İster beyazlaşan saçlar ister kırışık bir cilt olsun yaşlanmanın etkilerini neredeyse hepimiz yaşıyoruz. Ancak günümüzde estetik cerrahi ve kozmetik uygulamalar ile bir nebze de olsa bu etkileri hafifletebiliyoruz. Peki yüzün alt kısmında, özellikle ağız çevresi ve çenemizdeki değişiklikler için ne yapıyoruz?
Yaşlandıkça göz yuvalarımız, burnumuz ve üst çenemiz de dahil olmak üzere yüz kemiklerimiz değişmeye devam eder. Göz yuvalarımız büyür, kaşlarımızın altındaki kemiklerin açısı azalır bu da alınlarımızda çizgilerin oluşmasına, göz kenarlarındaki kaz ayaklarına ve alt göz kapaklarının sarkmasına neden olabilir. Yaşlandıkça, yüz iskeleti morfolojik değişim ve hacimde genel bir azalma yaşar.
Yüz şekline ek olarak, diş kaybı, yemek yeme zorluklarının yanı sıra yüz yapınızın şeklini, dolayısıyla genel görünümünüzü değiştirebilir. Diş kaybı, çenenin tüm yapısını dengesizleştirir. Diş boşlukları kemik dokusunu zayıflatarak, parçalanıp yıpranmasına yol açar.
Erken yetişkinlikte diş kaybı, kişinin yüzünü önemli ölçüde değiştirir. Yüz sarkmasıyla kişinin kendine olan güvenini azaltır. Kişi 45 yaşına geldiğinde yüz yapısındaki değişiklikler, çökük yanaklar olarak kendini gösterir. 60 yaşına geldiğinde, yanaklar ve dudaklar desteğini kaybederek, yaşlı bir görünüme neden olur. Bu süreç devam eder ve önlem alınmaz ise kişinin yüzünün yapısal desteğinin çoğu kaybolur. Teknik olarak olayı ele aldığımızda bu durum kemik kaybından kaynaklanmaktadır. Sürekli çiğneme olmadığından, kemik hacim, genişlik ve yüksekliğini kaybeder. Diş kaybından sonraki iki yıl boyunca kemik genişliğinde %25’lik bir azalma ve önümüzdeki birkaç yıl boyunca yüksekliğinde genel olarak 4 mm’lik bir azalma olur. Yüzün alt kısmı çökmeye başlar ve yanaklar oyuklaşır.
Yüzdeki fiziksel etkilere ek olarak, hastanın aynı zamanda çeşitli yiyecekleri yiyememesinden dolayı tüm vücut sağlığı olumsuz yönde etkilenir.
Diş kaybınız varsa, yaşam kalitenizi ve yüz şeklinizi korumak adına diş implantlarını tercih edebilirsiniz.
***
Yaşlılıkla birlikte diş kaybı yaygın bir durumdur. Diş kaybının yaşlılıkla ilişkili olmasının birkaç nedeni vardır:
A. Periodontal hastalıklar: Yaşlandıkça ağızda bulunan diş eti hastalıklarının riski artar. Periodontal hastalıklar diş eti dokusunu etkileyerek, dişlerin sıkı bir şekilde tutunmasını engeller ve sonuç olarak diş kaybına neden olabilir.
B. Diş çürümesi: Yaşlılıkla birlikte ağız hijyenine dikkat etmek ve düzenli diş bakımını sürdürmek zorlaşabilir. Diş çürükleri ve çürüğün ilerlemesi, dişlerin kaybına yol açabilir.
C. Kırık veya zayıf dişler: Yıllar boyunca dişler günlük kullanım, çiğneme ve çeşitli tüketim alışkanlıkları nedeniyle zayıflayabilir. Zayıflayan dişler zamanla kırılabilir veya kaybedilebilir.
D. Kemik erimesi (Osteoporoz): Yaşlandıkça kemik erimesi riski artar. Bu durum, çene kemiğinin zayıflamasına ve dişlerin destek dokusunun kaybına neden olabilir.
