Pozitif Yaşam Merkezi’nin kurucusu fizyoterapist Elif Akıncı, mesleki başarısıyla sadece ilimizde değil, ülke çapında tanınan bir isim. Sık sık katıldığı televizyon programlarıyla aynı zamanda Türkiye’nin sevdiği bir ekran yüzü haline gelen Akıncı, ekranlara konuk olarak uzmanlık alanıyla ilgili paylaşımlar yapıyor.
Bu sayede pek çok kişinin bilinçlenmesine ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesine yardımcı olan fizyoterapist Elif Akıncı ile omurga sağlığı ile ilgili doğru bilinen yanlışları konuştuk.
Elif Hanım, ülkemizde omurga sağlığıyla ilgili en sık rastlanan sorun nedir?
Ülkemizde en sık rastladığımız problem omurga eğrilikleri ve fıtık rahatsızlıkları. Yaşanan pek çok rahatsızlıkla birlikte postüral bozukluklar, kas gücü kaybı, denge koordinasyon problemleri, hareketlerde yavaşlama, yorgunluk, duyu bozuklukları gibi problemler gelişiyor.
Geliştirdiğiniz ‘rubatonik pilates’ yöntemi, bu konudaki her tür tedaviye yardımcı olur mu?
Rubatonik pilates, bedenin dengeli tutulmasına yardımcı olan, omurgayı desteklemekte önemli işleve sahip temel kaslar üzerine yoğunlaşılan bir egzersiz programıdır. Odak noktası core aktivasyonu ve nefestir. Bunun yanında esneklik, güç, beden farkındalığı, enerji ve gelişmiş zihinsel konsantrasyon sağlar. Kişi bu kazanımları edinmek için oluşabilecek sıkıntıları bilen, işinin ehli fizyoterapistlerle çalışmalıdır.
En sık, skolyoz ve kifoz gibi omurga eğrilikleri hakkında soru alıyorum. Toplumun hayatını kolaylaştıran teknoloji bir yandan da bazı hastalıkların yoluna kırmızı halı seriyor. Hareket ihtiyacını azaltan, vücudun daha az kullanılmasına neden olan teknoloji, iskeletimizin zayıflamasına ve daha çok fıtık olmamıza yol açıyor.
Bel fıtığı olan ve bel ağrısı çeken veya omurga eğriliği bulanan kişiler, doktorun ve fizyoterapistin dışında, merdiven altı çalışan ve ehil olmayan kişilere başvurmamalı. 12 yıllık meslek yaşamımda çok sayıda hasta anısı biriktirdim, elbette. Bel çektirme, ağrılı bölgeyi elektrik süpürgesiyle süpürme, sırtını çiğnetme, ağrılı bölgeye balık yapıştırıp günlerce bekletme, ağrılı bölgeye ütü basma, bele oklavayla vurma, ağrılı bölgeye hastaların deyimiyle ‘okunup üflenmiş’ ip bağlama gibi yanlış ve bilimsel dayanağı olmayan uygulamalarla sıkça karşılaşıyoruz maalesef.
Maalesef büyük bir çoğunluk değil. Bilinçli davranma durumu; araştırma yapma, bilgiyi sorgulama, farkındalık ve okur yazarlık seviyesiyle de alakalı olduğu için ne yazık ki ülke olarak bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Şu sıra farklı bir fizik tedavi eğitimi nedeniyle sıklıkla Londra’da bulunmam gerekiyor. İngilizlerin sağlık sektörüne bakış açısını, Türklerle kıyaslama fırsatım oluyor. Son ziyaretimde üniteye gelen ileri yaşta bir İngiliz hanımla sohbet ettim. Hastalığının ne olduğunu ve neden egzersiz seansı aldığını sorduğumda verdiği yanıt, hiçbir hastalığının olmadığı ve hasta olmamak için egzersiz seanslarına devam ettiği yönündeydi. Yazık ki ‘yumurta kapıya dayanınca’ önlem alma ya da tedaviye gitme durumu var.
Yıllar önce Ankara’da özel bir kurumda baş fizyoterapist olarak hizmet verirken yaşlı bir bey omuz ağrısı şikayetiyle ilgili olarak kurumumuza başvurmuştu. Doktorumuza muayene olduktan sonra ünitemize geldi. Halk arasında ‘omuz kireçlenmesi’ olarak bilinen ‘adezif kapsülit’ tanısıyla kaydını açtık ve tedavi için kendisine gün verdik. İki gün üst üste tedaviye gelmeyince, hastanın yakınına ulaştık. Kızı telefonda ağlamaklı ve endişeli bir sesle babasını acile kaldırdıklarını söyledi. Sorunun ne olduğunu sorduğumda hayatımın şokunu yaşadım: Doktorumuz, hastanın durumu anlayabilmesi için ‘adezif kapsülit’ tanımını kullanmak yerine, omzunun kireçlendiğini söyleyince, hasta eve gidip tuz ruhu ve kireç çözücüyü karıştırarak omzuna dökmüş. Bu karışım ölümcül olabileceği için derhal hastaneye kaldırılmış. Neyse ki tüm kireçler çözülsün diye içmemiş. Ne olurdu düşünmek bile istemiyorum.
NASIL ARANDI: #Elif Akıncı # fizyoterapist # rubatonik pilates # pozitif yaşam merkezi # Elifin yörüngesi # sağlık # pilates # televizyon # tv kanalı
