Asaletin simgesi olan atların insanlar üzerinde iyileştirici gücü olduğunu biliyor muydunuz? Atların, serebralpalsi, otizm, beyin travması, felç ya da psikolojik rahatsızlığı bulunan hastalarda mucizeler yarattığından haberdar mıydınız?
Bilimsel adıyla hippoterapi, halk arasındaki ismiyle atla terapi ya da atla tedavi son yıllarda iyice yaygınlaştı. Hippoterapiyi ilimizde uygulayan merkezlerin başında da Kocaeli Üniversitesi Kartepe Atçılık Meslek Yüksekokulu geliyor. Yaklaşık 12 yıldır atların mucizevi gücünden yararlanan Kartepe Atçılık MYO’nun müdürü Yard. Doç. Dr. Erdener Balıkçı, hippoterapi yöntemini ve faydalarını dergimize anlattı.
Hippoterapi yöntemi kimlere ve nasıl uygulanır, bu yöntemden faydalanabilmek için hangi prosedürlerden geçmek gerekir. Tüm sorularınızın cevabı bu röportajda...
Kocaeli Üniversitesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesiyim. 2002 yılında Körfez Meslek Yüksek Okulu olarak kurulan okulumuz şu an Kocaeli Üniversitesi Kartepe Atçılık Meslek Yüksek Okulu olarak faaliyet gösteriyor. Ben, okulun kurucu müdürüyüm.
Atın hareketi, vücut ısısı, fizyolojisi, fizik gücü ve psikolojik etkileşimi gibi olumlu etkilerinden faydalanılarak yapılan terapiye atla terapi (hippoterapi) denilmektedir. Atla terapi, hasta grubundaki kişilerin fiziksel anlamda hareket kabiliyeti kazanmasını ve sosyal yaşamlarının olumlu yönde gelişme göstermesini sağlar. Hippoterapi, motor ve duyu girdileri sağlamak için atın karakteristik hareketlerinin kullanıldığı özel bir terapi biçimidir.
Bu yöntem; serebralpalsi, otizm, beyin travmaları, felç gibi hastalıklar ve psikolojik sorunlar yaşayan hasta gruplarında uygulanabiliyor.
Okulumuzda 2006’da hippoterapi uygulamasına başladık. Hippoterapiye başlamamızdaki en temel unsur atın sadece bir bahis, yarış aracı olarak değil, bir canlı olarak değerini ortaya koymak, insanlar üzerindeki faydasını göstermek ve bundan faydalanmaktı.
Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan bu yöntemin bilimsel veriler ve istatistiklerle irdelenip, sonuç ve etkilerinin ortaya konulması gerekiyordu. Bu kapsamda, öncelikle hippoterapi yöntemiyle ilgili kavramsal çerçeve oluşturuyor ve dünyadaki gelişimini takip ediyoruz. Çalışmanın analizini de KOÜ Kartepe Atçılık Meslek Yüksek Okulu’nda gerçekleştirdiğimiz hippoterapi uygulamalarıyla yapıyoruz. Böylece, hippoterapi yönteminin Türkiye’deki gelişimi ve geliştirilebilirliği ile ilgili perspektifler ortaya koyacak, uygulamaya yönelik önerilerde bulunacağız. Kısacası bu yöntemin ülkemizde yaygınlaşması için üzerimize düşeni yapacağız.
12 yıldır her gün düzenli bir şekilde hippoterapi uygulamaya devam ediyoruz, çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Atlar 600 kilogramlık canlılardır, müthiş güçlüdürler. Sadece çeneleri 10 ton basar. Psikolojik sorunları olan bir insanın atın üzerine çıktığı zaman hissettiklerini bir düşünün… Evde sözünü geçiremeyen bir insan ata bindiği zaman inanılmaz bir özgüven kazanır. Ata bindiğinizde yüksekte olduğunuz için size tepede olma duygusunu verir. Bunun yanı sıra yüksekte olduğunuz için düşmemeniz ve dengede durmanız gerektiği bilinciyle hareket edip, kontrolü elinize alırsınız. Bu anlamda otizmli çocukların yaşadığı denge bozuklukları atla terapi sayesinde düzelebiliyor. Atın adım sayısı insanın adım sayısıyla aynıdır. Böyle olunca at her adım attığında insan yürüyormuş hissine kapılır. At üzerinde insan vücudunun her yeri çalışır. Bunun dışında at üzerindeki insanın ayakları atın tam kalbinin üzerine gelir. Yani siz atın üzerindeyken at, kan dolaşımınıza varana kadar her şeyinizi hisseder, bu şekilde sizinle iletişim kurar. Örneğin otizmli çocuklar içine kapanıktır, hippoterapide farkında olmadan bir canlıyla iletişime geçer.
