29-03-2024 15:05

Başarılı bir hekim: Op. Dr. Lütfiye Ünlü

2020-02-01    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2020-02-01
.stripslashes($urun->baslik).

RÖPORTAJ: Zeynep AKAR

FOTOĞRAFLAR: Bilal SERİM

 

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Lütfiye Ünlü’yü hepimiz tanıyoruz… O, ilimizde adı ‘güven’ ile birlikte anılan, çok başarılı bir hekim. Mesleğine, “Bu iş için yaratılmışım” diyecek kadar tutkuyla bağlı; işi konusunda “Her gün yeni bir mucizeye tanık oluyorum” diyecek kadar heyecanlı. 17 yıllık meslek yaşamı boyunca bu aşkla çalıştı; bilgisi, birikimi ve tecrübesiyle sayısız kadını sağlığına kavuşturdu; binlerce bebeğin sağlıkla dünyaya gelmesine vesile oldu.

Dr. Lütfiye Ünlü, sadece mesleki başarısıyla değil iletişim yeteneği, samimiyeti ve şefkatli yapısıyla da hastalarının gönlünde taht kurmayı başarmış bir hekim. Onlara daha fazla vakit ayırabilmek, daha iyi şartlarda hizmet verebilmek için bir süredir mesleğine muayenehane hekimi olarak devam ediyor; hastalarını, geçtiğimiz yıl Nazer Inn İş Merkezi’nde açtığı son derece şık ve modern kliniğinde ağırlıyor.

Her zaman mesleki başarılarıyla öne çıkmış, adını hep yaptığı çalışmalarla duyurmuş olsa da Lütfiye Ünlü; aynı zamanda iş dışındaki tüm vaktini evlatlarına ayıran sevgi dolu, yumuşacık kalpli bir anne. ‘Onlar benim mucizelerim’ dediği iki oğlunun hiçbir anını kaçırmamak; tüm ihtiyaçlarıyla bizzat ilgilenebilmek için çalışma saatlerini dahi çocuklarına göre ayarlayan Dr. Ünlü’nün en büyük amacı ise Yiğit ve Levent’i hayata en iyi şekilde hazırlayabilmek.

Kocaeli Life ekibi olarak, bugüne dek hep muayenehanesine konuk olduğumuz Op. Dr. Lütfiye Ünlü’yü biraz daha yakından tanımak istedik, bu kez kendisini evinde ziyaret ettik. Yakışıklı oğulları 14 yaşındaki Yiğit, 8 yaşındaki Levent ve sevimli kedisi Vanilya ile kurduğu sevgi dolu dünyasını sizler için görüntüledik. 

 

Uzun süre çeşitli hastanelerde görev yaptıktan sonra muayenehane hekimi olarak devam etme kararı aldınız. Bunu bir dönüm noktası olarak kabul edersek, 18 yıllık hekimlik yaşamınızı kısaca nasıl değerlendirirsiniz?

Öncelikle şunu belirtmek isterim; bütün zorluklarına, büyük fedakarlık gerektiren bir çalışma alanı olmasına rağmen 18 yılık meslek hayatımın her dakikasından keyif aldım. Şimdi geriye dönüp baktığımda artık İzmit’te ismi bilinen ve ‘güvenilir’ olarak anılan bir hekim olduğumu görüyor ve şükrediyorum. Hastalarımla bağımın hiç kopmaması; hayata ‘merhaba’ derken yanında olduğum bebeklerin büyüdüklerine hatta kardeş sahibi olduklarına şahit olmak harika. Bunca yıldır hastalarımla kurduğum çok güzel dostluklara bakarak ‘demek ki doğru işler yapmışım’ diyebiliyorum.

 

Böyle güvenilir bir isim olmanızın sırrı nedir? Hastalarınız neden sizden vazgeçmiyor?

