RÖPORTAJ: ZEYNEP AKAR
FOTOĞRAFLAR: İSMAİL HAKKI TİMUÇİN
2017 yılında kurduğu Aken Çevre Danışmanlık firmasıyla farklı sektörlerden çok sayıda firmaya danışmanlık hizmeti veren Utkan Özdemir, ilimizin yetiştirdiği en başarılı çevre mühendislerinden birisi. Uzun yıllar Kocaeli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yaptıktan sonra Aken Çevre Danışmanlık’ı kuran Özdemir, güçlü ekibiyle birlikte her sektörden firmaya atık yönetimi, atık su arıtma sistemleri, içme suyu arıtma sistemleri, hava kalitesi, gürültü kirliliği, toprak kirliliği gibi çok geniş kapsamlı bir alanda hizmet veriyor. Utkan Özdemir ile hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş olan Aken Çevre Danışmanlık hem de ülkemizin çevreyle ilgili sorunları üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Utkan Bey, sizi tanıyabilir miyiz?
1986, Safranbolu doğumluyum. 1993 yılından beri Kocaeli’de yaşıyorum. 2009 yılında Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Sekiz yıl Kocaeli Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yaptıktan sonra 2017 yılında Aken Çevre Danışmanlık firmasını kurdum. Evliyim, Aken’de eşim Gonca Hanım ile beraber çalışıyoruz.
Çevre mühendisliği hangi alanlarla ilgi çalışmaları kapsar?
Çevre mühendisliği doğal kaynakların kullanımı, insan sağlığına uygun çevre koşullarının korunması veya oluşturulmasıyla ilgilenen bilim dalıdır. Çevre mühendisleri su ve atık su arıtma, hava kirliliği kontrolü, katı atıkların bertaraf edilmesi, toprak kirliliği, gürültü kirliliği gibi konular üzerine çalışır. Çevre mühendisliğinin birinci önceliği havanın, suyun, toprağın kirlenmesini önleyecek çalışmalar yapmak; ikinci amacı ise kirlenmiş ortamların doğal haline geri döndürülebilmesi için yapılabilecekleri belirlemek ve uygulamaktır. Bizler, fabrikaların bütün çevre yönetimlerinden sorumlu olan mühendisleriz. Kurum ve kuruluşların çevreyle ilgili kanun ve yönetmelikler kapsamında, doğaya zarar vermeden üretim yapmalarıyla ilgili bütün süreçlerde yer alıyoruz.
YETKİLİ FİRMA
Peki, Aken Çevre Danışmanlık’ın kuruluş amacı ne?
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre sanayi kuruluşları ya bünyelerinde çevre mühendisi istihdam etmek ya da bu alanda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş bir firmadan hizmet almakla yükümlü. Aken Çevre Danışmanlık da kurumların; çevre, atıklar, hava kirliliği ya da farklı ekolojik düzenlemeler noktasında alınacak önlemlerle ilgili olarak hizmet aldığı, bakanlıkça yetkilendirilmiş bir firma. Firmalara atık yönetimi, atık su arıtma sistemleri, içme suyu arıtma sistemleri, hava kalitesi, gürültü kirliliği, toprak kirliliği gibi çok geniş kapsamlı bir alanda hizmet veriyoruz. Bir anlamda bakanlık ile firmalar arasında köprü görevini üstleniyoruz.
Daha çok hangi sektörde faaliyet gösteren kuruluşlara hizmet veriyorsunuz?
Biz, 2872 sayılı Çevre Kanunu’ndaki yönetmelikler kapsamında işletmelerin atık yönetimleri, özellikle hava ve su kalitesiyle ilgili ölçümlemelerinin yorumlanması, denetim mekanizmalarının oluşturulması, bakanlığa verilmesi gereken beyan ve bildirimlerin yapılması konularında gıdadan metalürjiye, geri dönüşümden sağlığa kadar çok çeşitli sektörlere hizmet veriyoruz. Anadolu Holding, GSK Grup, Tezcan Galvaniz gibi çeşitli sektörlerden öncü firmalarla çalışıyoruz.
