-Kendinizden ve kariyer yolculuğunuzda kısaca bahseder misiniz?
1974, İstanbul doğumluyum. Devlet memuru baba ile ev hanımı annenin ikinci çocuğuyum. Ailem sevgi dolu, mütevazı, dürüst ve ilgiliydi. Gençliğim Kadıköy Moda’da geçti. 1997’de İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini bitirdim. Çalışma hayatım hep İzmit’te oldu. Bir yıl özel bir klinikte çalıştıktan sonra 1999’da İzmit Şen İş Merkezinde muayenehane açtım. Her zaman koruyucu tedavilere çokça ilgim oldu, cerrahi işlemlerden hep uzak durdum. 2008 yılında bir konferansta cam fiber teknolojisiyle tanıştım. Fiber köprü ile ilk çalışmalarımı yaptım. Daha sonra da sallanan dişlerin fiberle splintlenmesi, aralık ve çapraşık dişlerin fiber alt yapılı bonding uygulamalarıyla tek seansta tedavi edilmesi konularında çalışmalar yapmaya başladım. 2019 yılında Doktorclub Awards Yenilikçi Diş Hekimi kategorisinde, sallanan diş tedavimle finalist oldum. İnternet ortamında Doktorclub Awards için yazdığım bir makale de bulunmaktadır. Halen kliniğimde, fiberli tedaviler ağırlıklı olarak çalışmaktayım.
-Bugün sahip olduğunuz başarıyı elde etmek için neyi farklı yaptınız? Bu yolda aldığınız en büyük risk neydi?
İlkelerimden asla taviz vermedim. Koruyucu tedavilerden hiç vazgeçmedim. Diş köklerinin hatta çekilmiş dişlerin dahi işe yaradığını, kendi dişlerimizin çok değerli olduğunu hep göstermeye çalıştım. Hastalarıma karşı dürüst oldum. Onlarla sevgi ve güvene dayalı kuvvetli, samimi dürüst bir iletişim geliştirdim. Başarı, yaptığın işin arkasında durmaktan geçiyor.
-Kariyerinizde bir dönüm noktası var mı?
Annemin vesilesiyle Doktorclub Awards‘a katılarak finalist olmam kariyerimin dönüm noktası oldu. Çalışmam çok konuşuldu ve bana ün kazandırdı. Hasta güveni oluşturdu. Sallanan dişlerin cerrahisiz bir tedavisinin olduğunun bilinmesi farkındalık yarattı.
-Sizce güçlü kadın kimdir? Siz gücünüzü nerden alıyorsunuz?
Güçlü kadın inançlı, dürüst, ilkelerinden taviz vermeyen, tek başına ayakta durabilen, gerektiğinde mantıklı risk almayı göze alacak cesarette olandır. Ben gücümü beni dürüstçe yetiştiren ailemden, hastalarımın dualarından, eşimin ve kızımın sevgisinden alıyorum.
-İşinizle ilgili kendinizi en güçlü hissettiğiniz an hangisiydi?
Hastalarımın, yaptığım çalışmaları candan tebrik etmesi, güzel sözleri, sıcak iletişimi, duaları bana kendimi hep güçlü hissettiriyor. İşim hayata dört elle tutunmamı sağlıyor. Hastalarımın gözlerindeki sevgi, minnet duyguları işimde en güçlü hissettiğim anları oluşturuyor.
-Kendinizi güçsüz hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Bu duygunun üstesinden nasıl geldiniz?
Hassas ve duygusalım. Zor da bir iş yapıyorum. Bazen hastalar fevri olabiliyor, panik yapabiliyorlar. Zaman zaman onları benim sakinleştirmem gerekiyor. Birinin de bana moral vermesi gerekiyor. Yıprandığım da oluyor. Annemin bilgeliği, eşimle kızımın da sevgi dolu yaklaşımları bana hep iyi gelmiştir. Kızımın aklına herkesten çok güvenirim, danışırım. Z kuşağının desteği önemli.
-Yeniden başlama şansınız olsa geri dönüp neyi değiştirmek isterdiniz?
Kendimi hiç üzmezdim. Gerçi hayatta her şey tekamül yolculuğumuzda bize bir şeyler öğretmek için var. Hepsinin bir nedeni var. İtirazım yok. Hayat zayıf yönlerini güçlendirmeyi, kendini korumayı da zamanla öğretiyor.
-Yarının güçlü ve başarılı kadınlarına nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Çalışmayı, kendilerini geliştirmeyi hiç bırakmasınlar. Çocuk sahibi olunca da kariyerlerine devam etsinler. Aksi halde daha sonra aynı noktadan başlayamıyorlar. İşin, hayata tutunma kaynağı olduğunu unutmasınlar. İşlerini aşkla yapsınlar. İlkelerinden, dürüstlüklerinden ödün vermesinler. Mantıklı risk almaktan kaçınmasınlar. Gençlere özellikle tavsiyem, girişimci olsunlar. Sosyal medyayı iyi kullansınlar. Hayatta kendi şansını çalışkanlığınla, cesaretinle yaratabilirsin. Yaptığın işte fark yaratmak, özgün olmak da çok önemli. Ülkemizde değer yaratıp vatanımıza hizmet etmeliyiz.
NASIL ARANDI: #8 mart dünya kadınlar günü # kocaeli life # dt. asuman gökçe # kocaeli
