Türk futbol tarihinin efsane takımlarından biri olmuş, üç büyüklere kafa tutmuş, şampiyonluklarını kupalarla taçlandırmış olan Kocaelispor, bu kentte yaşayan herkes için bir futbol takımı olmaktan öte bir anlam taşır.
Yıllardır yaşadığı talihsizlikler silsilesinin ardından Bölgesel Amatör Lig’e kadar düşmüş, bir dönem boş tribünlere top oynamış olsa da Kocaelispor, gerçek taraftarı tarafından asla unutulmamış, terk edilmemiştir.
***
Bahri Yavuz başkanlığındaki Kocaelispor yönetiminin doğru tespitleri ve yerinde kararlarıyla itibarını kısa sürede geri kazanan takım, son iki sezonda deyim yerindeyse küllerinden doğdu.
Benimsenen ‘halkın takımı’ mottosunun, adeta viral bir etki yaratarak tüm kenti kaplaması, İsmet Paşa Stadı’nın yeniden dolup taşmasına, üst üste seyirci rekorları kırılmasına sebep oldu.
Tribünlerdeki kadın ve çocuk sayısı giderek artarken, özellikle son aylarda Kocaelispor’un maçlarına gitmek, ailecek yapılabilecek bir hafta sonu aktivitesi haline geldi.
‘Salıncaktan düştü diye parka küser mi çocuk’ sloganıyla, kadın-erkek, yaşlı-genç, çoluk-çocuk binlerce kişiyi tribünlerle yeniden barıştıran Başkan Bahri Yavuz ile bu başarının sırrını konuştur.
Bahri Bey, 20 bin kişi neden İsmet Paşa’da?
Kravatla değil atkıyla, parasıyla değil aşkıyla... İşte, bu yüzden İsmet Paşa’dalar. Son 5-6 yıldır yaşanan travmaya bir son vermek için, başarı için buradalar... Kocaelispor, halkın takımı olduğu için, artık takımla ilgili bir ümitleri olduğu için buradalar... Bu işi sevgiyle yaptığımıza, samimiyetimize inandıkları için buradalar.
Bu kadar büyük bir sinerjiyi yaratmak için ne yaptınız?
Samimi olduk, insanlara dokunduk ve isteyen herkesin bize ulaşabileceği bir noktada durduk. Bizim dokunduğumuz, mücadelemizi ve verdiğimiz emeği gören insanlar da kendi etrafındaki diğer insanlara dokundu. Anlayacağınız bu oluşum, suya atılan taşın yarattığı halkalar gibi büyüdü. Tabii burada örnek tribün olmamızın da çok etkisi var.
Gerçekten de uzun süredir tribünde küfür duymuyoruz...
Küfürden daha önemlisi, insanlardaki ‘maçta kavga çıkar’ korkusuydu. Şu anda kimsede buna dair en ufak bir endişe yok. Kent insanı için Kocaelispor maçları, ailece bir arada olunabilecek bir hafta sonu aktivitesi haline geldi. Bence, şu anda bu kentin en büyük eğlencesi, Kocaelispor. Hatta, bir taraftarımız geçen gün sosyal medyadaki bir paylaşımımızın altına, ‘ben bu hafta maça gelemedim ama eşimi gönderdim’ diye yorum yapmış.
ŞEHİR İSTEMESE OLMAZDI
Gerçekten de Kocaeli’de, futbol ‘erkek sporu’ olmaktan çıktı... Nasıl oldu bu değişim?
Kadınların ve çocukların maçlara gelmesi için çok mücadele ettik. Bir kere, ilk günden itibaren taraftar derneği başta olmak üzere herkesle konuştuk. Çocukların sahaya inmesi için stadın alt kapılarını bilerek açtık, çünkü insanların maça ne kadar çok çocuk geldiğini sahada toplu halde görmesini istedik. Onları çimenlerin üzerinde görenler, bir sonraki maça kendi çocuğunu ve eşini de alıp geldi.
Sizin çocuklarla ilgili sosyal sorumluluk projeleriniz de oldu, değil mi?
Biz bu işi ilkokullar seviyesinde tutmak ve o duyguyu hep yaşatmak zorundayız. Geçen yıl, 20 bin çocuğa Kocaelispor logolu kurşun kalem, kırmızı kalem, silgi ve kitap ayracı dağıttık. Belki bu projeyle 5 bin çocuk bir anda Kocaelisporlu olmadı ama aileler, bizim olaya ne vizyonla baktığımızı anladı. Bu yıl projeyi çok daha fazla çocuğa ulaştırmayı hedefliyoruz.
TRANSFER YASAĞI KALKMAZ
Taraftar size neden bu kadar güveniyor?
Şöyle söyleyeyim... Kulüp, son 5 yılda bu kentte 5 koçan makbuz dağıtmış, biz geçen yıl 25 koçan dağıtmışız. İstemeseler bile herkesin makbuzunu götürüp veriyoruz. Böylece kimsede ‘verdiğim para nereye gidiyor kaygısı kalmadı’. İnsanların Kocaelispor’a sağladığı en ufak katkının bile değerli olduğuna inandık ve bu duygumuzu onlarla paylaştık. Çabasının değer gördüğünü bilmek, taraftarımızı daha çok motive etti. Mesela, gece maçında meşalelerden gelen 3 bin TL cezayı, sosyal medyadaki bir grup genç üstlenmek istedi. ‘Şovu biz yaptık, cezayı kulüp ödemesin’ dediler... Bu inanılmaz bir şey. İşte, halkın takımı bu demek.