***
İleri yaşta ağızda çeşitli değişiklikler meydana gelebilir. İşte bazı yaygın değişiklikler:
1- Diş kaybı: Yaşlılıkla birlikte diş kaybı daha yaygın hale gelir. Bu; periodontal hastalıklar, diş çürümeleri, kırık dişler ve diğer faktörlerden kaynaklanabilir.
2- Dişlerde aşınma: Yıllar boyunca dişlerin yüzeyi aşınabilir. Bu; çiğneme, yeme alışkanlıkları, diş sıkma veya diş gıcırdatma gibi etkenlerden kaynaklanabilir. Dişlerdeki aşınma, dişlerin boyutunu küçültebilir ve hassasiyete neden olabilir.
3- Diş minesi incelmesi: Yaş ilerledikçe diş minesinde incelme görülebilir. Bu durum, dişlerin daha hassas ve çürüklere karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açabilir.
4- Kurumaya bağlı ağız problemleri: Yaşlılıkla birlikte tükürük salgısı azalabilir. Azalan tükürük, ağızda kuruluğa, tahrişe ve ağız kokusuna yol açabilir. Ayrıca, tükürüğün doğal koruyucu etkisi azaldığından diş çürüğü riski artabilir.
5- Periodontal hastalıklar: Yaşlılıkla birlikte periodontal hastalıkların riski artar. Diş eti hastalıkları, diş eti dokusunu etkileyerek dişlerin tutunmasını zayıflatabilir ve diş kaybına neden olabilir.
6- Yumuşak doku değişiklikleri: Ağız içi yumuşak dokularda (dil, yanaklar, damak vb.) yaşlanma sürecinde değişiklikler görülebilir. Bunlar arasında oral mukozada incelme, renk değişiklikleri ve lezyonlar bulunabilir.
Yaşlanmanın doğal bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Ancak iyi ağız hijyeni ve düzenli diş hekimi kontrolleriyle bu değişikliklerin etkileri hafifletilebilir ve ağız sağlığı korunabilir.
***
İleri yaşta diş kaybının tedavisi için çeşitli seçenekler mevcuttur. İşte yaygın olarak kullanılan bazı tedavi yöntemleri:
Protezler: Eksik dişlerin yerine konulması için kullanılan protezler, ileri yaşta diş kaybının tedavisinde sıkça tercih edilir. İki tür protez vardır: Tam protezler ve kısmi protezler. Tam protezler, tüm dişlerin yerine konulması için kullanılırken, kısmi protezler yalnızca eksik dişlerin yerine konulması için kullanılır.
Köprüler: Köprüler, eksik dişleri yerine koymak için kullanılan bir başka seçenektir. Köprüler, dişlerin yanındaki dişlere dayanarak desteklenir ve doğal dişlere benzer bir görünüm ve fonksiyon sağlar. Ancak köprüler için yanındaki dişlerin şekillendirilmesi gerekebilir.
İmplantlar: İmplantlar, eksik dişleri yerine koymak için kullanılan bir cerrahi prosedürdür. İmplantlar, çene kemiğine yerleştirilen yapay köklerdir ve üzerlerine diş protezi veya köprü yerleştirilir. İmplantlar, diğer dişlere zarar vermeden stabil bir şekilde dişleri yerine koyarlar.
Kombine tedaviler: Bazı durumlarda, protezler, köprüler ve implantlar bir arada kullanılabilir. Bu kombine tedaviler, daha karmaşık diş kaybı durumlarında optimum sonuçlar elde etmek için tercih edilebilir.
Diş kaybının tedavisi, kişinin ağız sağlığı durumu, dişlerin durumu ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Bir diş hekimi veya çene cerrahisi uzmanı ile görüşmek, durumunuzu değerlendirmek ve size en uygun tedavi seçeneklerini sunmak için önemlidir.
NASIL ARANDI: #timur akbari # diş hekimi # diş kaybı # sağlık # ağız sağlığı # kocaeli # trenddr