29-03-2024 13:12

Aradığımız tek şey samimiyet!

2020-01-02    0 Kişi Yorum Yaptı   Eklenme Tarihi: 2020-01-02
.stripslashes($urun->baslik).

Son günlerde eskiyi yeniden yorumlamanın literatürdeki adı; yeni nesil… Sıklıkla karşımıza çıkan yeni nesil kahve, yeni nesil meyhane, yeni nesil lokantalar sizin de dikkatinizi çekti değil mi? Geçmişe duyduğumuz özlem nedeniyle eski hatıraları yeniden canlandırmanın kimyamıza iyi geldiği apaçık ortada. Giydiğimiz kıyafetlerle, gittiğimiz filmlerle, kullandığımız otomobillerle bile bu özlemi gidermeye çalışıyoruz, bize eski anılarımızı hatırlattığı için nostaljiden vazgeçemiyoruz. Fakat atladığımız bir konu var; üzerinize giydiğiniz giysi, kullandığınız araba sizi gerçekten geçmişe götürebilir, peki ya mutfaklar? Nostaljik filmler, nostaljik arabalar, nostaljik kıyafetler olur da nostaljik mutfaklar olmaz mı? Olur elbette.

Görüyoruz, görüyorsunuz ancak ‘Eskiyi yeniden yorumlamak mı yoksa yaşatmak mı?’ derseniz, ‘Var olana sahip çıkmak’ derim. Nihayetinde kaçınız ‘Veli Efendi Köftecisi’nde yemiş olduğunuz o köfteyi unutabilirsiniz? Ya da rastgele bir gün öğle arasında girdiğiniz ‘Huzur Lokantası’nda yediğiniz sulu yemek çeşitlerini... Hatırlayın o gittiğiniz anı ve aldığınız ilk lokmayı. Size aynı lezzeti, aynı hissiyatı verebilecek kaç tane ‘yeni nesil’ mekân biliyorsunuz? 

 

 

❚ ❚ ❚

Yeni olmak, yeni markalar yaratmak biz girişimci ve işletme sahipleri için her zaman heyecan vericidir. Buna rağmen kısmen de olsa atladığımız bir konuya değinmek istiyorum; artık yeni olmanın ya da daha iyisi için kolları sıvamanın önemli olmadığının fark edildiği bir dönemdeyiz. Esas heyecan verici olan sürdürülebilirlik... İnanın bunun için çok çabalıyor ve eskilerin nasihatlerini göz ardı etmiyoruz. Zira lezzetini ilk günkü gibi muhafaza edenler ayakta kalmayı başarıyor, alkışı ve takdiri en çok onlar hak ediyor. Zamana karşı inatla, dimdik durabilen bu çınarlarımızın örnek alınması ve daha çok anılması gerektiğini düşünüyorum çünkü bizler, yeni gelen nesille birlikte ‘unutuluyor mu?’ kaygısı taşısak da kaçırdığımız bir konu var; kentimizin bu dev çınarları yerini kimselerin dolduramayacağı bir erdeme de ev sahipliği yapıyor. İşte onun adı da ‘samimiyet’…

 

❚ ❚ ❚

Günümüzün sürekli değişen ve hızlanan yaşam şekline ayak uyduramayıp gittiğimiz her yerde bu samimiyeti arar olduk. Biz bu samimiyeti o kadar özler ve arar hale geldik ki artık tabelalarda ‘restoran’ yerine ‘lokanta’ kelimesi görmek istiyoruz. Ulaşmak istediğimiz konu belli, samimi lezzet ve hizmet arayışındayız hepimiz. Bu yüzden isminin başına ne kadar ‘yeni nesil’ de koysak, vazgeçemediğimiz bir klişe varsa o da ‘ne varsa eskilerde var’ olduğudur. Bu yeni yılda yeniden bir yıl daha eskimek ne güzel. Bu dileklerle damağımızda eskimeyen bir lezzete; Türk mutfağının baş tacı, baklagillerin kralı, kuru fasulye tarifine yer vermek istiyorum. Haydi gelin, pastırmalısını deneyelim. Şimdiden afiyet olsun.

 

Pastırmalı kuru fasulye

 

MALZEMELER

• İki çorba kaşığı tereyağı

• Bir adet kıyılmış kuru soğan

• Bir çorba kaşığı domates salçası

• 1 tatlı kaşığı pul biber

• 2 su bardağı geceden ıslatılmış kuru fasulye

• 10 dilim az çemenli pastırma

 

 

YAPILIŞI

Tereyağı ve soğanı güvece alın, solana kadar kavurun.

Salçayı ilave edin ve ardından pul biberi ekleyin.

Kokusu çıkınca, 2 parmak sıcak su ilave edin ve fasulyeleri ekleyin.

Kapağını kapatın ve yumuşayıncaya kadar pişirin.

Daha sonra pastırmaları ekleyin ve tuzunu kontrol edin.

15 dakika daha pişirdikten sonra servise hazırdır.

Afiyet olsun.

 

NASIL ARANDI: #serkan yeşildağ # gurme # köşe yazarı # kocaeli life # kocaeli # yemek # kuru fasulye # samimiyet # kocaeli

YORUMLAR
Yaptığınız yorumlar editör onayından geçmektedir.