendimi çok iyi hissediyordum ama dediğim gibi ciddi travmalarım vardı. Beni evliliğe ikna etmek için çok uzun süre uğraşması gerekti ama en sonunda başardı. Şimdi çevremizde bizi tanıyan herkes; “Karakter olarak bu kadar uygun, birbirini böyle tamamlayan bir çift nasıl olabilir?” diye soruyor. Arda Bey iyi ki o kadar ısrarcı olmuş; çok şükür çok mutlu bir evliliğimiz var. Birbirimize karşı her zaman çok özenliyiz.

FAZLA İLGİLİ BİR ANNEYİM

Birlikteyken neler yaparsınız?

Beraber ne yaparsak yapalım, çok eğleniriz. Aslında biz çok iyi iki arkadaşız. Tatile de gitsek, evde film de izlesek, her yerde ve her durumda iyi vakit geçirmeyi, mutlu olmayı beceriyoruz. O yüzden diyorum ki “İyi ki Arda Bey…”

Gelelim, çocuklara… Nasıl bir annesiniz?

Galiba biraz fazla ilgili bir anneyim. Belki de bütün anneler öyledir bilemiyorum ama çocuklarıma çok özen gösteriyorum. Berke artık büyüdü, bana fazla ihtiyacı kalmadı. Şimdi zamanımın büyük bir kısmını Çınar’a ayırıyorum.

Çınar’la bir gününüz nasıl geçiyor?

Çok düzenli bir aile yaşantımız var. Her sabah mutlaka 07.00’de hepimiz kalkar, 07.30’da kahvaltıya oturmuş oluruz. Benim önceliğim tabii ki Çınar. Kahvaltısını mutlaka kendim hazırlar, kendim yediririm. Daha sonra onu okul için hazırlıyorum. Babamız şehir dışında değilse evden birlikte çıkıyorlar; Çınar okula, ben de işe gidiyorum. Okulun çıkış saatinde mutlaka beni bekliyor. Eve geçene kadar trafikte günün değerlendirmesini yapıyoruz, o gün neler yaptığını konuşuyoruz.

OYUNLA ÖĞRETİYORUM

Nasıl bir çocuk Çınar?

Çok zeki ve farkındalığı yüksek bir çocuk ama her şeyi benimle birlikte yapmak istiyor. Çınar uyuyana kadar kendimle ilgili hiçbir şey yapmıyorum. Sürekli birlikte oyun oynuyoruz, ona her şeyi oyunla öğretmeye çalışıyorum. ‘Hayır’ ya da ‘yok’ cevabını kabul etmez, mutlaka ona bir alternatif sunmalısınız. Bu inadını da yine oyunla kırıyoruz. Oyun saatimiz, akşam yemeğinden sonra başlıyor; oyun diyaloglarıyla onun eksiklerini bulmaya, tamamlamaya çalışıyorum. Uyku öncesi ise istisnasız her akşam, 45 dakika süren bir masaj seansımız var. Çınar bu ritüeli çok seviyor, ben de bu tensel temasla gün içerisinde benden uzak kaldığı zamanları tamamlamaya çalışıyorum. Zaten sonra da uyku moduna geçmiş oluyor. Anlayacağınız bana fazlaca düşkün bir oğlum var. Bazen bu konuda hata yapmış olabileceğimi düşünüyorum.

Berke’yi de bu şekilde mi büyütmüştünüz?

Çocukların 14 yaşına kadar ailelerinden alabileceği her şeyi alması gerektiğini düşünüyorum. Bu da ancak iyi diyalog kurmakla mümkün  olabilir. Evet, Berke’yi de bu şeklide büyütmüştüm. Şimdi ona bakınca, Çınar’da da doğru yolda olduğuma karar veriyorum. Berke şu anda üniversiteye hazırlanıyor. Son derece akıllı, kendisine yetebilen, özgüven sahibi, zarif, çok beyefendi, pırlanta gibi bir delikanlı.

Çınar’ın babasıyla ve abisiyle arası nasıl?

İkisiyle de arası çok iyi. Özellikle babasının iş yerini çok seviyor çünkü orada ilgisini çeken kamyon, araba gibi bir sürü araç var. Her cumartesi yarım gününü benimle, yarım gününü babasıyla geçiriyor. Mutlaka beraber döner-pilav yemeye gidiyorlar, sonra iş yerine geçiyorlar. Abisiyle de çok iyi anlaşıyor, birlikte güzel vakit geçiriyorlar. Bazen Arda Bey ve Berke baş başa vakit geçirmeyi tercih ediyor, böyle durumlarda Çınar yine benimle oluyor.

Dilek Hanım, sorularıma içtenlikle cevap verdiğiniz için çok teşekkürler… Yeni projelerinizi heyecanla bekliyoruz.

Ben teşekkür ederim. Umarım yepyeni projelerde yine bir arada oluruz.

ARDA ÇETİNKAYA: “O BAMBAŞKA BİRİ…”

İş kadını yönüyle yakında tanıdığımız Dilek Çetinkaya’yı, bir kez de eşi Arda Çetinkaya’dan dinlemek istedik; Arda Bey’i sahibi olduğu Çetinkaya Akü’de ziyaret ettik... Eşinden bahsederken gözleri sevgiyle parlayan ve aralarındaki bağı “O bambaşka biri… İki ayrı bedende tek bir ruh gibiyiz” şeklinde ifade eden Arda Çetikaya, bu büyük aşkın nasıl başladığını ve eşinin, hayatındaki anlamını tüm samimiyetiyle anlattı.

