RÖPORTAJ: Serpil Çolak
FOTOĞRAFLAR: İsmail Hakkı Timuçin
Hacer Çelebi, taşlara çocuk yaşta ilgi duymaya başlamış. Taekwondo yapmış, jimnastikle ilgilenmiş, yüzmüş, saz çalmış ama doğal taşlara ilgisi hiç azalmamış aksine zaman içinde daha da artmış. Turist rehberliği de yapmış, öğretmenlik de ama taşlardan hiç kopmamış. Araştırdıkça, taşların aslında bir şifa kaynağı olduğunu görmüş ve bu yönde çeşitli eğitimler almış. İnsanlara faydalı olma isteği onu Çakra HM Şifalı Taşlar ve Bioenerji Terapi Merkezi’ni açmaya yöneltmiş. Şimdi bu merkezde taşlarla şifa dağıtıyor. Gelin, Hacer Hanım’ı daha yakından tanıyalım, taşlarla nasıl şifa dağıttığına bir göz atalım.
Hacer Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1975 yılında Amasya’da dünyaya geldim. 1992 yılında Amasya Lisesi’nden mezun oldum. Üniversite hayatım 19 Mayıs Üniversitesi’nde başladı ancak istediğim bölüm olmadığı için Uludağ Üniversitesi’ne geçtim ve ilahiyat fakültesini bitirdim. Evliyim ve 2 çocuk sahibiyim.
Taşlara ilginiz nasıl başladı?
Taşlarla tanışmam çocukluğuma dayanıyor. Amasya’da yaşarken Yeşilırmak’tan çıkarılan taşları toplar, biriktirir, koleksiyon yapardım. Ben aslında doğal olan her şeye çok düşkünüm. Mesela mutfağımda kullandığım eşyaların büyük bir kısmı topraktan yapılmış ürünlerdir. Bahçemde çiçek ve sebze yetiştiriyorum ama taşların yeri ayrı.
Peki, ‘şifa’ boyutuna nasıl geçtiniz?
Bundan 6 buçuk yıl önce eşimle bir seminere gitmiştik. Orada gördüğüm taşlar dikkatimi çekti. İsimlerini ve ne işe yaradıklarını öğrenmeye başladım. Araştırdıkça ilgim daha da arttı. Daha sonra çeşitli eğitimler aldım.
Ne gibi eğitimler aldınız?
Şifalı taşlar üzerine farklı kişilerden, uzun süreli eğitimler aldım. Hasan Kocabaş Hoca’dan hem taşlar ve hastalıklar, hem de mineraller ve vitaminler üzerine eğitim aldım. Şifalı taşlarla insanlara yardımcı olmaya çalışırken, bazı rahatsızlıkların bilinç altından kaynaklandığını öğrendim ve radyestezi alanına yöneldim.
Radyestezi nedir?
Bedenimizden yayılan enerjinin çeşitli yöntemlerle ortaya çıkarılmasıdır. Bu yöntemin uygulanmasında sinir sistemimizi etkileyen gizli enerjiden faydalanılır. İnsanların çoğu bu gizli enerjinin farkında değildir. Radyestezi işte bu görünmez enerjiyi görünür hale getirebilen bilimin adıdır. Elimizdeki sarkaçlarla kişinin enerji boyutunda hangi çakrasının tıkalı olduğunu tespit etmeye çalışıyoruz. Kişinin farkında bile olmadığı, bilinç altındaki sorunları ortaya çıkarıyoruz. Günümüzde, yer altında su ya da maden damarı bulmak için sarkaç ya da çatal çubuk tipi aletler kullanılması, parapsikolojinin bir dalı olan radyestezinin ana konusudur.
Bir de bioenerji seansları yapıyorsunuz yanılmıyorsam.
Evet, taşlarla ilgilenenler bioenerjiye de yakın oluyor. Eğer danışanımız taş kullanmak istemezse kendisine bioenerji yöntemiyle yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çakra tıkanıklıklarını açıyor, genel aurasına akort yapıyoruz.
Hangi rahatsızlıkların tedavisinde taşlardan faydalanıyorsunuz?
