09-05-2024 00:08

Çocuklara EMDR ile ışık oluyor: Psk. Nergis Çizenmıh

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 05/01/2024
Psikolog Nergis Çizenmıh, kurucusu olduğu Nova Psikoloji’de, çocukların yaşadığı travmalardan kaynaklanan sorunları EMDR terapisiyle çözüyor
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: ZEYNEP AKAR

FOTOĞRAFLAR: HAKKI TİMUÇİN

 

Nova Psikoloji’nin kurucusu, ilimizin başarılı psikologlarından Nergis Çizenmıh, özellikle çocuk travmaları alanında yaptığı çalışmalarla geniş bir kesim tarafından tanınıyor. Çocukların yaşadığı travmalardan kaynaklanan sorunları, eğitimini aldığı çocuk-ergen EMDR terapisiyle çözen başarılı psikolog, bu anlamda küçük omuzlara binen yükü azaltıyor, onların olumsuz duygularla çok daha kolay baş edebilmesine yardımcı oluyor. Çocuklarla çalışırken, en önemli noktanın onlarla güven ilişkisi kurabilmek olduğunun altını çizen Psikolog Nergis Çizenmıh ile EMDR terapisinin detaylarını ve ebeveyni tarafından sınır konulmadan büyütülen çocukların yaşadığı sorunları konuştuk. Keyifle okumanız dileğiyle…

Nergis Hanım, sizi tanıyabilir miyiz?

1992 yılında İstanbul’da doğdum ve üniversite bitene kadar orada yaşadım. Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunuyum. Öğrenciliğimden başlayarak anaokullarında, okulların rehberlik bölümlerinde, rehabilitasyon merkezlerinde staj yaptım. Okulum devam ederken de kariyerimi ne yönde şekillendireceğime karar verebilmek için mesleğimle ilgili tüm etkinlikleri takip ettim, kendimi geliştirmeye çalıştım ve sonunda çocuklarla çalışmak istediğime karar verdim. Mezun olduktan sonra Kocaeli Üniversitesi’nin Pedagojik Formasyon programına kabul edilerek Kocaeli’ye geldim. Formasyon aldığım dönemde benim gibi psikolog olan eşimle de tanışınca, Kocaeli’ye yerleşmiş oldum. Bu arada pedagojik formasyonun yanı sıra aile danışmanlığı, çocuklarla ilk görüşme teknikleri ve çocuk resimleri analizi, dikkat ve diğer değerlendirme testleri, çocuklarla bilişsel davranışçı yaklaşım eğitimi, Türk Psikologlar Derneği tarafından verilen WISC-4 (Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği) eğitimlerini aldım. Son olarak Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından verilen 2. Düzey Yetişkin EMDR ve Çocuk-Ergen EMDR Terapisi eğitimlerimi de tamamladım. Hâlihazırda mesleki gelişimim için EMDR ile ilgili özelleştirilmiş eğitimlere ve vaka çalışmalarına devam ediyorum.

 

Peki, kariyeriniz nasıl ilerledi?

Formasyon aldığım dönemde, İzmit’te hizmet veren bir kurumda çalışmaya da başladım, eğitimimi tamamladıktan sonra da burada devam ettim. Yaklaşık 7 yıl aynı kurumda görev yaptım. Odağım daha çok 6-12 yaş aralığındaki, öğrenme güçlüğü ve dikkat eksikliği olan çocuklardı. Ailelere de çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğiyle ilgili psikoeğitimler veriyor, danışmanlık sağlıyordum. Geçen sene artık kendi kliniğimi kurma, kendi kanatlarımla uçma fikri oluştu ve gereken şartları sağladıktan sonra kasım ayında Nova Psikoloji’yi kurmuş oldum.

ÇOCUĞUM ÇOK DEĞİŞTİ

Nova Psikoloji’de hangi hizmetleri veriyorsunuz?

