24-04-2024 18:23

Ege’nin İncileri Didyma Ve Efes

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 02/08/2022
Anadolu, sayısız medeniyete ev sahipliği yapan derin ve katmanlı bir coğrafya ve bu coğrafyada kadim zamanlara ışık tutan pek çok antik kent bulunuyor. Ege’nin aydınlık ve bereketli topraklarında yer alan Didyma ve Efes Antik Kenti de bunlardan biri. Tarihin gizemli koridorlarında yolculuk etmeyi seviyorsanız ilginizi çekecek bir yazıyla karşınızdayız. Efsaneleri, hikâyeleri ve tüm ihtişamıyla iki güzel antik kenti birlikte adımlamaya ne dersiniz?
.stripslashes($urun->baslik).

 

HAZIRLAYAN: Gamze Kır Sapancı & Akın Sapancı

Anadolu, sayısız medeniyete ev sahipliği yapan derin ve katmanlı bir coğrafya ve bu coğrafyada kadim zamanlara ışık tutan pek çok antik kent bulunuyor. Ege’nin aydınlık ve bereketli topraklarında yer alan Didyma ve Efes Antik Kenti de bunlardan biri. Tarihin gizemli koridorlarında yolculuk etmeyi seviyorsanız ilginizi çekecek bir yazıyla karşınızdayız. Efsaneleri, hikâyeleri ve tüm ihtişamıyla iki güzel antik kenti birlikte adımlamaya ne dersiniz?

Didyma hakkında genel bilgiler

İlkçağda, kehanette bulunma ve olayları önceden görme yetisinin, kökeni Hititler’e kadar inen bir Anadolu Tanrısı olan Zeus ve Leto’nun oğlu; güneş, ışık, müzik ve kehanet tanrısı Apollon tarafından insanlara verildiğine inanılırdı. Anadolu’nun birçok yerinde, bu tanrıya adanmış tapınaklar bulunur ve buralardaki rahipler ile rahibeler, tanrıya aracılık ederek, kendilerine danışmaya gelenlere gelecekten haber verirlerdi.

Efsaneye göre; Tanrı Apollon bir gün, Didim yöresinde çobanlık yapan Brankhos’a rastlar. Ondan çok hoşlanır ve ona biliciliğin (kehanetin) sırlarını öğretir. Çoban Brankhos, bugün Apollon Tapınağı’nın yerinde bulunan defne ormanı ve su kaynağının yanında Apollon adına ilk tapınağı kurar. Zaman içinde Brankhos soyundan gelenler ‘Brankhidler’ olarak anılırlar ve çok uzun süre Apollon Tapınağı’nın yöneticiliğini yaparlar.

‘Didyma’, ‘Brankhidai’ (Brankhidler ülkesi) olarak da adlandırılmaktadır. Tapınağın yapımına yardım eden Suriye Kralı Selevkos, Ekbatana’ya götürülen Apollon heykelini geri getirtmiştir. Yeni yapılan ve bugün gördüğümüz tapınağın ölçüleri yaklaşık 109×51 m’dir.

Savaşlar ve yağmalarla duraklayan tapınak inşaatı, yüzlerce yıl devam eder ve sonuçta hiçbir zaman tamamlanamaz. Tapınak inşaatında çalışanlara yapılacak ödemelerle ilgili olarak, tapınak duvarları üzerine kazılan işaretleri bugün bile seçmek mümkün.

Arkeolog George Bean’e göre, daha sonra bu işaretlerin temizlenmesi düşünülmüş, fakat tapınağın son rötuşları hiçbir zaman yapılamamıştır.

Bazı kaynaklar “Apollon Tapınağı bitirilebilmiş olsaydı dünyanın yedi harikasından biri olabilirdi” der.

Didyma gezimiz

Aydın iline bağlı Söke ilçesinde yer alan Didyma Antik Kenti kendi adını taşıyan Didyma Apollon Tapınağı ile ünlü. Söke’ye yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bulunan Didyma sadece bir antik kent olarak değil bir din merkezi olarak da ön plana çıkıyor. Apollon Tapınağı ile ünlü olması da bundan.