Kulübün sizin dönemizde oluşmuş borcu var mı?
Hayır, borçlanmadık. Kendi dönemimizden hiç borcumuz yok, geriye dönük olarak da az ya da çok bir şeyler ödedik.
Çok büyük bir şanssızlık yaşanmazsa, dergimiz yayınlandığında Kocaelispor 3. lige çıkmış olacak... Önümüzdeki sezon yönetim olarak farklı bir politika izleyecek misiniz?
Herhangi bir değişiklik olmaz. Ben başkan olduğum sürece transfer yasağı kalkmaz, kulüp borçlandırılmaz, mevcut kadroyla devam ederiz. 3. lige çıkarken söyleyeceğim şu: Bizim önce bu başarıyı hazmetmemiz, 3. ligde tutunmamız gerekiyor. Şimdiden ‘seneye de şampiyon oluruz’ gibi iddialı bir söylemde bulunmak yanlış ama düşündüğümüz gibi giderse, şehir isterse, taraftarımız da desteğini sürdürürse, önümüzdeki yıl da play-off oynayabileceğimizi düşünüyoruz.
KEV’den vazgeçen, haindir!
Gelelim, KEV tesislerine...
Her zaman söyledim, her fırsatta da tekrar edeceğim; KEV’den vazgeçen Kocaelispor kulüp başkanı, haindir. KEV, Kocaelispor’undur.
KEV tesislerinin satılarak, gelirinin kulübe bağışlanması mümkün mü?
Bu konuda en çok canımın yandığı şey, Sefa Sirmen’in 15 yıl boyunca bu kenti kandırması, oyalamasıdır. Bunca yıl herkese KEV tesislerinin vakıf malı olduğu, satılamayacağı, satılsa da elde edilen gelirin Kocaelispor’a bağışlanamayacağı, çünkü bunun yasal olmadığını söyledi. Sonra nasıl oldu da birdenbire genel kurul kararı alındı ve o genel kuruldan tesislerin satılarak gelirin kulübe aktarılması kararı çıktı?
Nasıl oldu?
O genel kurulu, istememelerine rağmen biz yaptırdık. Genel kurulda KEV’in satışıyla ilgili karar alındı, oylandı ve kabul edildi. Çünkü, ben defalarca Ankara’ya gidip hem vakıf resmi senedindeki hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü Kanunu’ndaki ifadeleri incelemiştim. Orada çok farklı ifadeler var, sağ olsun Sefa Bey o ifadelerden birini almış ve ‘olmuyor’ demiş. Halbuki, hemen altında bir madde daha var.
YANMAYA HAZIRIZ
Ne diyor o madde?
Kısaca, ‘Eğer vakıf malı, vakıf kurulurken edinilmişse satılamaz; ancak, vakıf kurulduktan sonra edinilmişse vakfın amaçları doğrultusunda satılabilir ve geliri amaçlar doğrultusunda kullanılabilir’ diyor. Biz de döndük, KEV’in kuruluş tarihiyle tesisin tapu tarihini karşılaştırdık ve arada 3 yıl olduğunu gördük. Bunu bugüne kadar kimsenin araştırmamış olması hepimizin ayıbı.
O zaman KEV tesisleri neden hala satılmıyor?
Siyasi irade bize, KEV’in mevcut yönetimine güvenmediğini ve bu yönetim varken arazinin imar durumu değişikliğini kesinlikle yapmayacağını söylüyor. Orada güvenebilecekleri bir yapı görmek istiyorlar ve bize bir nevi güven oyu vererek ‘siz gelin, KEV yönetimini devralın, biz de üzerimize düşeni yapalım’ diyorlar. Biz de Kocaelispor yönetimi olarak, ‘KEV yönetimini devralmaya, hala bir risk görüyorsanız kendimizi yakmaya hazırız’ dedik.
Mevcut KEV yönetimi olaya nasıl bakıyor?
Şimdi biz yıllardır çözülemeyen bir olayı bu noktaya getirdik. İşin bir ucunda siyaset, bir ucunda biz varız ve siyaset üçüncü bir muhatabı kabul etmiyor. Sefa Bey bu kulübün yıllarca başkanlığını yapmış, emek vermiş, başarılar yaşamış biri... İsmi de bu sayede bu kadar büyümüş. Bence artık yapması gereken alkışlanacak şekilde çekilmesi. Ancak ne yazık ki kendisi, verdiği demeçlerde hala ‘Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, gelsin KEV’in başkanı olsun’ diyor.
TESİS YAPMAK KOLAY
KEV Kocaelispor’a geçerse, neler olur?
KEV Kocaelispor’a geçerse, takım uçar... Yapılacak ilk iş, derhal Kocaelispor’un borçlarını ödemek ve takımın kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak olur. KEV tesislerinden elde edilecek gelirle Kocaelispor tüm ekonomik dertlerinden kurtulur.
O zaman Kocaelispor, tesisi olmayan bir kulüp olacak...
Borcu olmayan bir kulüp için tesis yapmak çok kolay. Hatta, öyle bir durumda tesisin herhangi bir sponsorla değil, şehirle beraber yapılması gerekir ki ileride bir gün, kimse o tesise el uzatmaya cesaret edemesin.
Röportaj: Zeynep AKAR
Fotoğraf: İsmail Hakkı TİMUÇİN
NASIL ARANDI: #3. lig #Bahri Yavuz #Bölgesel Amatör Lig #futbol #Hodri Meydan #İsmet Paşa Stadyumu #KEV #Kocaelispor #play-off #taraftar