Her şeyden önce bu meslek için yaratıldığımı düşünüyorum ve işimi çok seviyorum. Elbette eğitimin, insanın kendisini sürekli geliştirmesinin, mesleğine emek vermesinin ve tecrübenin büyük rolü var. Bununla beraber bence her şeyin başı doğru iletişim. Hastalarımın beni bu kadar çok sevmesinin en önemli sebebinin aramızdaki sıcak ve samimi ilişkiler olduğunu düşünüyorum. Her zaman güvene ve iyi niyete dayalı dostluklar kurduk. Benim için hepsi çok kıymetli. Bir de sakin ve anaç bir yapım vardır; yaratılış olarak şefkatli bir insanım. Bu da hastalarıma güven veriyor diye düşünüyorum. Tüm bunlara ek olarak iyi kalpli, vicdanlı, güvenilir bir ekibim var. Hastalarımız buraya huzurlu bir aile ortamına gelir gibi geliyor.

 

 

7/24 ONLINE’IM

 

Muayenehane açmaya nasıl karar verdiniz?

Kendi kliniğimi açmadan önce uzun yıllar hem devlet hastanesinde hem de özel hastanelerde çalıştım. O kadar yoğun bir çalışma tempom vardı ki o dönemde hastalarıma da kendime de yeteri kadar vakit ayıramadığımı düşünür, üzülürdüm. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanıysanız, yaptığınız işten en yüksek doyumu alırsınız ancak feragat etmek zorunda olduğunuz kocaman bir hayatınız olur. Benim için en büyük sorun, çocuklarımın zamanından çalmaktı. Onlarla beraber vakit geçirmek, her sorunlarında ulaşacakları ilk el olmak benim için çok önemli. Klinik açmaya en çok bu nedenle karar verdim. Şimdi çalışma saatlerimi çok daha verimli kullanıyorum. İçinde birçok konuda eğitimlerin verildiği, hamile yogası ve pilatesin yaptırıldığı, şık bir muayenehane tasarladım. Artık hastalarıma da aileme de daha fazla zaman ayırabiliyorum. Hastalarım, istedikleri her an bana ulaşabiliyor.

 

7/24 ulaşılabilir olmak zor bir yaşam tarzı değil mi?

Hekimlik, zaten başlı başına zor bir meslek ama bizim bölümümüz daha da zorlayıcıdır. Bir kere mesai saati kavramınız yoktur çünkü bebekler dünyaya gelmek için sizin işlerinizin bitmesini beklemez. Mesela sevdiklerinizle bir yemekte güzelce eğlenirken, bir telefon gelir; ailenizi, çocuklarınızı, arkadaşlarınızı masada öylece bırakıp topuklu ayakkabılarınızla koşa koşa doğumu başlayan hastanıza yetişirsiniz. Kadın doğumcu iseniz her zaman hastaneye en çabuk ulaşabileceğiniz yerlerde olmak istersiniz; asla uzun soluklu bir tatil planı yapamazsınız. Ve elbette, 7 gün 24 saat online’sınızdır; ‘oh mesai bitti’ diyerek telefonu bir kenara bırakamazsınız. Bununla birlikte, eğer ‘ben bir canlının ilk nefesine şahit olacağım, her gün yeni bir mucizeye tanıklık edeceğim, bir annenin en aciz anında yanında olacağım’ diyorsanız, bu söylediklerimin hiçbiri size zor gelmez.

 

 

NORMAL DOĞUMU DESTEKLİYORUM

 

Hocam, bir bebeğin dünyaya geldiği ana şahit olmak gerçekten muhteşem ama mesleğinizin zor yanları da vardır sanırım…

Tabii her zaman şahane şeyler de yaşanmaz. Bazen sonuçları paylaşırken üzülürsünüz. Bazı durumlarda, umutla sizin ağzınızdan çıkacak güzel haberi bekleyen insanlara umutsuz konuşmak sadece hekim olarak değil, bir kadın, bir anne olarak da yıpratır sizi. Bunun yanı sıra sağlıksız ve riskli gebeliklerde çabalarımızın sonucunu alamadığımız, çok üzüldüğümüz zamanlar da oluyor. Her hastam ve her doğum çok özel ama riskli doğumlar başarıyla sonuçlandığında ebeveynlerin gözlerindeki mutluluk, beni inanılmaz derecede tatmin ediyor.