Nova, parlaklığını kaybetmiş sonra aniden yeniden parlamaya başlamış yıldız demek. Benim de buradaki en büyük amacım, ışığını kaybetmiş çocuklara hak ettikleri o ışığı geri vermek. Nova Psikoloji’de hem çocuk ve ergenlerle hem de yetişkinlerle çalışıyorum ancak asıl ilgi alanım çocuklar.

 

Neden çocuklar?

Aslında olaya duygusal bir yerden bakıyorum. Yetişkinler, travmalarından kaynaklanan sorunlarını tecrübeleriyle, geliştirdikleri baş etme becerileriyle, sosyal çevreleriyle, hobileri sayesinde ya da belki psikolojik destekle bir şekilde çözebiliyor ama çocuklar için durum öyle değil. Onlar küçücük dünyalarındaki olumsuz yaşam deneyimleriyle baş etmeye çalışırken çok zorlanıyor çünkü bunun yolunu bilmiyorlar. Bu noktada onlara destek olmak, travmalarını yenmelerine daha yolun başındayken yardımcı olmak benim için önemli.

 

Aileler size daha çok hangi şikayetle başvuruyor?

“Çocuğum değişti” diyerek… Bu durum genellikle çocuğun yaşadığı bir travma sonrasında oluşmuş oluyor. Bir örnekle devam edelim… Diyelim ki ailece çok basit, hasarsız atlatılan bir trafik kazası geçirdiniz ve aynı gün hayatınıza kaldığınız yerden devam ettiniz. Bir süre sonra çocuğun davranışları hiç beklemediğiniz, olayla bağlantı kuramayacağınız biçimde değişebilir. Mesela daha önce yapmadığı halde eşyalarını fırlatmaya başlayabilir ya da bir oyuncak için gereksizce tutturabilir. Çoğu kez aile böyle durumlarda bize “çocuğum değişti” diyerek geliyor.

EMDR TERAPİSİ

Bu davranış değişikliğinin sebebi nedir?

Davranışları değişir çünkü yaşadığı korku ve travma çocuğun tolerasyonunu düşürür.

 

Bu tip bir olayda hangi yöntemlerle çalışıyorsunuz?

Kullanacağım yöntemi çocuğun ihtiyacına göre belirliyorum ancak en çok EMDR Terapisi ile ilerliyorum.

 

Nedir EMDR?

EMDR, ‘Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’ olarak Türkçeleştirilen güçlü bir psikoterapi yaklaşımı. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlayan bir terapi yöntemi.

ÖNCE GÜVEN İLİŞKİSİ

Çocuk danışanlarınızla çalışırken süreç nasıl ilerliyor?

Çocuklarla çalışırken, en önemli nokta güven ilişkisi. Bir travma yaşayan çocuklarda güven duygusu oldukça sarsılmış oluyor çünkü yaşadığı travmatik olay karşısında annesi-babası da dahil, kimsenin kendisini koruyamamış olduğunu düşünebiliyor. Çocuğun sizinle yaşadıklarını paylaşması için önce koşulsuz kabul gördüğüne emin olması lazım ki bu bazen 4-5 seans sürebiliyor. Şunu da unutmamak gerekir ki çocuklarla çalışırken seans, çocuk ofisin kapısından girdiği an başlar. Sizi gördüğü an ilişki kurmaya başlanılan andır. İlişki bazen sözsüz iletişimle de kurulabiliyor. Bu süreçte bir yandan annenin hamileliğinden başlayarak çocuğun gelişim öyküsünü çok kapsamlı şekilde öğreniyor ve çocuğu gözlemliyorum. Böylece çocukla ilişki kurma aşamasındayken detaylı bir bilgiye sahip oluyorum. Çocuklar söz konusu olduğunda, hazırlık aşaması çok önemli çünkü EMDR terapisinde bir noktada kişinin zihni yaşadığı anıyı hatırlayıp yansıtabiliyor. Hatırlayamayacağı bir yaşta yaşamış olsa bile… Bu aşamada çocuklar resim çizerek yaşadıklarını ifade ediyorlar. Bu nedenle, EMDR’nin yeniden işleme aşamasına geçmeden önce aynı Yetişkin EMDR terapisinde de olduğu gibi farklı rahatlama teknikleriyle çocuğun stabil, sakin bir durumda olmasını sağlıyoruz ki bu da kimi zaman uzun zaman alabiliyor. Burada en önemli nokta, yaşadığı zorlu durumla baş etmeye çalışırken çocuğu yeterince güçlendirmiş olduğumuzdan emin olmak.