Bu firmalara nasıl bir hizmet veriyorsunuz?
Danışmanlık verdiğimiz firmaların bütün çevresel süreçlerini A’dan Z’ye takip ediyoruz. Bakanlığın belirlemiş olduğu denetimler dışında ayda bir ya da iki gün ziyaretlerimiz oluyor. Bu ziyaretler sonucunda tuttuğumuz tutanakları firma yetkilileriyle paylaşıyoruz. Alınması gereken önlemler varsa gecikmeden alınmasını, böylece firmanın denetimlere her an hazır olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Mevzuatları yakından takip ediyoruz. Yapılan tüm değişiklikleri danışanlarımıza bildirmekle mükellefiz.
ÇEVRE İÇİN NE YAPABİLİRİM?
Peki, ziyaretler dışında kalan günlerde doğabilecek aksaklıkları nasıl kontrol altında tutuyorsunuz?
Böyle durumlar olabiliyor tabii… Bu nedenle biz, genellikle kurum içinde çevre bilinci yüksek, işletmenin çevre politikalarına hakim kişilerle çalışmayı tercih ediyoruz çünkü kurumlarda bu işi bir angarya gibi gören kişiler olduğu sürece gözden kaçmaların sayısı artacaktır. Burada amaç sadece cezai yaptırımlardan kurtulmak değil, çevreyi korumak. Bu nedenle mümkün mertebe çevre bilincini kurum kültürü olarak benimsemiş; “Bir çevre danışmanı tutarım, istediğimi yaparım” değil, “Ben çevre danışmanıyla beraber çevreyi korumak, üretimimi sağlıklı hale getirmek için neler yapabilirim?” zihniyetindeki kurumlarla çalışmayı tercih ediyoruz.
Firma ve devlet kurumları arasında işleyişi nasıl sağlıyorsunuz?
Bakanlığa raporlarımızı düzenli olarak ilettiğimiz online bir sistemimiz henüz mevcut değil. Biz klasörlerimizi tutuyoruz, bakanlık yetkilileri gelip bizi ziyaret ediyor ve raporlarımızı inceliyor. Bununla beraber örneğin filtre sistemindeki bir sıkıntı, bacada arıza, kanal hattına kaçak deşarj gibi saha içerisinde gözlemlediğimiz uygunsuzlukları da işletmeyi, kendi firmamızı ve çevreyi korumak adına il müdürlüklerine bildiriyoruz. İşletmenin buradaki uygunsuzlukları 90 gün içerisinde gidermesi gerekiyor. Bu süreçte de işletmeye yardımcı oluyoruz tabii ki. Bu süre zarfında sorunun nasıl düzeltildiğini de yine il müdürlüğüne bildiriyoruz. Şunu da ilave edeyim; 1-2 gün içerisinde toparlanabileceğini gördüğümüz sorunlarla ilgili ilk etapta işlem yapmıyoruz. Raporumuzu denetimden itibaren 15 gün içinde sunma yükümlülüğümüz olduğu için bu süreçte işletmenin sorunu gidermesini bekliyoruz.
ÇEVRE BİLİNCİ ARTMALI
İşinizin en zor yanı nedir?
Çevre mühendisleri, kurumlara sürekli masraf çıkarır: ”Arıtma tesisi yap, arıtma tesisinin revizyonunu yap, bacalarının filtresini değiştir…” Bunlar da özellikle günümüz koşullarında işletme açısından oldukça büyük maliyetler. Bu nedenle iş sağlığı ve güvenliği, tehlikeli madde güvenliği danışmanlığı gibi çevre danışmanlık kalemleri, kurumlar tarafından ilk vazgeçilebilecek kalemler olabiliyor maalesef. İşletme “Benim arıtmam zaten fena değil, filtresi zaten idare ediyor, ben bu parayı harcamak istemiyorum” diyebiliyor. O gibi durumlarda biz de kendilerine kanuni yükümlülüklerini hatırlatıyoruz.
Sizce ülkemizdeki en ciddi çevre sorunu nedir?