 

Geçmiş dönemlerin aksine, bugün hem yasalar hem de hekimler normal doğumu destekliyor… Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kesinlikle normal doğumu destekliyorum ve zaten bu konudaki hassasiyetimle tanınıyorum. ncelikle şunu belirtmek isterim; ortada anneyi ya da bebeği riske atacak bir durum varsa, şartlar normal doğum için elverişli değilse sezaryen tercih edilmelidir. Bununla birlikte gebelik döneminde her şey yolunda gitmişse, kadınların normal doğum yapması gerektiğini düşünüyorum. Bir kere normal doğum anneyi, anneliğe çok daha kolay hazırlıyor. Anne sütü daha kolay geliyor, bebeğin bünyesi daha güçlü oluyor, bağırsak florası güçleniyor, akciğer gelişimi hızlanıyor. Ancak ne yazık ki çoğu kez anneleri normal doğuma ikna etmek kolay olmuyor çünkü çevrelerindeki diğer kadınların anlattığı abartılı, ürkütücü doğum öyküleri ve özellikle internetten okudukları hikayeler onları korkutuyor.

 

SANCI, EN AZA İNDİRİLEBİLİR

 

Bu korkuda haklılık payı yok mu? Neticede ‘doğum sancısı’ diye bir gerçek var…

Elbette, doğumun doğal süreci içinde sancı var. Bununla birlikte hem gebelik döneminde hem de doğum anında bu sancıyı en aza indirecek ve anne adayının sancıyla baş etmesine yardımcı olacak pek çok yöntem de var.

 

Bu yöntemler hangileri?

Aslına bakarsanız, muayenehane açmamdaki en önemli nedenlerden biri de anne adaylarına bu konuda yardımcı olabilmekti. Onlara eğitimler vererek, normal doğum konusunda yüreklendirerek yol almak en sağlıklısı. Bu nedenle yaklaşık 2 yıldır doğum koçu ve pilates eğitmeni Damla Kaya ile birlikte çalışıyorum.

 

Damla Hanım anne adaylarına nasıl yardımcı oluyor?

Hamile pilatesini çok önemsiyoruz çünkü bu egzersizler normal doğum sürecinde anneye çok yardımcı oluyor. Bu nedenle kliniğimiz bünyesinde bir pilates salonu oluşturduk. Damla Hanım, anne adaylarına hamile pilatesi yaptırıyor, onları normal doğum konusunda bilgilendiriyor. Pilates vücuttaki kasları çalıştırıyor, doğumu kolaylaştırıyor, doğum süresini kısaltıyor, doğum sancısını hafifletiyor. Buna ek olarak anne adayları, grup halinde yapılan derslerde kendi problemlerini, heyecanlarını, deneyimlerini birbirleriyle paylaşma imkanı buluyor.

 

 

ANNE ADAYLARININ YANINDA

 

Damla Hanım doğum anında da annelerin yanında bulunuyor mu?

Evet, doğum sürecinde ve doğum anında da anne ve babaya hem fiziksel hem de duygusal destek veriyor. Hastanede anneyi rahatlatıyor, doğum dalgalarını hafifletmek için masaj yapıyor, yürüyüş yaptırıyor, duş aldırıyor, egzersiz ve nefes terapileri uygulatıyor. Kısacası anneyi doğuma mükemmel bir şekilde hazırlıyor ve mutlu bir doğum hikayesi yazılmasında büyük etkisi oluyor.

