29-03-2024 00:38

Bireysel sağlık yönetimi için: Dr. Ceren Atan

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 03/04/2023
Dr. Ceren Atan, yeni açtığı kliniğinde akupunkturdan hacamat tedavisine, ozon tedavisinden mezoterapiye kadar pek çok geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemini kullanarak bütünsel bir yaklaşımla hastalarını şifalandırıyor
.stripslashes($urun->baslik).

İş yeri hekimliği yaptığı sırada hastalarına daha fazla yardımcı olabilmek için geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini araştıran, bu yönde eğitimler almaya başlayan Dr. Ceren Atan, GETAT uygulamalarından başarılı sonuçlar aldıkça daha fazla kişiyi şifalandırabilmek için kendi kliniğini açtı. Dr. Ceren Atan, kısa bir süre önce açtığı klinikte ağırlıklı olarak akupunktur yapıyor, hastalarının ihtiyacına göre ozon tedavisinden hacamata, mezoterapiye kadar GETAT yöntemlerinden yararlanıyor. Özellikle zayıflamak, sigarayı bırakmak, gençleşmek ve hayat kalitenizi düşüren ağrılardan kurtulmak istiyorsanız, Dr. Ceren Atan’ın sahibi olduğu kliniğe uğramalısınız.

Ceren Hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1989 Manisa doğumluyum. Üniversite eğitimim için 2007 yılında Kocaeli’ye geldim, 2013 yılında tıp fakültesinden mezun oldum. Mecburi hizmetimi Kocaeli Devlet Hastanesi’nde yaptım. 5 yıl burada çalıştıktan sonra nöroloji dalında uzmanlık eğitimine başladım ancak bu branşın bana göre olmadığını anlayıp, acil hekimliğine geri döndüm. Sonrasında istifa edip özel sektöre geçtim, 5 yıl otomotiv sektöründe iş yeri hekimliği yaptım. Birkaç aydır da kendi kliniğimde hizmet veriyorum.

 

Kendi kliniğinizi açmaya nasıl karar verdiniz?

İş yeri hekimliği yaptığım fabrika bant sistemiyle çalışan, çalışanların sürekli tekrarlayan hareketler yaptığı bir yerdi. Bel ya da boyun ağrısı şikayetiyle gelen çalışanlar ilaç kullanıyor, fizik tedavi görüyor ancak çalışma saatleri içinde aynı hareketleri tekrarladıkları için bir türlü iyileşemiyordu. Ağrıları ve şikayetleri devam ediyordu, bir çeşit kısır döngü içindeydik. İş yeri hekimliği, acil hekimliğinden farklıdır. Acil hekimliğinde hastayı bir-iki saat görür, ilk tedavisini yapar, ön tanısını koyar ve ilgili uzman hekime yönlendirirsiniz. Sonrasını bilmezsiniz ancak iş yeri hekimliğinde hastayla sürekli birliktesinizdir, geçirdiği süreçleri bilir ve birlikte yönetirsiniz. Durum böyle olunca ‘hastalarıma nasıl daha fazla faydalı olabilirim’ diye araştırma yapmaya başladım. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinden yararlanabileceğimi düşündüm ve bu konuda eğitimler almaya başladım. Aldığım eğitimler sonrasında bu yöntemleri hastalarıma hem önerdim hem de uygulamalarını yaptım. Aldığım başarılı sonuçlar beni daha da motive etti ve tedaviyi kolaylaştıran, hastanın yaşam kalitesini artıran bu yöntemler üzerine eğilmeye karar verdim, yoğun bir eğitim sürecine girdim. Sonrasında da kendi adımı taşıyan kliniğimi açmaya karar verdim. Eğitim süreçlerim halen yoğun bir şekilde devam ediyor.

HASTALAR YORULDU

Son yıllarda geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine ilgi bir hayli arttı, sizce bunun nedeni nedir?

İnsanlar, daha doğrusu hastalar yoruldu, artık hiç kimse uzun süreli ilaç kullanmak istemiyor. Hastalar ‘ilaç kullanmak yerine ne yapabiliriz’ diye arayışa girince, hekimler de bu talebe yanıt verdi diyebiliriz. Zaman içinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemleriyle ilgili bilimsel çalışmalar da artıp, bu yöntemler rüştünü ispat edince, bu yönde eğitim alıp çalışma yapan hekim sayısı da arttı. Burada açıklığa kavuşturmamız gereken bir nokta var, yaptığımız alternatif tıp değil, geleneksel ve tamamlayıcı tıp. Ben hastalarıma hep aynı şeyi söylüyorum: “Tedavinize devam edin, biz geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemleriyle bu tedaviyi destekleyelim, şikayetlerin azalmasını sağlayalım.” Ama maalesef hemen ilaçtan kurtulmak isteyen, bir kere akupunktur yaptırarak iyileşeceğini düşünen hasta sayısı oldukça fazla. Ancak unutmamak gerekir; özellikle kronik hastalıklar bir günde oluşmadığı için onları bir kerede düzeltebilecek bir sihirli değnek yok. Kronik hastalıkların tedavi süreçleri sabır ve iş birliği ister.