Ülkemizde en önemli konu, bilinç. Son yıllarda çevre bilincimiz çok artmasına rağmen bu konuda hala dünyanın çok gerisindeyiz. Bunun da nedeni sürdürülebilirliğin temel unsurlarından biri olan eşit hakların, sosyal statünün ya da ekonomik gücün denk olmaması. Çevreyi doğru yönetebilmek için önce insanların kendi sosyal kaygılarından kurtulması gerekiyor. Sokakta çöp toplayan bir adama ya da evinde tencere kaynatamayan birisine “çöplerini ayrıştır” demek pek de gerçekçi olmuyor. Dolayısıyla öncelikle ekonomik kaygıları gidermek ve sürdürülebilir bir politika oluşturmak gerekiyor.
Oysa doğru çevre politikaları, ekonomiye de katkı sağlayabilir…
Elbette. Sürdürülebilir çevre politikası oluşturulursa ekonomik anlamda da ciddi bir kazanç sağlanabilir. Türkiye’nin atıktan, bilinçsiz tarımdan, su kaynaklarının kontrolsüzlüğünden dolayı doğal kaynaklarından çok kaybı var. Ne zaman bu durumlar çözülür o zaman insanlar çevre konusunda bilinçlenir. Kısacası, herkesin kağıt üzerindeki mevzuata uyması yeterli değil. Mevzuatlarla dolu bir ülke olmamıza rağmen çevre konusunda dünya sıralamasında sonlardayız. Önemli olan o mevzuatı uygulayacak kişilerin bunu inanarak yapması. Bunun için de eğitime ve bilinçlendirmeye, okullarda en küçük yaştan itibaren başlamak lazım. Çocuğa çevreyi korumazsa neleri kaybedeceğini anlatmak lazım. Ayrıca, çocuğun öğrendiklerini sosyal hayatında uygulayabileceği alanlar olması lazım.
ÖNLEMLER ALINMALI
Çevre konusunda devlete de büyük görev düşüyor…
Bazı noktalarda devletin de alması gereken önlemler var. Burada amaç bir ekosistem bozucunun yayılmasını engellemekse, gerekirse bölgesel bazlı, fabrika bazlı, yatırım bazlı çalışmalar yapılabilir. Ekolojik anlamda korunması gereken bir alana fabrika yaptıktan sonra oradaki insanlara ‘atığını şöyle ayrıştır’ dememeliyiz. Plansız kentleşme, plansız endüstrileşme, hızlı nüfus artışı hep çevre kirliliğinin unsurları… Bu konularda çalışma yapılmalı. Tüm bunların radikal bir devlet politikası haline getirilmesi lazım. Bunun için de kadrolarda daha fazla çevre mühendisine ihtiyaç var.
Utkan Bey, çevre mühendisi olmak isteyen gençlere ne önerirsiniz?
Çevre konusunda danışmanlık veren firmalar, genç çevre mühendisleri için iyi bir iş sahası çünkü farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalarla çalışarak pek çok konuda deneyim sahibi olmaları mümkün. Bu durum, farklı sektörlerde oluşabilecek farklı çevresel risklerin değerlendirilmesi açısından mühendislere bir avantaj sağlıyor. Bununla birlikte bu sistemin de handikapları var. Uzun vadede çevre mühendislerinin sadece denetim ayağında kalıp, araştırmadan uzak olmasına yol açıyor. Bu da mesleki körelmeye sebep oluyor. Bizim yaptığımız işin karşılık bulması, bakanlığın beklentileri dışında farklı çalışmalar da yapılabilmesi, AR-GE projelerinin geliştirilmesi için doğru olan, kurumların çevre mühendisleri istihdam etmesi.
Alikahya Fatih Mah. Horasan Cad. No:35/A Kat:1 Daire:2 İzmit/KOCAELİ
Telefon: (0262) 226 16 18
Web: www.akencevre.com
NASIL ARANDI: #aken # çevre danışmanlığı # çevre mühendisliği # aken çevre # kocaeli # geri dönüşüm # çevre # şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı