Bilge’nin Penceresi’ne tekrar hoş geldiniz. Bu hafta köşemde çok özel bir konuğu ağırladım. O, Türkiye’nin, ‘Bambi’ lakaplı balerini. Dans hayatına klasik bale ile başlayan; bu alanda sayısız başarıya imza atan; daha sonra doğu ve batı kültürünü sentezleyerek sanat hayatına oryantal dansla devam eden ve kendi stilini yaratan Burçin Orhon, bu haftaki konuğum. Yazdıklarım, onun sadece sanatçı kişiliğini anlatan özellikler… Fakat o çok samimi, sevecen ve en önemlisi olduğu gibi görünen çok değerli bir sanatçı. O zaman sizi fazla bekletmeden Burçin Orhon ile yaptığımız söyleşiye geçelim.
İstanbul’da doğdum. İki buçuk yaşında bale yapmak istemişim ancak yaşım tutmadığı için ailem bir sene bekleyip, beni üç buçuk yaşındayken Yıldız Alpar okulunda baleye başlattı. Orada altı sene eğitim aldıktan sonra dokuz yaşındayken Ankara Devlet Konservatuvarı’na girdim. Dokuz sene sonra da mezun olup İstanbul Devlet Balesi’nde beş sene balerin olarak görev yaptım. Bu süre içinde tam on üç müzikalde dansçı olarak görev aldım; reklam ve sinema filmlerinde oynadım. Ayrıca, rol al aldığım birçok televizyon dizisi oldu.
‘Bambi’ lakabını bana usta oyuncu, sevgili Ayten Gökçer verdi. Bacaklarımın uzunluğu ve büyük gözlerimle, beni ceylana benzettiği için…
Dans, ilk zamanlardan beri insanların kendilerini ifade etmek için dini inançlarıyla beraber kullandıkları bir yöntem olmuş. Müzikle hareket etmek, endorfin ve seratonin salgılanmasına neden olur; ayrıca dans ederken beynin tamamı, yaptığı işe odaklandığından tam bir konsantrasyon oluşur. Beyin dinlenince mutluluk duyulur. Bu sebeple eski zamanlarda dans, dualarda kullanılmıştır.
Balenin yeni nesil için şart olduğunu düşünüyorum çünkü artık çocuklar aktif oyunların hiçbirini oynamıyor. Sürekli bilgisayar ya da cep telefonuyla meşguller. Omurgayı tutan adaleler hiç çalışmıyor. Bu nedenle yeni nesil, ileride büyük sorunlar yaşayacak. Bale, çocukların pilatesidir. Ayrıca matematik zekâsını geliştirir. Disipline eder, koordinasyon kazandırır ve spor yapma alışkanlığı edinmesini sağlar.
Dans, yetenektir. Çalışarak belli bir yere gelinebilir ancak ilerlenemez. Dans etmek için birçok unsur bir araya gelmelidir. Esneklik, zarafet, fizik, kondisyon, fiziki uygunluk, ritim kulağı vs. Dansta, çalışarak belli bir yere gelinebilir, ancak sadece yetenekle de hiç çalışmadan dansçı olunamaz.
Ülkemizde dans ne yazık ki çok geride. Bale için elden gelen yapılıyorsa da olanaklar kısıtlı. Yeteri kadar önem verilmiyor. Dikkat edersen Altın Kelebek Ödülleri’nde ‘dans’ diye bir kategori yok. Koskoca bir sanat dalı görmezden gelinmiş. İnsanlar da gerekli disipline sahip değil. Bana derse gelenler, ‘Üç ayda öğrenir miyim?’ diye soruyor. Üç ayda öğrenilse, ben niye dokuz sene konservatuvar okuyayım.
Evet, Süheyl ile aynı sahnede çalıştık, çok da keyifliydi ama tiyatro benim işim değil.
Pek sanmıyorum… Her zaman kötü bir piyasaydı, şimdi hepten berbattır. Ben, miniklere spor yaptırarak mutluyum.
Birçok meslek para kazanmak için yapılır fakat sanat çok farklıdır. Kişiler sadece maddiyata dayanırsa ve o yetenek yoksa istenilen kalite de olmaz diye düşünüyorum. Sanatla para kazanmaya gelince… Ben şuna inanırım: En iyisini yap, para kazanırsın zaten. Parasız hiçbir şey olmaz.
Bir kadın için en önemli şey kendi ayakları üzerinde durmasıdır. Kadın, ancak o zaman onurlu bir yaşam sürebilir. Yaptığı iş önemli değildir. İster gündelik bir iş ister çok prestijli bir iş olsun. Çalışmanın bir derecesi yoktur ve herkes çalışabilir. Çalışan ve kendine bakabilen kadın kimseye boyun eğmez ve fikirlerini özgürce savunabilir. Kendi olabilir.
Vazgeçmemek ama yeri gelince tam anlamıyla vazgeçmek ve yalan söylememek. Yalan söylemememin sebebi iyi insan olmam değil. Sadece hiç kimseyi yalan söyleyecek kadar, kendimi sıkıntıya sokacak kadar üst seviyede görmüyorum. Ben doğruyu söylerim, beğenmeyen benimle görüşmez.
Hayatımı anlatan bir kitap yazıyorum ama hayatımın ne kadarı yazılabilir bilemem. Hayatta olan ünlülerle anekdotlar var. Alınabilirler.
Boş zamanlarımda kitap okurum, örgü örerim, evimle uğraşırım, dikiş dikerim.
NASIL ARANDI: #Bilge Çolak # Burçin Orhon # röportaj # bale # sanat # dans # müzik # çocuk dansları # dans eğitimi # bale eğitimi #
burçin orhon danslara devamet sin