29-03-2024 15:20

Artichoke By So’nun sahibi Sena Aygen

   0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 08/03/2023
İlimizin genç girişimcilerinden, Artichoke By So’nun sahibi Sena Aygen, kaliteli ve şık giyinmek isteyen kadınları dünyaca ünlü markalarla buluşturdu. Özellikle yoğun bir tempoda çalışan, alışverişe pek zaman ayıramayan kadınlar, Sena Aygen’in açtığı mağaza sayesinde İstanbul’a gitmekten kurtuldu. İşini severek yapan, ‘çalışan kişi her koşulda karşılığını alır’ diyen Sena Aygen, yarının güçlü ve başarılı kadınlarına şu mesajı veriyor: ‘İnandığınız zafer uğruna savaşın! Kendi kazandığınız zafer çok daha fazla tatmin edici.’
.stripslashes($urun->baslik).

Kendinizden ve kariyer yolculuğunuzdan kısaca bahseder misiniz?

Herkese merhaba, ismim Sena Aygen, 28 yaşındayım, ARTICHOKE BY SO adında bir mağazam var ve dünya markalarını şehrin tüm kadınlarıyla buluşturuyorum. Soruları cevaplamadan önce ülkemizde yaşanan felaketin acısını yüreğimde taşıdığımı belirtmek istiyorum, başımız sağ olsun. Bir an önce yaralarımızı sarmayı diliyorum ve bunun için bu ülkenin evladı olarak elimden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğimi belirtmek istiyorum.

 

Bugün sahip olduğunuz başarıyı elde etmek için neyi farklı yaptınız? Bu yolda aldığınız en büyük risk neydi?

Bugün sahip olduğum başarı beni hiçbir zaman tatmin etmeyecek çünkü ben kendisiyle yarışı sonsuz olan bir kadınım. Nasıl bu denli ayakta kalabildiğimi soracak olursanız; sadece kendime inandım, birilerinin benim için bir şeyler yapmasını beklemedim. Oturmadım, erkenden kalkıp iş için yapmam gereken ne varsa planladım ve adımlarımı sağlam bir şekilde attım. Hiçbir zaman ‘asla’ ve ‘keşke’ demedim.

İnsanlar üzerimdeki kıyafetleri her zaman merak etmiştir. Zaten bu yola çıkışım da kendim için tasarladığım ürünleri çevremdeki insanlara diktirmeye başlamamla oldu. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki yoğun çalışan ve alışverişe çok fazla zaman ayıramayan kadınlar ulaşılabilir lüks için artık İstanbul’a gitmek zorunda değil. Bir de pandemi döneminde kadınlar takım elbise bulmakta güçlük çekti, ben o açığı çok güzel kapattım. Şimdi Kameya, Exquise, Jus de Pommes gibi güzel markaların yetkili satış noktası olarak çizdiğim yolda ilerlemeye devam ediyorum. Burada anlaşılmak önemli. Ben, fiyatlarını firmaların belirlediği ürünleri mağazamda satışa sunuyorum, yani onlardan sezon başı 600-700 parça ürün alıyorum, bu da o firmaları burada temsil ediyorum anlamına geliyor.

Mağazamda biraz eski usül, mutfağımda mıhlama akıtarak müşteri ağırlıyorum. Hoş sohbet, çay-kahve derken, insanlar kendilerini evlerinde hissediyor. Yeni sezon gelmeden bedenlerini ayırtan müşterilerimin güvenini de sağlam dostluklar üzerine kurmuş oldum.

 

Kariyerinizin bir ‘dönüm noktası’ var mı?

Kariyerimin dönüm noktası Vakko ile anlaşmam olabilir. O zaman mağazama farklı bir değer katmıştım, W Collection Vakko’nun kozmetik ve çanta gibi ürünlerini satmıştım. Şirket diğer ürün gruplarında iç piyasadan çekilme kararı aldı, yeni sezonda sadece eşarp ve fular olarak çalışmaya devam ediyoruz. Mağazama değer katan markadır Vakko, benim markamın prestijinde güzel etkileri oldu.

 

Sizce ‘güçlü kadın’ kimdir? Siz, gücünüzü nereden alıyorsunuz?

Bence güçlü kadın, sadece maddi anlamda ayakları üzerinde durabilen kadın demek değildir. Güçlü kadın ineğini sağarken evladına yemek yetiştirebilen, dört çocuğuna yardımsız bakabilen, vatana hayırlı hizmetlerde bulunabilen, kimsenin desteği olmasa da ellerinde oje saçında boyası eksik de olsa her koşulda yaşamına devam ederken ruhunu beslemeyi öğrenmiş kadındır. Güç bence gülebilmek, tüm zorluklar karşısında dik duruşunu sergilemeye devam edebilmektir.

Kendinizi güçsüz hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Bu duygunun üstesinden nasıl geldiniz?

Hepimiz insanız, tabii ki inişler ve çıkışlar oluyor, ticari ve duygusal anlamda hayat stabil kalmıyor, bunun farkındayım. Ben her zaman olumlu düşünceyi hayatıma çekmişimdir, istediklerimi kimsenin yardımı, dokunuşu olmadan yapmışımdır. Bunun temelinde belki başkalarına ‘Polyannacılık’ gibi gelen pozitif düşüncelerim var. Ben zorlukların sonucunda ödülün büyük ve kalıcı olduğuna inananlardanım. Ve bilirim ki iyiler her zaman kazanır. Tevekkül noktasında kendimi güzel eğittiğimi düşünüyorum.

 

Yarının güçlü ve başarılı kadınlarına nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Yarının güçlü ve başarılı kadınlarına mutlaka sevdikleri işi yapmalarını, inandıkları hedef uğruna savaşmaları gerektiğini, kendi kazandıkları zaferlerin kesinlikle onları çok daha fazla tatmin edeceğini, bu dünyaya bir kere geldiklerini ve hayatın çok hızlı bir şekilde ilerlediğini, onlara taş atanlara bile olumlu dua etmeleri gerektiğini söylerim. İnsanın hayatta bir amacı ve belirli bir yaşam standardı olması gerekir. Bunlar değerli olgular, bunu sağlamak için sadece ahlaklı bir şekilde çalışmak ve inanmak yeterli. Çalışan her koşulda karşılığını görüyor. Ben hiç çok geç kalkan başarılı bir iş insanı tanımadım. Son kontrolleri tamamen başkasına bırakmış, kararlarını almakta güçlük çeken başarılı insanlar da tanımadım. Başarmak için önce hedef belirlemeli, sonra somut adımlar için çaba sarf etmeli. Ben işe başlarken yağmurda çamurda kumaşları yalnız taşıdım, şehirler arası yolculuklara o zamanlar harika araba süremesem de erkenden ve tek başıma çıktım. İstemek yetmez, çaba ve fedakarlık çok önemli…

NASIL ARANDI: #8 mart dünya kadınlar günü # kocaeli life # sena aygen # kocaeli # artichoke by so

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.