Danışanlarımızın öncelikle modern tıbbı denemelerini istiyoruz ancak stres, migren, panik atak, şeker, troid, tansiyon, bel-boyun fıtığı, anemi, şeker, epilepsi gibi hastalıkların tedavisinde doğal bir yöntem olduğu için taşlardan yararlanmak isteyenler oluyor. Ameliyat olmak ya da ilaç kullanmak istemeyenler de bize başvurabiliyor. Kişinin rahatsızlığını öğrendikten sonra tedavisine yönelik taşları seçiyor, takılarımızı ona göre tasarlıyoruz. Tabii takılarımızı tasarlamadan önce kişinin diğer rahatsızlıklarını da göz önünde bulunduruyoruz, taşların yan etkilerini de hesaba katıyoruz.
Diyelim ki kişinin migreni var, hazırladığınız takılarla migreni geçirebiliyor musunuz?
Evet. Bugüne dek migren rahatsızlığı nedeniyle bize başvuran kişilerden yüzde 100 olumlu sonuçlar aldık. Kolyeyi taktıktan sonra migren ağrıları iyileşiyor ama tamamen iyileşmesi için kişinin, bizim belirttiğimiz koşullara uyması gerekli.
Modern tıpta olduğu gibi kişinin belirli periyotlarla kontrole gelmesi gerekiyor mu?
Eğer hazırladığımız takılara rağmen rahatsızlığı geçmediyse taşları gözden geçirmemiz gerekiyor. Duruma göre, hazırladığımız takılara eklemeler ya da çıkarmalar yapıyoruz. Gerçi henüz böyle bir şikayetle gelen olmadı. Taşlardan sadece kolye olarak değil, masaj taşı, su taşı olarak da yararlanıyoruz. Örneğin, bel fıtığının tedavisinde bel kuşağı yapıyor, masaj taşını veriyoruz. Kişinin dizlerinde bir problem varsa ayak bilekliği şeklinde hazırlıyoruz. Taşın hastalığın bulunduğu bölgede kullanılmasına özen gösteriyoruz. Taşların ağrı kesici, bağışıklık sistemini güçlendirici vb. etkileri de var.
Kişinin bioenerji seansına ihtiyacı olduğunu siz mi belirliyorsunuz?
Öncelikle bize başvuran kişilerle sohbet ediyor, onları tanımaya çalışıyoruz. Eğer psikolojik sorunları varsa, bu sorunun dişil mi yoksa eril enerjiden mi kaynaklandığını sarkaçla tespit ediyor ve bioenerji seanslarıyla çakra dengelemesi yapıyoruz. Daha kısa sürede sonuç alabilmek için terapilerde söylenen telkinlere uymasını talep ediyoruz. Kişiye günlük hayatta yapması gerekenleri söylüyoruz. Bilinç altındaki düşünceleri değiştirmek zordur ve zaman alır. Beyninin değişimi kabul ettiği süre 21 gündür. Başarı için verdiğimiz olumlamalara bu süre zarfında uyulması gerekmektedir.
Seanslar ne kadar sürüyor?
İlk seans kişinin durumuna göre 3 saat sürebiliyor. Daha sonraki seanslarımızda en az 5 kez uygulama yapıyoruz. Zaten enerji dengelendiğinde biz bunun farkına varabiliyoruz. Çakraların açık tutulabilmesi için kişilere günlük hayatta yapabilecekleri görevler veriyoruz, ilerleyen süreçlerde tekrar hastalanmamaları için de çeşitli önerilerde bulunuyoruz.
Bir bakıma kişilerin hayata daha pozitif bakmalarını sağlamaya çalışıyorsunuz, öyle değil mi?
Kişinin özüne dönmesini istiyoruz. Anne karnından itibaren bilinç altında biriktirmiş olduğu yanlış düşünceleri gidermeye çalışıyoruz ve bu düşüncelerin bir daha hayatlarında yer almaması için yapılması gerekenleri aktarıyoruz. Ancak bizim elimizde sihirli bir değnek yok, kişinin algılarının açık olması gerekir. Biz deniz feneri gibi hareket ediyoruz, gemilere yol gösteriyoruz ancak dümende kişinin kendisi var, onun da çabalaması gerekiyor.
Eşinizden nasıl bir destek alıyorsunuz?
Eşim tıp doktoru olduğu için bana çok yardımı oluyor. Diyelim ki kansızlık sorunu yaşayan bir hasta geldi. Kişiye hemen ‘senin kullanman gereken taş budur’ demiyoruz, önce tahlil istiyoruz. Hastanın kan tahlillerini eşimle birlikte detaylı bir şekilde inceleyerek, değerlendiriyoruz ve buna göre nasıl bir tedavi uygulayacağımıza karar veriyoruz.