Kentin kuruluş tarihi Büyük İskender’in, Persler’e karşı kazandığı zaferden sonraya denk geliyor. Didyma isminin nereden geldiği ise iki tanrı/tanrıça kardeşin hikâyesiyle anlatılıyor. Kent, ismini Yunan tanrılarından Apollon ile Apollon’un ikiz kardeşi tanrıça Artemis’in kardeşlik bağından almış. “Didyma”, Yunanca’da ikiz kardeş anlamına geliyor ve bu iki kardeşe atfedilmiş.

Mitolojik hikâyelerden hoşlananlar, tarihe derin bir sevgiyle bağlı olanlar ve Ege’nin kendine has güzellikteki coğrafyasını cazip bulanlar için son derece ilgi çekici bir nokta olan Didyma Antik Kenti yarım kalmış bir yapıyı andırıyor.

Ama Didyma denildiğinde akla gelen ilk yapı kehanet ve bilici kudreti olan tanrı Apollon onuruna inşa edilen Apollon Tapınağı.

Müziğin, şiirin, güzel sanatların, ateşin ve güneşin de tanrısı olan Apollon’un asıl öne çıkan özelliği bilici yani kâhin yönü. Bu da bu bölgenin pek çok efsane ile zenginleşmesini sağlıyor.

Bir kehanet merkezi olan Didyma’da yaklaşık 2 bin 500 yıl önce bugünkü tapınağın yerinde defne ağaçlarıyla dolu bir koruluk ve kuyu bulunuyormuş. Tanrı Zeus, Leto’yu tam da burada görmüş, birbirlerine gönül vermişler ve Leto, ikiz çocukları Apollon ile Artemis’e hamile kalmış. İşte bu ikiz tanrılara ithafen bölgeye ikiz anlamını taşıyan Didymos adı verilmiş. 

Kâhin tanrı Apollon’a adanan tapınak, dönemin görkemli görüntüsünden izler taşıyor. Apollon Tapınağı’nın sütunlarının ayakta kalan kısımları bugün bile göz dolduruyor ve planı, mimarisi, mitolojik hikâyeleriyle görenleri kendisine hayran bırakıyor.

Didyma Antik Kenti’ne yolu düşenler ve buranın mitolojik hikâyesini bilenler, tapınak kalıntılarını ziyaret ederken içlerinden geçen dileği fısıldadıklarını söylüyor. ‘Ne dilerseniz olur’ dedikleri için de Didyma’nın tarihi sahasında gezerken sanki hayaller aleminde yol alıyormuşsunuz gibi oluyor.

Gelelim bizim Didyma maceramıza. Ege’nin muhteşem antik kentlerinin keşfi konusunda herkese naçizane tavsiyelerde bulunabiliriz. Antik kentlerin neredeyse hepsi tarihin gizemini taşırken sizi de tarihten sahnelerle buluşturuyor sanki. Böylesine nostaljik anlar yaşamak, biraz da kızımızla kültür turu yapmak için pek çok kez yolumuz düştüğü halde uğrayamadığımız Didyma Antik Kenti’ni keşfe çıktık.

Hemen girişte bizi karşılayan devasa sütunlar gözlerimizi kamaştırdı. Müze kart geçerli, eğer müze kartınız yoksa da buradan almanızı özellikle tavsiye ederiz. Böylece diğer gezilerde bekleme yapmadan içeri girebilirsiniz. Çünkü Efes önünde çok ciddi kuyruklar gördük  O sırayı beklemek hele de bebekle beklemek sizi yorabilir.

Didyma Antik Kenti’nde bebek arabası kullanmak çok kolay değil. Girişte bulunan merdivenlerden inerken yardım almanız gerekiyor. Sonrasında da antik kent içerisinde bebek arabasıyla dolaşmak zor. Bu nedenle arabayı bırakmak sanki daha mantıklı gibi. Biz, Alinda Su uyuduğu için bebek arabasıyla aşağı kadar inmek zorunda kaldık. Uyandıktan sonra zaten arabayı hiç kullanmadık.

Hemen girişte bulunan devasa sütunların arasında bol bol fotoğraflar çektirip, antik kentin derinliklerine doğru iniyoruz. Hemen aşağıya doğru inen dar koridoru geçince ana alana çıkıyorsunuz ve sizi muhteşem bir antik kent manzarası karşılıyor. Didyma adım adım gezilecek, keyifli bir antik kent. Merkezi bir noktada bulunması da avantaj. Hemen çıkışında bulunan hediyelik eşya noktasından da buraya özgü hatıralık ürünler alabilirsiniz.

