Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
45 yaşındayım, 25 yıllık evliyim ve ikiz çocuk annesiyim. CK Pilates Salonu’nun kurucusuyum. Lise mezunuyum, bunun yanı sıra birçok özel kurumdan medikal pilates başta olmak üzere, sporun farklı alanlarında eğitim aldım, halen TCF’den eğitim almaya devam ediyorum. Bu yıl, spor yönetimi alanında lisans eğitimi almayı planlıyorum.
İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?
Psikolojik olarak zor bir süreçten geçtiğim bir dönemde düzenli olarak spor yapmak iyileşmeme fazlasıyla yardımcı oldu. Bununla beraber spora duyduğum sevgi, vücuduma olan etkisi ve ilgim de profesyonel olarak bu işi yapmak istememe neden oldu. Bu doğrultuda yola çıkıp çeşitli eğitimler, sertifikalar aldım. Farklı pek çok salonda çalıştıktan sonra asıl istediğim şeyin daha farklı olduğuna karar verdim ve eşimin de desteğiyle 2019 yılında kendi pilates salonumu açtım. 8 yıldır eğitmenlik yapıyorum. Söylediğim gibi bu mesleğe atılmamın sebebi sporu çok seviyor olmamdı. Sporu bedenen ve ruhen doğru yaptığınızda, gerçekten ortaya yeni bir ‘sen’ çıkıyor. Bunu ilk önce kendimde deneyimledim, öğrendim ve öğrendiğimi öğretmeye başladım.
Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?
Farklı yerlerde çalışarak, sonra kendi işimi kurarak ve yürüterek çok fazla deneyim sahibi oldum. Bir insanın hayatına olumlu yönde dokunuşlarda bulunduğumda; günbegün ortaya çıkan değişimlerin, bu değişimlerin kişilerde yarattığı mutluluğun ve aldığım tepkilerin hayatıma etkisini gördüm. Çok sevdim insanlara iyi gelmeyi, onları iyi etmeyi. İşimi sadece gelir kaynağı olarak değil, hobi olarak yapmak benim en büyük motivasyonum oldu. Gelir kaygım yoktu, önem verdiğim insanların sağlığı, mutluluğuydu. Hizmet ettiğim amaç daha mühimdi ve meyvelerini de her bir güler yüzde alıyordum. Benim gözlerimdeki enerji, müşterilerime de enerji verdi. Yaptığım işin kalitesi arttı, sevgimden hiçbir şey eksilmedi.
Sizce başarının altın anahtarı nedir?
Kesinlikle öğrenmeye olabildiğince açık olmak ve yaptığınız işi sevmek, aşk ile yapmak. Başarılı olmamın ve kariyer basamaklarını adım adım tırmanabilmemin sebebi tamamen istemek ve çok sevmekti. Sürekli öğrenmek, bilgiye bilgi katmak, bunun yanında temas ettiğiniz her bir kişiyi önemsemek. Tüm bunlar başarının kapılarını sonuna kadar açıyor.
Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Kadınların iş hayatında yaşadığı en büyük sorunlardan birisi, şüphesiz ataerkil düzene ve cinsiyet ayrımına dayalı haksız muameleler. “Kadın dediğin evinde oturur, elinin hamuru ile erkek işine karışmaz, kadın iş hayatında başarılı olamaz, güçsüzdür, hassastır” gibi birbirinden saçma ama ne yazık ki toplumun geniş bir kesimine işlemiş bazı düşünceler. Bunun yanında yine kadınlara pek çok alanda aynı düşüncelerle iş verilmemesi yahut erkeğe oranla daha az maaş verilmesi. Ben de kendi adıma bu sorunla baş etmek için çabalıyorum. Kendimi eğitimlerle olabildiğince donatıyor, geliştiriyorum. İşimi en iyi şekilde yapıyorum. ‘Yapamazsın’larla bastırılmaya çalışılan kadınlara pek de güzel yapılabileceğine dair örnek oluşturmaya çalışıyorum. Her iş kadınının bu doğrultuda ilerleyerek bir şeyleri değiştirebileceğine inanıyorum ve bunu bir sorumluluk olarak görüyorum.
İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Cumhuriyete özgürlüğü borçluyum. En temeli olan seçme/seçilme hakkından itibaren bana sağladığı her bir hak ile özgürleşen hayatımı borçluyum. Kendi işimi yapabiliyor olmayı, kendi ayaklarım üzerinde durabiliyor olmayı, kendi hayatımın iplerini elimde tutabiliyor olmayı borçluyum. Bunlar için şansım olabilmesini borçluyum ve her kadının da hem kendi adına hem de tüm hemcinsleri adına bu borcu sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?
Sanıyorum ki her türlü seçme hakkı. Bu sadece siyaset meselesi olarak değerlendirilmemeli. Bir kadının eğitimini, eşini, işini, inancını, yaşam ve giyim tarzını, kısacası hayatıyla ilgili her konuyu yalnızca kendisinin kontrol edebilmesi… Bu gerçek özgürlüktür. En temelde bunu sağlayan da seçme hakkıdır. Cumhuriyet, kadına tam da olması gerektiği gibi bir birey olarak yaşayabilme imkanı sunmuştur. Kadını erkeğin egemenliği altında olmaktan çıkarıp özgürleştirmiştir.
’Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?
Bir noktadan çıkan onlarca ip ve tam karşısında her biri kendi hayatının ipini elinde tutan kadınlar. Kimisi ev hanımı, kimisi iş kadını, kimisi tesettürlü, kimisi tesettürsüz, kimi evli, kimi bekar, kimi çocuklu kimisi ise kedi besliyor. Neticede konu ne yaptıkları yahut nasıl yaşadıkları değil, her birinin kendi iradesiyle seçebiliyor olması. Her ne istiyorlarsa onu yapabilecek güçte olmaları.
Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?
“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Bu coğrafya üzerindeki her bir kadın hak ettiği saygıyı görene, baskılanmayana, itilip kakılmayana dek Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüne tutunacağım/tutunacağız.
NASIL ARANDI: #cemile kalyoncu # ck pilates # 8 mart dünya kadınlar günü # cumhuriyet # atatürk