Arda Bey, yıllar sonra nasıl karşılaştığınızı Dilek Hanım’dan dinledik… Merak ediyorum, onu ilk gördüğünüzde ne düşünmüştünüz?

Enteresan bir duyguydu… Hem etkilendim hem onu bir yerden tanıdığımı düşündüm. Derken sohbet ettikçe ilkokuldan ve ortaokuldan arkadaş olduğumuz ortaya çıktı hatta aradan zaman geçince, okul yıllığımızda aynı yıl ikimizin de fotoğrafı olduğunu fark ettik.

Peki, Dilek Hanım’ın ‘doğru kişi’ olduğunu hangi anda anladınız?

Dilek Hanım’ın güzelliğinden, hanımefendiliğinden, duruşundan ilk anda etkilendim ama onun hayatımın geri kalanını geçirmek istediğim kadın olduğunu zaman içinde gördüm. Dilek Hanım ile görüşüp konuştukça adeta bir ayna gibi onda kendimi gördüğümü fark ettim. Hayata bakışımız, reflekslerimiz, olaylar karşısındaki tavrımız aynıydı. Kendisini anlatırken sanki benden bahsediyormuş gibiydi. Aramızdaki bu uyum ve benzerlik, beni hala 6 yıl önceki kadar etkiliyor.

Ona nasıl evlenme teklifi ettiniz?

Çok farklı ve özel bir evlenme teklifi organizasyonu olsun istemiştim. Baktım, herkes Kız Kulesi’nde teklif ediyor, dedim ki ‘Ben kulede değil, kulenin üzerinde teklif edeyim’. Bir helikopter kiraladım. Dilek Hanım’a bu plandan hiç bahsetmedim çünkü helikopterden korkup korkmadığını bilmiyordum. Aslına bakarsanız, ben de ilk defa helikopterle uçacaktım. O bir restorana gittiğimizi sanırken, alana doğru yola çıktık. Tabii Dilek Hanım helikopteri görünce şok oldu. Bu sefer ben kendi kaygımı bir yana bıraktım, ‘Ya korkup binmezse, sürpriz alt üst olursa’ diye korkmaya başladım. Neyse, bindik, önce havadan İstanbul turu yaptık; sonra tam Kız Kulesi’nin üzerinde alçaldık. Ben de tam o anda kendisine evlenme teklif ettim.

Son zamanlarda duyduğum en romantik hikaye…

Romantik ama aynı zamanda çok komikti çünkü biliyorsunuz, helikopter çok gürültülü bir araç. Bu nedenle uçarken kulağınızda kulaklık oluyor. Ben evlenme teklif ettim ama kulaklıklardan dolayı birbirimizi duyamıyorduk. Dilek Hanım konuşuyor, ben duymuyorum; ben evlenme teklif ediyorum, pilot duyuyor falan… Biraz karmaşık, komik ama çok güzel bir andı. Benim için çok özeldi.

Arda Bey, Dilek Hanım’ı tek kelimeyle nasıl anlatırdınız?

‘Bambaşka…’ derdim. Dilek Hanım, tek kelimeyle anlatılamayacak kadar özel birisi. Şöyle ifade edeyim: Ben, ömrümü onda yaşıyor gibiyim. İki bedende tek bir ruh gibiyiz.

Peki, nasıl bir eştir?

Hem çok iyi bir eş hem de mükemmel bir annedir. Ailesine çok bağlı, çok verici, özenli, dört dörtlük bir eştir. Çalışma hayatımın yoğunluğundan dolayı, özellikle Çınar’ı büyütürken beni çok iyi tolere etmiştir. Benim, belirli çizgilerim vardır. Kahvaltı etmeden evden çıkmam, öğle yemeği saatim bellidir ve akşam yemeğimi de mutlaka yemek isterim. Çınar’ın en zor dönemlerinde bile evimizdeki bu düzeni bir gün bile aksatmayacak kadar fedakardır. Bizi her zaman kendisinden önce düşünür. Bir de çok eğlenceli bir hayat arkadaşıdır. Beraberken kimseye ihtiyaç duymadan çok eğleniriz. 6 yıllık evliyiz, bu kadar yıl nasıl su gibi akıp geçti hiç anlamadım.

En iyi pişirdiği yemek hangisidir?

Hiçbir yemeğini birbirinden ayıramam çünkü mükemmel bir aşçıdır. Onun yemeğini yiyen herkes de aynı şeyi söyler. Evlendiğimizde, ‘ağzıma bile sürmem’ dediğim bütün yemekleri, o yapınca bayıla bayıla yiyorum.

Son olarak, tek bir hakkınız olsa, Dilek Hanım için ne dilerdiniz?

Ömrünün benimkinden uzun olmasını dilerdim… Çünkü benim onsuz bir hayatı düşünebilmem mümkün değil.

NASIL ARANDI: #dilekçetinkaya #ardaçetinkaya #tinyminy #kids #çocukgiyim #dilekçetinkayamastersnail #makeup #kalıcımakyaj #proteztırnak #güzellik #kalıcıoje #gelinmakyajı #manikür #pedikür #profesyonelkadro #yahyakaptan

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.