Efes hakkında genel bilgiler

İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti kurulduğu dönemde basit bir yerleşim yeriymiş. Zamanla büyüyerek dönemin en görkemli kenti haline gelmiş. Anadolu’nun en verimli topraklarından biri olması, ticaret yollarının buradan geçmesi, dünyanın doğusu ve batısını birbirine bağlayan bir limana sahip olması sebebiyle de sürekli gelişen bir kent haline dönüşmüş. En verimli zamanlarını, tabiri caizse altın çağını ise Roma İmparatorluğu dönemine bağlandığında yaşamış. Hatta bu dönemde nüfusun 200 bin kişiyi aştığı ve bu nedenle de Efes’in metropol bir kent olduğu biliniyor. Efes Antik Kenti’nin mimarisine baktığınızda ne kadar görkemli olduğunu fark ediyorsunuz.

Efes’e ne zaman gitmeli?

İzmir’in yaz sıcağını düşünecek olursak Efes için en güzel zamanlar bahar ayları aslında. Yaz ayında gidecekseniz de sabahın erken saatlerini tercih etmelisiniz. Hem kalabalık olmaz rahatça fotoğraf çekersiniz hem de sıcaktan çok etkilenmezsiniz.

Efes gezisinde çantanızda su, atıştırmalık, gözlük, şapka ve güneş kremi mutlaka olsun. Çok uzun bir gezi olacağı için içeride bunları bulma şansınız yok. Bebeğiniz varsa, onun da bir öğününü Efes Antik Kenti’nde yiyecek şekilde planlayabilirsiniz. Her noktayı özümseyerek gezmek ve fotoğraflar çekmek için en az 2 saate ihtiyacınız olacak.

Efes girişi elbette ücretli ve oldukça da yüksek bir giriş ücreti var. 1 kişi 150 TL. Müze kart geçiyor. Dolayısıyla 60 TL’ye aldığınız müze kartın ilk avantajını da burada yaşamış oluyorsunuz.

Efes Antik Kenti içinde gezilecek yerler

Efes Antik Kenti için iki giriş kapısı var. Ana giriş kapısına göre gezilecek noktaları sıralayacak olursak;

  1. Liman Caddesi
  2. Antik Tiyatro
  3. Ticari Agora
  4. Celsus Kütüphanesi
  5. Mazeus Kapısı
  6. Mermer Caddesi
  7. Aşk Evi
  8. Yamaç Evleri
  9. Umumi Tuvalet
  10. Latrina
  11. Scholastica Banyoları
  12. Mozaikli Kaldırım
  13. Scholastica Banyoları girişi
  14. Hadrian Tapınağı
  15. Trajan Çeşmei
  16. Kuretler Caddesi
  17. Herkül Kapısı
  18. Memmiyus Anıtı
  19. Domitian Tapınağı
  20. Sunak
  21. Curetes Listesi
  22. Tatlısu Boruları
  23. Pollio Çeşmesi
  24. Prytaneion
  25. Odeon (Konser Salonu)
  26. Isis Tapınağı
  27. Sahne Agorası
  28. Varius Hamamı

Antik dönemin en görkemli tiyatrosu olan Efes Antik Tiyatrosu tam 24 bin kişi kapasiteli. Tiyatronun sahnesi yıkılmış fakat oturma alanları gayet iyi durumda. Öyle büyük bir tiyatro ki bir ucundan diğerine bakarken görünmez oluyorsunuz. Antik tiyatro, St. Paul’un vaaz verdiği alan olması sebebiyle de oldukça önemli.

Efes’in en güzel yapılarından biri de Celsus Kütüphanesi. Kütüphane, M.S.106 yılında ölen Efes Valisi Celsius adına oğlu tarafından yaptırılmış. Görkemli yapısıyla Efes Antik Kenti’nin en gözde yapılarından biri olan kütüphane, ilginç efsaneleriyle de biliniyor. Kütüphanenin hemen karşısında bir genelev bulunuyor ve kütüphane içinden bu geneleve gizli geçitler olduğu söyleniyor. Sebebi de o zamanlar insanların dikkat çekmeden veya eşlerine yakalanmadan bu genelevi kullanmaları.