 

Kliniğinizde hangi hizmetleri veriyorsunuz?

Kliniğimizde ağırlıklı olarak akupunktur, ozon tedavisi, hacamat ve mezoterapi tedavileri gerçekleştiriyoruz. Akupunkturla zayıflama, sigara bırakma, migren, fibromiyalji, bel-boyun ağrılarında gözle görülür fayda sağlıyoruz. Ayrıca uykusuzlukta çok etkin sonuçlar alıyoruz. Hastalarımın yakınmaları azalıp, onlar mutlu oldukça benim de motivasyonum artıyor.

 

AĞRILAR ÜZERİNDE ETKİLİ

Hacamat için bir detoks yöntemi diyorsunuz.

Evet, hacamat bir detoks yöntemidir. Vücut, toksinleri cilt altında biriktirir, terleyerek ya da başka yöntemlerle atar. Hacamat, cilt altında birikmiş toksinleri atmaya yarayan bir yöntem. Bunu akupunkturla desteklediğimizde çift etki alıyoruz, detoks etkisini de arttırmış oluyoruz.

 

Hacamat herkese yapılır mı?

Herkese yapılmaz, öncesinde hastayı muayene etmek, sağlık geçmişini öğrenmek, kansızlığı ya da başka rahatsızlığı var mı bilmek gerekir. Şuna çok rastlıyoruz: “Kendimi yorgun hissediyorum, halsizliğim var, bir hacamat yaptırayım.” Bu doğru değil. Belki hastanın kan değerleri çok düşük, belki kanamayla ilgili bir rahatsızlığı söz konusu ya da başka bir hastalığı var. Bu durumlarda hacamat yapılmayabilir. Biz genel bir değerlendirme yaptıktan sonra son altı ay içinde yapılmış tahlilleri inceliyor, günlük yaşantısıyla ilgili bilgi ediniyor, sonrasında karar veriyoruz.

 

Hacamatın faydaları nelerdir?

Yapıldığı noktaya göre değişkenlik gösteriyor. Daha önce de bahsettiğim gibi detoks etkisi var, ayrıca sırt ve boyun ağrıları olan hastalarda da iyi sonuçlar alıyoruz. Bazı hastalar uykusuzluk ve baş ağrılarına da çok iyi geldiğini söylüyor. Genelde ağrılar üzerinde etkili.

 

Tek seans yeterli midir?

Sağlıklı kişiler senede iki defa, mevsim geçişlerinde yaptırabilir. Belli bir rahatsızlık için hacamat yapılan hastalarda ise ayda bir tekrarlamak gerekebilir. Kişi “Tamam, ben iyiyim” diyene kadar yapılabilir.

UYKUSUZLUĞA İYİ GELİYOR

Biraz da ozon tedavisinden bahseder misiniz? İsteyen herkese uygulanabiliyor mu?

Ozon tedavisinde hastanın mevcut sağlık durumu ve geçmiş sağlık öyküsü bizim için önemli. Hastayı muayene edip daha önce yaptırmış olduğu kan tahlillerini inceliyor, ona göre karar veriyoruz. Yaptığımız ön değerlendirmede herhangi bir engel yoksa ozon tedavisi uyguluyoruz.

 

Ozon tedavisinin faydaları nelerdir?

Burada öncelikle ozon tedavisinin ne olduğundan kısaca bahsetmem gerekir. Ozon gazı aslında toksik bir gazdır ancak kan ile karşılaştığı anda birtakım maddeler (metabolit) oluşturur ve kana geçtiğinde artık ortamda ozon gazı diye bir şey kalmaz. Ozonun esas etkisini bu maddeler vücudun antioksidan sistemini uyararak meydana getirir. Uyarılan antioksidan sistem de kişinin hastalıklara karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.  Yani aslında ozon tedavisinde vücudun tamamen kendi antioksidan sistem potansiyelini kullanıyoruz. Tabir-i caizse uyuyan bu sistemi küçük bir uyarıyla aktive ediyoruz. Ozon tedavi; kronik yorgunluğun azaltılmasında ve uykusuzlukta çok etkili. Sporcularda performansı artırıyor. Cildi güzelleştiriyor ve saç dökülmelerini azaltıyor. Vücudun kendi potansiyelini kullandığınız için vücutta aklınıza gelebilecek her şeyi iyileştiriyor aslında.

 

Biraz da mezoterapiden bahsedelim. Faydaları nelerdir?

Mezoterapi, küçük iğnelerle cilt altına ilaç verilmesi işlemidir. Ben kliniğimde daha çok cilt için faydalı vitamin ve mineralleri içeren gençlik aşısı yapıyorum. Cildi güzelleştirmek ve gençleştirmek için mezoterapi yönteminden yararlanıyorum. Gençlik aşısı cildi canlandırıyor ve yüzde daha genç ve parlak bir görüntü sağlıyor.