Çağımızın vebası kanser. Kanser hastalarına da taşlarla yardımcı oluyor musunuz?
Kanser, modern tıbbın dahi kesin çözüm bulamadığı bir hastalık. Eğer ki kişi kanserin son evresinde ise rahatlatıcı taşlar veriyoruz. Sondan önceki evrede ise masaj taşları ve su taşları hazırlıyoruz. Bilinç altıyla ilgili bir sıkıntısı varsa sarkaçlarımızla tespit edip, bilinç altını temizlemeye yönelik işlem yapıyoruz. Mineral azlığı ya da fazlalığından kaynaklanan bir durum varsa hemen taşlarımızı devreye alıyoruz, bioenerji ile de destekliyoruz. Kişi tedaviye açıksa eğer, tümörde küçülmeler olabiliyor.
Taşların dışında sporla ve sanatla da ilgilisiniz sanırım.
Evet, bu konuda özellikle babama ve anneme teşekkür etmek istiyorum. Çocukluğumuzdan beri tercihlerimiz noktasında bizi özgür bıraktılar. Bir süre taekwondo öğrendim ve bu alanda hocalık yaptım, jimnastik ve yüzme sporuyla da ilgilendim. Halen de yüzüyorum. Ortaokulda saz dersleri almaya başlamıştım ama eğitim hayatımın yoğunluğundan dolayı bırakmak zorunda kaldım şimdi yeniden başladım. Bir süre Bursa’da kışları İngilizce öğretmenliği yaparken, yazları turist rehberliği yaptım, eşimle de bu esnada tanıştık. Bu arada kendi yaptığım yemeklerin tariflerini bir kitapta toplamaya karar verdim. Şu an şifalı taşlar, bioenerji ve sarkaç-pandül (radyastezi) alanlarında eğitimler de vermekteyim. 12- 13 Mayıs tarihlerinde merkezimizde bioenerji alanında eğitimimiz olacak, ilgilenenleri bekleriz.
Hacer Hanım, son olarak hedeflerinizden de bahsedebilir misiniz?
Her ne iş yaparsanız yapın mutlu olmak ve mutlu etmek, geçmişte veya gelecekte değil anda kalmak, hayatı anlamlı yaşamak önemli. Yapabildiğim ölçüde insanların mutluluğuna rehber olmak istiyorum. Fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığı olanları, hayata bakış açısını değiştirmek isteyenleri merkezimize bekliyorum.
İLETİŞİM
Adres: Konak Hastanesi karşısı
Telefon: 0 530 590 41 05
Facebook: Çakra HM Hacer Çelebi
Instagram: cakra_hm
Hangi taşlar, hangi sorunlara iyi geliyor?
Migren ve baş ağrısı: Ametist, kaplangözü, kyanit, malahit
Kanser: Florit, ametist, unakit, dumanlı kuvars
Mide ve bağırsak kanseri: Kaplan gözü, yıldız taşı, florit
Beyin tümörü: Ametist, havlit, dumanlı kuvars, labradorit, aventurin
Stres ve depresyon: Ametist, havlit
Karaciğerde yağlanma: Ametist, florit, mercan
Kemik erimesi: Aragonit (suyu içilmeli)
Bel ve boyun fıtığı: Aventurin, azurit, kalsit, labradorit
Eklem ağrıları: Firuze, havlit ve labradorit
Kansızlık ve demir eksikliği: Hematit, kan taşı, jasper
Alzeimer: Dumanlı kuvars, lapis lazuli, akuamarin
Hemoroit: Kantaşı, garnet, turmalin
Romatizma: Labradorit, havlit, garnet, aventurin
Şeker: Ateş opal, iğnecikli kuvars, sitrin
Kansızlık: Mercan, jasper, dumanlı kuvars
Tiroit: Lapis, lazuli, florit, kehribar ve masaj taşları
Bağışıklık sistemi sorunları: Selenit taşı (Selenyum minerali içerir.)
Panik atak: Firuze, aventurin, dumanlı kuvars
Madde bağımlılığı: Ametist, akuamarin, rodokrosit, çeroit
Tansiyon: Yeşim, avanturin, labradorit
Nazar: Akik, firuze turkuaz, yeşim, kaplangözü.
Menopoz: Turmalin, anyolit, ay taşı
Adet düzensizliği, ağrı: Garnet, unakit, dumanlı kuvars, azurit
Antropoz: Garnet, akuamarin, jasper