Efes’i adım adım gezerek listede bulunan her noktaya uğrayabilirsiniz. Efes Antik Kenti içinde bebekle gezmekten bahsedelim biraz da. Oldukça zor  Bebek arabası Arnavut kaldırımlı taş sokaklarda çok zor ilerliyor. Bebek tam yürüme arifesindeyse hep arabadan inmek istiyor  Antik kenti yalayıp yutuyor. Dolayısıyla Efes parkuru bebekliler için çok da kolay olmuyor. Buna rağmen, bebeğinizle antik kent gezmek gerçekten çok keyifli. Biz birlikte kültür gezileri yapıyor olmaktan büyük keyif alıyoruz. Özellikle onun da çevresiyle etkileşim gösterip ilgilendiğini görmek gerçekten şahane. Tüm bunları düşününce bebekle gezmek bambaşka. Bir de bu açıdan bakıp yaşanan zorluklara ne kadar da değdiğini düşünebilirsiniz.

Biz Efes’e giriş yaptığımız andan itibaren bebek arabasıyla gezme konusunda direnmiş olsak da Alinda hiç de o arabada kalıp tarihin gizemli noktalarını kaçırmak istemedi  En son sütunları yalayarak ilerlediği anları videoya almıştık  Hatta her tarihi noktada ve Efes’in en güzel noktalarında, süt isterim diye de tutturdu ve emdi  Bir sütunun altında, Celcius Kütüphanesi’nde, bir ağacın gölgesinde  Efes’i yıllar önce gezdiğimde hiç bu keyfi almamıştım diyebilirim. Dolaysıyla, ‘Bebekle Efes gezilir mi’ diye kendinize zulüm etmeyin ve akışa bırakın. Belki de hayatınızın en keyifli antik kent gezisi bu olacak 

Meryem Ana Evi

Efes’e kadar gelmişken hemen yakınında bulunan Meryem Ana Evi’ni de mutlaka ziyaret edin. Burası Hz. Meryem’in, Aziz John’la birlikte son yıllarını geçirdiği düşünülen kilise. Bu günlerde Meryem Ana Evi olarak ziyarete açık. Burada müze kart geçmiyor, temsili bir bilet ücreti alınıyor. Çok keyifli bir bahçesi var. Ağaçların gölgesinde, kuş sesleri eşliğinde gezinizin tadını çıkarabilirsiniz. Efes sonrası gittiyseniz, yorgunluk atmak için çay-kahve içebileceğiniz mekân da var. Doğanın içinde huzurlu vakit geçirebilirsiniz. Bu kilisenin bulunuşuyla ilgili oldukça ilginç bir hikâye var.

Bir Alman köyünde yaşayan Anna Katharina Emmerick isimli daha önce köyünden hiç çıkmamış olan bir kadın amansız bir hastalığa yakalanır. Hastalığa yakalandıktan sonra tanıması mümkün olmayan kişiler ve görmesi mümkün olmayan yerler hakkında çok tutarlı bilgiler vermeye başlar. Bu durum yazar Clemens Brentano’nun da dikkatini çeker ve bu kadının yanına yerleşir. Brentano kadın ölene kadar kadınla kalır ve kadının ölümünden sonra onun anlattıkları doğrultusunda Hz. Meryem’in yaşamını yazıp kitap haline getirir. Tarih 1891 yılını gösterdiğinde İzmir Fransız hastanesinde bu kitap topluca okunurken gerçeklik payının olup olmayacağı üzerine bir tartışma geçer ve bu küçük grup 29 Temmuz 1891 yılında kitapta anlatılanlar ışığında bu kiliseyi bulur.

Yapmadan Dönmeyin!!!

  • Aydın’a kadar gidip Didyma Antik Kenti’ni görmeden
  • Didyma’da dilekler dilemeden
  • Didyma Antik Kenti yakınında hediyelik eşyalar almadan
  • Efes’i adım adım gezmeden
  • Efes’e kadar gitmişken Meryem Ana Evi’ni görmeden
  • Efes Antik Tiyatrosu’nda fotoğraf çekmeden
  • Celcus Kütüphanesi’nde fotoğraf çektirmeden
  • Bebenizle antik kent gezmeden 

DÖN-ME-YİN!!!

NASIL ARANDI: #kocaeli # kocaelilife # kocaelinindergisi # kocaelidergisi # dergilik #ege # egeincisi # didyma # efes # tapınak # gezi # gurmekaşif

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.