Yağmur Acar, ilimizin en genç ve başarılı mimarlarından birisi. 1992 doğumlu olan Acar, lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde tamamladıktan sonra Oxford’da dil eğitimi aldı. Türkiye’ye dönüş yapmasının ardından çalışmalarına Muti Mimarlık bünyesinde devam eden Yağmur Hanım, 262 Towers’ın tasarım sürecinde aktif rol oynadı. Halen aynı firmada çalışan ve İzmit Rotaract Kulübü’nde dönem sekreterliği görevini yürüten başarılı mimar; mesleki yeteneğiyle olduğu kadar giyim tarzı, güzelliği ve pozitif enerjisiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Yağmur Acar’ın giyim ve yaşam stilini mercek altına aldık.
Sapanca’da, ailemle birlikte yaşıyorum.
Uzun zaman yazlık olarak kullandığımız bu evde, köpeğimiz Buz’un aramıza katılmasıyla birlikte sürekli yaşamaya başladık. Bahçeli olması bizim için en büyük tercih sebebiydi. Bunun dışında, şehrin karmaşasından uzak ama yerleşim yerlerine ulaşımın kolay olması bizi etkileyen bir diğer özelliği oldu. Sabah uyandığımda duyduğum kuş sesleri güne daha pozitif başlamamı sağladığı için bile bu evde kalmayı tercih edebilirim.
Kışın şöminenin karşısındaki koltukta vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Yazın ise terasımızdaki salıncak, kitap okumak için favori köşem.
Benim için evdeki en değerli eşya, odamdaki kütüphanem ve kitaplarım.
Lise döneminde ata binmek en büyük hobim olmasına rağmen çalışma hayatıyla birlikte bu konuda kendime pek zaman yaratamadım. Mesai saatlerimin dışında masa başında oturduğum zamanın yorgunluğunu atabilmek için sporun en iyi yardımcım olduğunu söyleyebilirim. Enerjimi topladıktan sonra ailemle ve arkadaşlarımla birlikte vakit geçirmeyi tercih ediyorum.
Hafta içi yoğun mesai yaptığım için hafta sonlarını kendime ayırmaya özen gösteriyorum. Genel olarak İstanbul’da vakit geçirmeyi tercih ediyorum. Yemek yemeyi sevdiğimden favorileri mekanlarıma İstanbul’a her gittiğimde mutlaka uğramaya çalışıyorum. Özellikle kapalı havalarda sinemaya gitmek en sevdiğim aktivitelerden.
Sosyal medyayı hem iş hayatımda hem de günlük hayatımda aktif olarak kullanıyorum. Instagram en aktif kullandığım sosyal ağlardan biri diyebilirim. İşimle ilgili yeniliklere, farklı ürünlere ve tasarımlara daha kolay ulaşabildiğim için tercih ettiğim Instagram’ı daha çok seviyorum. Twitter’ı ise güncel konularla ilgili farklı yorumları takip etmek istediğim zaman kullanıyorum.
Bohemian Rhaphsody. Uzun süre gitmek isteyip bir türlü vakit yaratamadığım bir filmdi. İzledikten sonra bu kadar ertelediğime pişman oldum.
Genelde albüm dinlemeyi tercih etmiyorum. En son aldığım albüm ‘Yıldız Tilbe’nin Yıldızlı Şarkıları’ oldu. Eski şarkıların günümüz sanatçıları tarafından yeniden yorumlanan hallerini dinlemekten hoşlanıyorum.
Azra Kohen ve Nermin Bezmen, en sevdiğim Türk yazarlardan. En son Nermin Bezmen’in ‘Bir Harp Gelini’ kitabını okuma fırsatım oldu. Yabancı yazarlardan da Paulo Coelho’nun kitaplarını okumayı seviyorum. Serisi olan kitapları da kütüphanemde bulundurmaktan hoşlanıyorum. Bunun yanında mesleğimden dolayı mimari ve tasarım konulu kitapları da kütüphaneme katmak beni mutlu ediyor.
Modayı yakından takip ederim ama her moda akımını tarzıma yansıtmam. Kendimi giydiğim kıyafetin içinde rahat ve özgüvenli hissetmek, tarzımı belirlerken benim için en önemli unsur. Bu yüzden senelerdir tarzım çok değişmese de her sezondan dolabıma klasik parçalar eklemeye özen gösteririm. İşimde her an sahaya çıkmak zorunda kalabileceğim için günlük hayatımda daha rahat hareket edebileceğim parçalar giymeyi tercih ediyorum. Özellikle ayakkabılarımın rahat olması, şantiye ortamında uzun süre ayakta kalmak durumunda olduğumdan benim için çok önemli. Hafta içi spor giyinmek zorunda kalsam da hafta sonları daha kendimi yansıtan kombinler yapabiliyorum.