 

Zor vakalarla da karşılaşıyorsunuzdur…

Elbette, karşılaşıyorum; elimden geldiği kadar hepsinin üstesinden gelmeye çalışıyorum. Yakın zamanda böyle bir vakayla karşılaştık. Gebeliğinin 32’nci haftasında bana gelen ve üçüncü sezaryen doğumunu yapacak bir anne adayımız vardı. Bebeğin eşi, rahim ağzına çok yakındı. Başka bir merkezde kendisine; karnının yukarıdan aşağıya kadar açılması gerektiği, çok zor bir ameliyat olacağı ve rahminin alınmasının şart olduğu söylenmiş. Doğumunu ben gerçekleştirdim, çok şükür gayet başarılı geçti. Bebeği normal bir sezaryen kesisinden aldık; rahmini almamız da gerekmedi. Bebeğine sağlıkla kavuştu. Ailece çok büyük mutluluk yaşadılar. 

 

Hocam, kadın hastalıklarıyla ilgili sorunlar yaşamamak için kadınların alabileceği önlemler var mı?

Bir kadın doğum hekimi olarak, doğumun yanı sıra diğer tüm kadın hastalıklarıyla da ilgileniyorum. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerimize yardımcı oluyorum. Adet düzensizlikleri, kist sorunları, rahim ağzı kanseri, miyom gibi rahatsızlıkların tespitini, tedavisini ve cerrahi operasyonlarını gerçekleştiriyorum. Şunu özellikle belirtmek isterim ki bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanını ziyaret etmek için hasta olmayı beklememek gerekir. Her kadının yılda en az bir kez hekimine giderek kontrollerini yaptırmasını öneriyorum. Bu kontroller, sonradan üzücü sonuçlar doğurabilecek pek çok hastalığın erken teşhisinde ve tedavisinde çok önemlidir.

 

 

ÖNCE ÇOCUKLARIM

 

Hocam, biraz da iş dışındaki yaşantınızdan bahsetmek istiyorum… Çok yakışıklı iki oğlunuz olduğunu biliyoruz.

Ben, iki çocukluk hayali de gerçek olmuş şanslı biriyim. Hem doktor hem de iki şahane çocuğun annesi oldum. Her gün bir mucizeye tanıklık ettiğimi söylüyorum ya oğullarım da benim mucizelerim. Yiğit, 14 yaşında. Artık genç bir delikanlı oldu. Levent ise 8 yaşında.

 

Nasıl bir annesiniz?

ayattaki en değerli varlıklarım ve en büyük önceliğim çocuklarım. Benim için her şeyden önce onlar var. Mesleğimi de çalışma şartlarımı da onlara göre düzenliyorum. Muayenehane hekimliğini seçmemin en büyük nedeni, onlara daha fazla vakit ayırabilmek. Hiçbir zaman sinirli, gergin bir anne olmadım. Sakin, yumuşak, çocuklarını çok seven bir anneyim. Elbette, bu durum bazen disiplin açısından sıkıntı yaratabiliyor; biliyorlar ki nasıl olsa hiçbir şeye anneleri kızmayacak.

 

Yiğit ve Levent ile birlikteyken neler yaparsınız?

Çocuklarımın hiçbir zamanını kaçırmamaya çalışıyorum. Onların büyüdüğünü izlemek en büyük keyfim. Yiğit artık büyüyor, ilgi alanları değişti, kendi arkadaş çevresi oluşmaya başladı. Önünde lise hayatıyla birlikte meslek seçimi süreci var ve tabii sonra da üniversite dönemi. Amacım ona iyi bir rehber olabilmek. Levent ise daha küçük. Onunla beraber vakit geçirmek çok keyifli. Birlikte oyunlar oynarken çocukluğuma dönüyorum. Unutmadan ilave edeyim; minik bir de kedimiz var, ismi Vanilya. Sahiplenirken ‘İki oğlum var, bir de kızım olsun’ demiştim ama dişi zannederken o da erkek çıktı. İş dışındaki tüm zamanım onlara ait. Her gün mutlaka okullarına ben bırakır ve alırım, derslerine yardımcı olmaya çalışırım. Beraber sinemaya gitmeyi, yemeğe çıkmayı severiz. Birlikteyken sıkılmıyoruz. Levent tam bir kitap canavarıdır, sessizce birlikte kitap okumaktan da keyif alırız.

