Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
İletişim fakültesi mezunuyum ancak okulu bitirdiğim günden beri aklımda farklı bir şeyler yapmak vardı. Evlenip İzmit’e yerleştikten sonra eşim ve çocuklarım yol arkadaşım oldu. Bu yolculukta da şehrin ilk çocuk kafesini kurarak hayallerim için ilk adımı atmış oldum.
İş hayatına nasıl ve ne zaman atıldınız?
Aslında iletişim fakültesinde okurken daha çok basın-yayın işleri içerisinde yer almak istiyordum. İlk iş deneyimim de özel bir gazetede haber yazmak üzerineydi. Bununla beraber, daha sonra objektif yayıncılığın zorlaştığını ve bir noktada etik değerlerime uymadığını anlayarak iş hayatındaki rotamı değiştirmeye karar verdim. Kısa bir dönem aile şirketimizde ithalat ve ihracat müdürü olarak görev aldım. Bu sırada ilk çocuğumu dünyaya getirdim ve hayatım tamamen değişti. Anne olmak bana bambaşka bir ufuk açtı ve tecrübe oldu. İşte tam o sıralarda Miel FIO’nun temel taşları zihnimde oturdu ve hızlıca yol almaya başladım. Daha sonrasında ise doğru mekan, doğru zaman ve iyi bir ekip birleştiğinde Miel FIO’yu hayata geçirdim.
Kariyer basamaklarını tırmanırken, itici gücünüz neydi?
Çok net olarak ifade edebilirim bunu. “inanmak” benim en büyük motivasyonum. Yaptığınız iş ne olursa olsun, ilk olarak siz inanmalısınız. Kendinize, işinize, fikrinize güvenmeli ve yalnızca hedefe odaklanarak ilerlemelisiniz.
Sizce başarının altın anahtarı nedir?
Başarının tanımı herkes için farklıdır. Bundan dolayı bir genelleme yapmayı çok doğru bulmuyorum. Her işin kendine ait farklı dinamikleri oluyor ama kendi işletmemle ilgili olarak, başarılı olmak için çabalama sürecimde şunlara dikkat ettiğimi söyleyebilirim: Daha iyisini yapmak için durmadan çabalamak, başarıya ulaşana kadar kimseye planlarından bahsetmemek.
Kadınların iş hayatında yaşadığı en temel sorun nedir? Siz bu sorunları aşmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?
Saygılı bir iletişimin yaşanan sorunları tamamen çözmeyeceğini bilsem de en aza indirebileceğini düşünüyorum. Hizmet sektörü zaten kadın için de erkek için de zor bir sektör ve hiç bitmeyecek bir alan. Olumsuzluklar üzerine yoğunlaşmak motivasyonumuzu düşürebilir. Bundan dolayı ben olaylara daha geniş bir çerçeveden bakarak olumlu olan kısımlara odaklanmaya çalışıyorum. Bu da olumsuz faktörlerin üzerinde durmamamı, sadece iyiye odaklanmamı sağlıyor.
İş hayatının içerisinde bir kadın olarak, cumhuriyete neler borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Cumhuriyet, sadece iş hayatında değil, hayatın her alanında kadının yerini sağlamlaştırmış, varlığını kıymetli kılmıştır. Hayallerimizi gerçekleştirebilmeyi, özgürce kendimizi ifade edebilmeyi, yaşamın her alanında var olmayı cumhuriyetimize ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.
Cumhuriyetin size tanıdığı en büyük özgürlük nedir?
Şüphesiz, Mustafa Kemal Atatürk ve kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin biz kadınlara olan bakış açısı her zaman eşit ve özgürlükçü bir yaklaşımı benimsedi. Eşit eğitim hakları, seçme ve seçilme hakkı, toplumun her alanında cinsiyet gözetmeksizin varlığını sürdürebilme ve çok daha fazlası... Biz de mavi gözlü bir çocuğun kurduğu o hayallerin bir parçasıyız, bugünü ve yarını cumhuriyetimize borçluyuz. Bundan dolayı da her zaman daha iyisi için yorulmadan çabalıyoruz. Şunu da eklemek isterim, bir kitapta şöyle geçer:
“Cehaletin tek korkusu kadındır çünkü kadın öğrenirse çocuklarına da öğretir.”
’Cumhuriyet kadını’ denilince, gözünüzde canlanan fotoğrafı birkaç cümleyle tarif eder misiniz?
Cumhuriyet kadınını bir fotoğrafla sınırlayamıyorum zihnimde. Kimi sahnede ışıldar, kimi mutfakta harika işler çıkarır, kimi iş hayatında emin adımlarla ilerler, kimi de bu ülke için bir evlat yetiştirir. Belki net bir fotoğraf anlatamam size ama rengarenk bir tablo geliyor gözümün önüne, kadın kadar coşkulu ve özgür.
Atatürk’ün kadınlarla ilgili söylediği en sevdiğiniz söz hangisi?
Atatürk’ün “Şuna inanmak gerekir ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” sözünü çok severim.
NASIL ARANDI: #çağla keskin # 8 mart dünya kadınlar günü # cumhuriyet # atatürk