 

Sonraki adım ne?

EMDR’nin bir diğer aşamasına geçmek: Duyarsızlaştırma ve yeniden işleme. EMDR, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma yöntemi olsa da çocuklarda bunu dokunsal uyaranlarla yapıyoruz çünkü yaşları gereği çocukların göz takibi becerisi henüz gelişmemiş olabiliyor. Küçük yaş grubunda eğer çocuk kendisine dokunulmasına izin verirse, dizlerine ve ellerine yaptığımız küçük dokunuşlarla ilerliyoruz. Çocuklar, yaşadıkları durumu biz yetişkinler gibi muhakeme edip dile getirmeyebilirler. Bu sebeple bir şeylerin yolunda gitmediğini davranış değişikliklerinden, uyku-yeme düzenlerindeki değişikliklerden, arkadaş ve aileleriyle kurduğu ilişkilerin farklılaşmasından ve en önemlisi tekrarlı oyunlarından anlarız. Travmaya maruz kalmış çocuklar aynı oyunu tekrar tekrar oynayarak maruziyetlerini göstermek isterler. Bir nevi travmayı dışsallaştırarak üstesinden gelmeye çalışırlar. Seanslar sırasında da duygularını oyun aracılığıyla ya da resim çizerek anlatıyorlar. Sonraki aşamada takip edilen prosedür üzerinden ilerliyoruz. Süreç tamamlandığında çocuk yaşadığı zorlayıcı olayı unutmuş olmuyor fakat yaşadığı travma ona artık eskisi kadar acı vermiyor ve onu zorlamıyor. Böylece ailenin gelme sebebini oluşturan sorunlar da ortadan kalkmış oluyor. Aynı zamanda gelecekte olabilecek benzer durumlarla ilgili de farklı teknikler uyguluyoruz.

ÇABUK SONUÇ ALIYORUZ

Burada aileye düşen görevler var mı?

Elbette… Aileyle ne kadar çok iş birliği yaparsak, sonuca o kadar hızlı ulaşıyoruz. Amacımız, terapide kazanılan becerileri günlük hayata da entegre etmek. Aile seanslara katılabiliyor ve evde yapmaları gereken görevler de var.

 

Peki, bu seanslar ne zaman etkisini göstermeye başlıyor?

Çocukların beynindeki nöral bağlantılar yetişkinlere göre çok daha kısa olduğu için duyarsızlaştırmaya da çok daha kısa sürede tepki veriyorlar. Zaten duyarsızlaştıktan sonra da semptomların çoğu ortadan kalkıyor. Bu terapinin bir iyi tarafı da çocuğun travmalarla baş etme becerisini geliştiriyor olması. Sonraki yaşantısında öğrendiklerini kendi kendine uygulayabilir ya da ailesi ona bu konuda destek verebilir.

 

Nergis Hanım, travmalar dışında, aileler çocuklarıyla ilgili olarak en çok hangi konuda sorun yaşıyor?

En sık duyduğum cümleler şunlar: “Çocuğum beni dinlemiyor, çok sinirli, kural tanımıyor, sınır koyamıyoruz, tableti, telefonu elinden alamıyoruz.”

 

Bu sorunlar neden yaşanıyor?

Aileden aileye değişmekle birlikte, bence en büyük sebep ailelerin aşırı korumacı tutumu ve ‘ben bunları yaşayamadım, çocuğum yaşasın, bütün imkânlardan yararlansın’ düşüncesiyle çocuğa sınırsız özgürlük ve tolerans tanınması. Oysa bu uygun olmayan bir bakış açısı çünkü çocuklar kendi sınırlarını belirleyemezler; sınırları olmadığında da mutsuz olurlar. Aileler kimi zaman, çocuklarını belli konularda sınırladığında ya da herhangi bir konuda ‘hayır’ dediğinde kendilerini çocuğun alanına müdahale etmiş gibi hissettiklerini aktarıyorlar. Aslında, bir çocuğa yapılabilecek en büyük iyilik ona ‘sağlıklı sınır’ oluşturmaktır.

MUTLAKA SINIR KONULMALI

Sağlıklı sınır nedir?

Tutarlı ve kararlı sınırlar çizen bir ebeveynlik tutumu diyebiliriz. Sınır koymak, çocuğa karşı çok sert, otoriter ya da aşırı disiplinli davranmak, hiçbir istediğini yapmamak demek değil. Bir gün “evet” dediğinize yarın “hayır” demeyerek başlayabilirsiniz. Örneğin, bir çocuk oyuncak sepetinin nerede duracağına veya o gün ne giyeceğine ya da öğle yemeğinde ne yiyeceğine kendisi karar verebilir. Ama hayatını sadece hamburger yiyerek geçirmesine, kar yağarken sokakta atletle gezmesine seyirci kalınamaz. Dolayısıyla çocuğun sınırlarını belirlemek ebeveyn için bir seçenek değil, sorumluluktur. Aileler, çocuğunun her istediğini yapıp sağlıklı sınırlar oluşturamadığında  çocuklar zor mutlu olan, hayattan keyif almayan tatminsiz bir hale gelebiliyor; sonra aile “Her istediğiniz yapıyoruz yine de mutlu olmuyor” diyerek problemin sorumluluğunu da çocuklara yükleyebiliyor. Bu anlamda çocuğa hiçbir sınır konulmaması, bir anlamda çocuğun ihmal edildiği anlamına gelir, küçük bir çocuğun omuzuna bu yükü yüklemeye kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.

 

Peki, ailenin tutumu değişirse, çocuğun davranışları da değişir mi?

Elbette, her çocuğun doğuştan gelen bir mizacı var. Hatta bir araştırmaya göre aynı genetik miras gibi çocuklar 400’den fazla psikolojik alt yapıyla doğuyor. Fakat bu durum aile ve çevre faktörünün çocuk üzerinde ne kadar etkili olduğu gerçeğini değiştirmez. Dolayısıyla her şeyi doğru yaptığınızı düşünseniz bile o tutum çocuğunuz için doğru bir yaklaşım olmayabilir, işe yaramayabilir. Aileler, özellikle ani gelişen olaylar karşısında çocuklarına nasıl davranacaklarını, onları nasıl yönlendireceklerini bilemeyebilirler. Biz çocuğun kendi başına bir birey olduğunu unutmadan, önce kendi bakış açımızı ve tutumumuzu değiştirerek, onu doğruya yönlendirebiliriz. Her çocuk kendi varoluşuyla biricik ve özel. Bu yüzden çocuğu kendi özelinde değerlendirmek de çok önemli. Bireysel terapi desteğini bu anlamda çok gerekli buluyorum.

 

Adres: Yenişehir, Cici Plaza, Şehit Ender Güven Sok. No:51 Kat:3 Daire:8 İzmit/Kocaeli

Telefon: 0552 177 02 41

Instagram: @novapsikolojiizmit

Web: www.novapsikolojiizmit.com

NASIL ARANDI: #nova psikoloji # psikolog # emdr # sağlık # psikoloji # izmit

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.