 

 

ZOR GELMİYOR

 

Yoğun bir iş temponuz olduğunu biliyorum, bir gününüz nasıl geçiyor?

Bir kadın doğum hekimi olarak, günümü planladığım şekilde geçirmem her zaman mümkün olmuyor. Aniden gelmeye karar veren bir bebek, o günkü programımı tamamen değiştirebiliyor. Bunun dışında güne çok erken başlarım. Çocukları okula bıraktıktan sonra vaktim varsa Yahya Kaptan’daki yürüyüş yolunda kısa bir sabah yürüyüşü yapmayı çok severim. Ardından tekrar eve gelip hazırlanır ve kliniğe geçerim. Gün içinde hastalarımla ve hastanedeki işlerimle ilgilendikten sonra iş çıkışı çocukları okuldan alırım. Bazen okuldan sonra bir yerlere uğrarız ya da alışveriş işlerimizi halleder sonra eve geçeriz. Akşam yemeği, evdeki işlerim, çocukların dersleri derken uyku saatine yakın kitaplarımızı okuyup günü bitiririz.

 

İş temposu, çocuklar, evdeki sorumluluklar… Zor olmuyor mu?

Bir kadın, çalışan bir anne hatta kadın doğumcu bir anne olarak ben de Türkiye’de yaşayan diğer tüm kadınlarla aynı sorunları yaşıyorum. Bazı günler zamanın peşinde koşturduğumu, hiçbir şeye yetişemeyeceğimi düşünüyorum ve bu durumun beni yorduğu oluyor. Neyse ki işimi de çocuklarımı da çok sevdiğim için hiçbiri zor gelmiyor. Muayenehanemi açtıktan sonra zamanı planlama noktasındaki sıkıntıları büyük ölçüde aştım, şimdi çok daha rahatım.

 

Dinlenmek için neler yaparsınız?

İşim ve çocukların okulu elverdiği ölçüde kısa tatiller yapmayı seviyorum. Henüz küçük oldukları için onlara uygun yerleri, genellikle 5 yıldızlı otelleri tercih ediyoruz. Mesleğim gereği çok uzun seyahatler yapamasam da yurt dışına çıkmayı, yeni yerler görmeyi çok seviyorum. Böyle tatiller için Levent’in biraz daha büyümesi lazım ama bu yıl Yiğit ile beraber baş başa bir yurt dışı tatili planlıyoruz.

 

KIZLARA DESTEK OLUNMALI

 

Her zaman çok hoş ve bakımlısınız… Bir güzellik sırrınız var mı?

elanik göçmeniyim, o coğrafyanın genlerini taşıyorum. Tek güzellik sırrım, çok pozitif ve kendisiyle barışık bir insan olmam. Kendimi çok seviyorum. Yaşadığım birçok sıkıntıya rağmen gülmekten asla vazgeçmedim ve bunun da yüzüme yansıdığını düşünüyorum. Zinde kalmak için spor yapmayı çok severim. Cildimle ilgili olarak, nemlendirici sürmekten başka hiçbir özel yöntemim yok.  

 

Lütfiye Hanım, sosyal sorumluluk projelerine destek verdiğinizi, özellikle kız çocuklarıyla ilgili hassasiyetiniz olduğunu biliyorum… Biraz bahseder misiniz?

