Kocaeli Life’ın stil sayfalarının bu ayki konuğu, Olbia Mimarlık’ın sahibi, genç ve başarılı mimar Özge Ulusoy Ulugün.
Uzun süre İstanbul’da yaşadıktan sonra, geçtiğimiz yıl hayatını iş adamı Bora Ulugün ile birleştirerek Kocaeli’ye geri dönen Özge Ulusoy Ulugün, moda konusundaki zevkli seçimleriyle adından sıkça söz ettiren bir isim.
Hareketli sosyal yaşamıyla uyumlu olarak, giyim tercihini de abartısız, şık ve spor parçalardan yana kullanan Özge Ulusoy Ulugün’ün stilini mercek altına aldık.
Evlilik nedeniyle İzmit’e taşınana kadar İstanbul’da yaşadım. Şu anda Başiskele – Bahçecik’te bir sitede yaşıyorum.
Mimar olduğum için içini istediğim gibi yorumlayabileceğim bir ev olsun istedim. Modası geçen mekanları alıp yeni ve modern tasarımlara dönüştürmeyi çok seviyorum. Kendi evimizde de bunu yaptık. Arkadaşlarımızı evimizde ağırlamayı, birlikte yiyip içmeyi çok severiz. Bu yüzden açık mutfak yaptık. Böylelikle mutfak ve salonu birleştirmiş olduk, sohbet hiç bitmiyor Bir de bence ev, ‘kendini huzurlu ve mutlu hissettiğin yer’ anlamına gelir. Mahremdir. Ben bunu çok önemsiyorum. Kendi evimizde de buna dikkat ettik.
Evimizin her köşesi rahat bence:) Bizde öyle girilmeyen salon, misafire ayrılan özel alanlar yok. Her alanı aktif kullanıyoruz.
Dresuar... Hatta özel ismi bile var. Biz ona ‘şesuar’ diyoruz
Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü kazanıp dondurduktan sonra bir seneliğine değişim öğrencisi olarak Meksika’ya gittim ve orada yerel ailelerin yanında yaşadım. Geri döndüğümde hazırlık sınavını geçerek bölümüme başladım. 4 senedir aktif olarak mimarlık yapmaktayım. Bu sene Olbia Mimarlık ismiyle kendi ofisimi açtım. Mimari ve dekorasyon işleri yapıyorum. Ayrıca ofisimde sanatçıların ürünlerine de yer veriyorum.
Resim yapmaktan, gezmekten, yeni yerler keşfetmekten, yemek yapmaktan ve yemekten büyük keyif alıyorum. Onun dışında kayak, snowboard, su kayağı, rafting gibi ekstrem sporlara ilgim var. Boş vakitlerimde daha çok eşimle ve arkadaşlarımla vakit geçiriyorum, kendime zaman ayırmaya çalışıyorum. Bir de minik bir kızım var, kedi. İsmi Puding. Onunla oynamayı çok seviyorum.
Hafta sonları İstanbul’da ya da İzmit’te genelde arkadaşlarımızla, ailemizle program yapıyoruz. Tiyatro, sinema, yeme-içme, dinlenme… Bazen de dernek etkinlikleri, toplantıları oluyor. Onlara katılıyoruz.
Birçok insan gibi telefonu elden düşürmemek gibi bir alışkanlığım yok. Hayatı gözlemlemeyi, sohbet etmeyi seviyorum ama sosyal medyayı da günümüzün gerektirdiği kadar kullanıyorum. Mesela kişisel sayfalarımın yanı sıra ‘Olbia Mimarlık’ olarak mesleki; ‘Aşklayiyoruz’ adıyla yeme-içme rehberi gibi kullandığım, kendimce yorumlar yapıp tavsiyeler verdiğim bir de yemek hesabım var.
Twitter ve Instagram kullanıyorum. Facebook’tan ayrılalı çok uzun zaman oldu.
Mumbai Günlükleri.
Chat Faker, Built on Glass, Thinking in Textures / Sia, We are Born / LP, Lost on You / Mor ve Ötesi, Dünya Yalan Söylüyor… Sanırım çok var. Müzik candır. Ama albümden çok şarkıcıyımdır.
Murat Menteş, Murathan Mungan.
Abartıdan uzak. Spor.
Bilindik markalardan ziyade butiklerden alışveriş yapmayı seviyorum.
Zara, Mango.
Nike.
Ninewest, Elle.
Yargıcı.
Çanta konusunda çok marka tercihim yok ama yine de Vakko ve Yargıcı diyebilirim.
Yüksek bel pantolonlar.
Nedret Taciroğlu, Galia Lahav, Berta Balilti, Tuvana Büyükçınar ilk aklıma gelenler.
Gatta Shoes’dan terlik ve ayakkabı.
Günlük olarak Kenzo kullanıyorum, gece ise Armani Code tercih ediyorum.
Doğal şampuan kullanmaya dikkat ediyorum. Önemli olan ph değerinin uygun olması.
La Roche.
Suat Birer. Senelerdir aynı yere giderim.
Yaptırmadım, karşı da değilim. Herkes kendini nasıl mutlu hissediyorsa öyle yaşayabilir. Ancak bence simalar ve mimikler çok değişmezse daha güzel oluyor. Yoksa karşımdaki kişi başkasıymış gibi bir his veriyor. Bana güzel gelmiyor.
Maalesef yok. Varsa bir güzelliğim, annemin güzel genlerine borçluyum.
Eskiden daha sık çıkardım ama şimdi döviz kuru yüzünden yılda en azından bir kere çıkmaya çalışıyorum.
Her zaman farklı ülkeleri görmek istedim. Ne kadar çok yer görüp, ne kadar çok insan tanırsan vizyonunun o kadar gelişeceğine inanırım. Her insandan, her kültürden alacağımız, öğreneceğimiz şeyler var. Amacım dünyayı olabildiğince gezmek.
Yazın Bodrum, Alaçatı, Göcek ve Kaş; kışın da Kartepe, Palandöken ve Kartalkaya.
En çok İstanbul olsa da yakın civardaki şehirlere gidip dolaşmayı seviyoruz.
Kahvaltı için Kuzine Restoran, Wellborn Otel ve Kırkpınar’daki Titiz Izgara favorilerim. Yemek için de Köfteci Selman, Aslar Kebap, Bursa Kebapçısı (eski yeri), Kavuret. Ayrıca, Wellborn Otel restoranında sunulan yemeklerin İzmit’teki en lezzetli fine dining örneği olduğunu düşünüyorum.
Glam ve Haus.
NASIL ARANDI: #tarz kadın # stil # giyim # moda # stil kadın # kadın # kocaeli life