Kendi markanızı kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu süreçte sizi en çok motive eden şey neydi?
Bunun elbette bir hikayesi var… Özel hayatımda aromaterapi, kişisel gelişim, ritüel gibi özel alanlarla ilgileniyordum. Yaşadığım zorlu bir zaman dilimi, beklenmedik bir şekilde güzel bir başlangıcın kapısını araladı. Stres bozukluğu yaşadığım bir dönemde şifayı yasemin uçucu yağında buldum ve şunun farkındalığını yaşadım: ‘Bunu herkese anlatmalıyım, herkese tavsiye etmeliyim. Şifa ve iyilik yayılmalı.’ Bu düşünceden yola çıkarak GESoul markasını kurdum.
Markanızı kurarken karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Öncelikle zorlukların tamamıyla aşılabileceğini düşünmüyorum ama kolaylaştırabiliriz. Kendi işinizin patronuysanız eğer zorluklar hiç bitmeyecektir çünkü sonsuz bir sorumluluk almışsınız demektir. En büyük zorluk ise kurumsal hayattan çıkıp ticareti öğrenmek oldu, hala öğreniyorum.
Çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? En büyük destekçiniz kimdi?
‘Aldığın unvanları nasıl bırakıp ticarete girersin sen yahu!’ Bunu çok duydum, hala duyuyorum ama şöyle bir detay var, bu unvanları aldığım için bir buçuk senede bu kadar büyüdü bu firma. Geçmişimde profesyonellikten bihaber olsaydım, asla başarılı olamazdım. Eğitim her zaman şart. En büyük destekçim ise tabii ki ailem oldu.
İlk adımı attığınızda en büyük hayaliniz neydi? Bugün o hayale ne kadar yaklaştığınızı düşünüyorsunuz?
Öncelikle şunu söylemeliyim ki bende hayaller asla bitmez! Kendime küçük hedefler belirledim ve adım adım ilerledim. Aceleyle koşmak yerine, sabırla emekleyerek yol aldım çünkü dikkatli ilerlemek her şeyden önemli. Hayallerim gerçekleşmeden önce onlardan bahsetmeyi pek sevmiyorum; bu benim hayat ritüelim. Ancak bugün, kendime koyduğum tüm hedeflere ulaştığım bir noktadayım.
Markanızı rakiplerinizden ayıran en önemli özellik nedir?
Rakibim var mı, kaç tane var, nerede var, açıkçası tam olarak bilmiyorum. Ancak örnek aldığım hatta eğitim programlarına katıldığım firmalar var. ‘Rakip’ kelimesini pek sevmiyorum ve rekabet içinde olmayı da istemiyorum. Benim hedefim, örnek alınan bir firma olmak. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki gerçekten çok üretiyorum ve bu, benim en önemli özelliklerimden biri. Bizim sektörümüz güzel bir alan; burada pozitif enerjiyle ilerlemek gerekiyor. Agresif bir rekabet anlayışı yerine, üretkenlik ve ilham verme odaklı bir yaklaşımı tercih ediyorum çünkü rekabetin sert enerjisini hayatıma dahil etmeyi seçmiyorum.
Gelecekte kendinizi ve markanızı nerede görüyorsunuz?
Tabii globalleşen bu dünyada globalde görüyorum küçük bebeğimi ve onu bu yolda başarılı olması için hazırlıyorum.
Sizinle aynı yolda yürümek isteyen kadınlara en önemli tavsiyeniz ne olurdu?
-Sakın vazgeçmeyin! Çok fazla konuşmaya, eleştiriye maruz kalacaksınız ama yine de yolunuzdan dönmeyin! Sizi gerçekten mutlu eden şeyi yapın, çevrenin sesine değil, kendi içinizdeki sese kulak verin. Kendinizi asla unutmayın ve çok sevin!
Eğer bugünkü bilginiz ve deneyiminizle en başa dönebilseydiniz, neyi farklı yapardınız?
Hmmm… Şu anda bu soruyu cevaplayacak pozisyonda olduğumu düşünmüyorum çünkü start–up firmasıyız. Bu soruyu bana 3 sene sonra tekrar sorun.
8 Mart sizin için ne ifade ediyor?
8 Mart benim için sadece bir kutlama günü değil, kadınların yüzyıllardır süren mücadelesinin bir yansıması. Eşit haklar, adil ücret, şiddetsiz bir yaşam ve toplumsal cinsiyet eşitliği için verilen mücadelenin sembolü. Bugün, sesimizi yükseltmek, dayanışmayı büyütmek ve her kadının özgür, güçlü ve eşit olduğu bir dünya için mücadeleyi sürdürmek adına bir hatırlatma. 8 Mart’ı bir ‘özel gün’ değil, bir direniş günü olarak görüyorum.
NASIL ARANDI: #gözde eda sayan # geSoul # ritüel ve aromaterapi # kocaeli