Kız çocuklarının kesinlikle okutulmasından yanayım. Ülkemizde, kadının maddi gücünün mutlaka kendi elinde olması gerekiyor. Kadınlar okumalı, çalışmalı ve kendi ayakları üzerinde durabilmeli. Bu konuda elimden gelen ne varsa yapıyorum. Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı’nın üyesiyim. Gerek üye olduğum dernekler üzerinden gerek şahsi çabalarımla eğitimine destek olduğum kız çocukları var. Bunun yanı sıra Kocaeli Anneleri Derneği’nin çalışmalarını çok beğeniyorum; ihtiyaçları olan her konuda yanlarında olmaya çalışıyorum.

 

Hocam, son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

Kocaeli Life’ın bu sayısında sizlerle olmamın kendimce bir önemi daha var. 28 Şubat, doğum günüm. Bu röportaj benim için bir hediye olacak. Aracılığınızla, hem kendim hem de tüm dünya için okuyucularınıza ulaşacak dileklerim var. Yepyeni başlangıçlar var hayatta ve yeni muayenehanem de bunlardan biri. Hastalarımla çok güzel, çok uzun soluklu yolculuklarımız olacak, inanıyorum. Ekibimle birlikte onlara çok daha faydalı olacağım. Kendisiyle barışık, dünyaya faydalı bireyler olarak yetiştirmeye çalıştığım iki oğlumla  paylaşacağım çok mutlu ve huzurlu bir ömür diliyorum kendime. Dünyaya ise çokça barış, çokça mutlu bir gelecek… Biz, çalışan ve ayakları yere basan güçlü kadınlar olarak sesimizi çıkarabiliyoruz. Tüm toplum olarak da tek ses olup, kadına uygulanan her türlü şiddete karşı çıkmalıyız. Doğum günümde, pastamın mumlarını üflerken son dileğim de bu olsun… Hiçbir kadın şiddetin hiçbir türlüsüne uğramasın.

 

 

 

Nadiye Türk: ‘Doğum’ dediklerinde gülümsüyorum

Telefonumda zaman zaman galeriyi dolaşırken fotoğraflar çarpıyor gözüme… Gülen yüzler. Tüm zorluklarına ve korkularıma rağmen kızımı sağlıkla kucağıma ulaştıran güzel insanlar. Sevgili doktorum Lütfiye Ünlü ve doğum koçumuz sevgili Damla Kaya… İlk doğumumda yaşadığım tüm olumsuzlukları, zorlukları sizinle bu sefer yendiğimi hissettim. Kadınız, anneyiz… Evet zorluklar vardı, korkularım vardı ama sizin desteğiniz, rahatlatıcı ses tonunuzla “geçecek, az kaldı” demeniz hala kulaklarımda. Nazlana nazlana gelen Eylül Nazlı’mı kucağıma verdiniz. İkinci kez anne oldum, kadın oldum, büyüdüm. Doğum sonrası içten sarılmanızın sıcaklığını hala hissediyorum. Erzurum’daki soğuk doğum hikayemi, sizin sayenizde Yalova’daki pozitif hikayem olarak değiştiriyorum  Her şey için teşekkürler. Yüzümü böyle güler görebiliyorsam ve ‘doğum’ dediklerinde gülümseyebiliyorsam, sizin sayenizde. Sizleri seviyorum.

***

 

Selcan Tektaş: Zarif, nahif, çok anlayışlı

Lütfiye Hanım çok tatlı dilli, çok zarif, nahif ve çok anlayışlı bir doktor. İlk kızımı onun sayesinde sağlıkla, normal doğum yoluyla dünyaya getirdim. Şimdi de 5 sene aradan sonra 2’nci kızımın haberini Lütfiye Hanım sayesinde aldık, çok mutlu olduk. Lütfiye Hanım yakın ve samimi davranışlarıyla insanı rahatlatıyor. Ben şahsen bir doktorla değil de bir arkadaşımla  konuşuyormuşum gibi rahat olabiliyorum. Doktorumu çok seviyor ve ona saygı duyuyorum. ‘Tecrübeli doktor, hastanın gelişinden sorunu anlar; konuşmasıyla da tedaviye başlar’ diye güzel bir sözle cümlelerimi tamamlamak isterim. Lütfiye Hanım, tedavi etmeye gerçekten tatlı dili, kibar, sakin tavırlarıyla başlıyor. Onu her zaman sevgiyle ve saygıyla anacağım.

