29-03-2024 11:10

Begüm Seçil Kandemir: Deprem ve deprem sonrası

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 05/12/2022
.stripslashes($urun->baslik).

Merhaba sevgili okurlar,

Bu ay ‘Hangi konuda yazsam acaba?’ diye düşünerek bilgisayar başına geçtiğim gece maalesef ülkemizde şiddetli bir deprem yaşandı. Ertesi gün sosyal medyada gördüğüm kaygı dolu paylaşımlar, çevremdeki insanların belirttiği korkular ve kaçınma davranışları, deprem sonrası insan psikolojisi ve neler yapabileceğimiz konusunda yazmaya karar vermeme yetti. 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi, şehrimizde yaşayan bütün insanların ortak travması aslında. Ben o zamanlar dünyada bile değildim diyenler için de durum aynı. Onlar da deprem hikayelerini dinleyerek büyüdü. Bunları neden söylüyorum çünkü depremle alakalı en ufak bir haber ya da olay bizler için tetikleyici. Düzce depreminden sonra istemsizce aklınıza 17 Ağustos gelmiştir. O gün hissettiklerinizle kıyaslamışsınızdır kendinizi. Dolayısıyla şehir olarak, ülkemizde olan her depremden istemsizce çok daha fazla etkileniyoruz.

DEPREM SONRASI DUYGULAR

Deprem gibi yaşamımızı tehdit eden doğal afetler ya da beklemediğimiz tehlikeli durumlar karşısında insan beyni, anında iki tür tepki verir: Bunlardan ilki tehlikenin değerlendirmesini yapmak, ikincisi ise tehditten korunmaktır. Tehdit ise ‘Savaş ya da kaç’ yanıtı yaratır. Tehlikeden kurtulmak için ortaya çıkan bir dizi fizyolojik değişim sonucu kalp atımı ve soluk alıp verme hızının artması, kas gerginliği; korku, şaşkınlık içinde olanlara inanamama hali; uyuşma hissi, terleme, titreme ve bulantı gibi fiziksel ve psikolojik belirtiler ortaya çıkabilir. Deprem sonrasında ise bu durumun bizde yarattığı duygular ve düşüncelerle baş etme sorunu başlar. Şimdi hepiniz o gece verdiğiniz tepkileri düşünün. Kalbiniz hızlı hızlı atmaya başladı ya da çok korktunuz. Ertesi gece de muhtemelen yatağınıza girdiğinizde benzer belirtileri gösterdiğinizi fark etmişsinizdir. İnsanların büyük bir bölümü birkaç hafta içerisinde yeni duruma alışıp iç dengelerini kurar. Zorluklarla başa çıkarken, bazı insanlar için sıkıntılı süreç, aylar ve bazen yıllar boyu devam eder. Bu da travma sonrası stres bozukluğu yaşadığınızı gösterir. Bazen de bu kadar şiddetli olmaz ama birçok kaçınma davranışı edinirsiniz. Yüksek katlı binalara girmek istemezsiniz ve çeşitli bahaneler bulursunuz, karanlık ve dar yerlerde durmak sıkıntı vermeye başlar. O zaman bütün bunlarla nasıl başa çıkabiliriz, bakalım…

DEPREM KORKUSU NASIL YENİLİR?

