COVID 19 enfeksiyonu ilk kez Aralık 2019’da Çin’de rapor edilmiş ve Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir. COVID 19, zarflı bir RNA virüsünün neden olduğu bir enfeksiyondur. Başta akciğerlerde akut solunum yetmezliği sendromuna neden olurken, akciğer dışında bir çok organ ve sistemi de olumsuz etkilemektedir. Virüs için hedef reseptör olan ACE 2 reseptörleri akciğerlerde yaygın olarak bulunmaktadır. Akciğer dışında bağırsak, böbrek, küçük damar duvarı, düz kas, iskelet kası ve eklem içi sinovyal dokuda yer almaktadır. Bu nedenle akciğer tutulumu dışında bir çok organda tutulum olabilir. Kas ve eklem ağrıları, hastalığın başında solunum sistemine ait şikayetler ortada yokken olabileceği gibi uzamış hareketsizlik ve akciğer sorunlarının sonucunda da ortaya çıkabilmektedir.
★ ★ ★
Literatürde COVID 19 ile birlikte görüldüğü en sık bildirilen kas iskelet sistemi etkilenmeleri artralji (eklem ağrısı), miyalji (kas ağrısı) ve yüksek kreatin kinaz seviyelerine eşlik eden kas zayıflığıdır. Polimiyalji romatika ve miyozit tablolarında, ayırıcı tanıda COVID 19 akla getirilmelidir. Kas ve eklem ağrıları; virüsün bağışıklık sisteminin dengesini bozarak, vücuttan salınan ve sitokin adı verilen maddelerin düzeylerinin artması nedeniyle oluşmaktadır. COVID 19 hastalarının %15’inde eklem ağrıları, %44’ünde de kas ağrıları olduğu literatürde bildirilmiştir. Ayrıca bu hastalarda %10 oranında bel ağrısı da görülebilmektedir.
COVID 19’da görülen kas iskelet sistem semptomları enfeksiyonun şiddetiyle ilişkili bulunmamıştır. Viral enfeksiyonlar sonrası bazı otoimnun hastalıkların gelişebildiği uzun zamandır bilinmektedir. Özellikle virüs antijenleri ile konak antjenleri arasında moleküler benzerlik nedeniyle ya da virüsün bazı antijenleri aktive etmesi yoluyla otoimnun hastalıklar aktive olmaktadır. Literatürde COVID 19 enfeksiyonu sonrası inflamatuar romatizmal hastalıklardan romatoid artrit geliştiği bildirilmiştir.
★ ★ ★
COVID 19 enfeksiyonunda %35 oranında sinir sistemini ilgilendiren semptomlar da meydana gelmektedir. Akciğerlerdeki zatüre nedeniyle meydana gelen oksijen yetersizliği beyin beslenmesini bozmaktadır. Oksijenlenmenin bozulması; baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik hissi, bilinç bozuklukları, epileptik nöbetler ve denge problemlerine neden olabilmektedir. Aynı zamanda hastalığın damar duvarına zarar vermesi ve kan pıhtılaşmasının yoğunlaşması, ‘akut serebrovasküler’ hastalık denilen inmelere neden olabilmektedir.
Hastalık seyrinde yüz felci ve göz kaslarında felç durumu gelişebilmektedir. Ayrıca hastalığın seyri sırasında ‘Guillaın Barre’ sendromu denilen, kol ve bacaklarda ani gelişen güçsüzlük, el ve ayaklarda duyu kaybı, yutma ve solunum güçlüğü ile karakterize ağır klinik tablo nadir de olsa gelişebilmektedir.
★ ★ ★
Ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan COVID 19 enfeksiyonu, kas iskelet sistemini olumsuz etkilemektedir. Hastalığa bağlı eklem ve kas ağrıları, öksürük ve ateş gibi hastalığa dikkat çeken bulguların izlenmediği dönemlerde de ortaya çıkabilir. Bu nedenle tanı ve izolasyonun erken yapılabilmesi için bu belirtileri dikkate almak gerekir. Hastalık seyrinde uzamış immobilizasyon (hareketsizlik) kaslarda güçsüzlüğe, akciğer enfeksiyonu da solunum fonksiyonlarının azalmasına neden olmaktadır. Bu hastalarda iyi planlanmış rehabilitasyon programları hastanın yaşam kalitesine ciddi katkılar sağlamaktadır.
Hastalığın tedavisinde kullanılan steroidler kemik mineral yoğunluğunu azaltabilir. D vitamini eksikliği hastalığın daha ciddi semptomlarla seyretmesini sağlayabilir. Bu konuda gerekli tedbirler ve tedaviler uygulanmalıdır. Hastalıktan korunmak için gerekli tedbirlerin alınması çok önemlidir. Bağışıklık sistemini destekleyen tedaviler; vitamin destekleri (vitamin A, C, D), IV glutatyon, ozon terapi, hastalığı önlemede ve hastalık sonrası destek tedavilerinde etkili yöntemlerdir.