ZAYIFLAMAK İSTEYENLERE…

Kliniğinizde ağırlıklı olarak akupunktur yaptığınızı biliyoruz. Akupunktur nedir, niçin yapılıyor, ne gibi faydalar sağlıyor?

Akupunktur o kadar geniş bir alanda kullanılıyor ki eğitimini alırken yeniden bir fakülte okuyor gibi hissetmiştim. Akupunktur; vücuttaki belli noktalara iğneyle uyarı vermek suretiyle hastalıkları iyileştiren bir tedavi yöntemi. Birkaç çeşit akupunktur var. Kulak akupunkturu en çok bilinenler arasında. Zayıflamada, sigarayı bırakmada en sık kullanılan yöntem. Bir de kafa akupunkturu var. Ben en çok bu ikisini kullanıyorum.

Kulak akupunkturunda; kulakta bir takım refleks noktaları var. Biz elimizdeki cihazla kulağı tarayarak kişinin vücudundaki problemli yerleri tespit edebiliyoruz. O noktalarda elektriksel akım değişiyor ve cihaz bu değişikliği algılıyor. Sıkıntı tam olarak nedir onu söyleyemem ama ‘o bölgeye baktırın’ diyebilirim.

Kulak akupunkturunu zayıflamak ya da sigarayı bırakmak isteyen hastalarımızda yoğun olarak kullanıyoruz. Kişinin kulağına kalıcı iğne takıyoruz, bu iğneler bir hafta ila on gün arası kalıyor. Kaldığı süre boyunca ilgili alana ve beyne sürekli uyarı gönderiyor. Aslında elimizde sihirli bir değnek yok, vücudun kendi potansiyelini kullanıyoruz. Biz sadece doğru yere doğru uyarıyı gönderiyoruz.

Kafa akupunkturu da kulak ile benzer mekanizmayla çalışıyor. Daha çok fibromiyaljide işe yarıyor. Kas iskelet sistemi ağrılarında, boyun ve sırt ağrılarında da oldukça etkili. Bir de vücut akupunkturu var, biraz daha enerji dengeleme üzerine. Uykusuzluk problemi yaşayan hastalarda bilhassa onu kullanıyoruz.

 

Güçlü bir bağışıklık sistemi için glutatyon ve C vitamini takviyesi de yapıyorsunuz, değil mi?

Evet, hastalarımızın talebine göre bu uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Pandemi sürecinde bu tarz tedavilerin popülaritesi arttı. Glutatyon zaten vücutta bulunan antioksidan bir madde ama günümüzdeki karşı karşıya kaldığımız toksin maruziyeti nedeniyle yeterli olmayabiliyor. O yüzden dışarıdan takviye etmek gerekiyor. C vitamini de aynı şekilde. Bilhassa sigara kullananların C vitamini takviyesi almasında fayda var. Bunlar bağışıklığı destekleyen tedaviler. Kişiyi daha dinç, daha zinde kılıyor, daha iyi hissettiriyor. Bunlara tek başına tedavi demek de doğru olmayabilir, yardımcı tıbbi uygulamalar diyebiliriz.

 

FONKSİYONEL TIP

Kliniğinizde mevcut tedavilere ek olarak farklı uygulamalar yapmayı da düşünüyor musunuz?

Şu an fonksiyonel tıpla ilgili eğitimler alıyorum. Fonksiyonel tıp aslında tıbbın kendisi, hastaya daha bütüncül bakmayı öğretiyor. Diyelim ki kliniğe geldiniz ve ‘şekerim var’ dediniz. Fonksiyonel tıpta, problemin kaynağını bulmak üzerine çalışılıyor. Vücutta bir şeyler ters gitmiş ki siz şeker hastası olmuşsunuz. Burada neyin ters gittiğini bulup ona göre bir tedavi yöntemi belirlemek gerekiyor. Eğitimimi tamamladıktan sonra hastalarıma bu yönde de destek sağlamış olacağım. Bu süreçte hastalarımıza çeşitli sağlıklı yaşam önerilerinde de bulunuyoruz tabii ki. Hastanın rahatsızlığına göre beslenmesi ve uyku düzenine yönelik önerilerimiz oluyor.

 

Son olarak geleceğe dair hedeflerinizi öğrenmek isteriz?

Kliniğimi sağlıklı yaşam merkezine dönüştürmek istiyorum. Kişi buraya geldiğinde hem tedavisini olsun hem de diyetisyen, yaşam koçu ya da spor hocasından destek alsın. Hepsini bir çatı altında toplayacak bir merkez haline dönüştürmek istiyorum.

 

Yenişehir Mahallesi, Dönmez Sokak, Birlik İş Merkezi, Kat: 3, No: 8

Tel: 0 545 562 11 41

Instagram: dr.cerenatan

NASIL ARANDI: #dr. ceren atan # akupunktur # hacamat # ozon tedavisi # sağlık # tamamlayıcı tıp # geleneksel tıp # kocaeli life

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.