Öncelikle yapmanız gereken ilk ve en önemli şey bu korkuyu aşma isteğinize sıkı sıkıya tutunmak. İnanmak, bütün fobi türleri için en önemli etmendir. Korkunuzdan utanıp ya da dile getirirsem kendimi kötü hissederim diye düşünüp sakın içinize atıp, bastırmayın. Aksine çevrenizdeki insanlarla duygularınızı paylaşıp onlardan destek alın. Depremle alakalı bir eğitime katılabilir ya da AFAD gibi derneklerin eğitim videolarını izleyebilirsiniz çünkü bilinçlendiğimiz durumlarda korku karşısında daha güçlü hissederiz. Deprem çantası hazırlayabilirsiniz. Bu sizi oldukça rahatlatacaktır. Ancak çantayı çok göz önüne koymayın. Ona bakıp sürekli depremi hatırlamanızı istemeyiz. ‘Ventral Vagal’ sisteminizi aktifleştirin. Kendinizi güvende, sakin ve bağlantıya açık hissedersiniz. Bunu aktifleştirmek içinde serbest boyama yapabilir, senkronize şarkı söyleyebilir, ‘ışık hüzmesi’ gibi zihninizi canlandırıcı meditasyon tekniklerini kullanabilirsiniz. Yazmak, duygu ve düşünceleri dışa vurmanın güvenli bir aracı olmasının yanı sıra kişinin iç dünyasını yazılı bir gerçekliğe de dönüştürür. Üzerinde çalışılabilecek, olumlu değişimler yapılabilecek bir zemin yaratır. Daha önce de belirttiğim gibi bu tarz ani gelişen olaylar hepimizde kaygı yaratır ama eğer üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hala yoğun bir kaygı ve korku yaşıyorsanız, günlük akışa dönmek sizi zorluyorsa, mutlaka bir uzmandan profesyonel destek almanızı öneririm. Deprem ve deprem sonrasıTravmalardan uzak, yeni olumlu başlangıçlarınızın olduğu, güvende, huzurlu ve mutlu hissedeceğiniz bir yıl diliyorum herkese.

 

REN PSİKOLOJİ

Yenişehir Mah. Konak Sok. No:9 Daire: 4 İzmit/KOCAELİ

Tel: 0544.115 20 41

@renpsikoloji

NASIL ARANDI: #kocaeli # kocaelilife # kocaelinindergisi # kocaelidergisi # dergilik

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.
Diğer Yazılarını İnceleyin;
Çocuğunuz öfke nöbeti geçirdiğinde NE YAPMAMALISINIZ?

6 ay önce
Öfke yönetimi: Sağlıklı duygu ifade etme sanatı

9 ay önce
Öğrenciler için tatilde ruh sağlığını korumanın ve geliştirmenin yolları

10 ay önce
Fibromiyalji ve EMDR terapisi

10 ay önce
Uzm. Klnk. Psk. Begüm Seçil Kandemir: Sosyal kaygı bozukluğunu yenebiliriz

1 yıl önce
Yaramaz mı yoksa hiperaktif mi? Tembel mi yoksa dikkat eksikliği mi? Mızıkçı mı yoksa dürtüsel mi?

1 yıl önce
Uzm. Psk. Begüm Seçil Kandemir: “Gücümü içimdeki çocuktan alıyorum”

Öğrencilik yıllarından beri tutkuyla bağlı olduğu psikoloji alanında kendisini geliştirmeye hiç durmadan devam eden Uzman Psikolog Begüm Seçil Kandemir, çalışmalarına geçtiğimiz yıl kurduğu Ren Psikoloji çatısı altında devam ediyor. ‘Güçlü kadın’ı “Kendi fikirleri olan ve bunları uygulayabilen kadın” olarak tanımlayan Kandemir, “Ben gücümü içimdeki çocuk ve ergenden alıyorum. Tutkularımı ve büyük hayallerimi kesinlikle unutmadım. Yetişkinliğin normlarından ve baskısından bağımsız yaşıyorum” diyor.

1 yıl önce
Bir narsistin kurbanı mısınız?

Çevrenizden sık sık şu cümleleri duyarsınız: “Patronum tam bir narsist”, “Bir narsistle evliydim ve bugüne kadar hiç kendim için yaşamamışım”, “İnsanları öyle iyi manipüle eder ki buraya gelip kendini anlatsa, kesin ona hak verirsin.”

1 yıl önce
Begüm Seçil Kandemir: “Hayır” Diyemiyorum

“Başkalarını sürekli memnun etmeye çalışma davranışı, genellikle ebeveynleri memnun etmeye çalışmakla başlar”

1 yıl önce
EMDR ile bir kapı aralanıyor

2 yıl önce