Günümüzden yaklaşık yüz yıl öncesinde, doğada bulunan bazı bitkilerin frekansının insanların yaşadığı ruhsal sorunlara iyi geldiği Dr. Edward Bach tarafından tanımlanmıştır. Aslında çoğumuz, güneşli bir günde doğada zaman geçirdiğimizde hissettiğimiz iç huzuru ve rahatlığı hatırlayacaktır. Burada kullanılan yöntem daha farklı olmakla birlikte sonuçta sağlanan, ruh ve beden arasındaki dengedir.
Dr. Edward Bach, 1900’lerin başında İngiltere’de yaşamış ve kendi adıyla anılan ‘Bach Çiçekleri’ terapi sistemini keşfetmiştir. Hastalıkların duygusal sebeplerini fark eden Bach’a göre her bedensel hastalığın temelinde ruhsal bir denge bozukluğu yatmaktadır. Negatif düşünceler ve duygular, ruhsal ve bedensel hastalıklara yol açabileceği gibi var olan hastalıkların iyileşmesini de engelleyebilir.
Bach Çiçek Terapisi’nde kullanılan çiçeğin enerjisidir. Ruhsal olumsuzlukların giderilmesinde çiçeklerin frekans değerleri kullanılarak, kişinin enerjisinde değişim yaratmak amaçlanmaktadır. Bach, sağlıklı olmak için ruh ve maddenin dengede olması gerektiğini savunmuştur. Dr. Bach çalışmalarını; korku, belirsizlik, var olan koşullara karşı ilgisizlik, güvensizlik, yalnızlık, aşırı duyarlılık, üzüntü ve keder, başkalarının iyiliği/durumu ile aşırı ilgili olma gibi istenilmeyen duygu durum örneklerinin, bedensel ve ruhsal rahatsızlıklara neden olacağı ve var olan rahatsızlıkların da iyileşmesini engelleyeceği tezine dayanarak yapmıştır. Özel yöntemlerle çiçekleri toplayarak bunlardan hazırladığı preparatları hastaların tedavilerinde kullanmıştır. Dr. Bach, toplam 38 adet bitki kullanmıştır. Burada unutulmaması gereken, terapilerde bitkilerin kendilerinin değil frekanslarının kullanılmış olmasıdır. Günümüzde bu bitkilerin frekansları dijital olarak biorezonans yöntemiyle kullanılabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, korkuyla ilgili olanlar rock rose, mimulus, chery plum; üzüntü keder larch, pine, sweet chestnut; yalnızlık için water violet sayılabilir.
NASIL ARANDI: #dr. fatih güray # biorezonans # bach çiçekleri