***

 

 

Simge Ceylan Yazıcı: İnsanlığına paha biçilemez

Sevgili doktorum Lütfiye Hanım, bir doktordan çok daha fazlası benim için. Hamilelik öncesi, hamilelik, doğum ve doğum sonrasında en ufak bir problem yaşamadan süreci tamamlamama beni sevgiyle sarmalayarak yardımcı oldu. Ona koşulsuz güvendim ve aklımda hiçbir soru işareti olmadan, çok sağlıklı bir doğum hikayemiz oldu. Bebeğim çok iri olduğu için sezaryenle doğum yaptım ama ne doğum esnasında ne de sonrasında hiçbir sıkıntı ve  pişmanlık yaşamadım. Lütfiye Hanım, İzmit’in bir değeri bence. Onun kadar güvenilir, işine dört elle sarılan insanlarla her zaman karşılaşmak çok zor. Doktorluğunun yanı sıra insanlığına da paha biçilemez. Bir anne, bir abla şefkati ile dokunup mucizeler yarattığı için kendisine çok teşekkür ederim. Onu tanıdığım ve doğum sürecimi kendisiyle tamamladığım için çok şanslıyım. Toprak şu an 16 aylık ve hala her gördüğünde ailesinden biriymişiz gibi sevgiyle sarmalıyor bizi . İyi ki var :)

***

 

 

Fidan Eriş: 10 çocuğum olsa yine ona giderim

Allah’ın bize bir lütfu olan hocam… ‘Bize’ diyorum çünkü bilirsiniz ki hamilelik, anneyle birlikte babayı da hem güzel hem de zorlu ve yorucu bir sürece sokar. Lütfiye Hanım, o dönemlerimize bir güneş gibi doğdu. İlk gebeliğimin ilk kontrollerinde, Lütfiye Hanım’a sormak için eşimle beraber notlar alırdık. O notları bir kez olsun cebimizden çıkarmamıza fırsat vermedi; merak ettiğimiz hatta daha farkında olmadığımız birçok şeyi biz sormadan, tek tek, o güzel gülüşü eşliğinde bize sıraladı. O ilk günlerde anladık ki doğru adresteyiz. İkinci gebeliğim, doğumumdan 4 ay sonra başladı. İlk doğumum sezaryen olmasına rağmen şu an 34. haftayı doldurmak üzereyim. Mesleğim gereği ben de sağlık sektörünün içindeyim. Çoğu kişiye göre bu haftaya gelmem mucize olsa da biz Lütfiye Hanım sayesinde bebeğimizi zamanında kucağımıza alacağımıza inanıyoruz. Her zaman pozitif ve enerji dolu hali ve ışıl ışıl bakan sevgi dolu gözleriyle bizi karşılayıp uğurlayan; mucizelerin hem emektarı hem şahidi Lütfiye Hanım’a ve ekibine sonsuz teşekkürler... 10 çocuğum daha olsa yine Lütfiye Hanım’a giderim.

 

 

İLETİŞİM

Yahya Kaptan Mah., Şehit Ali İhsan Çakmak Sk. No:46 /28 Nazer Inn İş Merkezi İzmit

Tel: 0262 321 50 40 –  0532 467 41 48

Instagram: opdr_lutfiyeunlu

NASIL ARANDI: #Lütfiye Ünlü # kadın # kadın hastalıkları # uzman # doktor # başarılı # tecrübe # anne # doğum # muayenehane # klinik # kocaeli

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.