Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
30 yaşındayım, Kocaeliliyim ve 2 yıldır evliyim. Bahçeşehir Hukuk Fakültesi’nden 2018 yılında mezun oldum. 2019 yılında ruhsatımı alarak avukatlık mesleğine başladım. İstanbul’da çeşitli hukuk bürolarında çalıştıktan sonra evliliğim nedeniyle yeniden Kocaeli’ye taşındım burada kendi büromu açtım. Çalışma hayatıma, kendi adımı taşıyan hukuk büromda devam ediyorum.
İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?
İş hayatıma 2019 yılında avukatlık ruhsatımı aldıktan hemen sonra resmi olarak başladım. Bu döneme kadar hukuk eğitimim süresince çeşitli hukuk bürolarında staj yaparak mesleğimle ilgili önemli tecrübeler edindim. Avukatlık ruhsatımı alarak, eğitim sürecimden kazandığım bilgi ve deneyimleri pratikte uygulama fırsatı buldum; böylece profesyonel bir kariyere adım atmış oldum.
Kariyer basamaklarını tırmanırken itici gücünüz neydi?
Aslında ben lise öğrenimimi bitirdikten sonra Avusturya-Viyana’da 2,5 yıl mimarlık okudum ancak mimarlık eğitiminin beni mutlu etmediğini, mutlu olmadığım bir meslekte de iyi bir kariyer yapamayacağımı fark ederek öğrenimimi yarıda kestim. Türkiye’ye dönerek sınavlara bir daha hazırlandım ve hukuk fakültesini kazandım. İnsanın kariyer basamaklarını tırmanırken arkasında hissetmek isteyeceği tek gücün, yapacağı mesleğe ilgi duymak ve bundan keyif almak olduğu inancındayım. Bu nedenle kariyerinde başarılı olmanın yegâne sırrının icra ettiğin mesleği sevmek olduğunu düşünüyorum.
Sizce başarının altın anahtarı nedir?
Aslında bu soru için de önceki soruyla aynı cevabı verebilirim: Yaptığın işi sevmek. Bu konuda da Einstein’ın başarı formülü bana ışık tutar: ‘’Çalış, oyna ve çeneni kapalı tut.’’ Bu formüldeki oyun, yaptığımız işten duyduğumuz keyif, aldığımız haz, neşe ve heyecandır. Mutluluk, yaptığımız iş, gösterdiğimiz çabadır. Keyif almadığımız bir işten başarı elde edemeyiz.
Kadınların iş hayatında yaşadığı temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Witz ve Schellhardt tarafından 24 Mart 1986 yılında yayınlanan ‘İş Yaşamında Kadın’ adlı makalede ‘cam tavan’ kavramı kullanılmış. Bu kavram iş hayatında kadınların karşılaştığı tüm engelleri ve haksızlıkları ifade ediyor. Toplumumuzda da kadınların, öncelikli olarak ailelerini tercih etmesi, ailede sorumluluklarının fazla olması gibi nedenlerle rekabet ortamında bir başarı gösteremeyeceklerine dair ön yargılar var. Türk toplumunda ataerkil düşünceler baskın geldiği için kadınlara iş hayatında ön yargılı davranılıyor. Bu noktada, kadınların iş hayatında aktif ilerlemesini engelleyen temel sorunun ayrımcılık olduğunu düşünüyorum. Kadınların iş hayatında maruz kaldığı ayrımcılığın yanı sıra psikolojik taciz gibi sorunlarla da karşı karşıya olduğu gerçeğinin altını çizmek önemli. Kendi açımdan bu sorunu aşmak için iş ve aile hayatımı dengelemeye özen ve çaba gösterdiğimi; işimde cesaretli, özgüvenli, korkusuz ve üretken olmaya çalıştığımı söyleyebilirim.
İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere en büyük armağanı olan cumhuriyet, aynı zamanda bir kadın devrimidir. Kadın emeğinin karşılık bulması; kadınların çalışma hayatında karşılaştıkları sorunların irdelenerek, çözülmesi için gereken yasal düzenlemelerin yapılması ve bu konudaki gelişmeler cumhuriyet ile kazanılmıştır. Cumhuriyet döneminde Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesi, Türk kadınlarının hak arayışında önemli bir dönemeç olmuş; kadınlara eşit miras hakkı, boşanma hakkı, velayetin paylaşımı gibi haklar tanınmıştır. Günümüzde dahi bu düzenlemelerin etkisi sürmektedir.
Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?
Cumhuriyetin bana tanıdığı en büyük özgürlük, toplumda yerimizin ve söz hakkımızın eşit olmasını sağlamasıdır. Bu, özellikle kadınlar için toplumdaki en büyük özgürlüğü temsil etmektedir. Bu özgürlüğü günümüzde de korumak ve güçlendirmek için çaba sarf etmekteyiz. Cumhuriyet döneminde yapılan büyük ve küçük her türlü yasal düzenleme ise kadınları özgürleştirmiş ve kadın haklarını güçlendirmiştir.
Cumhuriyet kadını denilince gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?
Cumhuriyet kadını, biçim ve kılıktan öte bilgi ve kültür ışığıyla, gerçek erdem, ahlaki mükemmellik ve doğruluk ile süslenip donanmıştır. Cumhuriyet kadını eğitimci, öncü, söz hakkı olan, inandıkları doğrultusunda ilerleyen, özgür, eşit ve adildir.
Atatürk’ün kadınlar ile ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisidir?
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?”
NASIL ARANDI: #ece akar güven # avukat # kocaeli # 8 mart dünya kadınlar günü # cumhuriyet # atatürk