Evet, ücretsiz veriyoruz. Bizim parayla işimiz yok. Bizim tek derdimiz; bu ülkeye, bu bayrak altında olan her canlıya hizmet etmek. Gördüğümüz ilgiden bunu başarabildiğimizi anlıyoruz. Türkiye’nin pek çok ilinden, özellikle doğu Marmara’dan çok fazla talep var.
Tabii ki hayır. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Ana Bilim Dalı ve İzmit Rehabilitasyon Merkezi’nden doktor onaylı hastaları kabul ediyoruz. Doktor tanısı konulmayan hiçbir hastayı burada tedavi etmiyoruz çünkü at fayda sağladığı kadar zarar da verebilir. Kişinin anatomik yapısı, rahatsızlığı ve fiziki koşulları ata uygun olmalı.
Hayır, atçılık meslek yüksekokulu olarak kendi atlarımızı kendimiz yetiştiriyoruz. Hijyen koşullarımızı en üst seviyede tutarak, bakımlarını kendimiz yapıyoruz. Burada sadece ata değil insana da hizmet veriyoruz. Bu nedenle hijyen çok önemli. Bunun yanı sıra hastalarımızın psikolojileri, rahatı, davranış özgürlüklerini de önemsiyoruz. Hastamızın ilk günden son güne kadar tüm gelişimini takip ediyoruz. Hastalarımız buraya anne ya da babalarıyla geliyor ancak uzakta olan hasta yakınlarına IP numarası veriyoruz, hastanın terapideki hal ve hareketlerini rahatlıkla takip ediyorlar. Bunu yaparken de öz kaynaklarımızı kullanıyoruz.
Hayır yok. Hippoterapi, 2 ile 60 yaş arasındaki bireylerde, ana tedaviyi destekleyici olarak uygulanabiliyor. Tanı konulduktan sonra bize tedaviye başlamak kalıyor.
Biz haftanın 7 günü açık olan bir kurumuz. Sonuçta atlar var ve onların her gün bakımı yapılmalı. Bu nedenle her gün bir ekip burada oluyor. Biz de her gün 10.00 ile 12.00 saatleri arasında hippoterapi hizmeti veriyoruz.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Ana Bilim Dalı ya da İzmit Rehabilitasyon Merkezi’nde hastanın muayenesi yapılıyor. Yapılan testlerin sonucunda atla terapinin uygun olup olmayacağına bakılıyor. Orada ilk olarak ata ısınması açısından fizik tedavi görüyor. Daha sonra hasta buraya geliyor. Hasta bize geldiğinde hareketleri biraz daha normalleşmiş oluyor.
Buraya gelen hastalarımızdan da aldığımız verilere bakınca maalesef atla terapi yanlış uygulanıyor, çoğu zaman atla gezintiye dönüşüyor. Hasta yakınlarımız başka merkezlerde çocuklarının sadece ata bindirildiklerini söylüyor. Oysa atla terapide tam bir tedavi vardır. Yeri geldiğinde hastayı sırt üstü yatırırsınız, yeri gelir yüz üstü yatırırsınız, yeri gelir ters oturtursunuz. Atla olan uyumunu takip edersiniz. Biz önce çocuğun atla iletişimini sağlıyoruz. Çocuk atı algılayacak, onu hissedecek, sonra ata uyum sağlayacak. Hippoterapiye uygun hasta grubundaki çocuk 7 yaşına kadar aktif çalıştırılırsa, kazanılmış olur. Bu yaşlarda zaman kaybedilirse aynı zamanda aileye de zaman kaybettirilmiş olur. Kemik yapısı oluştuktan sonra bir şey yapamazsınız. Aileler, çocuklarındaki gelişmeyi gördükçe bu tedavinin ne kadar faydalı olduğunu daha net anlıyor. Bakın otizmli çocukların en büyük özellikleri insanlarla göz teması kurmamalarıdır değil mi? Ama atlarla göz gözeler çünkü atlar 360 derece görür.
NASIL ARANDI: #Kocaeli Üniversitesi Kartepe Atçılık Meslek Yüksekokulu # Hippoterapi # atla terapi # Erdener Balıkçı #