Son zamanlarda işten dolayı vakit bulamadığım için online alışveriş siteleri benim için kurtarıcı oldu. Zara, Mango ve Beymen en çok tercih ettiğim mağazalardan. Online sitelerde ise en çok Trendyol’dan alışveriş yapıyorum. Abiye olarak ‘Davet Çok Elbisem Yok’ yurtdışından da getirdiği tasarım elbiselerden dolayı bir numaralı kurtarıcım. Spor giyiminde Oysho’nun tasarımlarını kendi tarzıma daha yakın buluyorum.
Topshop, kot kalıpları olarak kendimi içinde en rahat hissettiğim markalardan. Türkiye pazarından çıkmaları benim için hayal kırıklığı olsa da online sitelerinden sipariş vermeye devam ediyorum. Zara, çeşitliliğin fazla olmasından dolayı tercih sebeplerimden.
Nike ve Adidas spor yaparken tercih ettiğim iki marka. Günlük giyimimde ise Nike ve Adidas’ın yanı sıra Alexander McQueen ve Valentino sevdiğim markalardan.
Aldo ve Nine West’ten her zaman kullanabileceğim, basic topukluları alıyorum. Zamansız parçalar için tercihim Alexandre Birman ve Valentino.
Gömlek giymeyi günlük hayatımda pek tercih etmiyorum ama iş hayatında gerek duyduğumda Beymen Club’ı kalıplarından dolayı seviyorum. Net kesimleri ve kırışmayan yapısı işteki koşturmaca içinde bana büyük kolaylık sağlıyor.
Stella McCartney, Kate Spade, Burberry. Abiyelerle kombinlemek için Bago markası, son zamanlardaki favorilerimden.
Kış için siyah tayt ve salaş kazaklar ile spor ayakkabı vazgeçilmezim. Yaz için ise kendimi içinde her zaman rahat hissettiğim kot şortlarım ve beyaz V yaka tişört olmazsa olmazım.
Moda ikonum yok fakat Yasemin Özilhan ve Julie Sarinana’yı beğeniyorum. . Bir de ‘Moda Tutkusu’nu takip ediyorum.
Zara’dan siyah triko bir elbise ile neon yeşili bir kot gömlek aldım.
Günlük, Chloe Signature; gece ise Chanel Coco Mademoiselle kullanıyorum.
Herbal Essences markasının Fas argan yağlı şampuanı ve kremini deniyorum. Şimdilik etkisinden oldukça memnunum.
Shiseido’nun Waso serisi ve Avene.
Saçımı uzun zamandır İstanbul’da Gül Ulusoy’a kestiriyorum. Geri kalan tüm işlemler için Arastapark’taki End Hair Studio, senelerdir gittiğim salon.
Herkesin kendi vücudunun ihtiyacı olanı yaptırıp, birbirine benzemediği sürece estetiğe karşı değilim.
Cildim problemli olduğu için çok fazla şey deneyemiyorum, maalesef. Sabah-akşam düzenli olarak temizleyip nemlendirici kullanmak yapabildiğim tek şey. Bunun yanında her hafta düzenli olarak nem maskesi yapmaya özen gösteriyorum.
Senede en az 2-3 kez yurt dışına çıkıp yeni yerler keşfetmeye çalışıyorum. İşimden dolayı farklı kültürlerle tanışıp onları mimari gözle incelemenin bana katkısının büyük olduğunu düşünüyorum.
Özellikle tercih ettiğim bir ülke yok fakat son zamanlardaki seyahatlerim İtalya’nın farklı bölgelerine denk geldi. Bir ülkenin farklı şehirlerini senenin farklı dönemlerinde görmek, kültürünü ve yaşamlarını daha iyi anlamama yardımcı oldu. Geçtiğimiz yaz yaptığım Amalfi kıyıları tatili de uzun süre favorim olarak kalacak gibi görünüyor.
Alaçatı, yaz için favorim. Her sene birkaç haftamı orada geçirmek için kendime zaman ayırmaya çalışırım. Kış tatillerinden çok hoşlanmasam da arkadaşlarımla vakit geçirmek için Kartalkaya’yı tercih ediyorum.
Sapanca’da yaşadığım için hafta sonları İstanbullularla yer değiştirmeyi tercih ediyorum. Yaz mevsiminde Alaçatı ve Bodrum kaçış noktalarımın başında geliyor. Şehir içinde kahvaltı ve yemek için
Titiz senelerdir kahvaltı için değişmeyen tek adres benim için. Manzarası ve dolu dolu serpme kahvaltısından dolayı Sasa Harmanlık da ailece vakit geçirmekten hoşlandığımız mekanlardan biri. Göl kenarında yemek için İskele Restoran ve Maja favorilerimden. İzmit’te de Barista Plus ve Midpoint tercih ettiğim yerler.
90’lar ve Türkçe pop çalan mekanlar her zaman favorim olmuştur. Bunun dışında eski adı ‘Cheers Roof’ olan, bugünlerde isim değiştiren ‘Haus’ mutlaka uğradığım yerlerden. Yaz aylarında göl kenarındaki Mein, evime yakın olmasından dolayı tercih ettiğim mekanlardan.
NASIL ARANDI: #Yağmur Acar # moda # stil # tarz #
